Hakan  GÜLDAĞ

Hakan GÜLDAĞ

Diğer Yazıları

Hakan Güldağ

Kısa süre önce açıklandı. Ama bizde pek yankı yaratmadı. Kur, faiz yükseldi, borsa düştü derken, asıl para kazanılacak alanları gözden kaçırıyoruz.

‘Neden bahsediyorsun’ derseniz, söyleyeyim: Ufuk Avrupa’dan bahsediyorum. Avrupa Birliği’nin toplam 100 milyar Euro’luk bir fon büyüklüğüne sahip yeni hibe programı. Bu tutarı ile dünyanın en büyük çok uluslu araştırma ve inovasyon programı.

Avrupa Birliği neredeyse 40 yıldır geniş çerçeve araştırma programlarını ilan ediyor. Avrupa ekonomisine katkıda bulunacağını düşündüğü projelere hibe kaynak sağlıyor. Bu çerçeve programlara ayırdığı bütçeyi de düzenli olarak artırıyor. 1984-87 dönemini kapsayan ilk çerçeve programı, 5 milyar Euro’yu ancak buluyordu. 2007-2013 yıllarını kapsayan yedinci çerçeve programının bütçesi ise 50 milyar dolar civarındaydı.

Türkiye de bu çerçeve programlara katılıyor. Bir havuz sistemi ile çalışan bu hibe fonlarına katkı payı ödüyor. Projelerin koordinasyonunu TÜBİTAK yürütüyor. Yakın zamana kadar bunların karşılığını alamıyordu. Ama bu değişmeye başladı. Şimdi ön bütçesi 107.1 milyar Euro olarak belirlenen program, Türkiye’den araştırmacı girişimciler için yepyeni bir fırsat sunuyor. Türkiye açısından tabloyu olumlu yönde değiştirebiliriz.

***

Biraz detay vereyim:

İlan edilen Ufuk Avrupa hibe programı ile Avrupa Birliği, 95.5 milyar Euro tutarında bir miktarı araştırma projelerine ve sınır ötesi araştırma işbirliklerine dağıtacak. Bu hibe fonlara Avrupa Birliği üyeleri ve Türkiye’nin de dahil olduğu 10’dan fazla ülkeden başvuru yapılabilecek. On binlerce araştırmacı, projeleriyle 7 yıl boyunca bu fonların peşinde olacak.

Eko-Mercek okuyucuları hemen hatırlayacaktır. Avrupa’nın benimsediği yeni büyüme modeli dijitalleşme ve yeşil dönüşüme dayanıyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı da, bu yıl başında açıkladıkları Sanayi 5.0 stratejisi de Avrupa’nın bu iki eksen üzerinden rekabet gücü oluşturma muradından kaynaklanıyor.

Hiç şaşırtıcı olmayan biçimde, Ufuk Avrupa programı da, ağırlıklı olarak, iklim değişikliği ve ‘dijital devrim’ alanlarında üretilecek projelere verilecek hibeleri kapsıyor.

***

Tabii bu iki eksenin yanı sıra Ufuk Avrupa birçok farklı alandan projeyi de fonlayacak. Programın sağlık projelerine hayli açık olduğunu vurgulayalım. Bu arada AB, 5.4 milyar Euro tutarındaki Covid-19 kurtarma fonunu da sınır ötesi araştırma işbirliklerine dağıtacak.

AB, ‘yüksek öncelik taşıyan alanlar’ diye nitelediği iklim değişikliği, kanserle mücadele, okyanuslar ve diğer su alanları, akıllı şehirler, toprak ve gıda gibi konularda çalışan araştırmacılara ilk etapta 4.5 milyar Euro ayırdı.
Ufuk Avrupa’nın fonlayacağı projeler arasında, ekonomik fayda sağlayacak uygulamalı araştırmalara da desteğin güçlendirileceği anlaşılıyor. Bu çerçevede, Avrupa Komisyonu yeni bir finansman ajansı kurdu. Avrupa İnovasyon Konseyi (EIC), icatların ve araştırmaların mal ve hizmetlere transferini kolaylaştırmayı ve finanse etmeyi amaçlıyor. EIC’in sağlayacağı fonlar için 10 milyar Euro ayrıldı.
Ayrıca, AB yönetimi ve Avrupa Komisyonu, Ufuk Avrupa çerçevesinde sağlanacak hibelerin yüzde 3’den fazlasını –ki bu yaklaşık 3 milyar Euro civarında, bugüne kadar çerçeve programlarında daha az hibe kazanma eğiliminde olan üye devletlerin katılımını sağlamak için kullanılması kararı aldı. İşin bu kısmı, hibe programlarının katılımcısı olmamıza rağmen bugüne kadar verdiğinden azını alan Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Belki böylelikle bir milyon kişiye düşen araştırmacı sayısında uzun yıllardır Almanya’nın onda biri düzeyinde kalmaktan da kurtulmak için bir ivme kazanırız.

