Dr. Veysi  SEVİĞ

Dr. Veysi SEVİĞ

Diğer Yazıları

Ticari işlemlerde krediye kolay ulaşımı sağlayabilmek amacıyla hazırlanan “Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu” 1 Ocak 2017’den itibaren yürürlüğe girdi. (X) Söz konusu kanunun 5’inci maddesi uyarınca kredi teminatı olarak kabul edilebilecek varlıklar; alacaklar, çok yıllık ürün veren ağaçlar, fikri ve sınai mülkiyete konu haklar, hammadde, hayvan, her türlü kazanç ve iratlar, başka bir sicile kaydı öngörülmeyen ve idari izin belgesi niteliğinde olmayan her türlü lisans ve ruhsatlar, kira gelirleri, kiracılık hakkı, makine ve teçhizat, araç, ekipman, alet, iş makinaları, elektronik haberleşme cihazları dahil her türlü elektronik cihaz gibi menkul işletme tesisatı, sarf malzemesi, stoklar, tarımsal ürün, ticaret unvanı ve/veya işletme adı, ticari işletme veya esnaf işletmesi, ticari plaka ve ticari hat, ticari proje, vagon ile yukarıda sayılmak suretiyle belirlenen varlıkların üçüncü kişiler zilyetliğindeki taşınır varlık, hak ve paylı mülkiyet hakları üzerinde rehin hakkı kurulabilecek ve karşılığında kredilendirme işlemi yapılabilecek taşınır varlıklar olarak kabul edilmiş.

Ayrıca işletmelerin müstakbel taşınır varlıkları üzerinde de rehin hakkı kurulabilmek suretiyle de işlem yapılabilecek. Rehinli müstakbel taşınır varlık üzerindeki tasarruf yetkisi, bu varlıkların mülkiyete konu edilmesini müteakip kullanılabilecek.

Yapılan yeni düzenleme gereği olarak “Rehin, işletmelerin mevcut veya müstakbel taşınır varlıklarının getirileri üzerinde” kurulabilecek. Diğer yandan rehin hakkı söz konusu varlıkların biri veya birden fazlası üzerine de kurulması mümkündür.

Kendi özel mevzuatı gereğince bir onaya tabi olan lisans veya ruhsatların rehni gerekli onayın alınması halinde mümkün olabilecek.

Diğer yandan bir taşınır varlığın diğer bir taşınırla bütünleyici parçası olacak şekilde karışması veya birleşmesi halinde; rehin hakkı söz konusu taşınır varlığın tamamı üzerinde tesis edilmiş sayılacak.

Rehin hakkının tesisi ve üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmesi, rehinli alacaklılar arasında öncelik hakkının belirlenmesi, rehinli taşınır varlık ile alacağın devrinin tescili amacıyla Rehinli Taşınır Sicili Kurulması öngörülmüş.

Rehinli Taşınır Sicili Yönetmeliği’nde de ifade edildiği üzere bu yönetmeliğin amacı “rehinli taşınır sicil kayıtlarının tam ve doğru tutulmasını ve sicil kayıtlarının aleniyetinin ve üçüncü kişiler dahil tarafların hukuki güvenliğinin güvence altına alınmasını sağlamaktır.” (Rehinli Taşınır Sicili Yönetmeliği, md:1)

Rehin hakkı, rehin sözleşmesinin sicile tescil edilmesiyle üçüncü kişilere karşı hüküm ifade edecek. Bu bağlamda da diğer kanunlar uyarınca bir sicile tescili zorunlu olan taşınır rehinleri üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmeye devam edecek.

Tarafların hak ve yükümlülükleri ‘Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’na aykırı olmamak şartıyla taraflarca sözleşmede belirlenecek.

Malını rehin gösteren, rehinli taşınırın değerini koruyacak gerekli önlemleri almakla yükümlü. Mal sahibi, rehinli taşınırın değerini düşüren davranışlarda bulunursa; alacaklı hakimden bu gibi davranışları yasaklamasını isteyebilir. Alacaklıya, gerekli önlemleri almak üzere hakim tarafından yetki verilebileceği gibi, gecikmesinde tehlike bulunan hallerde alacaklı, böyle bir yetki verilmeden de gerekli önlemleri kendiliğinden alabilecek. Bu bağlamda hakları zarar görenler önlem için yapmış olduğu giderlerin tazminini zarara sebep olanlardan isteyebilecek. Rehinli alacaklısı, rehin veren ya da üçüncü kişinin kullanımında bulunan rehne konu taşınır varlığı denetleme hakkına sahip olacak.

Rehin hakkının kurulması öncesinde rehne konu taşınırın değerinin tespiti hususu “Rehinli Taşınır Sicili Yönetmeliği” ile belirlenmiş bulunuyor.

Rehinli taşınır varlığın birleşmesi veya karışması durumunda ya da temerrüt sonrası hakların kullanımında, alacaklıların başvurusu üzerine rehin verenin yerleşim yerindeki sulh hukuk mahkemesince taşınırın değeri ekspertiz hizmeti sunan gerçek veya tüzel kişilere üç gün içerisinde tespit ettirilecek. Bu değer tespitine itiraz edilmesi halinde, mahkemece üç gün içerisinde yeni bir değer tespiti yaptırılacak. İtiraz üzerinde yapılan değer tespiti kesindir. Bu tespitin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden değer tespiti istenemeyecek.

(X) 28.10.2016 gün ve 29871 sayılı Resmi Gazete

16 Ocak 2017 Pazartesi