tatil-sepeti
Gıda sektörü ‘fuar’ı konuştu

Gıda sektörü temsilcileri, İstanbul Yaş Meyve-Sebze ve Bostan Komisyoncuları Derneği’nde (İSMEYDER) bir araya geldi. Toplantıda konuşan İTO Başkanı İbrahim Çağlar, yaş sebze meyve sektörüne ve toptancı hallerine ivme kazandırmak amacıyla üretilecek projelere destek vereceklerini söyledi. Çağlar, bu bağlamda yılsonuna doğru İstanbul’da düzenlenmesi planlanan Yaş Sebze Meyve Fuarı’na destek sağlanacağını kaydetti. Çağlar, fuarın sebze meyve ihracatında yeni pazarlar bulma noktasında önemli işlev göreceğine inandığını belirtti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mevlüt Bulut ise fuarın, yurtiçinde ve yurtdışında ses getirecek önemli bir organizasyon olacağını dile getirdi. İSMEYDER Başkanı Nevzat Dayan da böylesi bir iş ve güç birliğinin ülke için önemli fırsatlar getireceğini savundu. POTANSİYELİ ARTIRACAK İstanbul Toptancı Hal Meslek Örgütleri Koordinatörü İbrahim Yanık ise toptancı hal esnafının potansiyelini ortaya çıkartacak projelere destek vereceklerinin altını çizdi. Toplantıda İTO Meyve ve Sebze Meslek Komitesi Başkanı Mustafa Manav ve Meclis Üyeleri Mevlüt Yılmaz ile Abdulmuti Baran, İstanbul Dünya Ticaret Merkezi Genel Müdürü Rüştü Argıt, İBB Gıda Tarım Hayvancılık Daire Başkanı Bayram Ali Çakıroğlu ve Hal Müdürü Seyit Ahmet Olgun da yer aldı.