Detaylar çok. TÜBİTAK başta bilgi alabileceğiniz kaynaklar da... Sadece şunu vurgulayalım: Evet, Ufuk Avrupa hibe programı 7 yıl sürecek. Ama ne demişler, erken kalkan yol alır...

TÜRKİYE’NİN ALDIĞI PAY ARTIYOR

Türkiye, 2000’li yıllarından başından bu yana AB çerçeve programlarına katılıyor. Çerçeve programlarının kaynağı ‘havuz sistemi’ ile sağlanıyor. Her ülke havuza belli miktarda katkıda bulunuyor. Uzun yıllardır Türkiye’den çerçeve programlarından yararlanmak isteyen projelerin çektiği fonlar, Türkiye’nin çerçeve programlarına yaptığı katkının ancak yarısını buluyordu. Bu durum Ufuk 2020 ile değişti. Türkiye, AB’nin Ufuk 2020 çerçeve programına, 2014-2020 yılları arasında 265.8 milyon Euro katkı payı ödedi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın açıklamasına göre, aynı dönemde Türkiye’nin Ufuk 2020 kapsamında aldığı hibe desteği ise 267.1 milyon Euro oldu. Bu konuda farklı hesaplar da var. ODTÜ Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi’nin verilerine göre ise 2014-2020 arasında toplam 74.8 milyar Euro tutarındaki toplam Ufuk 2020 çerçeve programı kapsamında Türkiye’ye aktarılan araştırma ve inovasyon fonu 137.5 milyon Euro’da kaldı.

YENİ PROGRAMDA MAZZUCATO ETKİSİ

Ufuk Avrupa programındaki ‘devletçi’ yaklaşım ilgimi çekti. Ekonomik büyümede ve inovasyonda devletin aktif bir rol üstlenmesi gerektiği yönündeki fikirleriyle öne çıkan İngiliz ekonomist Mariana Mazzucato’nun önerileri, deyim yerindeyse Ufuk Avrupa’ya ‘sızmış’. Şöyle ki:

Ufuk 2020, AB’nin Ar-Ge konusundaki güçlerini tek merkezde toplamayı hedefliyordu. Ufuk Avrupa’da bu kapsam genişliyor. Tarım ve altyapıya özel bir yer veriliyor. Üreticilere sağlanan destekleri yöneten Ortak Tarım Politikası ve daha yoksul bölgelerde altyapı geliştirmeye yönelik Avrupa Birliği girişimleri ile diğer AB programlarından elde edilen kaynaklar da bu kez işe dahil edecek. Aslına bakarsanız bu yaklaşım, bir süre önce Mazzucato tarafından önerilmişti. Öneriyle araştırmacıların, işletmelerin ve Avrupa hükümetlerinin becerilerinin ortak bir hedefe odaklanması amaçlanıyordu. Şimdi atılan adımla Ufuk Avrupa’nın fonlayacağı projelerin kapsam ve iddia açısından önceki araştırma programlarının ötesine geçmesine önemli bir zemin hazırlanmış oldu.

UFUK AVRUPA’YA PROJE HAZIRLAYACAKSANIZ DİKKAT!

Yeni program toplumsal meseleleri de kapsıyor. Ufuk 2020’den farklı olarak Ufuk Avrupa’ya katılanların ‘cinsiyet eşitsizliğini’ azaltacak ve giderecek biçimde projeler sunması bekleniyor. Ufuk Avrupa’nın finanse edeceği tüm araştırma kurumları, araştırma personeli arasında cinsiyet dengesini hedeflemek zorunda. İşe alım politikalarını cinsiyet eşitsizliğini giderecek şekilde planlamak durumunda. Ufuk Avrupa’dan hibe almak için başvuracak araştırma kurumları, projeleriyle birlikte yapılarında cinsiyet eşitliğini geliştirmek ve bu bağlamda eğitim fırsatı sağlamak için oluşturdukları planlarını da sunacak.

19 Mart 2021 Cuma