Prof. Dr. Nurullah GÜR

Prof. Dr. Nurullah GÜR

Diğer Yazıları

DOÇ. DR. NURULLAH GÜR

Kriz dönemlerinde uluslararası yatırımlar hız kaybeder. Örneğin, 2008’deki küresel finans krizinin ilk yılında uluslararası doğrudan yatırımlar (UDY) 1.49 trilyon dolardan 1.24 trilyon dolara gerilemişti. Krizin etkilerinin hafiflemesiyle birlikte ise yatırımların yeniden hızlanması beklenir. 2010’lu yıllarda artan satın alma ve birleşmeler neticesinde UDY’ler 2015 ve 2016 yıllarında 2 trilyon doların üzerine çıkmıştı. Koronavirüsün küresel ekonomiyi sarstığı 2020’de UDY’ler yüzde 35 daralarak 1.5 trilyon dolardan 1 trilyon dolara düştü. Salgının neden olduğu ekonomik tahribatı göz önüne aldığımızda, bu gerilemeyi şaşırtıcı olarak nitelendiremeyiz. Asıl üzerine düşünülmesi gereken nokta, diğer krizlerden farklı olarak UDY’lerdeki toparlanmanın uzun sürebileceği beklentisidir.

YAVAŞ TOPARLANMA BEKLENTİSİ

2016 sonrasında zaten UDY’ler düşüş trendine girmişti. Brexit ve Trump gibi siyasi şoklar, korumacı politikalar ve akıllı otomasyon teknolojileri gibi faktörler, sınır ötesi yatırımlardaki düşüşü tetikledi. Bu faktörlerden bazılarının koronavirüs sonrasında UDY’lerdeki potansiyel toparlanmayı yavaşlatması bekleniyor. Ülkeler, ne kadar çokuluslu olurlarsa olsunlar kendi şirketlerinin ellerini kollarını sallayarak fabrikalarını başka ülkelere taşımalarına veya kaynaklarını başka ülkelerdeki şirketleri satın almak için kullanmalarına eskisi kadar sıcak bakmıyorlar. Görülmeyen ama hissedilen baskılarla ve/veya düzenlemeler yoluyla sermayenin başka ülkelere transferi siyasi olarak eskisi kadar kolay değil. Sermaye, ülke sınırları içerisinde kalsın ve böylece istihdam ve katma değer yaratsın anlayışı, siyasetçiler arasında ağırlık kazandı. Akıllı otomasyon teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte, Batı menşeli çokuluslu şirketler için düşük ücretli ülkelerin cazibesi de azalmaya başladı. Sonuç olarak, gelişmiş ülkelerden gelişmekte olanlara doğru akan UDY’ler hız kaybediyor. Buna rağmen, salgın sonrasında çokuluslu şirketlerin yatırım noktalarını çeşitlendirmek için yatırımlarını bazı alternatif noktalara yönlendirmeleri söz konusu olabilir.

TÜRKİYE’NİN HEDEFLERİ VE ÖNCELİKLERİ

Türkiye, yeni dönemde UDY’lerde yaşanabilecek potansiyel değişimlerden kazançlı çıkmanın peşinde. Son beş yılda küresel UDY pazarındaki payı yüzde 0.74 olan Türkiye, bu oranı 2023’te yüzde 1.5’e çıkarmayı hedefliyor. Sayısal hedefler önemli olmakla birlikte, asıl kritik mesele, nitelikli yatırımları ülkemize çekebilmek. Otomotiv sektörüne gelen yabancı yatırımlar, istihdamı ve ihracatı artırma ve yan sektörleri besleme noktasında Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağladı. Ancak, zaman içinde üst segment araçları üretebilme ve üretimdeki yerlilik oranını yüksek teknolojili parçalarda artırabilme noktasında yetersiz kaldık. Ayrıca, otomotivdeki yabancı yatırımlardan elde ettiğimiz know-how’ı kendi küresel markamızı çıkarmak için kullanabilme yolunda geç kaldık. Önümüzdeki yıllarda çekmeyi hedeflediğimiz yabancı yatırımlarda statik etkilerden ziyade dinamik etkileri daha fazla gözetmeliyiz.

e-ticaret alanında Türkiye’yi sadece canlı bir pazar olarak gören ve girdikten sonra rekabet koşullarını bozabilecek yabancı platformlara karşı temkinli yaklaşmalıyız. Ortak teknoloji geliştirebileceğimiz, kendi bölgemizin e-ticaret merkezi olma yolunda hedeflerimizle uyumlu çalışabilecek ve KOBİ’lerimizi e-ticaret üzerinden ihracat yapmaya teşvik edebilecek tarzda uluslararası yatırımları ve platformları radarımıza almalıyız.

02 Temmuz 2021 Cuma