29 Şubat 2016 Pazartesi

Baklavanın tadı merdiven altında kaçıyor

HABER: FAHRİ SARRAFOĞLU İstanbul Ticaret Odası (İTO) Baklava, Pasta ve Şekerli Mamüller Meslek Komitesi üyeleri, özellikle merdiven altı ve hijyen kurallarına uyulmadan yapılan üretimden şikayetçi. Tüketicinin daha çok bilinçlenmesi gerektiğine işaret eden sektör temsilcileri, kalitesiz ürünler kullanılarak üretilen tatlı çeşitlerinden uzak durulması gerektiğini söylüyorlar. FİYAT DEĞİL KALİTE Komite Başkan Yardımcısı Hacı Bekir Künç, öncelikle bu ürünlerin insan sağlığına zararının görmezlikten gelinemeyeceğini belirtti. Künç, mısır şurubu, genetiği ile oynanmış ve kalitesiz malzeme ile yapılan ürünlere karşı vatandaşın uyanık olmasını isteyerek, “Tüketiciler fiyatı değil, kaliteyi öne çıkarmalı” uyarısında bulundu. Künç, sektörün bir diğer önemli sorununun da kalifiye eleman olduğunu belirterek, “Çırak ya da yetiştirmek üzere eleman bulmakta zorlanıyoruz. Yine kıdem tazminatı konusunun bir an önce çözülmesi gerekiyor” dedi. SUİSTİMALLER ÖNLENMELİ İTO Meclis Üyesi Mehmet Yıldırım da en büyük sorunlarının eleman sıkıntısı olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: “Her sektörde olduğu gibi bizim de eleman sıkıntımız var. Artık çırak bulamıyoruz. Bunun çözümü meslek liselerinin işlevselliğinin artırılması. Sadece teorik eğitim değil, uygulamalı eğitime de geçilmesidir. Devletimizin çalışan arkadaşlarımıza yönelik çıkarttığı işçi haklarıyla ilgili kanunlar, çok ciddi şekilde suistimal ediliyor. Her ay komitemize onlarca mahkeme evrakı geliyor. Maalesef mahkeme durumunda da hakimler takdir haklarını hep işçilerden yana kullanıyor. Devlet bazı giderleri üstlense de zaten çok yüksek olan istihdam vergileri daha da arttı. Üreticinin, sanayicinin maliyetleri daha da yükseldi. Rekabet gücü ise zayıfladı.” ŞEKER KOTASI ALAMIYORUZ Şeker kotası uygulamasında sektörün ciddi sıkıntılar yaşadığını belirten İTO Meclis Üyesi Necati Göksu, şunları anlattı: “Türkiye’de C Şekeri Kotası uygulaması var. Bu nedenle Avrupa’ya yapılan ihracatta C Şekeri Kotası alamıyoruz. İhracat yapan birçok büyük firma da bizim gibi zorluklar yaşıyor. Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye Şeker Kurumu bu konuya acilen bir çözüm getirmeli. Yine tüm sektörlerin ortak derdi olan kalifiye eleman sorunumuz da var.” Susam, fıstık gibi ürünlerde stokçuların yol açtığı sert dalgalanmaların da sektörü olumsuz etkidiğini vurgulayan Göksu, şöyle devam etti: “Sert yükseliş ve düşüşler tüketicinin de güvenini sarsıyor. Bu nedenle piyasa denetimine ihtiyaç var. Sektörümüzde merdiven altı üretim, denetim yetersizliği ve taklitçilik sorunları yaşanıyor. Sıkı denetlenmeyen, ucuz ve sağlıksız hammaddeler kullanılarak merdiven altı ortamlarda üretilen ürünler, halk sağlığını tehdit ediyor.” YÜZDE 20 STOPAJ KAYIT DIŞINI TETİKLİYOR İTO Meclis Üyesi Murad Fehmi Bozanoğlu, sorunlarını ve çözüm önerilerini şöyle özetledi: İş yerlerindeki yüzde 20’lik stopaj kayıt dışını artırıyor. Bu, yüzde 5 gibi makul bir seviyeye çekilmeli. Asgari ücretin artışı ile maaş, SGK primleri, kıdem ve ihbar tazminatı gibi kalemler de değişti. Bu artışa doğru orantılı olarak işletmelere destekler sunulmalı. Geçici vergi bütün sektörlerin sorunu. Acilen kaldırılmalı. Baklava ve lokum, dünyanın hayran kaldığı lezzetlerdendir. Bunlar Odamız tarafından daha fazla ilgi görmeli. Baklava için yapılacak bu tanıtım yatırımı sektörün yurtdışı satışlarının önünü açarak, ülkemize daha fazla döviz sağlayacak.

