tatil-sepeti
3D yazıcıyla hem yalıtım hem boya

ÜÇ boyutlu yazıcı teknolojisi geliştirildikten hemen sonra çok çeşitli alanlarda kullanılır oldu. 3 boyutlu yazıcı üreten şirketlerden biri de COBOD. COBOD’un uzmanlık alanı binalar, evler yapabilen 3 boyutlu yazıcılar. Şirketin CEO’su Henrik Lund-Nielsen konu hakkında şunları söyledi: “2015-2017 arasında, basında 3 boyutlu beton baskıya ilişkin sansasyonel haberler yer aldı. Ancak mimarlar ve sektördeki diğerleri teknolojiyi kullanmak istediğinde, bunun hiç olgunlaşmamış bir teknoloji olduğunu gördüler.” SADECE 50 SAAT COBOD’un ise 2017 yılında geliştirdiği yazıcının 50 metrekarelik bir binanın duvarlarını basması sadece 50 saat sürdü ve bu gelişme teknolojinin yeniden ilgi görmesini sağladı. Teknolojiyi hızla geliştirdiklerini vurgulayan şirket yetkilileri dört yılda büyük bir büyüme hızına imza attıklarını söylüyor. COBOD, bugün onlarca ülkeye yazıcılarını pazarlıyor. Teknolojisi geliştirilmiş yeni yazıcıları ise yolda. Bu yazıcı sadece duvarlar üretmekle kalmayacak, duvarlara yalıtım yapacak ve boyayacak. CEO Henrik Lund-Nielsen yeni 3 boyutlu yazıcı için“Sanırım ona yazıcı değil, çok işlevli bir inşaat robotu diyeceğiz” diyor. Şirketin, 3D bina yapımı için üniversiteler ile işbirliği halinde olduğu da belirtildi.

16 Ağustos 2021 Pazartesi

Gölleri kurtarmak için oksijen takviyesi

AYŞE BAŞAK Marmara Denizi’nde yaşadığımız müsilaj kirliliğinin görünür kısmını atlatsak da bilim insanları tehlikenin hâlâ sürdüğünü ve denizde oksijen oranının hâlâ çok düşük olduğunu söylüyor. Kirliliğin önüne geçmek için kirleticileri kontrol altına almak, su kaynaklarını kirletmemek, atıkları arıtmak uygulayabileceğimiz en büyük önlem. Öte yandan deniz, okyanus ve göllerdeki kirlilik evrensel ve çok boyutlu bir sorun. Farklı ülkelerde bilim insanları birikmiş kirlilik ile mücadele için farklı çözüm yolları arıyor. Bu bilimsel çalışmaların dikkat çekici örneklerinden biri de Danimarka’da geliştirildi ve Sollerod Gölü’nde denendi. Proje kapsamında, gölü oksijenlendirmek için geliştirdikleri elektrotları çok başarılı bir şekilde kullanan araştırmacılar özellikle göllerde yaygın olarak tespit edilen oksijen eksikliğini bu şekilde giderebileceklerini düşünüyorlar. AVRUPA İÇİN DE TEHLİKE Oksijensizlik ve yosun sorunu tüm Avrupa göllerinin yüzde 75’inden fazlasında izleniyor. Özellikle sanayi devrimi sonrasında yüksek fosfor içeriğine sahip atık suların doğrudan göllere boşaltılması sonucunda göllerin dibinde büyük tortular oluştu. Bu tortular yüzünden göl suyunda bakterilerin, ölü bitkileri, balıkları ve algleri parçalamasına yetecek kadar oksijen bulunmamaya başladı. Tüm bunların sonucunda da göller genellikle hem bulanık hem de kokulu bir hal aldı. Atık politikaları değişse de doğaya verilen zararın hemen geri alınması mümkün değil. BASİT VE UCUZ Son yıllarda, göllerin dibini oksijenlendirmenin birçok farklı yolu denendi. Danimarka Teknik Üniversitesi’nden Profesör Stefan Trapp’a göre, bu girişimler genellikle hem pahalı hem de sadece sınırlı bir etkiye sahip. Prof, Trapp, konu hakkında şunları söyledi: “Yeni yöntemimiz hem basit hem de ucuz. Uygulamaya, sırasıyla gölün sathına ve dibine iki çelik ağın indirilmesiyle başlıyoruz. İki ağ bir tel ile birbirine bağlanıyor ve bir tür elektrik pili oluşturuyoruz. Bunu önce laboratuvarda ve ardından Sollerod Gölü’ndeki bir pilot projede test ettik ve çok umut verici sonuçlar elde ettik. En derin su katmanlarındaki fosfor içeriğinde yüzde 94’e varan azalmalar oldu.” DENİZLERDE DE KULLANILABİLECEK Sollerod Gölü’ndeki iki çelik ağ ile uygulanan pilot projede elde edilen sonuçlar olumlu. Gelecekte yapılması planlanan büyük çaplı denemelerin de sonuçları tatmin edici olursa, bu yeni yöntemin göl suyu iyileştirmelerinde önemli bir rol oynayacağı şüphesiz. Ayrıca bilim insanları yöntemin oksijen tükenmesi problemlerinin yaşandığı deniz alanlarında da kullanılmasının mümkün olabileceğini düşünüyor.

