Gayrimenkullerde Katma Değer Vergisi (KDV) oranları biraz karışık bir uygulama olarak devam edegelmiştir. Başlangıçtan beri işyeri ve 150 metrekare üzerinde net alanı bulunan konutlar için genel oran neyse o Katma Değer Vergisi oranı olarak uygulanırken, daha sonra yapılan bir değişiklikle 1 Ocak 2013’ten itibaren arsa metrekare birim değerlerine göre de konutların KDV oranları yüzde 1, yüzde 8 veya yüzde 18 olabilir hale gelmişti.
Genel prensip, net alanı 150 metrekare üzeri konutlar için devam ederken, net alanı 150 metrekarenin altında olan konutlar için arsa metrekare birim değerleri de bir diğer ölçü haline gelmişti. Arsa metrekare birim değerlerinin uygulanmayacağı istisnai durum da yine aynı düzenlemede yer almıştı. Buna göre, 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerlerdeki 150 metrekare altındaki konutların tesliminde KDV oranı yüzde 1 olarak uygulanacak.
Konuya ilişkin geçici bir düzenleme de birçok işlemle beraber konut teslimlerinde yüzde 18 KDV oranına tabi olan konutlar bakımından 31 Mart 2019’a kadar yüzde 8 olarak uygulanmaya devam edecek. Buna göre net alanı 150 metrekarenin üzerinde olan veya arsa metrekare birim değeri 2 bin TL’yi aşması itibarıyla yüzde 18 KDV oranına tabi olması gereken konutlar bakımından da bu tarihe kadar yüzde 8 oranı uygulanacak. Tabii söz konusu Cumhurbaşkanlığı Kararı’nda belirtilen bu sürenin tekrar uzatılıp uzatılmayacağı konusunda bugünden bir şey söylemek mümkün değil.
PREFABRİK KONUTLARDA KDV ORANI
Bizim burada dile getirmek istediğimiz konu, aslında yüzde 18 KDV oranı ve üç farklı KDV oranı uygulanması her ne kadar AB standartlarına uygun görülse de bazı sektörler bakımından yüzde 18 oranının yüksek bir oran olması ve aslında bize göre ideal oranın KDV oranlarında bir sadeleştirilmeye gidilmesidir.
Örneğin, prefabrik konutlarda KDV oranının ne olacağı ciddi tartışma konusu olan bir durum olmuş. Bu konuda idare çözümü yapı ruhsatına bağlamakta bulmuş. İdare böyle demekte kendi açısından en ideal çözümü bulmuş. Çünkü prefabrik veya konteyner yapılar, konut olarak kullanılabildiği gibi işyeri olarak da kullanılması mümkün olan yapılardır. Bu nedenle idare de haklı olarak uygulanacak oranı yapı ruhsatına bağlamıştır. Ancak uygulamada bazı belediyeler bu yapılar için yapı ruhsatı gerekmediğini, bu nedenle yapı ruhsatına bağlayamayacaklarını belirtmektedir. Bu durumda da uygulanacak KDV oranı yapı 150 metrekarenin altında olsa ve konut olarak kullanılsa dahi yüzde 18 olarak uygulanmak durumu ile karşı karşıya kalınmaktadır. Bu sıkıntının giderilebilmesi bakımından pratik çözüm bu tür yapılar için de basit bir yapı ruhsatı uygulamasının mevzuat olarak konulmasıdır. Zira bu yapılara elektrik, su bağlandığı ve konut olarak kullanıldığı halde KDV oranının yüzde 18 olarak uygulanması bu yapılara sahip olan dar gelirliler bakımından bir yük teşkil edecek.
ÇÖZÜM; KDV ORANLARINDA SADELEŞTİRİLME
KDV uygulamasında esas çözüm oranlarda sadeleştirmeye gidilmesidir. Örneğin yüzde 10 gibi tek bir KDV oranının uygulanması yüzde 1 orana tabi olanların da muafiyet kapsamına alınması daha doğru bir çözüm olabilecek. Ortaya çıkabilecek vergi kaybı bazı mallar bakımından Özel Tüketim Vergisi oranlarında yapılacak bir düzenleme ile giderilebilecektir. Tek oran uygulaması ile maalesef bazı bölgelerde halen sonlandırılamayan naylon fatura uygulamasını da ciddi olarak sonlandırmaya vesile olabilecek ve böylece burada oluşan KDV ve Kurumlar Vergisi kaybı da ciddi ölçüde azaltılabilecek.
18 Mart 2019 Pazartesi