tatil-sepeti
Şehirleri, ışık saçan bitkiler aydınlatacak

AYŞE BAŞAK Massachusetts Teknoloji Enstitüsü mühendisleri, bitki yapraklarına gömülebilen özel nano-parçacıkları kullanarak ışık yayan bir bitki tasarladı. 10 saniyelik şarjdan sonra bitki, dakikalar boyunca parlak bir şekilde ışıldıyor ve tekrar tekrar şarj edilebiliyor. BİTKİ BAZLI AYDINLATMA Araştırmacı Michael Strano, “Işığı emecek, bir kısmını depolayacak ve yavaş yavaş yayacak parçacıklara sahip ışık yayan bir bitki oluşturmak istedik. Araştırmanın sonucunda bitki bazlı aydınlatmanın gelişimi açısından büyük bir ilerleme kaydettik” diyor. Strano’nun laboratuvarı, bitkilere farklı türlerde nano-partiküller yerleştirerek, yeni özellikler kazandırmayı amaçlayan yeni bitki nano-biyonik alanında birkaç yıldır çalışıyor. İlk nesil ışık yayan bitkiler, ateş böceklerine ışıltı veren lusiferaz ve lusiferin enzimlerini taşıyan nano-partikülleri içeriyordu. Araştırmacılar, bu parçacıkları kullanarak birkaç saat boyunca çok loş ışık yayan su teresi bitkileri üretmişti. DAHA UZUN SÜRELİ IŞIK Yeni çalışmada Strano ve meslektaşları, ışığın süresini uzatabilecek ve daha parlak hale getirebilecek bileşenleri bir araya getirmeyi amaçladı. Elektriği depolayabilen ve gerektiğinde serbest bırakabilen elektrik devresinin parçası olan bir kapasitör kullanma fikrini de geliştirdiler. Parlayan bitkiler söz konusu olduğunda, ışığı fotonlar şeklinde depolamak için bir ışık kondansatörü kullanıp hemen ardından da zaman içinde yavaş yavaş serbest bırakılabileceğini deneylerde izlediler. Peki, bu çalışmanın nihai hedefi ne? Araştırmacılar, yakın gelecekte ışık yayan bitkilerin mevcut kentsel elektrik aydınlatma şebekelerinin yerini alabilecek sürdürülebilir bir alternatif olduğunu düşünüyor. 10 SANİYELİK ŞARJLA 1 SAAT IŞIK Araştırma sonuçları, bitkilerin 10 saniyelik mavi LED’e maruz kaldıktan sonra yaklaşık bir saat boyunca ışık yayabildiğini gösterdi. Yayılan ışık ilk beş dakika boyunca çok parlak ve güçlüyken sonrasında şiddeti yavaş yavaş azaldı. Ekip, erken çalışmalarını 2019’da Smithsonian Tasarım Enstitüsü’ndeki deneysel bir sergide göstermiş ve bitkilerin en az iki hafta boyunca tekrar tekrar şarj edilebildiğini duyurmuştu.

28 Eylül 2021 Salı

Teknolojide işbirliğine SAHA İstanbul modeli

Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği’nin (SAHA İstanbul) 4. Olağan ­­Genel Kurul Toplantısı, Bilişim Vadisi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Genel kurula katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, bundan sadece 6 yıl önce kurulan SAHA İstanbul’un kısa sürede Türkiye’nin en büyük sanayi kümelenmesi haline geldiğini hatırlattı. Bakan Varank, sistemli ve özverili çalışmanın ürünü olan bu gelişimi memnuniyetle takip ettiklerini kaydetti. ÖRNEK İŞBİRLİĞİ SAHA İstanbul’un kamu-üniversite ve sanayi işbirliğinin en güzel örneklerinden biri olduğuna işaret eden Varank, “Bir yandan firmalara rehberlik ederken, diğer yandan komiteleriyle milli savunma, havacılık ve uzay sanayi için adeta işin mutfağında bizzat çalışıyor. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu ürün ve sistemlerin yerli ve milli imkanlarla geliştirilmesi için paydaşlar arasında adeta katalizör görevi görüyor. Biz de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak SAHA İstanbul ile yakın diyalog içindeyiz” diye konuştu. NEREDEN NEREYE Genel kurula iştirak eden İTO Başkanı Şekib Avdagiç, 20 yıl önce 17 adet olan savunma sanayi şirketlerinin sayısının günümüzde bin 700’e, proje portföyünün ise 70 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştığı bilgisini paylaştı. Başkan Avdagiç, Twitter’daki paylaşımında, “SAHA İstanbul, 600’ü aşan üye sayısı ile Avrupa’nın bu konudaki 2. büyük kümesi oldu. İTO Yönetimi olarak, 2015 yılında, İTO bünyesindeki Sanayi İhtisas Komitesi’nin kurucusu olduğu SAHA İstanbul’un başarıları ile gurur duyuyoruz” değerlendirmesini yaptı.

