Türkiye, spor turizmini kalkınma planlarının ve uluslararası tanıtım stratejisinin merkezine konumlandırarak bu alanda küresel güç olma hedefini pekiştiriyor. Gençlik ve Spor Bakanlığının koordinasyonunda yürütülen çalışmalar, spor endüstrisinde içerik ve hizmet ihracatını artırmayı amaçlıyor. Doğal güzellikleri, dört mevsim spor yapmaya elverişli iklimi, modern tesisleri ve ulaşım avantajlarıyla Türkiye, spor turizmini ekonominin sürdürülebilir büyümesinde kilit sektörlerden biri haline getirmeyi hedefliyor.
DİJİTAL DÖNÜŞÜMLE AKILLI SPOR TURİZMİ
Organizatörler, Türkiye'deki tesislere dijital olarak kolayca erişebiliyor. "Sport in Türkiye" adlı dijital platform sayesinde tesislere ulaşım hızlanırken, "Spor Dostu Otel" akreditasyon sistemi konaklama sektöründe yeni bir kalite standardı oluşturuyor. Yüksek irtifa kampları, rehabilitasyon merkezleri ve sporcu dostu altyapılar da uluslararası kulüplerin kamp tercihlerinde Türkiye'nin payını yükseltiyor.
FUTBOLUN ÖTESİNE GEÇEN BRANŞ ÇEŞİTLİLİĞİ
Futbolun yanı sıra golf, triatlon, okçuluk, kano, dağcılık, su sporları ve geleneksel branşlar da spor turizmi stratejisine dahil ediliyor. Bu çeşitlilik sayesinde spor sezonu yılın geneline yayılırken turizm gelirlerinin sürdürülebilir biçimde artırılması hedefleniyor. UEFA Şampiyonlar Ligi finali, Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası, İslami Dayanışma Oyunları ve Dünya Göçebe Oyunları gibi dev organizasyonlara başarıyla ev sahipliği yapan Türkiye, küresel ölçekte güçlü bir marka konumuna ulaştı.
2030 HEDEFİ: KÜRESEL SPOR ÜSSÜ
Uzmanlara göre küresel spor turizmi pazarının 2030'da 2 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Türkiye ise bu pazardan aldığı payı artırmak için yerli üretim, sponsorluk destekleri ve gönüllülük temelli modelleri güçlendirmeyi planlıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı yetkilileri, "Türkiye sadece ev sahibi ülke değil, kendi markalarını, organizasyonlarını ve spor teknolojilerini ihraç eden bir küresel aktör olma yolunda ilerliyor." değerlendirmesinde bulundu.
