Prof. Dr. Nurullah GÜR

Prof. Dr. Nurullah GÜR

Diğer Yazıları

19 bini aşkın paydaşın görüş ve önerileri dikkate alınarak hazırlanan 11. Kalkınma Planı yoğun seçim maratonunun ardından meclisin gündemine girdi. 2019-2023 dönemini kapsayan 11. Kalkınma Planı, imalat sanayinde yüksek katma değerli yerli üretimi ve teknoloji geliştirmeyi merkeze alan bir yaklaşıma sahip. Bu planın temel hedeflerinden biri, son yıllarda yaşanan gelişmelere bağlı olarak yüzde 19’a kadar düşen imalat sanayinin ekonomideki payını 2023 itibariyle yüzde 21’e çıkarmak. Bu sayede Türkiye’nin geçtiğimiz 20 yılda yaşadığı ‘erken sanayisizleşme’ sürecinin tersine çevrilmesi amaçlanıyor.

Normal koşullarda bir ülke geliştikçe imalat sanayinin payı azalırken, hizmetler sektörünün payının artması beklenir. Türkiye bu dönüşümü ekonomik gelişmenin henüz erken bir aşamasında yaşamaya başladı. Bu 20 yıllık süreçte Çin’in küresel imalat sanayindeki hızlı atılımı, Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırımların hizmetler sektörünü kısa sürede aşırı büyütmesi ve yerli girişimcilerin yüksek kâr oranlarının cazibesiyle hizmetler sektörüne yönelmeleri, Türkiye’de imalat sanayinin payının beklenenden önce azalmasına neden oldu.

İmalat sanayi, verimlilik artışının en yüksek yaşandığı sektör. İmalat sanayinin herhangi bir alt sektörü sadece kendini değil ileriye ve geriye doğru bağlantılar ile onlarca farklı sektörü besler. Bu sayede verimlilik artışı çarpan etkisiyle ekonominin geneline yayılır. İmalat sanayi, inovasyon yatağı. En büyük teknolojik yenilikler imalat sanayinde doğduktan sonra diğer alanlara doğru geçiş yapıyor. Bütün bunların yanı sıra, imalat sanayi hem vasıflı hem de vasıfsız işçiler için istikrarlı ve yüksek maaşlı iş olanakları sunuyor.

Küresel finans krizi ile birlikte imalat sanayinin önemi yeniden su yüzüne çıktı. Küresel teknolojik dönüşümün imalat sanayinde önemli değişimleri tetiklemeye başladığı gerçeği, birçok ülkenin imalat sanayini yeniden politika ajandasının en üst sırasına koymasını tetikledi. Türkiye de bu ülkelerden biri. 11. Kalkınma Planı’nda bu istek net bir şekilde görülüyor.

Önceki kalkınma planlarından farklı olarak sanayi politikalarında genele kaçmaktan ziyade sektör öncelikli bir anlayış var. Kimya, ilaç-tıbbi cihazlar, otomotiv, elektronik ve raylı sistem araçları imalat sanayi içindeki öncelikli sektörler olarak belirlendi. Plan dahilinde kamu desteği en çok bu sektörlere yönlendirilerek inovasyon, ihracat ve büyümede mesafe kat edilmeye çalışılacak.

Kamu bazlı finansman olanaklarının dağıtımının, Ar-Ge desteklerinin ve doğrudan yabancı yatırım çekme stratejisinin imalat sanayinde gelecek vaat eden sektörlerin gelişimi gözetilerek şekillendirilmesi planlanıyor. Verimlilik artışına dayalı büyümeyi desteklemek ve cari açık problemini yapısal olarak çözmek amacıyla orta-yüksek ve yüksek teknoloji sektörlerin toplam kredilerden aldığı payın yüzde 4.8’den yüzde 13’e çıkarılması hedefleniyor.

Bu aşamadan sonra kağıt üzerinde yeni bir heyecan uyandıran 11. Kalkınma Planı’nın kamu kurumları arasında koordinasyon sağlanarak sabırlı ve tutarlı bir şekilde hayata geçirilmesini takip edeceğiz.

19 Temmuz 2019 Cuma