Prof. Dr.  Kerem ALKİN

Prof. Dr. Kerem ALKİN

Diğer Yazıları

Siz bu satırları okurken, revize edilmiş olan 'yeni' 2016-2018 Orta Vadeli Program (OVP) hedefleri ya açıklanmışya da açıklanmak üzere olacak. Gel gelelim, bir iktisatçı olarak hissiyatım, 14 Ekim'de bu köşede vurguladığım üzere, 'revize' OVP'de de, yine net ihracatın 2016-18 döneminde Türkiye'nin büyümesine katkısının negatif veya en iyimser tahminle 'sıfır' olarak yine öngörülmüş olmasından endişe duyuyorum. Küresel ticaret tersine daralıyor olsa da, küresel mal ticareti içerisinde Türkiye'nin ihracatının topu topu yüzde 0.9'luk payı olduğu dikkate alındığında, Türkiye'nin küresel ticaretten pay alamayacağını varsaymak, kabul edebileceğim bir yaklaşım değil.

Ama hem Avrupa Birliği'ne hem de dünyaya, toplam ticaretin yüzde 1 altında bir oranla mal satarken, 'Türkiye ihracatını artıramaz, payını artıramaz' dersek haksızlık etmiş oluruz. Bu nedenle, net ihracatın büyümeye katkısını 2016-18 dönemi için ne negatif ne de 'sıfır' olarak kurgulamak gibi bir lüksümüz yok. İhracatımızı artırmak adına, elimizdeki tüm imkanları seferber etmemiz gerekir.

Türkiye ve her ülke için 5 temel maliyet kalemi önemli:Hammadde, işgücü, enerji, finansman ve Ar-Ge ile inovasyon maliyetleri. Türk ihracatçısı için bu 5 temel maliyet kaleminin tümünde imkanlar ne olmalı? Bunu düşünmemiz ve hayata geçirmemiz gerekiyor. Ekonomi yönetimimizdeki 6 bakanlığımıza da, ciddi manada ihracatı destekleyici inovatif çözüm bulmak konusunda görev düşüyor.

TÜRK LİRASI'NIN PERFORMANSINA DİKKAT

Türkiye ile İsrail arasında bir anlaşma olasılığının hız kazanması, Suudi Arabistan'ın 'İslam Askeri İttifakı' oluşturması, Rusya'nın söylemini sertleştirmesi, İran'ın girişimleri, Doğu Akdeniz'de, ülkelerin 32 savaş gemisinin, birbirlerine tehlike oluşturacak kadar dar bir alana sıkışmış olmaları, Türkiye'nin terör ile mücadelesi ile birleşince, 2016 yılının ilk 6 ayı için makroekonomik reformlar daha da önem kazanıyor. Türk ekonomisinin yapı taşlarını daha da güçlendirecek, 'yeni model', 'yeni format' makro ve mikro ekonomik reformlar.

Türkiye'nin Brezilya, Arjantin, Meksika, Güney Afrika, Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri, Endonezya gibi ülkelerden pozitif ayrışması uluslararası siyasetten veya bölgesindeki genel politik havanın yumuşak olmasından kaynaklanmayacak. Ekonomik ve siyasi çapalarını nasıl şekillendirdiği ile doğrudan bağlantılı olacak. Bu nedenle ekonomide ses getirici ve uluslararası alanda merak uyandıran makro ve mikro reformlarla ancak Türkiye pozitif ayrışabilir.

Aksi durumda, dolar-TL kurunun 2016 yılı sonunda 3.30 TL düzeyini bulabileceği belirtiliyor. Hatta finans kurunun dolar kurunda 3.50 TL'lerin zikrettiği bir ortamda, iş dünyasının yeni projelere, yatırımlara odaklanmasının birinci yolu döviz kurlarına belirli bir istikrarın kazandırılması. Türkiye'nin siyaset alanında kozları güçlenince, bir anda 3 TL'yi test eden dolar bir anda 2.91 TL düzeyine geldi. Yıl bitmeden hükümetin, sanayi, ticaret ve ihracata yönelik açıklayacağı tedbirler, iş dünyasındaki güveni artırması açısından son derece anlamlı olacak.

MERKEZ BANKASI İYİ Kİ FAİZİ ARTIRMADI

Küresel ticarette zorlaşan koşullar ile ilk devalüasyon operasyonunu ağustosta yapan Çin oldu. Çin, dolardaki değer artışından korumak adına adım attı. Azerbaycan ise serbest dalgalanma kararı ile manatın 20 yılın en düşük seviyesine inmesine neden oldu.

Kazakistan para birimi tenge, gelişen piyasalardaki satış dalgasının sabit kur rejimlerini zorlaması ile birlikte yüzde 23 düştü. Mısır, rezervlerinin azalması ile birlikte poundu 2015 yılında 3. kez devalüe etti. TCMB ise politika faizine şimdilik dokunmadı.Eğer, TCMB faizi artırsa idi, TL'deki değerlenme aşırıya kaçacak; rakibimiz olan ülkeler kendi elleriyle paralarına değer kaybettirir iken, TL'nin değerlenmesi yine ithalatı tetikleyecek, ihracat kesiminin canı sıkılacaktı. Faizi indirse de, bu defa TL 3.03-3.07 TL bandına çıkardı. Bu durumda işletmeler, şirketler öyle bir kur farkı zararı yazacaklardı ki, Maliye doğru dürüst kurumlar vergisi bile toplayamazdı. Bu nedenle, TCMB'nin para politikasına hiç dokunmaması Türkiye'nin makro dengeleri için iyi oldu.

27 Aralık 2015 Pazar