16 Ağustos 2021 Pazartesi

Otonom traktörlerle Tarım5.0 hamlesi

SOYHAN ALPASLAN Teknopark Kuluçka Merkezi firmalarından MOVE ON, sürüm ve hasat dahil tarladaki tüm süreçleri yöneten yerli otonomi sistemleri geliştiriyor. Tarımda yapay zekâ kullanımını yaygınlaştıran firma, trend teknolojileri Türk tarımına ilk elden aktarıyor. Türkiye’nin, ABD ve Çin ile eş zamanlı Tarım5.0’a geçişini sağlayan MOVE ON, tarımda tam otonomi üzerine çalışan tek yerli firma. MOVE ON’un geliştirdiği eşsiz sistemler; TAS, TASAI ve HARVESTAI, her marka ve modeldeki traktör ve tarım ekipmanında kullanılabiliyor. İnsan gücü kullanımını en aza indirip, girdi maliyetlerini düşürüyor, ürün kalitesini ve değerini artırıyor. İstanbul Ticaret’in sorularını MOVE ON’dan Ömer Faruk Koç ve Çetin Kosifoğlu cevapladı. ÇİFTÇİ ÇOCUKLARI MÜHENDİSLER MOVE ON’u tanıtır mısınız? MOVE ON olarak biz “yapay zeka tabanlı derin teknolojiler” mottosu ile çalışan çiftçi çocuğu mühendisler olarak genç ve dinamik bir startup’ız. Tarım5.0 ve endüstriyel dijital dönüşüm alanlarında sürekli ilerlemeyi ve gelişmeyi amaç edinmiş bir derin teknoloji girişimiyiz. MULTİDİSİPLİNER YETKİNLİKLER Yeni nesil komplike tarım teknolojilerini günümüzün ve geleceğin teknolojisi olan yapay zeka ile geliştiriyoruz. Bilgisayar, elektrik-elektronik ve mekatronik gibi multidisipliner yetkinliklere sahibiz. MALİYETLERİ DÜŞÜRÜYOR Geliştirdiğiniz otonom çözümler neler? Bu çözümlerimizin başında yaklaşık 1.5 yıllık Ar-Ge sürecinde geliştirdiğimiz TAS ve TASAI var. Her iki çözümümüz de girdi maliyetlerini düşürüyor, en az insan hatası ile en kaliteli ürün alınabilmesini sağlıyor. Tıpkı bir traktör operatörünün gözleri ile görüp elleri ile direksiyonu çevirmesi gibi insan yetilerini örnek alarak çalışıyorlar. OTONOM TRAKTÖR TASAI nasıl bir sistem? Çin ve Amerika ile aynı anda Türkiye’yi Tarım5.0 liginde söz sahibi yapacak olan TASAI; tam otonomi sağlayan yapay zeka tabanlı otonom traktör eklentisi. TASAI ile traktörleri değiştirip dönüştürerek otonom hale getiriyoruz. Traktörün üzerine taktığımız lidar, kamera, açı sensörü ve benzeri sensörlerden aldığımız verileri yapay zeka yazılımlarımızla işliyor ve anlamlandırıyoruz. TASAI ile rota planlama, engel algılama, hat takibi, bitki sağlığı takibi ve toprak analizi yapabiliyoruz. Aynı anda operatörden de bilgi alarak traktör dümenlemesi gerçekleştirebiliyoruz. ENGELLERİ ALGILIYOR Gerçek zamanlı çalışan TASAI sistemleri ile traktörün üzerinde bulunan sensörler ve yapay zeka yazılımlarımız sayesinde traktörün önüne çıkan elektrik direği, hayvan, sulama kuyusu, insan ve benzeri engelleri anında algılayıp traktörü durdurabiliyoruz veya yeni rota planlaması ile traktörün işini icra etmesini sağlayabiliyoruz. ÇİM ZAYİATINA SON TAS’ın faydalarını anlatır mısınız? TAS, rulo çim kesme makinaları için geliştirilen kural bazlı traktör otomatik dümenleme sistemi. Aynı anda çim kesme makinasına ve traktöre entegre olabiliyor. Yazılım, elektronik, mekanik ve hidrolik olmak üzere birçok disiplini bir arada bulunduran TAS ile çimin tarladan hasadı sırasında traktör ve makine tamamen TAS’in kontrolüne bırakılarak eller serbest sürüş yaptırılıyor. Kesim genişliğini sabit tutup, yerde kalan çim zayiatını yüzde 1’e indiriyor. Bir tuşla devreye giren TAS ile traktör yarı otonom ilerliyor. Böylece operatörün sürekli çim sırasını takip edip, direksiyona yön verme zorunluluğu kalmıyor. TAS ile sistem yarı otonom ilerlediği için tarlada kesilmeden kalan çim zayiatının önüne geçebiliyoruz. Bu sayede çim üreticilerine yaklaşık 5 ayda 80 dekar arazide yatırım geri dönüşü sağlayarak ürünlerini daha değerli hale getiriyoruz. TAS VE TASAI Her marka traktörde kullanılabilir mi? Evet.. Çözümlerimiz, marka ve model fark etmeksizin bütün traktör ve tarım ekipmanlarında kullanılabiliyor. Ürünlerimiz tüm traktörlere güncelleştirme, yükseltme şeklinde eklenti olarak uygulanabiliyor. ROBOTİK HASAT “Yeni geliştirdiğimiz bir diğer çözümümüz ise HARVESTAI. Yapay zeka yazılımları ile kamera görüntülerinden meyve, sebze tanıma ve sınıflandırma işlemleri yapan ileri teknoloji robotik hasat teknolojisi. HARVESTAI serada sıra aralarında otomatik olarak ilerleyebiliyor. Sebze ve meyveleri olgunluklarına göre sınıflandırabiliyor ve olgunlaşan sebze ve meyveleri otonom bir şekilde hasat edebiliyoruz.” YERLİNİN AVANTAJLARI “TAS sistemimiz, Hollanda menşeili bir benzerinden üçte bir düşük maliyetli ve daha ileri teknolojili. Teknik destek ihtiyacı olduğunda Hollanda firması günlük 1000 Euro alırken, bu desteği biz 7/24 ücretsiz sağılıyoruz. Bekletmeden, anında müdahale ile sorunları yerinde çözüyoruz.” TASAI’NİN ÖZELLİKLERİ * Üst üste bindirme, çift ekim ve ekilmemiş açık alan bırakma sorunlarını önlüyor. * Önündeki engelleri tanıyıp, uyarı vererek traktörü durdurabiliyor. * Traktöre uzaktan müdahale etme imkanı veriyor. * 23 milisaniyelik görüntü analizi ile gerçek zamanlı rota çıkarıyor. * Operatör kaynaklı hataları en aza indiriyor. * 130 dekar ve üzeri arazide yüzde 7’lik verim artışı sağlıyor. * Yatırım geri dönüşünü bir yılda gerçekleştiriyor. * Yakıt ve zaman tasarrufu sağlıyor. * Rota planlama, engel algılama, hat takibi, bitki sağlığı takibi ve toprak analizi yapabiliyor