27 Eylül 2021 Pazartesi

Dijital TL'de 'cüzdan' HAVELSAN'a emanet

HAVELSAN Genel Müdürü Mehmet Akif Nacar, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yürütücülüğünde düzenlenen ve Anadolu Ajansı'nın (AA) medya paydaşı olduğu Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST ile şirketin yürüttüğü çalışmalara ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu. TEKNOFEST'te Robotaksi Binek Otonom Araç, Sürü İHA ve Karma Sürü Simülasyon yarışmalarına destek verdiklerini belirten Nacar, stantlarında ise ürünlerini sergilediklerini, gençlere yönelik çeşitli eğitimler verdiklerini, çocuklar için maket atölyeleri düzenlediklerini anlattı. Etkinliklere yoğun bir katılım olduğunu ifade eden Nacar, yıllar içerisinde TEKNOFEST ziyaretçilerinin ne istediğini bilen, daha bilinçli şekilde alana geldiğini söyledi. Son dönemde Endonezya ile ticari anlamda güzel ilişkiler oluştuğunu, başta gemi olmak üzere çeşitli projelere yönelik imzalar attıklarını aktaran Nacar, "Burada havacılık alanında yapmış olduğumuz bir mutabakat zaptı oldu. Hava Kuvvetleri pilotlarının eğitimi ve simülatör satışına yönelik. N-219 uçakları var, onun simülatörünün geliştirilmesi gibi konuları ele aldık. PT Dirgantara Indonesia (PTDI) firmasıyla bir imza töreni oldu. Endonezya ile bundan sonra işlerimiz artarak büyüyecek. Endonezya, gelecek vadeden bir pazar. Ticari ilişkilerimizin daha iyi seviyelere gideceğini söylemek mümkün. Bu imza inşallah simülatör ihracatı getirecek, beklentimiz o yönde. Birkaç tür simülatör ihracatını getirebilecek bir imza olduğunu düşünüyoruz." şeklinde konuştu. "DİJİTAL BİRLİK KONSEPTİNİ İLERİYE TAŞIYACAĞIZ" Mehmet Akif Nacar, şirketin bir süredir "dijital birlik" konsepti üzerinde çalıştığını, bu kapsamda insansız kara, deniz ve hava araçlarının birlikte operasyon, sürü şeklinde görev yapabilmesini ele aldıklarını söyledi. Bu alandaki çalışmaların dijital birlikten dijital orduya kadar uzanabileceğine işaret eden Nacar, askeri personelin kıyafeti ve kullandığı silahların da sensörlerle sisteme dahil edilmesiyle kapsamlı komuta kontrol konsepti oluşturulabileceğini anlattı. Nacar, "Dijital birlik, gelişmekte olan ciddi bir alan. Bu konuyu önemsiyoruz. Bundan sonraki etkinliklerde de yer vereceğimiz ve ileriye taşıyacağımız bir konu olacak." dedi. DİJİTAL İKİZLE MMU DAHA İLERİYE TAŞINACAK HAVELSAN Genel Müdürü Nacar, Milli Muharip Uçak (MMU) Projesi'ne ilişkin konuları da uzun zamandır görüştüklerini söyledi. Harekat test ortamı yazılımı, mühendislik simülatörü anlamında çalışmalar yaptıklarını ve ana yazılım iş paketi konusunda da görüşmeler yürüttüklerini anlatan Nacar, şunları kaydetti: "Siber güvenliğiyle ilgili birtakım çalışmalar var. Bir taraftan testler yapılırken test sonuçlarının görselleştirilmesi mümkün olacak. Bu anlamda