tatil-sepeti

Çin’de ağustos ayı verileri pek canlı bir ekonomiye işaret etmiyordu. Eli kulağında olan 3. çeyrek verilerinin de öyle olacağı görülüyor. Bu durumda ekonomi yönetiminden bir canlandırma paketi gelmesi bekleniyordu; geldi.

 

Birçok yorumcu olumsuz değerlendirse de ağustos verileri üretim tarafında çok da kötü bir resim çizmiyordu. Aylık verilerde yalnız belli bir ölçeğin üzerindeki, verilerini doğrudan ülke istatistik bürosu sistemine giren işletmeler kapsanıyor. Bu verilere göre, sanayi sektörü katma değeri bir önceki aya göre yüzde 0.3 artmışsa da yılın 8 ayında artış, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6’ya yakın olmuştu. Daha küçük işletmeler de katılınca düşecek de olsa bu çok da kötü bir rakam değildi. Servis üretim indeksi ise bu sektörde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5’in, yani ülke yönetiminin hedeflediği yıllık büyüme hızının biraz altında bir büyüme gösteriyordu. Esas sıkıntı talep tarafındaydı. Perakende tüketim malları satışı, yılın ilk 8 ayı için geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.4 büyümüştü. Yılın ilk 8 ayındaki yatırımlar, dolayısıyla yatırım malları talebi de ancak bu oranda artmıştı. Talep tarafında durumu kurtaran dış talepti; ilk 8 ayın ihracatındaki artış, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 dolayında olmuştu. İlk 8 ayda tüketici fiyat indeksinde sadece yüzde 0.2 artış, üretici fiyat endekslerinde ise yüzde 2 dolayında düşüş olması da talep tarafında zayıflığa işaret ediyordu.

 

PAKETİN PARASAL BÖLÜMÜ

 

Canlandırma paketi parça parça ortaya çıkıyor. Önce eylül sonlarında paketin parasal bölümü açıklandı. Bu bölüm, mevduat munzam karşılıklarında yarım puanlık indirim, politika faiz oranında yüzde 0.2 indirim, alınmış ev kredilerinin faiz oranlarında yüzde 0.5 kadar indirim yanında ikinci ev alımlarındaki asgari peşin ödeme tutarında indirim içeriyordu. Paket, ekonominin baş sorunu konut inşaat sektörüne destek için de bankaların devlet şirketlerinin satılamayan apartman dairelerini alıp ucuz kiralık konuta dönüştürme faaliyetleri için verdikleri kredilere sağladığı reeskont imkanını genişletiyordu. Ülkenin hisse senedi piyasaları için de pakette merkez bankası tarafından sağlanacak, aracı kuruluşların hisse senedi alımları için finansman sağlayacak bir swap olanağı ve bankaların şirketlerin hisse senedi alımlarına finansman sağlamak için kullanabilecekleri düşük faizli kredi olanağı vardı. Bu açıklamalardan sonra ülke hisse senedi borsalarında yıllardır görülmeyen yükselişler oldu. Konut piyasalarında da ilk konut alıcılarından kaynaklanan önemli bir canlanma görüldü. Ancak ekonomiler daraldığında bankacılık sistemindeki likiditeyi artırmak ve faiz oranlarını düşürmek etkili canlandırma araçları değildir. Konut finansmanında sağlanan kolaylıkların da fiyatların düşme eğiliminde olduğu bir ortamda ilk konut alımlarını bir miktar canlandırsa da talebi kalıcı olarak artırması beklenmez. Dolayısıyla paketin parasal bölümü ekonomiyi canlandırmak için yeterli değildi; hisse senedi piyasalarındaki coşku, devamının da mali tedbirlerle gelmesi beklentisiyleydi.

 

MERKEZİ YÖNETİMİN FİNANSMAN GÜCÜ

 

Geçtiğimiz günlerde ülkenin Maliye Bakanlığınca yapılan açıklamalar, beklenen paketin geleceğini teyit ettiyse de içeriğini ve büyüklüğünü belirsiz bıraktı. Çin’de davul yerel yönetimlerin boynunda, tokmak merkezi yönetimdedir. Merkez; yerel yönetimlere Covid-19 gibi kriz durumları, ekonomik, teknolojik ve sosyal gelişme ile ilgili hedefler verir ama bu hedeflerin gerçekleşmesi için gerekli kaynaklara fazla karışmaz. Bunların oluşturulmasını büyük ölçüde yerel yönetimlere bırakırken, onların borçlanma olanaklarını da kotalarla sınırlar. Bunun sonucu olarak yerel yönetimlerin, önemli bir kısmı kayıt dışı olmak üzere büyük ve artan boyutlarda borca sahip olması, merkezin verdiği hedefleri yerine getirme olanaklarını da giderek kısıtlıyor. Maliye Bakanlığı açıklamasında, yerel yönetimlere artırılacak borçlanma kotalarını kullanarak satılmayan konutları satın alıp ucuz konutlara dönüştürme gibi ek görevler yükleniyor. Ancak açıklamadan, şimdiye kadar doğrudan borçlanmayan merkezi yönetimin artık davulun yükünü de kısmen kaldıracağı, kendisi borçlanarak yerel yönetimlerin borçluluk düzeyini düşürerek işlevlerini daha etkili şekilde yerine getirmelerini sağlamaya yöneleceği anlaşılıyor. Mali paketin içeriği ve boyutları henüz belli değilse de bu paketin arkasında merkezi yönetimin finansman gücünün olacağı anlaşılıyor.

 

Ancak bu, 2008 küresel krizinde olduğu gibi dev bir canlandırma paketi anlamına gelmiyor. Ülke yönetimi, firmalar ve yerel yönetimlerin günümüzdeki borçluluk sorununun ardında olan o tür bir canlandırmadan dikkatle kaçınıyor. Ülke yönetiminin hedefi, nasıl olursa olsun bir ekonomik büyüme değil, teknoloji ve yüksek katma değere dayalı bir büyüme. Canlandırma paketi için biçilen rol, sadece o gelişme sürecinde geçici olarak görülen sarsıntıları azaltmak.


fatih@fatihoktay.com

21 Ekim 2024 Pazartesi