29 Şubat 2016 Pazartesi

Turizme 255 milyon liralık can suyu

Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan 2016 Turizm Eylem Planı ile sektöre 255 milyon TL destek verilecek. Sektörün 288 milyon TL’lik ödemeleri 3 yıla yayılarak kolaylık sağlanacak. A Grubu seyahat acentelerine de uçuş başı 6 bin dolar destek sunulacak. Planın ayrıntılarını açıklayan Başbakan Davutoğlu, hükümetin turizm sektörünü bir çözüm ortağı olarak gördüğünü ve zarara uğramaması için büyük hassasiyet gösterdiklerini söyledi. GÜCÜMÜZÜN FARKINDAYIZ “Gücümüzün ve potansiyelimizin farkındayız” diyen Davutoğlu, “Gözümüz hem Avrupa’ya hem Asya’ya hem Afrika’ya dönük. Kimse etrafımızdaki ateş çemberi dolayısıyla içe kapanacağımızı, kendi içimizde devinim yaşayacağımızı düşünmesin ve beklemesin. Dünyaya daha çok açılacak, dünyayla daha çok bütünleşeceğiz” diye konuştu. REKABET ÜSTÜNLÜGÜMÜZ Başbakan Davutoğlu, 2023 hedeflerinde turizmin çok önemli bir yer tuttuğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Muhteşem doğamız, binlerce yıllık tarihimiz, modern konaklama tesislerimiz, gelişmiş ulaşım imkanlarımız, eğitimli ve girişimci ruhlu beşeri kaynaklarımız en büyük rekabet üstünlüklerimiz. İçeride de turizmde büyük artış var. Daha önce tatilini yurtdışında geçirmek isteyen vatandaşlarımız şimdi Türkiye’nin güzelliklerini daha yakından tanımayı tercih ediyor. En önemli husus, turizmimizin çeşitlenmesi. Dağ, kongre gibi Türkiye’ye geliş gidişleri çeşitlendirici projelerin olması veülkenin her köşesinin görülmesinin sağlanması gerekir.” HEDEF ÜLKELER DEĞİŞİYOR Türkiye’nin, en cazip turizm destinasyonlarından biri olma özelliğini koruyacağını belirten Davutoğlu, bundan sonra hedef ülkeleri de değiştireceklerini söyledi. Davutoğlu, “Türkiye’nin sadece birkaç ülkeye odaklı bir turizm yaklaşımı olmayacak. Turizmimizin daha çok değer üreten, nitelikli bir yapıya yönelmesi lazım. Güzel imkanlardan ucuz şekilde istifade etmek yanında katma değeri yüksek bir turizm performansı sergilemeliyiz” diye konuştu. İstanbul’un yat limanı ihtiyacına da değinen Davutoğlu, “Bu, yapısal tedbirler içinde ele aldığımız bir husus. Birçok şehrimize dönük benzer tedbirler içeren bir çalışmayı da yürütüyoruz” dedi. Davutoğlu, 2016 Turizm Eylem Planı destek paketinin hızlıca hayata geçirileceğini ve turizm sektörünün başarılı bir sezon geçirmesine katkı sağlayacağını söyledi. TÜRKİYE EVİNİZDİR Başbakan Davutoğlu, Türkiye’nin gönül rahatlığıyla gezilebilecek güvenli bir ülke olduğunu vurgulayarak, dünyaya şöyle seslendi: “Türkiye evinizdir. Bu güzel ve güvenli ülkeye gönül rahatlığıyla gelebilir, tatilinizi geçirebilir, bu ülkenin derin tarihinden ve güzel doğasından istifade edebilirsiniz. Bugüne kadar yaşadığınız efsanevi misafirperverliğimizle yine sizi misafir etmeye hazırız.” TURİZMCİ ÖNÜNÜ DAHA NET GÖREBİLECEK İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, 2016 Turizm Eylem Planı için “Yaz rezervasyonlarının yapıldığı bu günlerde proaktif yaklaşımla kapsamlı tedbir alınması turizmciye yol gösterecek. Turizmci yaz planları için önünü daha net görebilecek” dedi. “Açıklanan 9 maddeli eylem planı hükümetimizin turizmi büyük dikkatle takip ettiğini gösteriyor” diyen Çağlar, “İstanbul dünyada en çok ziyaretçi alan şehirler listesinde beşinci sırada. Alınan tedbirlerle turizmci yatırımını daha rahat yapabilecek. Bilhassa turizm firmalarının kullandığı kredilerin vadelerinin ertelenmesi sektöre rahat bir nefes aldıracak. 