motor tarafı, uçağın tümü ve başka sistemler için de bunu yapma imkanı var. Bu konuda modelleme, büyük veri analiz çalışmaları, yapay zeka çalışmaları sayesinde geliştirme sürecindeki test sayıları azalacak. Sonuçların net ve hızlı şekilde alınması sağlanacak. En önemlisi uçağın birebir dijitali yerde olmuş olacak. Uçtuğunda büyük veri akışıyla yerdeki sanal sistemin beslenmesiyle dijital ortamda fonksiyonların doğru çalışıp çalışmadığı, olası senaryolar yerde görülmüş olacak. Böylece geliştirmede daha ileri noktalara gitme şansı yakalanacak." DİJİTAL TL'NİN ALTYAPISINI HAZIRLAYACAK "Dijital birlik", "dijital ikiz", "dijital dönüşüm" projeleri derken giderek dijitalleşen bir dünya için çözümler ürettiklerini vurgulayan Nacar, bu kapsamda son olarak "dijital para", "dijital Türk lirası (TL)" konusunun da gündemlerine girdiğini söyledi. Merkez Bankası'nın bu yönde bir girişim başlattığını hatırlatan Nacar, şunları kaydetti: "Bu projenin fazları, prototip geliştirme aşamaları olacak ama adım atmak önemliydi. Türkiye'nin teknoloji devlerini bir araya getirdiler ve bir işbirliği protokolü imzaladılar. HAVELSAN'ın öne çıktığı alan özellikle güvenli mobil haberleşme, biyometrik verilerle kimlik doğrulama, kimliklendirme konuları ve dağıtık defter uygulamaları dediğimiz, dijital cüzdana giden yolda geliştireceğimiz algoritmalar. Bütün bunlar mobil ortamda, mobil uygulama şeklinde gerçekleştirilecek. Bunların siber güvenliği, kripto güvenliği de ayrı bir konu. Bu artık blokzincir teknolojisiyle mi olur, başka bir teknoloji mi kullanılır önümüzdeki dönemde netleşecek. HAVELSAN, yazılım yoğun işlerde her zaman olduğu gibi bu projeye de destek verecek. İnandığımız, güzel bir proje olacak. Dünyada dijital para konusunda ilklerden biri olacak ülkemiz. İnşallah bu proje güzel bir şekilde neticelenir ve halkımızın dijital parayla tanışması mümkün olur." HAVELSAN'IN DİJİTAL PARA SORUMLULUKLARI Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, dijital para prototip uygulaması geliştirmek üzere bir proje inisiyatifi başlattı. HAVELSAN, ASELSAN, TÜBİTAK BİLGEM ile yapılan iş birliği ile Merkez Bankası Dijital Parası prototipi geliştirilmesi planlanıyor. HAVELSAN bu kapsamda, proje geliştirme ortamının ve altyapısının oluşturulması ve yönetimi, dağıtık defter teknolojileri senaryoları, simülasyonları ve performans testleri, dijital para sistemi yönetim araçlarının tasarımı ve geliştirilmesi, siber güvenlik, dijital cüzdan uygulamaları iş paketlerinde ana sorumlu olarak görev alacak. Diğer bağlantılı iş paketlerinde de HAVELSAN destekleyici rolde bulunacak. Projenin birinci fazında pilot uygulama senaryoları ve diğer fazların yapılandırılmasına yönelik çalışmalar yapılması öngörülüyor. Ayrıca, minimum uygulanabilir ürünün belirlenmesi hedefleniyor.

