Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları

PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ

Bu yazıdaki güncel sorumuz şu: Göçebelikteki yaşam tarzına uygun olan ‘göç (kervan) yolda düzülür’ sözünü günümüzde nasıl anlamalıyız? Bunun rasyonalitedeki karşılığı nedir? Artıları da çok olan bu tarzı güncellemek gerekli mi ve gerekli ise bu mümkün mü? Yoksa göçebelikle birlikte ömrünü tamamlamış bir deyişten mi ibaret?

Oranları değişmekle birlikte ‘göçebe hayat’ dünyanın birçok yerinde bulunurdu. Az da olsa günümüzde de var. Dünyada göçebe toplulukların tamamı muhtemelen göçü yolda düzerlerdi. Ama başlıkta kullandığımız bu söz, tarihte mobilitesi çok yüksek bir kültüre sahip olan Türklere has bir özellik haline geldi. Elbette bunun birçok sebebi var. Göçün yolda düzülmesini bir olgu olarak; ticarete, siyasete, sanata, sosyal hayata ve sivil topluma uyarlayabiliriz.

GÖÇEBELİĞİN İZLERİ

Günümüzde Türkler çok büyük oranda göçebe hayat yaşamıyorlar ve bunu terkedeli yıllar oldu. Fakat göçebeliğin bu izlerinin hayatın her alanında devam ettiği de tartışılmaz bir gerçek. Bu tarzla o kadar bütünleşik yaşamışız ki, genlerimize mi işledi diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz. Göçebe hayatı yaşarken bu tür bir tarz gayet normal ve aslında bir zorunluluk. Fakat yıllar geçmesine rağmen izlerinin devam etmesini anlamlandırmaya çalışıyoruz. Problem de buradan kaynaklanıyor. Şirket kuruluşundan parti kurmaya, sivil toplum oluşturmaktan resmi kurum kurmaya kadar geniş bir aralıkta geçerli olan ‘hele bir başlayalım gerisi gelir’ felsefesi ile hareket ederek yol alma anlayışı tam da bu tarza işaret ediyor.

Bilindiği üzere temel geçim kaynağı daha çok hayvancılığa ve avcılığa dayanan göçebe toplumlar; akrabalık bağı ile birbirine bağlı, kendilerini korumaya yönelik savaşçı kişileri bulunan, kuvvetli bir dayanışma duygusu olan, asabiyeti çok güçlü topluluklardır. Dolayısıyla, mobiliteleri de aynı oranda ve doğal olarak çok yüksek. Bu durumda ‘kervanın yolda düzülmesi’ zaten çevresel bir zorunluluk.

Şimdi bu yazının güncel sorusuna dönelim. Göçebeliğin sonlanması ile bu tarzın artılarını daim kılmak için nasıl bir güncelleme yapabiliriz? Aslında Türk tipi işe girişmenin diğer adı olan ‘kervan yolda düzülür’ tarzının ciddi artıları var. Bunları güncelleyebilir ve kısmen de eksilerini ortadan kaldırabilirsek müthiş dinamik bir forma dönüştürebiliriz.

YOLUN RİSKLERİNİ ÖNGÖRMEK

Mesela güncellemeyi bir örnek üzerinden izaha çalışalım. Tarzımızı ortaya koyan ünlü deyişimiz ‘hele bir başlayalım gerisi gelir’ sözü bir işe girişmeyi olağanüstü kolaylaştırıyor ve kişiye cesaret veriyor. Aynı zamanda gereği gibi hazırlık yapmadan yola çıkmanın risklerini de beraberinde getiriyor. Ancak burada kastettiğimiz bir orta yolun arayışıdır. Bilindiği üzere Batı kültürü tüm hazırlıkları tamamladıktan sonra yola çıkmayı öngörür. Fakat bu durum başından yola çıkmayı çok güçleştiren de bir unsur. Bu yüzden bizdeki dinamizme uyması mümkün değil. Fakat bizim de gerekli hazırlıkları tam yapmadığımız için yolda kalma olasılığımız var.

İşte güncelleme derken kastettiğimiz budur. Hiç hazırlıksız yola çıkmayı değil, yolun risklerini öngören bir hazırlıkla yola çıkma kültürünü yerleştirip yoldaki riskleri azaltmak en iyi yöntemdir. Orta yol budur, doğru olan da budur, güncellemekten de kastımız budur. Netice-i kelâm; bu tarz bize mal olmuş bir kültür olup, bunu terketmemiz mümkün değil. Çözüm; artılarını ve eksilerini çalışıp iki alanda da dinamizmi muhafaza edecek orta bir yolun bulunmasıdır. Mümkün mü? Evet, mümkün. Genetik yapımız buna müsaade eder mi? Sürece yayarsak evet. Zaten buna doğru bir evriliş de var. Önemli olan bilinçli olarak bunu yapmak ve dinamizmimizi kaybetmemek. Kültürel kodlarımız bu evrilişe uygun.

26 Mart 2021 Cuma