16 Ağustos 2021 Pazartesi

Yerli ve milli uçaksavar seri üretime geçiyor

Dünyanın önde gelen hafif silah üreticilerinden Samsun Yurt Savunma (SYS), ‘yerli ve milli uçaksavar’ olarak anılan12.7 mm M2 ağır makineli tüfeğin bu ay seri üretimine geçmeyi planlıyor. Yerli ve milli uçaksavar, 17-20 Ağustos 2021 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek 15’inci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF’21) ilk kez ziyaretçilere tanıtılacak. M2 12.7 mm ağır makineli tüfek üretimi için 2012 yılından bu yana devam eden Ar-Ge çalışmaları, testleri ve yatırımlarını tamamladıklarını belirten Samsun Yurt Savunma (SYS) Genel Müdürü C. Utku Aral, “Bu ay seri üretime geçmeyi planlıyoruz. Dünyanın en dayanıklı ve en yüksek performanslı M2 QCB 12.7 mm ağır makineli tüfeğini üretmeyi başardık. İlk etapta, yılda 1.500 adet CANiK M2 QCB’yi seri olarak üretmeyi, daha sonra ise bu kapasiteyi her yıl bin adet artırmayı planlıyoruz” dedi. Yerli uçaksavar için şimdiden birçok ülkeden 1000’in üzerinde ön sipariş almaya başladıklarını söyleyen Aral, şu bilgileri paylaştı: “Özellikle Afrika ve Güney Doğu Asya ülkelerinde, bu silahın çok büyük bir pazarı bulunuyor. Bununla birlikte, dünyada bu silahı üretebilen sadece 4 firma var. 5’incisi bir Türk firması olacağı için gururluyuz. Uluslararası üreticilerin, bu silahın farklı ülkelere satışı için ihracat lisansı almaları, en az 90 gün sürüyor. Biz sipariş aldıktan 45 gün sonra teslimat yapabileceğiz. Pek çok ülke, M2 12.7 mm ağır makineli tüfeklerin kabul testleri için ABD tarafından tanımlanan T.O.P. standardını uyguluyor. CANiK’in üreteceği M2 QCB 12.7 mm ağır makineli tüfekler, T.O.P. standardını kolaylıkla karşıladığı için ihracat potansiyeli çok yüksek olacak.”