24 Eylül 2021 Cuma

Teknopark İstanbul girişimi CET, 12 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Teknopark İstanbul'dan yapılan açıklamaya göre, kuluçka merkezi Cube Incubation'da Ar-Ge çalışmaları yürüten CET, Türkiye’de yabancı üreticiler tarafından domine edilen performans epoksi pazarındaki global rakipleriyle Türk mühendisler tarafından geliştirilen yerli üretim teknolojileriyle rekabet ediyor. Üretimini ölçeklendirmek ve daha çok katma değer sağlamak için UP Capital ile çıktığı yatırım turunda aldığı yatırımla müşterileri, hissedarları ve Türkiye için artık daha fazla değer üretecek. CET, Türkiye’de bugüne dek üretilmemiş epoksi temelli performans kimyasallarının sentezi, modifikasyonu, formülasyonu ve seri üretimi üzerine yerli teknolojilerle çalışmalar yapıyor. Açıklamada yer alan bilgiye göre, TÜİK verilerine göre Türkiye'nin yıllık epoksi ithalatı 160 milyon dolar seviyesinde bulunuyor. Her geçen gün artan bu ithalat özellikle yüksek performans epoksi sistemlerinin tüketildiği sektörlerde teknik problemleri ve tedarik sorunlarını da beraberinde getiriyor. Devasa büyüklüklere sahip performans kimyasalları üreticilerinin, genelde derinlemesine teknik destek verme iştahının düşük olduğu, anlık problemlere hızlı çözüm üretme konusunda da yetersiz kaldıkları tüketiciler tarafından dile getirilen başlıca meseleler olarak öne çıkıyor. Bu çerçevede CET Kompozit ve Epoksi Teknolojileri özellikle performans epoksi sistemlerinin yoğun kullanıldığı havacılık ve uzay, elektrik, balistik ve enerji sektörlerindeki yabancı menşeili ürünleri, öncelikle yerlileştirmek daha sonra performanslarını artırmak ve özgün ürünler üretmek, Türk kompozit şirketlerinin maruz kaldığı tedarik ile teknik sorunlara yerli ve çevik çözümler sunabilmek amacıyla kuruldu. CET, talep edilen ürünlerin yerlileştirilmesini kısa zamanda gerçekleştiriyor ve müşterilerine sunduğu teknik destekle son ürün performansının iyileştirilmesine katkı sağlıyor. Tüm bu yerlileştirme ve iyileştirme katkısı ile beraber polimer sistemlerdeki teknik bilgisi sayesinde müşteri isterlerine özgün ürünler üretebilmesi CET'in en önemli yetkinliği olarak ortaya çıkıyor. Bu sayede kompozit üreticileri tamamen benzersiz, kopyalanamaz ürünler üretiyor, rakip şirketlerin dayattığı son kullanıcı ve proje bilgilerinin hammadde üreticisine verilme zorunluluğunu da ortadan kaldırıyor. "110 FARKLI EPOKSİ SİSTEMİNİ YERLİLEŞTİRDİK" Açıklamada görüşlerine yer verilen CET'in Kurucusu Ömer Güven, şirketin temellerinin 2016 yılında atıldığını belirterek, şunları kaydetti: "CET'in temelleri, kimya endüstrisinde yerli üretimin stratejik öneminin anlaşılmasıyla fikren atılmaya başladı. 2016 yılından itibaren iki yıl boyunca adım adım ete kemiğe bürünen fikirler, 2018 yılında resmiyet kazandı. Sağladığı imkanlar ve destekler ile ivmemizi artıracak en önemli parametrelerden birisi de şirketimizi kuracağımız yerdi. Biz de Teknopark İstanbul'da şirketimizi kurduk. Sürekli olarak katma değer, ticarileşme potansiyeli, kurumsal sürdürülebilirlik, ulusal ve uluslararası rekabet konularına kafa yorduk. İlk olarak havacılık ve uzay sanayinde kullanılan bazı ürünleri yerlileştirdik. En nihayetinde 110 farklı epoksi sistemini yerlileştirdik ve özgün ürünler ürettik. CET olarak amacımız özellikle stratejik sektörlere yönelik hammadde ambargosu ihtimalinin mümkün olduğunca düşürülmesini sağlamak. Burada insan kaynağı ve Ar-Ge’ye daha çok yatırım yaparak, ülkemizde gelişme ihtiyacı olan kimya teknolojisinin ilerlemesini elimizden geldiğince sürdürülebilir kılmayı hedefliyoruz." "GÜNÜMÜZDE GİRİŞİMLER İÇİN BÜYÜME VE BAŞARIYA GİDEN YOLDA YATIRIM ALMANIN EN İYİ YÖNTEMLERİNDEN BİRİ KULUÇKA MERKEZLERİNDE YER ALMAK" Teknopark İstanbul’un Kuluçka Merkezi Müdürü Gürol Üzenç, günümüzde girişimler için büyüme ve başarıya giden yolda yatırım almanın en iyi yöntemlerinden birinin kuluçka merkezlerinde yer almak olduğunun altını çizerek, şu ifadelerdi kullandı: "CET'in girişim serüveninin en başından beri beraber yol alıyoruz, CET adına bu günlere ulaşacağımızdan en ufak bir endişemiz yoktu. Nitekim Cube Incubation’da CET gibi başarılı 110'dan fazla girişimci grubuna ev sahipliği yapıyoruz. Yeni lansmanını gerçekleştirdiğimiz merkezimizde bu başarı hikayelerini artırarak girişim ekosistemine değer katacağız. Ayrıca altyapısıyla bölgenin en ileri kuluçka merkezi olmanın yanında şu an girişimcilere sağlanan mentorluk, eğitim, kurumsal firmalarla iş birliği ve yatırımcılarla girişimleri buluşturma gibi sunulan destekler açısından da bölgedeki en aktif kuluçka merkeziyiz. Yakın zamanda girişimcilerimize finans desteği sağlamak amacıyla yeni bir yatırım fonu duyuracak olmanın heyecanı içerisindeyiz."

