Dr. Can GÜRLESEL

Dr. Can GÜRLESEL

Diğer Yazıları

2016 yılına beklentilerin ötesinde bir dalgalanma ile başladık ve bu dalgalanma en çok mali piyasalarda ve döviz kurlarında hissediliyor. Yıla başlarken ABD Merkez Bankası Fed’in faiz artışlarına devam edeceği ve bu nedenle doların güçleneceği beklentisi bulunurken, yılın hemen başında Çin etkisi ve jeopolitik riskler dalgalanmaları artıran gelişmeler oldu. Bu çerçevede döviz kurlarında ve özellikle de Türk Lirası’ndaki beklentileri değerlendirelim.

1. ABD DOLARI GÜÇLENMEYE KADEMELİ OLARAK DEVAM EDECEK

ABD Merkez Bankası Fed, 2016 yılı içinde faiz artışlarına devam edecek. Muhtemelen 3 veya 4 kez faiz artışı yapacağını öngörüyoruz. Bu çerçevede ABD doları yıl genelinde faiz artışlarına paralel olarak gelişmiş ve gelişen ülke para birimleri karşısında kademeli olarak değer kazanacak. Euro-dolar paritesi yıl ortalaması 1.05, yıl sonu ise 1’e yakın olacak. ABD’de başkanlık seçimi sonuçları da dolar üzerinde belirleyici olacak. Doların güçlenme beklentisi ile dolar varlıklara yatırım da devam edecek.

2. ÇİN PARA BİRİMİ YUAN ÜZERİNDE DEVALÜASYON BASKISI ARTIYOR

Çin ekonomisi 2014 yılından itibaren ihracat ve yatırımlara dayalı büyüme modelini bırakıp, iç tüketime ve hizmetlere dayalı büyüme modeline geçmeye başladı. Bir önceki modelde yıllık ortalama yüzde 10-12 arasında büyüyen Çin, sürdürülemez olan bu modeli bırakmasının ardından yüzde 6-7 arasında bir büyüme sağlamayı hedefliyor. Bununla birlikte Çin, halen sabit kur politikası izliyor. Bu nedenle bölgedeki rakipleri Japonya, Güney Kore, Singapur, Hong Kong, Tayvan ve Endonezya gibi ülkelerin para birimleri güçlenen dolar karşısında değer kaybederken Çin parası sabit kur rejimi nedeniyle değerli kalıyor ve bu da ihracatı ve büyümeyi olumsuz etkiliyor. Buna bağlı olarak da Çin para birimi yuan üzerinde devalüasyon baskısı artıyor. Muhtemelen yuan yılsonuna kadar dolar karşısında yılbaşındaki 6.48 seviyesinden 7 seviyesine kadar gerileyecek. Ancak yuanda devalüasyon bu kez diğer gelişen ülke para birimleri üzerinde değer kaybı baskısı oluşturacak.

3. GELİŞEN ÜLKE PARA BİRİMLERİ DEĞER KAYBEDERKEN AYRIŞIYOR

Gelişen ülke para birimleri 2015 yılının ardından 2016 yılında da dolar karşısında değer kayıplarını sürdürüyor. Fed faiz artışı ile doların güçlenmesi, Çin’deki yavaşlama ile diğer gelişen ülkelerde de büyümenin zayıflaması ve enerji ile emtia fiyatlarındaki düşüşler gelişen ülke para birimlerinin değer kaybetmesine yol açıyor. Siyasi gelişmeler ve jeopolitik riskler de etkili oluyor. Ancak değer kayıpları farklı seviyelerde kaydediliyor. Güney Afrika, Brezilya, Rusya ve Türkiye para birimleri en çok değer kaybeden ülkeler. Rusya yaptırımlardan ve enerji fiyatlarındaki gerilemeden, Güney Afrika ve Brezilya ise emtia fiyatlarının düşmesinden ve siyasi belirsizliklerden olumsuz etkileniyor. Bu ülkelerin dışındaki diğer gelişen ülke para birimleri ise beklentiler çerçevesinde ve yönetilebilir seviyelerde değer kaybediyor.

4. TÜRK LİRASI’NIN DURUMU

Türkiye, 2016 yılına Türk Lirası’nın değerini etkileyecek dört önemli gelişme ile girdi. Bunlardan ilki, bölgemizde yaşanan çatışma ortamı ve Ortadoğu bölgesinde artan gerginliktir. İkincisi, Güneydoğu Anadolu’da yaşanan gelişmelerdir. Üçüncüsü, 2016 gündeminin giderek anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi tartışmaları ile yeniden siyasete kaymasıdır. Dördüncüsü ise artan bu riskler ile küresel mali piyasalardaki dalgalanmalara karşın T.C. Merkez Bankası para politikasında yaşanan belirsizliktir. Tüm bunların birleşmesi ile birlikte Türk Lirası yıla değer kayıpları ile başladı ve T.C. Merkez Bankası’nın sert bir faiz müdahalesine ihtiyaç oluşturacak bir değer kaybı sürecine giriliyor.

Son Söz; Türk Lirası bu yıl da sahipsiz kalacak gibi görünüyor.

17 Ocak 2016 Pazar