10 Ağustos 2021 Salı

Yerli ölçümle uçak motorları daha verimli

HABER: OSMAN KUVVET Türk mühendisleri, uçak motorlarının kalite kontrolü için optik ölçüm yazılımı geliştirdi. TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş.’de (TEI) görevli kalite mühendislerinin geliştirdiği yerli yazılım, yeni nesil yolcu uçaklarında motorun ağırlığını azaltıp yakıt verimliliği sağlayan blisklerin ölçümünde kullanılıyor. Blisklere yapılan optik kalite kontrol ölçümleri daha önce uygulanan mekanik yöntemle gerçekleştirilen ölçümlere kıyasla zamandan tasarruf sağlıyor. DÜNYADA EN İYİ TEDARİKÇİ TEI kendi motorlarını geliştirme konusunda son yıllarda ciddi bir atılım yaptı. Son 7 yılda irili ufaklı 10 kadar farklı milli motoru geliştirip, tasarlayıp üreten TEI, çalışmalarını da başarıyla gerçekleştirdi. TEI Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mahmut Faruk Akşit, Covid-19 salgını öncesindeki iki yılda art arda dünya genelindeki orijinal motor üreticileri tarafından ‘dünyadaki en iyi tedarikçi’ seçildiklerini ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti: “Kalite süreçlerinde kendi yenilikçi ve öncü teknolojilerimizi geliştiriyoruz. Blisk kompresör teknolojiyle üretilmiş bir kompresör kademesi görüyorsunuz. Bu, yeni nesil yolcu uçaklarında kullanılan bir teknoloji. Eskiden türbin, kompresör kanatçıkları tek tek üretilip diziliyordu. Kompresör kanatçıklarını, yeni teknolojiyle yekpare bir metalden tek tek işleyerek ince, bu kadar hassasiyetle ve yüzey kalitesiyle işleyebilen dünyada bir elin parmaklarını geçmeyecek firmalardan biriyiz. Bunların kalite denetimlerini de kendimizin geliştirdiği ölçüm yazılımıyla gerçekleştiriyoruz. Bu yazılım, otomatik olarak bliskin çok hassas boyut kısıtları olan yerleri otomatik olarak tarayıp, raporlayarak kalite standartlarına uygun üretilip üretilmediğini denetliyor.” KNOW-HOW BİZİM Mahmut Akşit, optik ölçüm yöntemlerinin dünyada geliştiğini belirterek, şunları söyledi: “Yerli yazılımla, optik yöntemleri kalite ölçüm süreçlerine uyarladık. Söz konusu süreci havacılık motorlarında onaylattık. Artık optik yöntemlerle, mekanik yöntemlerle yapabildiğimiz kalite ölçümünün üzerine bile çıktığımızı ispatladık. Bu yöntem kendi know-how’ımız.” BÜTÜN YÜZEYİ ÖLÇEBİLİYORUZ Mahmut Akşit, mekanik ve dokunarak ölçme yöntemlerinde çok hassas ölçüm alındığını belirterek, ancak dokunulamayan yerlerden ölçüm alınamadığına dikkat çekti. Akşit, bu alanda da bir ilki gerçekleştirdiklerini söyleyerek, şu bilgiyi verdi: “Süreyi optimize etmek için yüzeyin her tarafına dokunmanız çok uzun süre alacağı için teknik şartnamede verilen sadece hassas ve kritik yerleri muhakkak ölçüyorsunuz. Geliştirdiğimiz optik ölçüm yöntemiyle tüm yüzeyin bütün ölçümü bir anda elinizde oluyor. Dünyada bunu yapan ilk şirketiz.” ORİJİNAL MOTOR ÜRETİCİLERİ LİGİNDEYİZ Bazı motorların seri üretim çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Akşit, şunları kaydetti: “TEI olarak kendi ürettiğimiz motorlarla tedarikçi liginden orijinal motor üreticiler grubuna çıktık. İlk Gökbey helikopterimizin motor uçuşunu yaptığı anda bu geçişi tamamlamış olacağız. Boeing 737 ve Airbus A320 sınıfı ile Çinli Comac C919 gibi uçakların motorlarında, yani dünyada en çok satan ve bu piyasada bu uçaklar segmentinde yüzde 70’in üzerinde paya sahip olan LEAP motorunda dünya genelindeki en büyük motor parça tedarikçisiyiz. Şu an itibarıyla Covid-19 salgını sürecine rağmen 6 milyar dolar civarında siparişe ulaştık.”

09 Ağustos 2021 Pazartesi