Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları


 

Aile, hakikaten toplumun temeli midir sorusu aslında hepimizin inandığı boş ve lüzumsuz bir sorudur. Motto gibi inanırız ki, aile toplumun temelidir. Fakat sonuçtan bakarak görüyoruz ki, aile konusunda bugün geldiğimiz noktadan ve aile üzerinden tartışılan konulardan hiçbirimiz memnun değiliz. Bakanlığın çalışmaları üzerinden üretilen kısır tartışmalardan da memnun değiliz. Aile Bakanlığı’nın algı olarak ‘Kadın veya aile lojistiği’ Bakanlığına dönüşmesinden de rahatsızız. Bunların bizi bir yere götürmediği ortadadır. Aile ile ilgili üretilen kadın-erkek orijinli sapkın tartışmalar, bilumum arizi durumlar ve İstanbul sözleşmesi bağlamında yapılan sonuçsuz tartışmalar da aynı konumdadır.

 

Bu geldiğimiz noktayı bir tarafa bırakıp Türkiye Yüzyılı’nı da dikkate alarak aile bağlamında yeni ve güçlü bir başlangıç yapabilmemiz gerekir. Problemimiz net olarak şudur. Aile düşüncesini felsefe ve içerik olarak tüm çalışmaların merkezine yerleştirmemiz gerekir. Bu düşünceyi merkezde konumlandırmak sureti ile diğer çalışmaların bir anlam kazanacağını ve kurum olarak aileyi güçlendireceğini öngörebilmeliyiz. Aile üyelerinin farklı lojistik unsurlarla desteklenmesi doğrudur, ancak bunun netice verebilmesi için kurum olarak aile düşüncesinden hareket edilmeli. Biliyoruz ki kadın, erkek, çocuklar ve akrabalık-hısımlık, aile dediğimiz bütünlüğün parçalarıdır.

 

Bu bütünlüğü hiçbir zaman gözardı etmemeliyiz. Şimdi doğru soru; aile düşüncesini tüm çalışmaların merkezine nasıl yerleştirebiliriz? Öncelikle bu düşüncenin varlığı, kapsamı, fikri ile ilgili kurucu metinlere başvurmamız gerekir. Bunun için kısa bir yakın tarih hatırlatması yapmakta fayda var.

 

*             *             *

 

1989 yılında rahmetli Özal döneminde kurulan Başbakanlığa bağlı Aile Araştırma Kurumu isminde bir kurum vardı. Bürokratik bir kurumdan öte aile ile ilgili bir araştırma kuruluşu gibi çalışıyordu. Aile ile ilgili projeler yapılıyor, kitaplar, ansiklopediler yayınlanıyor, araştırmalar yapılıyor, filmler, belgeseller çekiliyor, çalıştaylar, aile şuraları yapılıyor, ailenin her boyutu ile ilgili uzmanlar yetişiyor, akademik çalışmalar yapılıyordu. Bir taraftan da üniversitelerde lisansüstü düzeyde eğitim yapan ve ailede çalışan öğrencilere burslar veriliyordu. Kurumun daha çok uzman ve akademisyenlerin yer aldığı geniş bir kadrosu oluşmuştu. Ve bütün bu çalışmaların neticesi olarak çok kısa bir zaman içerisinde aile konulu zengin bir külliyat ortaya çıkmıştı. Her türlü politika üretilebilecek bir külliyat vardı artık. 1993’te Özal’ın vefatı ile iktidar değişimleri başladı ve Aile Araştırma Kurumu’nu kuran irade ortadan kalktığı için kurum değişim sürecine girdi. Aile büyük ölçüde kadına indirgendi ve kurum tarih oldu.

 

*             *             *

 

Bu hatırlatmayı şunun için yaptık. Yeni ve güçlü bir başlangıç yapabilmek için yakın tarih bilgisine ihtiyaç var. Bu konuda teklifimiz şudur; yeni bir Aile Şûrası fikrine itirazımız olmaz fakat şimdi acil ve doğru olan; sonuç odaklı bir çalıştay düzenlenmeli. Ana tema; aileyi kurum olarak merkeze almanın metodolojisidir, güncellenmesidir. Aile Araştırma Kurumu’nun Kurucu Başkanı Dr. Necmettin Türinay da kurumun Araştırma ve Eğitim Daire Başkanı Prof. Dr. Beylü Dikeçligil de hayattadır. Kurumdan yetişen birçok akademisyen ve bürokrat var. Çalıştayda iyi bir metodoloji ile aile düşüncesini güncelleyebilir, aile fikrini kamuoyunun gündemine taşıyabilir ve Aile Bakanlığı daha bir aşk ve doğru usul ile çalışmalarını maksadın hasıl olacağı bir noktaya getirebilir.

 

Böylece aile fikrini, yapılan çalışmaların merkezine yerleştirebilirsek rasyonel anlamda bütün sapkın, yanlış, arızi tartışmalardan toplumu korumuş, mücadelede de başarılı olmuş oluruz.

 

Sapkın akımlara karşı aileyi korumaya çalışmayı toplumsal bir vazife olarak görmek gerekir. Şimdi yazının başında geçen ifadeyi daha gür bir şekilde söylemenin tam zamanıdır: Aile toplumun da devletin de temelidir ve olmaya devam edecektir. Sözün özü; aile varsa biz varız.

12 Haziran 2023 Pazartesi