fatih@fatihoktay.com

 

Dünyada küresel ısınma ile ilişkilendirilen aşırı iklim olayları, orman yangını salgınlarının sıklaşarak sürdüğü şu günlerde hayırlı bir gelişme olarak bir temiz enerji yarışı da yürüyor. 

 

ABD’de garip isimli Enflasyonu Düşürme Yasası ile yönetim temiz enerji sektörüne büyük boyutlu devlet destekleri sağlamaya başladı. AB’de de benzer politikalar uygulamaya konuluyor. Bu politikaların bir hedefi, fosil yakıta dayalı enerji yerine temiz enerji üretim ve tüketimini koyup karbon salımlarını azaltarak küresel ısınmayı yavaşlatmak. Diğer, belki de daha önemli hedef ise temiz enerji teknolojisi ve üretiminde lider konumuna gelmiş bulunan Çin’i yakalamak ve geçmek.

 

Daha önceki yazılarda değindiğimiz gibi Çin, 2000’lerin ortalarında temiz enerji sektöründe hiçbir varlık sahibi değilken, 10 yıl gibi bir süre içinde liderliğe yükseldi. Bunda devletin akılcı politikalarla sağladığı büyük çaplı, geniş kapsamlı destek yanında ülkenin ademi merkeziyetçi idari yapısı içinde yerel yönetimler arası rekabet, öte yandan ülkenin gelişmiş elektrik-elektronik sanayisi ekosistemi önemli bir rol oynadı. Bugün güneş enerjisini elektriğe dönüştüren modüllerin dünyadaki üretiminin yüzde 80 kadarlık bölümünü Çinli şirketler gerçekleştiriyor. Bu alanda dünyanın en büyük 10 şirketinin yedisi Çinli, biri Çinli bir girişimci tarafından Kanada’da kurulmuş ama üretimini Çin’de gerçekleştiriyor. 

 

ELEKTRİKLİ ARAÇLARDA LİDER

 

Hem küresel ısınma hem de ülke ekonomileri açısından büyük önem taşıyan elektrikli araç sektöründe de Çin lider konuma gelmiş bulunuyor. Dünya elektrikli otomobil satışlarının yüzde 60’lık bölümü Çin’de gerçekleşiyor ve bu araçların çok büyük bölümü Çinli şirketlerin tasarım ve üretimi. Bu yılın ilk yarısında Çin’in BYD şirketi Tesla’yı geçerek dünyanın en fazla elektrikli otomobil satan şirketi konumuna geldi. Şirketin adı İngilizce Build Your Dreams-Rüyalarını İnşa Et sözcüklerinin baş harflerinden oluşuyor. Bu, gerçekten de on yıllardır çabalayıp otomobil sektöründe varlık gösteremeyen Çin’in rüyalarının gerçekleşmesi demek oluyor. Çin, bu yılın ilk 6 aylık verilerine göre dünya otomobil ihracatında da Almanya ve Japonya’yı geride bırakarak birinci sıraya geçmiş bulunuyor. Gelişmiş ülke üreticileri uzun yıllardır, yüksek gümrük vergilerine karşın ihracat ve daha çok ülke içinde üretip satış yapmak yoluyla Çin’de büyük kârlar elde ediyordu. Durum artık tersine dönüyor.

 

ÇİNLİ ŞİRKETLERE MAHKUM

 

Batılı ülke yönetimleri kendi sanayilerine koruma ve büyük çaplı destekler sağlayarak işte bu durumu değiştirmeyi hedefliyorlar. 

 

Ancak gelin görün ki, sanayilerini desteklemek için harcadıkları kaynakların önemli bir bölümünün Çinli şirketlere akması kaçınılmaz görünüyor. Çinli şirketler güneş enerjisi modüllerinin yüzde 80’ini üretmekle kalmıyor, dünyada bu modüllerin üretiminde kullanılan bileşenlerin de yüzde 80 ve üstünde bölümünü üretiyorlar. Elektrikli otomobillerin en can alıcı ve maliyetli bileşeni olan akülerin üretiminin de yüzde 80 dolayında bölümü Çinli şirketlerce gerçekleştiriliyor. Akülerin üretiminde kullanılan bileşenlerin de çoğunun kimisi yüzde yüze varan büyük bölümleri Çinli şirketler tarafından üretiliyor.

 

Bu durumda Çinli üreticileri dışlamak için onların sahip oldukları teknolojileri yeniden geliştirip, yeni üretim tesisleri kurmak gerekir. 

 

Bu da yıllar alır, o zamana kadar Çinli şirketler alıp başlarını giderler. Bu gerçekleşebilse bile maliyetleri daha yüksek olacağından Çinli şirketlerle rekabet edilemez. Yani batı daha uzun yıllar Çinli şirketlere mahkum görünüyor. Ülke yönetimlerinin harcadıkları kaynakların kendi şirketlerine mi, Çinli şirketlere mi daha çok yarayacağını zaman içinde göreceğiz.

11 Eylül 2023 Pazartesi