255 milyon lira hibe ve 288 milyon liralık ödeme kolaylığı sektöre önemli bir artı değer katacak” diye konuştu. Deniz turizminin ihracat desteği kapsamına alınmasının da önemli bir haber olduğunu belirten Çağlar, “Uçuş başına yakıt desteğinin genişletilmesi ve turist getiren acentalara kredi verilmesi gibi tedbirler bir araya gelince açıklanan paketten turizm sektörünün fayda göreceğine inanıyorum” dedi. Türkiye’yi turizmde riskli ülke göstermeye kalkanların amaçlarına ulaşmasına izin vermeyeceklerini vurgulayan Çağlar, şöyle konuştu: “Hepimiz çok iyi biliyoruz; terör bir ülkenin değil, bugün dünyanın sorunu. Berlin, Roma, Londra ne kadar güvenliyse İstanbul sokaklarında gezmek de o kadar güvenlidir. Gerek kültür, gerek deniz-güneş, gerekse de kongre turizmiyle örneği olmayan bir ülkemiz var. Turizmde senaryo yazanlar karşılarında bu ülkenin misafirperver insanını ve girişimcisini bulacaklar.” İTO olarak İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu ile birlikte ülkemizin tanıtılması için birçok faaliyet yürüttüklerini belirten Çağlar, nisanda Ortadoğu turizminin nabzının attığı ATM Dubai 2016 fuarında İstanbul’u ve Türkiye’yi tanıtacaklarını sözlerine ekledi. İŞTE 9 MADDELİK EYLEM PLANI 1.Uçuş başına 6 bin dolar Türkiye’ye 1 Nisan-31 Mayıs arasında turist getiren A Grubu seyahat acentelerine uçuş başı 6 bin dolar destek verilecek. Destek verilecek havalimanları Alanya-Gazipaşa, Antalya, Muğla-Dalaman, Muğla-Bodrum tarifeli ve tarifesiz charter uçuşları, İzmir Adnan Menderes ve Kütahya Zafer Havalimanları. Ülke sınırlaması olmadan turist getirecek uçuşlara destek uygulanacak. 2. Acentelere 100 milyon liralık kredi A Grubu seyahat acentelerine Kredi Garanti Fonu teminatıyla kredi kullandırılacak. Bundan yararlanacak firmalar için turist getirecekleri ülke sayısı 13’ten 26’ya çıktı. Böylece Azerbaycan, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Rusya, Türkmenistan, Ukrayna, Almanya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İsveç, İsviçre, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristan, Norveç, Bulgaristan ve Romanya’da kredi başvuru tarihinden bir önceki yıl en az 400 bin turist getiren acentelere 100 milyon lira kredi kullanma imkanı tanındı. 3. Banka borçları yapılandırılacak Sektörde bir daralma ya da kredilerin geri dönüşünde sorun olduğunda firmaların banka borçlarında yeniden yapılandırmaya gidilecek. Bu kapsamda, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli yatırım, işletme ve seyahat acentelerinin kullandığı kredilerin geri ödemelerinin ötelenmesi ya da yapılandırılmasında kolaylık sağlanacak. 4. Ekonomi Bakanlığı’nın teşvikleri Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli deniz turizmi tesisleri Ekonomi Bakanlığı’nın teşviklerinden faydalanacak. Özellikle kruvaziyer ve yat limanları, rıhtım ve iskeleler ile çekek yerleri için yasal düzenleme ile daha işler hale gelecek. Belgeli deniz turizmi tesisleri, yeni yatırım ve tesis yenileme işlemlerinde bulundukları bölge teşviklerinden tıpkı konaklama tesisleri gibi yararlanacaklar. 5. İhracatçı kapsamına alınacaklar Bakanlık belgeli tesisler ve bir önceki yıl 750 bin dolar döviz getirenler ihracatçı sayılacak. Destek kapsamına giren şirketler Eximbank kredileri, yurtdışı fuarlara katılım desteği, resim ve harçlardan muaf olma gibi avantajlardan yararlanacak. 6. Çevreci tesislere düşük tarife Çevreye duyarlı işletmelere, mevcut enerji desteğine ek olarak su, atık su ve katı atık bedellerinde en düşük tarife uygulanacak. 7. Ecrimisil ödemelerine erteleme Bakanlık belgeli konaklama tesislerinin ecrimisil bedellerinin 2016 ödemelerinin ertelenmesi ve 3 yılda 3 eşit taksitle ödenmesinde gerekli düzenlemeler yapılacak. 8. Kira bedelleri ertelenecek Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan tahsisli konaklama tesislerinden alınan kira bedelleri bu yıl ertelenecek ve 3 eşit taksitte ödenecek. 9. Pay bedellerine 3 taksit Bakanlık tahsisli konaklama tesislerinin toplam ciroları üzerinden alınan pay bedellerinin 2016 ödemeleri ertelenecek ve 3 eşit taksitle tahsil edilecek.

