Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları

Yurt dışında o ülkenin insanlarına yönelik eğitim ve eğittikleriniz üzerinden oluşturulan nüfuz, hem işin devamlılığı hem de entegre olması açısından çok doğru bir hareket noktasıdır. Bunu yurt dışında ve ülke açısından yaparsanız çok ciddi kazanımları beraberinde getirir. Öyle ki derece derece; öğrenciler, aileleri, akrabaları ve bunların üzerinden geliştirilen nüfuz politikası. Sürdürülebilirlik ve insan kaynağı açısından bakıldığında müthiş kazanımları olan bir çalışma olarak görünüyor ve biliniyor.

Bunu da Fetö dediğimiz, terör örgütü çete yapmıştır. Hedefi; eğittikleri insanlar ve aileleri üzerinden kendi hain emellerini gerçekleştirme doğrultusunda bir ihanet şebekesi oluşturmak olan çete, bugün bütün boyutları ile ortaya çıkmış bulunuyor. Parlak çocukları nasıl mankurtlaştırarak hain emelleri doğrultusunda acımasızca kullandıklarına acı bir tecrübe ile milletçe şahit olmuş bulunuyoruz.

Bütün bunların ülke adına kazanım olması gerekirken nasıl bir kayba yol açtığını ve kendi milletine acımasızca saldıran bir ihanet şebekesinin inşasının nasıl eğitimle başarıldığını bir daha görmek istemeyeceğimiz bir şekilde milletçe yaşamış bulunuyoruz. Ülkemizin en önemli insan kaynağını tersine çevirme ihanetini asla unutmamak gerekiyor. Yaşadıklarımız halen hayal gibi geliyor ama maalesef gerçeğin ta kendisi olarak kayıtlara geçmiş bulunuyor.

YURT DIŞI EĞİTİMİ MANKURTLAŞTIRMADAN YAPABİLMELİ

Şimdi devlet, resmi ve sivil toplum gücünü bir araya getirerek Türkiye Maarif Vakfı eliyle Fetö’nün pisliklerini temizlemeye ve işi tersine döndürmeye çalışıyor. Yani yurt dışı eğitimi hizmete dönüştürerek ülke adına sevgi temelli bir nüfuz alanı oluşturmaya gayret ediyor. Tıpkı tarihte fethettiğimiz topraklarda yaptığımız gibi. Güç sizde olsa da emperyalistçe davranmadan insan merkezli yaklaşımla gönüllerin fethini esas alan eğitimi çalışıyor. Tarihte olduğu gibi yıllarca etkisi sürsün niyetiyle.

Fetö, kendi inşa ettiği eğitim sisteminde ve insan yetiştirme düzeninde, devşirdiği yetenekleri adeta mankurtlaştırarak hain emelleri doğrultusunda acımasızca sevk ve idare etti. Bireysel ihtiyaçları istismar ederek devşirdiği kişilerin aklını esir aldı, hiç özgürlük alanı tanımadı. En iyi yaptığı şey; çok nitelikli bir eğitim verildiği, madalyalar kazanıldığı ve iyi Türkçe öğretildiği aldatmacası idi. Bunu ustaca yaptılar ve herkesi inandırdılar.

Şimdi Maarif Vakfı bütün bu aldatmacanın üzerine gerçekten iyi bir eğitim, iyi bir Türkçe ve gerçekten özgürlük alanı olan bir eğitimi başarma gayreti içerisinde. Yeteneklerin özgürce kullanıldığı insanca bir yaklaşım ve insanı asla mankurtlaştırmadan, aklını esir almadan niteliği yüksek bir iş ortaya koymaya çalışıyor.

Elbette işi kolay değil. Hem o ülkedeki Fetö ve uzantıları ile mücadele edecek hem de ondan daha iyi bir iş ortaya koyacak. Bunu yapabilir miyiz? Hiç düşünmeden evet yapabiliriz. Hem imkânımız hem insan kaynağımız hem de yaklaşım ve birikimimize güveniyoruz. Bunu bir aldatmaca değil, gerçek anlamda başardığımızda ülkemizin nüfuzu tavan yapacak; buna da inanıyoruz. Bu ülkenin liderinin himayesini de çok önemsiyoruz ve önümüzü açan stratejik bir güç olarak görüyoruz.

15 Kasım 2016 Salı