Giriş: 08.08.2025 - 09:17
Güncelleme: 08.08.2025 - 09:19
MUHAMMET AKSAN

MUHAMMET AKSAN

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan, yeşil kalkınma vizyonu ve 2053 yılı itibarıyla net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda hazırlanan İklim Değişikliği Kanun teklifi, 2 Temmuz 2025 tarihinde kabul edilmiş, 9 Temmuz 2025 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Birçok yeni terime yer verilen kanunda, başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere diğer bakanlıklara bazı görevler verilerek sera gazı emisyonlarının azaltılması, iklim değişikliğine uyumun sağlanması, planlamalar, denetimler ve cezalar hakkında kapsamlı düzenlemeler yapılmıştır.


Kanunla beraber, iklim değişikliği ile mücadelede kamu kurumlarına, özel sektöre ve hatta bireylere birtakım sorumluluklar öngörülmüştür. İklim Değişikliği Başkanlığı koordinasyonunda hazırlanan Ulusal Katkı Beyanı ile Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesine yönelik sektörel sera gazı emisyon azaltım ve uyum hedefleri düzenli olarak güncellenecektir. İşbu makalemizde kanunla ne gibi düzenlemeler getirildiği genel hatlarıyla incelenmiştir.


Kanunda çeşitli bakanlıklara (örneğin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı) ilişkin bazı görevler ve düzenlemelere yer verilmiş, bu sayede karbon emisyonu azaltımı hedeflenmiştir. Bahse konu düzenlemeler kapsamında; bina, sanayi, ulaştırma, enerji, tarım ve atık sektörlerinde emisyonları azaltmaya yönelik sektörel yükümlülükler getirilmiştir. Bu yükümlülükler temel olarak, yenilenebilir enerji ve iklim dostu kaynakların kullanımının artırılması, sera gazı emisyonunun azaltılmasına ilişkin tedbirler alınması, yapılan çalışmalarda yer alan tüm unsurların karbondan arındırılmasıdır. Bu yükümlülüklerin yanında aynı zamanda uyum hakkında da kanunda birtakım düzenlemelere yer verilmiştir. Uyum hedefleri doğrultusunda afet riski yönetimi, su yönetimi, ekosistemlerin korunması, iklime duyarlı tarım uygulamaları, halk sağlığı stratejileri ve kültürel varlıkların korunmasına ilişkin kapsamlı önlemler belirlenmiştir. Kanunla her bakanlığa ayrı ayrı görev, yetki ve yükümlülükler verilerek net sıfır emisyon hedefine ulaşmanın amaçlandığı görülmektedir. 


Genel olarak kanunda bahsedilen planlama ve uygulama araçları ile net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda temiz teknolojilerin yaygınlaştırılması esas alınmış ve bu kapsamda karar alma süreçlerinde bilimsel araştırmalar ve üniversitelere bağlı olarak kurulacak iklim değişikliği araştırma merkezleri ile destekleneceği düzenlenmiştir. Eğitim, bilinçlendirme ve kapasite geliştirme faaliyetleri. 


Yine kanunda tanımlanan uygulamaların usul ve esaslarının, görev dağılımı çerçevesinde ilgili kurumlarla işbirliği içinde Bakanlık tarafından hazırlanacak yönetmeliklerle belirlenmesi planlanmıştır.


Kanun çerçevesinde, Başkanlık tarafından sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik piyasa temelli bir mekanizma olarak Emisyon Ticaret Sistemi’nin kurulması planlanmıştır. Bu sistem kapsamında, piyasa istikrarı ve esneklik sağlamak amacıyla çeşitli destekleyici mekanizmaların geliştirilmesi öngörülmüştür.


Kanunla Emisyon Ticaret Sistemi’ne dâhil işletmelerin, sera gazı emisyonuna neden olan faaliyetlerini sürdürebilmeleri için Başkanlık’tan emisyon izni almaları zorunlu kılınmıştır. Ayrıca, işletmelere ait doğrulanmış emisyon verileri ve sistem kapsamındaki performans bilgileri, piyasanın etkin işlemesi ve ilgili finansal süreçlerin yürütülmesi amacıyla yetkili kurumlarla paylaşılabilecek şekilde düzenlenmiş ve ayrıca proje sahiplerinin veya yetkilendirilmiş kurum ve kuruluşların, yurtiçinden veya yurtdışından temin edecekleri denkleştirme projelerini Başkanlık sistemine veyahut Başkanlık tarafından yetkilendirilen bir kuruluşa kaydettirmesi zorunlu kılınmıştır.


