Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Prof. Dr. Ahmet Emre BİLGİLİ

Diğer Yazıları

Sözün ortasından girmek gerekirse bizde ağustos, ‘zafer’ ayı olarak bilinir. En sade vatandaşa bile sorsak bize en azından birkaç zaferle çıktığımız savaşın ismini söyler. Yani, ağustosun kamuoyu algısı budur. Tarihimizde ağustosta hiç mi yenilgi yok? Elbette var ama toplumsal bellek daha çok zaferleri hatırlamaya meyyaldir, diğerlerini de unutmaya. Bu yüzden aslında iki Türk hakanı arasında olan fakat kendimizi Osmanlı ve İslam olarak gördüğümüz için 1402’deki Ankara Savaşı’nı bile hatırlamak istemeyiz.

Şöyle sorulabilir; ağustosun bu anlamda kutsal bir tarafı mı var da savaşlar hep bu ayda yapıldı? Şüphesiz ki hayır. Tarihte; savaş teknolojisi, iklim şartları, ordunun intikali, kısaca bütün savaş hazırlıkları ancak ağustosa yetişebiliyor. Her iki taraf için de benzer koşullar geçerli; özellikle meydan muharebelerinde. Bundan dolayı tarihimizle ilgili hafızalarımızda hep diri tuttuğumuz ağustos ve zafer kavramı ve ilişkisi bu kutsal algıyı oluşturan en önemli unsur oldu. Çünkü kış boyunca yapılan hazırlıklar, strateji, baharda intikal, ağustosta savaş ve ardından zaferle dönüş. Dönüş için de iklim koşulları göz önüne alınır. Dolayısıyla olağanüstü durumların dışında ağustosa zaten doğal bir mahkumiyet söz konusudur.

MALAZGİRT’İ SAHİPLENMEK

Ağustosta yapılan ve hepsi birer destan olan zaferlerden halkın da en çok hatırladığı ünlü Malazgirt muharebesi ve büyük komutan Alparslan’dır. Onun Anadolu’nun kapılarını Türkler’e açmış olması ve aynı zamanda dünya siyasi tarihinin bizim lehimize olan sürecinin de başlangıcı olması büyük önem taşıyor. Bu zaferlere tümden baktığımızda Haçlı seferlerini oluşturan zihniyetin de bu zaferler sonucu ortaya çıkmış olduğunu söyleyebiliriz.

Bu çerçevede Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bu yıl Malazgirt’e vurgu yaparak, “Bu sene26 Ağustos kutlamalarında Malazgirt’teyiz. Nasıl her yıl Çanakkale’ye gidiyorsak bundan sonra her yıl Malazgirt’teyiz” demesi, ağustosa devlet bakışını güçlendirecek. Bu tür bir yaklaşıma toplum zaten çoktan hazır. Dolayısıyla bundan sonra daha da önem kazanacak ağustos ve zafer ilişkisi.

Ağustosa bir de şu açıdan bakalım: İsmi ‘zafer’ olan kişilerin doğum tarihleri üzerine bir araştırma yok ama bunların doğum tarihlerinin ağustos olabileceğini düşündük. Fakat sosyal medya üzerinden yaptığımız küçük bir araştırma denemesi; ‘zafer’ isminin zaferlerle ilişkilendirildiğini, ancak ağustosla yüksek bir korelasyona sahip olmadığını gösteriyor.

GEÇ KALDIĞIMIZ GÜZEL BİR BAŞLANGIÇ

Ağustosa ilişkin bir başka husus ise bu ayda yapılan resmi törenlerin okulların kapalı ve halkın tatilde olması nedeniyle çok fazla rağbet bulmaması. Bu durumun, ülkenin sadece Cumhurbaşkanı değil, ‘lideri’ olan kişinin sahiplenmesiyle aşılabileceğine inanıyoruz. Dolayısıyla Cumhur’un reisinin bu adımı ve ağustosta yaratacağı heyecan, milletimiz açısından son derece anlamlı. Geç kaldığımız güzel bir başlangıç. Nasıl Çanakkale kutlamaları milletimizde bir heyecan ve bilinç oluşturuyorsa bundan sonra Malazgirt de benzer ve tamamlayıcı bir rol oynayacak.

KAHRAMANLIK DOLU SAVAŞLARIMIZ

Ağustosun zafer algısını oluşturan kahramanlık dolu savaşlarımızı ismen hatırlayalım:

  • 26 Ağustos - 1071 Malazgirt Zaferi
  • 11 Ağustos - 1473 Otlukbeli Zaferi
  • 23 Ağustos -1514 Çaldıran Zaferi
  • 24 Ağustos -1516 Mercidabık Zaferi
  • 29 Ağustos -1521 Belgrad’ın Fethi
  • 29 Ağustos -1526 Mohaç Zaferi
  • 1 Ağustos - 1571 Kıbrıs’ın Fethi
  • 23 Ağustos - 1921 Sakarya Meydan Savaşı
  • 26-30 Ağustos - 1922 Büyük Taarruz

21 Ağustos 2017 Pazartesi