Av. Muhammet Aksan
4857 Sayılı iş Kanunu’nun 25/I-b maddesi, işçinin, kaza, hastalık, doğum ve gebelik gibi durumlarının ortaya çıkması ve işçinin bu nedenlerden dolayı uzun süre işe gelmemesi halinde, işverene iş akdini derhal feshetme hakkı veriyor. İşveren için bildirimsiz fesih hakkı, devamsızlığın yasal bildirim sürelerini 6 hafta aşmasıyla doğuyor. Bu bağlamda bildirim süresi, iş sözleşmesinin süresi 6 aydan az ise 2 hafta; 6 aydan 1.5 yıla kadar ise 4 hafta; 1.5 yıldan 3 yıla kadar ise 6 hafta ve 3 yıldan fazla ise 8 hafta. Bu kapsamda sayılan bildirim sürelerine ek olarak 6 hafta daha rapor kullanan işçinin iş akdi işveren tarafından feshedilebilir. Fakat sağlık nedeniyle öngörülen bu surelerin aşılması durumunda sözleşme feshedilirken işçinin savunmasının alınmasının gerekip gerekmediği hususunda Yargıtay Daireleri arasında görüş aykırılığı bulunması sebebiyle, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu 19.10.2018 tarihli 2017/9 E. ve 2018/10 K. sayılı kararı ile içtihatlar birleştirmiştir:
İşçinin bekleme süresini aşan işe devamsızlığı nedeniyle iş sözleşmesinin haklı nedenle derhal feshine neden olan sağlık sebepleri, 19’uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen işçinin davranışı ya da verimi ile ilgili nedenler kapsamında değerlendirilemez. Dolayısıyla işçinin sağlık sebeplerinden kaynaklanan bekleme süresini aşan işe devamsızlığında, fesihten önce işçiden istenilecek savunmanın gerek işçi gerekse işveren yönünden bir önemi bulunmuyor. Zira haklı nedeni doğuran olay, bu devamsızlığın bildirim süresine eklenecek altı haftayı aşması olup, işçinin bekleme süresini aşan bu işe devamsızlığı fiili bir durum teşkil ediyor. Bu nedenle işçinin rahatsızlığının var olup olmadığı ya da alınan raporun sahteliği gibi nedenler ileri sürülmediğinden -bu hususların varlığı anılan bent kapsamında olmayıp ancak 25’inci maddenin (II) numaralı bendinde belirtilen işçinin davranışlarından kaynaklanan fesih nedeni olacağından- işverenden fesihten önce savunma alma zorunluluğunun öngörülmesi, şekil şartının yerine getirilmesinden öte bir anlam taşımayacak. İşçinin bekleme süresini aşan işe devamsızlığı nedeniyle fesihten evvel işçiden alınacak olan savunma herhangi bir sonuca ulaşmaya yönelik olmadığı gibi, alınan raporlar feshin bağlandığı olgunun ortaya çıktığını gösteren yegane belgeler olduğundan savunma alınması ile ulaşılabilecek başkaca bir belge ya da öğrenilecek bir durum söz konusu değildir (Dulay Yangın, a.g.m., s.2052).
Hâl böyle olunca 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince almış olduğu sağlık raporları nedeniyle derhal fesihlerde işçiden savunma alınmasının gerekmediği sonucuna varılmıştır.
04 Ekim 2019 Cuma