Hüseyin ÖZTÜRK

Hüseyin ÖZTÜRK

Diğer Yazıları

Osmanlı medeniyetinin insan merkezli teşkilatlarından birisi ahilik kurumudur. Toplumun birlik ve beraberliğinin ana temeli ve şemsiyesi olan ahilik, devlet-millet adına dirlik, düzenlik ve bütünleşmeyi tesis etmiştir.

İşte bu önemli temellerden biri de ‘orta sandığı’ uygulamasıdır. Malum Devlet-i Aliye’nin kuruluş felsefesini, ‘insanı yaşat ki, devlet yaşasın’ ilkesi oluşturur.
Ahilik bu ilkenin prensipleri çerçevesinde kurulmuş ve yaklaşık 600 yıl, devletin en büyük yardımcı kolu olma özelliğini sürdürmüştür.

‘Orta sandığı’nın ana gayesi, can ve mal bütünlüğünü sağlamak olmuştur. Can ve mal bütünlüğünün muhafazası da ancak yardımlaşma azmi ve niyetiyle mümkün kılınmıştır.

Ahilik teşkilatlarında ‘ahlaki kaidelere’ daima sadık kalınmış, hatta öyle hassas davranılmış ki, hangi meslek kolunda olursa olsun, esnafın hırsla aşırı kazanç sağlaması bir ölçü içerisinde tutulmuştur.

Ahi birliğine girmiş esnafın veya sanatkârın kazancı tümüyle şahsına ait olarak görülmemiş, kamunun hakkı ve kamuya harcanacak miktar göz önünde tutulmuştur. İşte bu anlamda esnafın teşkilatı adına bağış yapabileceği paralar ‘orta sandığı’nda toplanmıştır.

***

Pek çok meslek birliğinden oluşan ahi teşkilatlarının hemen her birine ait ‘orta sandıkları’ kurulmuş, ‘orta sandığı’nın bir diğer adına da ‘teavün sandığı’ denilmiştir. Yani yardımlaşma sandığı demektir.

Birliklerdeki ‘orta sandıkları’, teşkilatın içerisinde ayrı bir şube olarak yer almış ve güvenilir kimseler tarafından yönetilmiştir.

Elbet ortada bir sandık varsa, geliri de gideri de olmalıdır. Önce gelirlerine bakalım:
* Ahilik teşkilatında girmiş esnaftan alınan aidatlar.
* Gönüllü yapılan bağışlar.
* Yamaklıktan çıraklığa, çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa yükselirken ödenen harçlar.
* Birliğe ait mülklerden elde edilen gelirler.
* Askere giden kalfa veya ustanın eşi ve çocukları için toplanan yardımlar.
Bu gelirler, aynı hesapta toplanmaz, her biri için ayrı ayrı hesap tutulur ve yine yardım cinsine göre kime ve nereye ne kadar yardım edilecekse gereği yapılırmış. Şimdi de giderlerine bakalım:
* Birlik için gerekli harcamalar.
* Teşkilata ait taşınmazların tamir ve bakım masrafı!
* Çeşitli vergiler.
* Görevlilerin aylık ücretleri!
* Çarşının veya şehrin yönetimine dair esnaf toplantılarının giderleri!
* Fakir ve muhtaç ailelere yapılan yardımlar.
* Ahi birliklerine bağlı üyelere iş yeri açmak için verilen uzun ve kısa vadeli krediler.
* Teşkilata gelir getireceğine inanılan mülklerin satın alınması.
* İflasın eşiğine gelmiş esnafa, güçsüzlere, özürlülere, hasta ve yaşlılara, bakıma muhtaç kimselere yapılan yardımlar.
* Çırakların ve kalfaların katılacakları kurs ve eğitimlerin masraflarının ödenmesi!

***

‘Orta sandıkları’nın yanı sıra bir de ‘altı kese’ olarak tabir edilen bir sistem daha varlığını sürdürmüştür.

‘Altı kese’ hakkında da şu bilgilere yer verilmiştir. ‘Altı kese’den kastedilen torbalardır.
* Birinci keseye, ‘atlas kese’ denilmiştir. Sandığa ait her türlü sözleşme, yazışma ve bilgi notları muhafaza edilmiştir.
* İkinci keseye, ‘yeşil kese’ denilmiştir. Bu kesede esnafa ait vakıf gelirleri, senetler ve mülklere ait tapular saklanmıştır.
* Üçüncü keseye, ‘kırmızı kese’ adı verilmiştir. Bunda da gelir getiren evraklar ve senetler saklanmıştır.
* Dördüncü keseye, ‘örme kese’ denilmiş ve sandığın nakit paraları muhafaza edilmiştir.
* Beşinci keseye, ‘ak kese’ ismi verilmiş; bu kesede de her türlü giderin vesikalarıyla, geçmiş yıllara ait hesap pusulaları bulunmuştur.
* Altıncı keseye, ‘siyah kese’ denilmiştir. Birliğin adına yahut üye esnaf adına tahsil edilmemiş, ödenmemiş alacak senetleri yer almıştır.

Evet, sözün sonu biraz acı. Maalesef bu uygulama 1909 yılında sona ermiş.

05 Temmuz 2019 Cuma