28 Şubat 2016 Pazar

Kuyumcular altın muhasebeyi tartıştı

HABER: YAHYA GÜL İTO Kuyumculuk Komitesi’nin düzenlediği istişare toplantısında, önce Kuyumculukta Vergi ve Altın Esaslı Muhasebe Sistemi’nin hayata geçirilmesi ele alındı. Toplantıda, konunun köklü bir değişiklik istediği, bu değişim için bürokrasinin aşılması gerektiği belirtilerek, döviz esaslı muhasebe sisteminin pratikte kolay olmasına rağmen önünde zor şartların bulunduğu bildirildi. Mücevher taşlarının sertifikalandırılması hususunda bilgi veren Borsa İstanbul yetkilileri; borsaya kayıtlı üyelerin, taşların belgelerini tamamlamaları halinde borsada işlem gördükten sonra KDV’den muaf olabileceklerini anlattı. Toplantıda 12 yıllık mecburi eğitimle usta-çırak ilişkisinin azaldığı vurgulandı. İTO Kuyumculuk Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi Erhan Hoşhanlı’nın yönettiği toplantıya; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürü Sadettin Parmaksız, Kuyumculuk Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Ercan Özboyacı; Meclis Üyeleri İlhami Yazıcı, Ahmet Mirat Kökler, Kuyumculuk Meslek Komitesi Üyeleri Minas Arslan, Ömer Dinçel ve Utku Yılmaz katıldı. İstanbul Kuyumcular Odası Başkan Yardımcısı Mustafa Tiryaki, İSO Meclis Üyesi İlyas Gençoğlu ve İstanbul Ticaret Üniversitesi öğrencileri de toplantıda yer aldı.

