Türk savunma sanayi, son yıllarda üretim ve ihracatta tarihi bir atılım yaptı. Geçmişte Türkiye’ye uygulanan ambargolarla gelişmeye başlayan yerli savunma sanayi, bugün Avrupa kıtasının dört bir yanında ürünleriyle yer alıyor. kara araçlarından insansız hava araçlarına, mühimmattan yazılıma kadar geniş bir ürün yelpazesiyle 15 ülkeye ihracat yapılıyor.
Savunma sanayinin başarısı sadece ihracatla sınırlı kalmıyor, 4 Avrupa ülkesiyle yapılan teknoloji transferi anlaşmalarıyla uluslararası işbirlikleri daha da güçleniyor. Avrupa Birliği ülkelerinin neredeyse yarısıyla savunma işbirliği kuran Türkiye, artık güvenlik tedarikçisi olmanın ötesine geçerek ortak üretici haline geliyor.
ZIRHLI ARAÇLAR ÖNDE
Avrupa’ya yönelik savunma ihracatında özellikle zırhlı araçlar öne çıkıyor. Otokar’ın Estonya ve romanya’ya, Nurol’un Macaristan’a yaptığı yüksek adetli satışlar, Türk firmalarının kıtadaki güçlü varlığını gösteriyor. romanya’ya yönelik 1059 araçlık zırhlı filo teslimatı da bu başarının en somut örneklerinden biri oldu. Türk zırhlıları, farklı coğrafi koşullara uyum sağlayacak esneklikte üretiliyor. Avrupa’daki çetin kış koşulları, dağlık araziler ve şehir içi kullanım ihtiyaçları dikkate alınarak geliştirilen bu araçlar, yerel ordular tarafından sahada test edilip onaylanıyor.
ÜRETİM İÇİN ORTAKLIK
Türkiye’nin Avrupa’daki varlığı yalnızca satışla sınırlı değil. Almanya’da kurulması planlanan uzun menzilli silah üretim fabrikasına Türkiye’nin ortak olarak teknoloji transferi ve üretime geçmesi planlanıyor. 2027’de faaliyete geçmesi öngörülen bu tesis, Avrupa savunma sektöründe Türk firmalarının doğrudan üretim ortağı haline geldiği ilk büyük proje olacak.
YAZILIM VE MÜHİMMAT
Türk savunma ürünleri arasında yalnızca zırhlı araçlar ya da SİHA’lar yer almıyor. Mühimmat, optik sistemler, yazılım altyapısı ve radar teknolojileri gibi alanlarda da Avrupa’dan yüksek talep var. Türk firmaları, Polonya’dan kosova’ya kadar pek çok ülkeye mühimmat üretim teknolojileri, piyade tüfekleri ve komuta kontrol sistemleri ihraç ediyor. Türk yapımı askeri yazılımlar da Avrupa ülkelerinin sistemlerine entegre ediliyor.
DİPLOMASİNİN YENİ AKTÖRÜ: SAVUNMA SANAYİ
Savunma sanayi, artık Türkiye için sadece ekonomik bir getiri değil, aynı zamanda dış politikada etkili bir enstrüman haline geldi. Kurulan işbirlikleri, hem diplomatik bağları güçlendiriyor hem de uzun vadeli stratejik kazanımlar sağlıyor. Çok uluslu savunma projelerinde ‘ana ortak’ olarak yer almak, sektörün öncelikli hedefleri arasında. Baykar ile Leonardo, TUSAŞ ile Airbus arasında yürütülen işbirlikleri bu anlayışın ilk somut adımları oldu.