23 Eylül 2021 Perşembe

Dijital Türk lirası hazırlıkları akademisyenlerin de gündeminde

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, dijital paraların temel amacının, reel sektörün finansman ihtiyaçlarına düşük maliyetle cevap verebilen, güvenilir kurumlar aracılığıyla geniş bir yatırımcı tabanına farklı finansal araçlar sunan, güçlü kurumsal yapıya sahip bir finans sektörü inşa etmek olduğunu söyledi. Bu noktada dijital paranın, elektronik parayla karıştırılmaması gerektiğini belirten Çomaklı, "Elektronik paralar, blok zincir teknolojisi içinde yer almamakta ve bu teknolojinin sunduğu olumlu özellikleri sağlayamamaktadır. Fakat dijital paralar, blok zincir teknolojisinin tüm özelliklerini kullanabilmekte ve bir para politikası aktarım aracı olarak kullanılabilmektedir. Bu noktada blok zincir teknolojisi üzerine kuruldukları için kripto paralara rakip olarak görülmektedir." dedi. Çomaklı, burada dikkat edilmesi gereken hususun, merkez bankası paralarının, katılım için izinli blok zincir ağları kullanırken kripto paraların izin gerektirmeyen ağlar kullanması olduğunu bildirdi. Merkez bankaları paralarının merkezi bir yapıda olduğuna dikkati çeken Çomaklı, şöyle konuştu: "Merkezi bir yapıya bürünmüş olsa da blok zincir tabanını kullandığı için dijital paraların merkez bankası para politikalarının kullanım gücünü artırabileceği öngörülmektedir. Dolayısıyla Dijital Türk Lirası Projesi bu anlamda küresel piyasalara eş güdümlü olacak şekilde hayata geçirilebilirse hem dünyadaki diğer itibari paralarla rekabeti açısından hem de uluslararası şirketler açısından önemli bir yer edinecektir." "ETKİ DÜZEYİ HENÜZ BİLİNEMİYOR" Diğer bir perspektiften bakıldığında hiçbir ülkenin, başka ülke dijital parasının kendi ülkesinde yaygınlaşmasını istemeyeceğini vurgulayan Çomaklı, şunları kaydetti: "Bu bakımdan, merkez bankası dijital parası kişiden kişiye gönderim, ödeme hizmetleri, komisyon ücretleri ve hız gibi kolaylıklar getirebilmesine rağmen elektronik paraların bir üst versiyonu olarak kalmaktadır. Kripto paraların üretim mantığı üzerine bir yaklaşım sergilenmedikçe, dijital paranın üstünlüğü ele alamayacağı öngörülmektedir. Sonuç olarak Merkez Bankası dijital parasının etkisinin ne düzeyde olacağı henüz bilinemiyor." GÖZLER GENİŞ KATILIMLI İLERİ AŞAMA TESTLERDE Türkiye'nin dijital lirası için hazırlıklarda yeni aşamaya odaklanıldı. 2022-2024 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program'da, Dijital Türk Lirası Projesi kapsamında teknolojik, ekonomik ve hukuki çalışmaların sonuçlarının değerlendirilmesiyle, birinci faz pilot bulgular doğrultusunda daha yaygın ve geniş katılımlı ileri aşama pilot testlere devam edileceği ifade edilmişti. Dijital liranın sürecine ilişkin takvimi bu çalışmalar belirleyecek. Merkez Bankası da bu konuda teknolojik araştırma, geliştirme ve test süreçlerinin, teknoloji paydaşların katılımıyla yakın iş birliği içinde gerçekleştirileceğini belirtmişti. Bu doğrultuda Merkez Bankası, ASELSAN, HAVELSAN ve TÜBİTAK-BİLGEM ile ikili mutabakat zaptları imzalamış, Dijital Türk Lirası İşbirliği Platformu oluşturmuştu. Çalışmalar kapsamında, blok zincir teknolojisi, dağıtık yapıların ödeme sistemlerinde kullanımı, anlık ödeme sistemleri ile entegrasyon gibi başlıklarda çeşitli testlerin yapılması planlanıyor.

21 Eylül 2021 Salı