Hikmet BAYDAR

Hikmet BAYDAR

Diğer Yazıları


hikmetbaydar@3-goz.com

 

2023’te, dünyada ve Türkiye’de siyasi olayların yanı sıra birçok doğal afet ve çarpıcı olay yaşandı. Türkiye’yi sarsan 6 Şubat depremleri, İsrail-Hamas savaşı ve Gazze katliamı, Rusya-Ukrayna savaşı ve Azerbaycan-Ermenistan arasında Karabağ bölgesine ilişkin operasyon, 2023’ün dikkat çeken olayları arasındaydı.

 

Gelelim Türkiye’deki ekonomik gelişmelere. Haziran ayına kadar liralaşma stratejisi çerçevesinde ‘Türkiye ekonomi modeli’ uygulayan ekonomi yönetimi, düşük faiz stratejisiyle yatırımları desteklediğini açıklıyordu. Ancak haziran ayında yapılan değişiklikle hem TCMB Başkanı hem de Hazine ve Maliye Bakanı değişti. Ekonomi politikaları da komple değişerek Ortodoks politikalara dönülmeye başlandı. Bu çerçevede faizler reel getiri sağlayacak seviyelere yükselirken, içeride tüketimi daraltıcı tedbirler uygulamaya konuldu.

 

TL’DE DEĞER KAYBI

 

Haziran ayında ekonomi yönetimi değişikliğiyle beraber ne olduysa kurlara oldu ve kabinenin açıklandığı gün dolar, TL karşısında yüzde 9, haziran ayında da toplam yüzde 30 oranında değer kazandı. Siyasi risk bitmesine, batının sempati duyduğu kişilerle, yine batının doğru bulduğu politikalara rağmen gerçekleşen bu hareketi, ekonomi kurallarına oturtmak mümkün değildi. Çünkü risk bittiği ve daha doğru şeyler yapılacağına inanç oluştuğu halde TL değer kaybetmişti. Yabancı yatırım kuruluşları birbiri ardına memnuniyetini dile getiriyordu.

 

Ancak sadece sözle kalıyorlardı. Rating kuruluşları ise sadece görünümlerle oynayarak vakit kazanmaya çalışıyorlardı.

 

Yüksek kurların oluşturduğu yüksek enflasyon dalgası, akabinde de faiz artırımları ekonomide onarılması çok zor bir yara bıraktı. Bir yandan depremin yaralarının sarıldığı bir dönemde bunun yaşanması işi daha da zora sokmuştu.

 

ENFLASYONDA DALGALANMALAR

 

Gelelim 2024 yılına…

 

Savaşların durmasıyla ilgili bir belirti olmadığı için şimdilik savaşların devam edeceğini varsayıyoruz. Bu durum arz akışını da tehdit ediyor. O yüzden bazı hammadde ve ara mamule ulaşmada zorluklar yaşanabilir. 


Yaptırımlar ise işin başka bir boyutu. Rusya’ya yaptırımların dozu her geçen gün artırılıyor. Bu konuda Türkiye’ye de baskılar yapılıyor. 

 

Bunların yanında enflasyon hâlâ düşüş trendine girmiş değil. 2024 yılının ilk yarısında enflasyonda dalgalanmalar görebiliriz. Bir yukarı-bir aşağı enflasyon verileriyle 2024’ün başlarında dalgalanmayı yaşayacağız gibi görünüyor. Ancak gerçek hareket, 2024 Haziran’dan sonra olacak. 

 

Çünkü 2023 yılının temmuz ve ağustos aylarında enflasyon oranı aylık yüzde 9 civarındaydı. Sebebi de hazirandaki sert kur yükselişiydi. Bu yüzden 2024 yılı temmuz ayından itibaren iki ay üst üste enflasyon 7’şer puan düşebilir. 

 

Yüksek faiz ve düşen enflasyon, reel sektörü bir hayli zorlayacak. Buna bir de global resesyonun dış talebi azaltıcı etkisini de eklersek, 2024 yılının pek de kolay geçmeyeceğini söyleyebiliriz.

08 Ocak 2024 Pazartesi