Kanunla, Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında belirli kriterlerle ücretsiz tahsisat sağlanabileceği hükme bağlanmıştır. Tahsisatların ikincil piyasada işlem görebilmesi için piyasa işleticisinin gerekli organizasyonu yapması ve bu işlemleri ‘sürekli işlem yöntemi’ ile yürütmesi düzenlenmiştir. Ayrıca, Karbon Piyasası Kurulu tarafından belirlenen yıllık tahsisat miktarlarının ve bir sonraki yıla aktarılacak tahsisatların her yıl 31 Ekim’e kadar Resmi Gazete’de yayımlanması öngörülmüştür.


Ayrıca, takas risklerini önlemek amacıyla teminatlar ve garanti fonu varlıklarının yalnızca belirlenen amaçlarla kullanılacağı, bunların kamu alacakları dâhil hiçbir nedenle haczedilemeyeceği, rehnedilemeyeceği, tasfiyeden etkilenmeyeceği ve iflas masasına dâhil edilemeyeceği açıkça hüküm altına alınmıştır. Aynı koruma, emisyon tahsisatları için de geçerli olacak şekilde düzenlenmiştir.


Kanunda, tahsisatların kayden ihracı zorunlu kılınmış, bu işlemlerin ve hak sahipliği bilgilerinin Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından elektronik ortamda izlenmesi ve saklanması planlanmıştır. Tahsisatların ihracına ilişkin işlemler, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun ihraç ve ihraççı hükümlerinden muaf tutulmuştur.


Son olarak, bu konuda kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ve ilgili sermaye piyasası mevzuatının uygulanacağı belirtilmiştir.


Kanunda Başkanlık için mali sürdürülebilirliğini temin etmek ve iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yürütülecek faaliyetleri desteklemek amacıyla döner sermaye işletmesi kurma yetkisi öngörülmüştür. Döner sermaye tutarının Cumhurbaşkanlığı tarafından belirleneceği ve Başkanlık tarafından bu çerçevede çeşitli gelir kaynaklarından yararlanacağı hükme bağlanmıştır. Gelir kaynakları arasında; 2872 sayılı Çevre Kanunu kapsamında uygulanan idari para cezalarının Başkanlık’a tahsis edilen kısmı, Emisyon Ticaret Sistemi kapsamındaki açık artırma ve komisyon gelirleri, sera gazlarına ve bu gazlara dayalı ekipmanlara ilişkin uygulamalardan elde edilecek gelirler, emisyon izni başvurularından alınacak ücretler, denkleştirme projelerinin satışlarından sağlanacak paylar, Bakanlık döner sermaye işletmesi hasılatından aktarılacak oranlar, bağışlar, yardımlar ve dış kaynaklı gelirler yer almaktadır. Bu gelirlerden bazıları doğrudan Başkanlık hesabına yatırılarak bütçeye gelir kaydedilecek; bunların en az yüzde 80’i Başkanlık bütçesinde, iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum faaliyetlerinde kullanılmak üzere ödenek olarak tahsis edilecektir. Diğer gelirler ise Başkanlık’a ait döner sermaye hesaplarına aktarılacak ve bu işletmenin bütçesine doğrudan gelir kaydedilecektir.


Öte yandan harcanmayan ödeneklerin bir sonraki yıl bütçesine devredilmesi konusunda Cumhurbaşkanı’na yetki tanınmıştır. Bahse konu düzenlemeler çerçevesinde, kanunda yer alan yükümlülüklerin ihlali nedeniyle uygulanması planlanan idari yaptırımlara ilişkin davaların muhatabı Bakanlık olacaktır.


Yine kanunda, yukarıda yer verdiğimiz düzenlemelere uyulmaması halinde uygulanması öngörülen idari para cezalarına da detaylı bir şekilde yer verilmiş olup kanun kapsamında, halihazırda uygulanmakta olan düzenlemelerden hangilerinin değiştiği veyahut hangilerine eklemeler yapıldığı da ayrıca belirtilmiştir.


Kanun, uzun zamandır beklenen ve uygulamaya geçmesi planlanan bir çalışma olmasıyla beraber çeşitli endişeleri de beraberinde getirmektedir. Kanun kapsamındaki çoğu düzenleme, tüm dünyada genel olarak kabul edilen ve uyulması hedeflenen net sıfır emisyon hedefine yönelik olarak görülse de aynı zamanda bakanlıklara tanınan geniş yetki ve görevler çerçevesinde özellikle gerçek kişilerin gündelik hayatlarında doğrudan ve/veya dolaylı olarak olumsuz bir yansıması olabileceği kaygısı gündeme gelmiştir.


Uzun ertelemeler sonrasında yürürlüğe girmiş olan İklim Değişikliği Kanunu’nun verimli olabilmesi ve doğru koşullarda uygulanması için gerekli koşulların sağlanmasını ve bazı kaygıların giderilmesine ilişkin olarak ilerleyen zamanda gerekirse ikincil mevzuat çıkarılarak yeşil ve sürdürülebilir bir yaşam düzeni oluşmasını umarız.