Karşılıksız Çek ve Protestolu Senetler ile Kredi ve Kredi Kartları Borçları’na İlişkin Kayıtların Dikkate Alınmaması Hakkındaki “5834 Sayılı Kanunla” ödeme tarihi 28 Ocak 2009’dan önce olup da; kullandığı nakdi ve gayri nakdi kredilerin ödemelerini aksatan gerçek ve tüzel kişilerin, ticari faaliyette bulunan ve bulunmayan gerçek kişilerin ve kredi müşterilerinin karşılıksız çıkan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer kredi borçlarına ilişkin kayıtları, söz konusu borçların 28 Ocak 2009’dan önce veya bu tarihten itibaren altı ay içerisinde ödenmesi veya yeniden yapılandırılması halinde borcun tamamının ödenmesini müteakiben Merkez Bankası’nda tutulan kayıtlardan silinmiştir.
Söz konusu kanun gereği olarak Merkez Bankası’nca kayıtların silinmesinden sonra bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve tüketici finansman şirketlerince yapılmış bulunan kredilendirme, çek karnesi verilmesi ve diğer işlemlerde silinmiş kayıtlar dikkate alınmamıştır.
Ancak gerek 5834 Sayılı Kanun’da öngörülen süre içerisinde ve gerekse söz konusu kanun ve sağlanan ek süre uygulaması da dahil sonrasında ortaya çıkan sorunlar günümüze kadar giderek artmış, zamanında ödenmeyen kredi, kredi kartı veya vergilendirilmemiş bütün borçların belirli bir zaman içerisinde ödenmemesinden dolayı yasal takip işlemi başlatılan kişilere verilen bir isim olan banka sicili halk dilinde “kara liste” olarak dolaşmaya başlamıştır. Bu bağlamda Kredi Kayıt Bürosu (KKB) tarafından tutulan kayıtların silinmesi için kişinin borcunu kapatması gerektiği gibi belirli bir sürede bütün kredi imkanlarından uzaklaştırılarak beklemesi gerekmektedir.
6770 Sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Karanamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 33’üncü maddesi ile Kredi ve Kredi Kartları Borçlarına İlişkin Kayıtların Dikkate Alınmaması Hakkında Kanun’a eklenen geçici madde ile anapara ve/veya taksit ödeme tarihi 27 Ocak 2017’den önce olup da kullandığı nakdi ve gayri nakdi kredilerinin anapara, faiz ve/veya ferilerine ilişkin ödemelerini aksatan gerçek ve tüzel kişilerin, ticari faaliyette bulunan ve bulunmayan gerçek kişilerin ve kredi müşterilerinin karşılıksız çıkan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer kredi borçlarına ilişkin Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi nezdinde tutulan kayıtları, söz konusu borçların ödenmesi, geciken kısmının 27 Ocak 2017’den itibaren altı ay içinde tamamen ödenmesi veya yeniden yapılandırılması halinde bu kişilerle yapılan finansal işlemlerde kredi kuruluşları ve finansal kuruluşlar tarafından dikkate alınmayabilecektir.
Diğer yandan yapılan bu düzenleme gereği, kredi kuruluşları ve finansal kuruluşların mevcut kredileri yeniden yapılandırmaları veya yeni kredi kullandırmaları, bu kuruluşlara hukuki ve cezai sorumluluk doğurmayacaktır.
Uygulamada “Sicil Affı” olarak konuşulan olgu, 27 Ocak 2017 itibariyle yukarıda sunulduğu şekilde 6770 Sayılı Kanun’un 33’üncü maddesi olarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
BEKLENTİ İÇİNDE OLAN GENİŞ BİR KESİM VAR
Kasım ayı verilerinden anlaşılacağı üzere;
- Karşılıksız çeki olan 566.116 kişi,
- Kredi kartı borcu nedeniyle takipte olan 2 milyon 233 bin 188 kişi,
- Bireysel kredilerden yasal takipte bulunan bir milyon 729 bin 846 kişi,
- Ticari kredilerden yasal takipte olan 535 bin 379 şahıs şirketi ile 99 bin 929 sermaye şirketi olmak üzere,
Söz konusu sicil affı beklentisi olan oldukça geniş bir kesim bulunmaktadır. Ancak fiilen borçlu görünenlerin bir kısmının borçlarını ödemiş bulunduklarını varsayacak olursak, geriye kalanların mevcut borçlarını yapılandırmak amacıyla kendilerine tanınan ek süreyi değerlendirmeleri gerekmektedir. Yazımızdaki rakamsal veriler. Gümrük ve Ticaret Bakanımız Sayın Bülent Tüfenkci’nin “Sicil Affı” ile ilgili açıklamalarından alınmıştır.
Ticari yaşamı olumsuz etkileyen ödenmeyen borçların ödenebilmesi için yapılan yeni düzenleme ile tanınan altı aylık ek sürenin dikkate alınarak gerekli başvuruların ve girişimlerin başlatılmasında yarar görmekteyiz.
06 Şubat 2017 Pazartesi