22 Şubat 2016 Pazartesi

Dericiler alternatif pazar arayışında

HABER: FAHRİ SARRAFOĞLU Rusya krizinden en çok etkilenen sektörlerin başında gelen deri ve saraciye, alternatif pazar arayışına yöneldi. Ukrayna ve İran’dan gelen canlanma sinyallerine sevinen sektör bir yandan da yeni projeler üzerinde çalışıyor. Ancak, farklı KDV uygulaması, kıymetli kürkten vergi alınması, ithalata uygunluk belgesinde yaşanan sorunlar güncelliğini koruyor. İTO Deri, Kürk ve Saraciye Meslek Komitesi Başkanı Nurettin Aydın, Rusya ile inşa edilen 25 yıllık birikim ve işbirliğinin yok olmaması gerektiğini söyledi. RAHATLIK BİTTİ Sektörleri açısından hiçbir ülkeyle olmayacak kadar toleranslı bir ticaret hattı kurulduğunu vurgulayan Aydın, şöyle konuştu: “Konfeksiyonu, deriyi, halıyı, sebzeyi, plastiği ve birçok ürünü bu coğrafya satıyorduk. İsteyen gidip Moskova’nın herhangi bir sokağında kiraladığı dükkâna mallarını koyup satabiliyordu. Kimse karışmazdı. Ruhsat, vize, vergi, KDV, ÖTV sormazdı. Sattığını cebine koyup alıp THY ile bir saat sonra Bayrampaşa’daki atölyesine gelip işçilerine maaşlarını öderdi. Şimdi bunlar bitti. Ruslar İstanbul’un, Trabzon’un, Antalya’nın ticari lokomotifi olmuştu.” Aydın, Rusya krizi ile yaşanan son durumla ilgili görüşlerini şöyle özetledi: “Tuzla Deri Organize, Çorlu Deri Organize, Uşak Deri Organize, İzmir Menemen gibi milyonlarca dolarlık yatırımlarımız o coğrafyaya yapılan ticaretten elde edilen kazanç sayesinde oldu. Yıllarca kota ve vergi duvarı ile bedavaya çalıştığımız Avrupa’nın tersine, burada iki ülke arasındaki ticarette gösterilen tolerans ile vergi duvarları ve bürokrasi aşılmış, herkes ürettiğini kolayca satma imkânı bulmuştu.” Dünyada derinin tek pazarının Rusya coğrafyası olduğunu vurgulayan Aydın, “Eğer bu diplomatik krizi aşamazsak, deri organize bölgeleri ve deri konfeksiyon atölyeleri çökme riski ile karşı karşıya kalır. Sermayemiz Rusya’da ‘alacak’ olarak kaldı. Bu alacaklar gelmezse, sadece sermayeyi değil küresel misyonumuzu da kaybedeceğiz” dedi. EN ÖNEMLİ SORUNLAR Komite Üyesi Faysal Nerse ise deri-kürk sektörü tarihinin en büyük krizi ile karşı karşıya olduğunu belirterek, “Esnaf artık kendi kiralarını ödeyemez duruma düştü. Ancak alternatif pazarlar bulunursa mevcut kriz daha az hasarla atlatılabilir” dedi. Nerse, yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini şöyle anlattı: “Dünyada kıymetli kürk yetiştiriciliği daha çok Avrupa ve Amerika’da. Ülkemizde ise üretimi yapılmadığı gibi yerli tüketim de yok. AB’den yapılan ithalatta yüzde 20 ÖTV ile yüzde 18 KDV alınıyor. Ham yarı işlenmiş ve işlenmiş olarak ithal edilen kürkler, ülkemizde işlenip, katma değeri yüksek ürün olarak ihraç ediliyor. Bu durum ihracat hedefi ile çelişkili. ÖTV’nin kaldırılması ya da tolere edilebilir düzeye çekilmesi gerekir. Ya da KDV’de olduğu gibi ihracatta geri ödenebilir. Ayrıca kıymetli kürkteki KDV oranı yüzde 18. Kıymetli kürkün aksesuar olarak yaygın bir şekilde kullanıldığı deri, kürk-süet ve tekstil sektörlerinde ise KDV oranı ise yüzde 8. İkisinin bir arada kullanıldığı ürünlerin ihracatında sorun yaşanıyor. İthal edilen kıymetli kürk hayvanları postlarının kahir ekseriyeti CITES (Nesli Tehlike Altında Olan Hayvan Kürklerinin Uluslararası Ticareti Konvansiyonu) kapsamında değil. Hâlbuki ithalat esnasında kürkler, bu kapsamda değerlendiriliyor. İthalata Uygunluk Belgesi için fahiş fiyatlar alınıyor.” KURBAN DERİSİNDEN YARARLANAMIYORUZ Kurban Bayramı’nda kesilen hayvanın derilerinden yeterince faydalanılmadığını belirten Meclis Üyesi Mehmet Musa Evin, kayıt dışılığa dikkat çekti. Evin, kesilen büyükbaş hayvan sayısının 753 bin 762, küçükbaş hayvan sayısının 1 milyon 930 bin 255 olmasına rağmen bunların derilerinin çok küçük bölümü-nün kayıt altında olduğunu, diğer kısmının kayıt dışı yollardan piyasaya girdiğini belirterek, şöyle konuştu: “Yakında kurban bayramları yaz dönemine denk gelecek. Derilerin sıcaktan zayi olmaması için şimdiden tedbir alınmalı. Kurban derilerinin ehli kişilerce toplanıp işlenmesi şart. Öte yandan Mayıs 2015’te Moskova’da düzenlenen Le Show fuarına katılan firmalarımız teşvik (geri) ödemelerini 1.5 yıldır alamadı. Teşviklerin ivedilikle ödenmesi firmalarımıza can suyu olacak.” YENİ PAZARLAR BULMALIYIZ İTO Yönetim Kurulu ve aynı zamanda Meclis Üyesi Fahrettin Basiloğlu, sektörde yaşanan sorunların en önemli nedeninin; deri ve deri ürünleri dış satımının genellikle komşu ülkelere yapılmasından kaynaklandığını söyledi. Basiloğlu, sektörün durumunu şöyle anlattı: “Ayakkabı Rusya, Ukrayna, Türk Cumhuriyetleri, Irak ve İran’a satılıyor. Son günlerde Ukrayna ve İran pazarı yeniden canlanma sinyalleri veriyor. Sektör bu tabloyu öngördüğü için yeni pazar arayışını hızlandırmıştır. Bu çalışmalar doğrultusunda İstanbul Ticaret Odası, Uluslararası Rekabeti Geliştirme (URGE) projesi başlattı. Proje deri, konfeksiyon ve saraciye sektörlerini kapsıyor. Hedef pazarlar ABD, Kanada ve Avrupa ülkeleri. Ayrıca Türkiye Deri Sanayicileri Derneği önderliğinde tabakhaneleri kapsayan URGE projesi de başlatıldı. Bu gibi çabalar inanıyorum ki, sektörümüze yeni bir ivme kazandıracak.”

22 Şubat 2016 Pazartesi