Dr. Veysi Seviğ
Türk Ticaret Kanunu'nun 507'nci maddesi gereği “Her pay sahibi, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış net dönem kârına, payı oranında katılma hakkına” sahiptir.
Şirketin sona ermesi halinde her pay sahibi, esas sözleşmede sona eren şirketin mal varlığının kullanılmasına ilişkin başka bir hüküm bulunmadığı takdirde tasfiye sonucunda kalan tutara payı oranında katılır.
Esas sözleşmede payların bazı türlerine tanınan imtiyaz haklarıyla özel menfaatler saklıdır.
Sözleşmede aksine bir hüküm yoksa kâr ve tasfiye payı, pay sahibinin sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak hesaplanır. Yıllık kâr, yıllık bilançoya göre belirlenir.
Mevcut mevzuat gereği sermaye için faiz hesaplanmaz ve ödenmez. (TTK md: 509)
Kâr payı ancak net dönem kârından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabilir.
Kâr payı avansı, Sermaye Piyasası Kanunu'na tabi olmayan şirketlerde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın bir tebliği ile düzenlenir.
İşletmenin tam bir şekilde faaliyete başlamasına kadar geçecek hazırlık dönemi için pay sahiplerine, Türkiye Muhasebe Standartları’na uygun olmak koşuluyla özellikli varlık niteliğindeki yatırımların maliyetine yüklenmek üzere belirlibir faiz ödenmesi esas sözleşmede öngörülebilir ve bu dönemde sınırlı olmak üzere faiz ödemelerinin en geç ne zamana kadar süreceği belirtilir.
İşletme yeni paylar çıkararak genişletilecek olursa, sermayenin artırılmasına dair olan kararda, yeni pay sahiplerine, özellikli varlık niteliğindeki yatırımların
maliyetine yüklenmek üzere, belirli bir süreyle en geç yeni yatırımın işletmeye alındığı güne kadar faiz ödenmesi kabul olunabilir.
Yönetim kurulu üyelerine kazanç payları, sadece net kârdan ve ancak kanuni yedek için belirli ayrım yapıldıktan ve pay sahiplerine ödenmiş sermayenin yüzde 5’i oranında veya esas sözleşmede öngörülen daha yüksek bir oranda kâr payı dağıtıldıktan sonra verilebilir.
Ancak haksız yere ve kötü niyetle kâr payı veya hazırlık dönemi faizi alan pay sahipleri, bunları geri vermekle yükümlüdür. Yönetim kurulu üyelerinin kazanç paylarıhakkında da aynı hüküm uygulanır.
Konuya ilişkin geri alma hakkı, paranın alındığı tarihten itibaren 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Esas sözleşmede şirketin yöneticileri, çalışanları ve işçileri için yardım kuruluşları kurulması veya bunların sürdürülebilmesi amacıyla veya bu amacı taşıyan kamu tüzelkişilerine verilmek üzere yedek akçe ayrılabilir.
Yardım amacına özgülenen yedek akçelerin ve diğer malların şirketten ayrılması suretiyle bir vakıf veya kooperatif kurulması zorunludur. Vakıf senedinde vakıf malvarlığının şirkete karşı bir alacaktan ibaret olacağı da öngörülebilir.
Şirketin bu amaca özgülediği yedek akçeden başka yöneticilerden, çalışanlardan ve işçilerden aidat alınmışsa iş ilişkisinin sonunda vakıf senedine göre yapılan ayrımdan yararlanmadıkları takdirde çalışanlara ve işçilere hiç değilse ödedikleri tutarlar ödeme tarihinden itibaren kanuni faiziyle birlikte geri verilir.
Kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçeler ayrılmadıkça pay sahiplerine dağıtılacak kâr payı belirlenemez.
Genel Kurul;
* Aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekliyse,
* Bütün pay sahiplerinin menfaatleri dikkate alındığında, şirketin sürekli gelişimi ve olabildiğince kararlı kâr payı dağıtımı yönünden haklı görülüyorsa, kanunda ve esas sözleşmede öngörülenlerden başka yedek ayrılmasına da karar verilebilir.
* Esas sözleşmede hüküm bulunmasa bile genel kurul, şirketin işçileri için yardım sandıkları ve diğer yardım örgütleri kurulması veya bunların sürdürülebilmesi amacıyla veya diğer yardım ve hayır amaçlarına hizmet etmek üzere bilanço kârından yedek akçe ayırabilir.
24 Nisan 2020 Cuma