Prof. Dr. Nurullah GÜR

Prof. Dr. Nurullah GÜR

Diğer Yazıları



ngur@medipol.com.tr

 

Uluslararası ticaretin yaygınlaşması, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemin en dikkat çekici iktisadi gelişmelerinden biri oldu. 

 

1950’lerin sonunda sadece bir olan bölgesel ticaret anlaşmalarının sayısı, günümüzde 369’a ulaştı. Aynı dönemde toplam küresel ihracat hacminin reel değeri, 30 kattan fazla artış kaydetti. 

 

Serbest ticaretin teoride tüm vaat ettiklerini pratikte sahaya yansıttığını söyleyemeyiz. İhracat her ülkeye, her şirkete ve her bireye aynı oranlarda fayda sağlamadı. Ama yine de ihracatın üretkenlik artışı ve ekonomik büyüme üzerindeki etkileri göz ardı edilemez. 

 

Gelişmekte olan ülkelerin kalkınma yolunda daha fazla ihracata ihtiyaçları var. Bunun için de daha adil bir uluslararası ticaret sistemine. Ancak, küresel ticaret son yıllarda ivme kaybediyor. 2000-2009 arasında yıllık ortalama yüzde 5.1 büyüyen küresel ticaret, 2010-2019’da yüzde 4.5’e razı oldu. Koronavirüs salgını küresel ticareti iyice sekteye uğrattı. Küresel ticaret 2023’te sadece yüzde 0.1 oranında büyüyebildi. Bu, son 50 yıllık dönemdeki en kötü performanslardan biri olarak kayıtlara geçti. 

 

EKONOMİK MİLLİYETÇİLİK EĞİLİMİ

 

Dünya Bankası bu yıl küresel ticaretin yüzde 2.5 oranında artacağını öngörüyor. Geçen yıla kıyasla bariz bir iyileşme olmakla birlikte, yine de uzun dönemli ortalamanın altında kalınacak. 

 

Gelişmiş ülkelerden dünya geneline yayılan ekonomik milliyetçilik eğilimi, küresel ticareti yavaşlatan ana faktör konumunda. Jeopolitik gerginlikler ve korumacı politikalar küresel ticaretin uzun vadeli trendini olumsuz etkiliyor. Kısa ve orta vadede ise faiz oranları ve uluslararası taşımacılık maliyetlerindeki artışın küresel ticaret üzerinde belirleyici olduğunu söyleyebiliriz.  

 

Ekonomik milliyetçiliğin yakın gelecekte sönümlenmesini beklemek çok gerçekçi değil. İyi haber, küresel faiz oranlarının yavaş da olsa gerilemeye başlaması. Ekonomik aktiviteyi canlandıracak bu gelişmenin uluslararası ticarete destek olması bekleniyor. 

 

REEL SEKTÖRÜN GAYRETİ

 

Türkiye olarak biz de ihracat rakamlarında küresel büyümeye bağlı bu toparlanmanın etkilerini hissetmeye başladık. İhracat pazarlarımızdaki talep koşullarına dair öncü sinyaller veren İhracat İklim Endeksi, son sekiz aydır yükseliyor. 2024’ün ilk beş ayında toplam ihracatımız geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 4.5 oranında artış yaşadı. Net ihracatın ekonomik büyümeye katkısı yaklaşık beş çeyreklik aranın ardından yeniden pozitife döndü. 

 

Türkiye henüz faiz indirim döngüsüne başlamadı. Yüksek faizler, şirketleri zorluyor. Döviz kurları da son 4-5 yıldaki kadar ihracatı destekleyici bir konumda değil. Tüm bunlara rağmen ihracatın artıyor olması, reel sektörün gayretini gözler önüne seriyor. Türkiye orta gelir tuzağından kurtulacaksa, bu büyük oranda katma değerli ihracatı artırmaya dönük girişimlerimiz sayesinde olacaktır. 

24 Haziran 2024 Pazartesi