tatil-sepeti
Türkiye rüzgarda hız kesmedi

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği’nin (TÜREB) 6 ayda bir açıkladığı Rüzgar Enerjisi İstatistikleri Raporu yayımlandı. Rapora göre, işletmedeki rüzgar enerjisi santrallerinin (RES) kurulu güç bakımından yüzde 74’ü Ege ve Marmara bölgelerinde bulunuyor ve il bazındaki sıralama değişmedi. Balıkesir’in 923 megavatla birinci olduğu rüzgar enerjisinde, 807 megavatla İzmir ikinci, 574 megavatla Manisa üçüncü sırada yer aldı. Geçen yıl 956 megavatlık santralin işletmeye alınmasıyla kurulu güç 4 bin 718 megavata ulaştı. LİSANSLI RES’LER İnşaatı başlamamış 88 adet lisanslı RES’in toplam kurulu gücü 3 bin 144 megavatı bulurken, bölgelere göre dağılımında bin 412 megavatla Marmara ilk sırada, 780 megavatla Ege ikinci, 352 megavatla da İç Anadolu Bölgesi üçüncü sırada yer aldı. İnşaatı başlamamış RES’lerin illere göre dağılımında ise 456 megavatla Çanakkale ilk sırada gelirken, onu 369 megavatla İstanbul, 303 megavatla İzmir ve 236 megavatla Konya izledi. DOĞUDAN İLK Değerlendirmede olan rüzgar santrallerinin bölgelere göre dağılımında İç Anadolu bölgesine talep arttı. İlk kez Erzurum, Erzincan, Van, Tunceli, Siirt, Mardin gibi illerde RES yatırımı için başvuruda bulunulduğu görüldü. YERLİ ‘HES’ VE ‘GES’LER GELİYOR Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için bir dizi proje hayata geçiriliyor. Geçtiğimiz ay Türkiye’nin ilk Milli Rüzgar Enerji Santrali’nin (MİLRES) kurulumunu yapan Türkiye’nin önünde üç hedef daha bulunuyor. Bu hedefler; yerli HES, güneş santrallerinin kurulumu ve termik santral teknolojilerinin yerlileştirilmesinden oluşuyor. Hidroelektrik Santral Bileşenlerinin Yerli Olarak Tasarım ve Üretimi Projesi (MİLHES) ile 8.8 MW olan ünite gücünün 10 MW’a çıkması hedefleniyor. İlk yerli HES türbini ve jeneratörünün üretileceği projeyle, 21.5 milyar dolarlık hidroelektrik santral yatırımının önemli bir kısmının Türkiye’de kalması bekleniyor. İkinci proje olan ‘Milli Güneş Enerji Santralleri Projesi (MİLGES) ile ilk defa yerli sanayi imkânlarıyla yüksek verimli güneş pili üretimi gerçekleştirilecek. İlk pilot uygulama Şanlıurfa’da olacak.

15 Şubat 2016 Pazartesi

Perakende kümelenme ve ihracata odaklanıyor

HABER: ADEM ORHUN İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) perakende sektöründeki Meclis üyeleri, hasbihal toplantısında bir araya geldi. İTO Başkanı İbrahim Çağlar, Başkan Yardımcısı Gökhan Murat Kalsın, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hasan Erkesim ve Yönetim Kurulu Üyesi Adil Coşkun ile İTO Genel Sekreteri Ömer Bal’ın katıldığı toplantıda iş adamları iç ticarette ve ihracattaki sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdi. Toplantıda konuşan İTO Başkanı İbrahim Çağlar, “Perakende ticareti etkileyen bürokratik ve teknik birtakım engeller mevcut. Komitelerden bildirilen sıkıntılar da bize geliyor. Bunlarla yakından ilgileniyoruz. Ayrıca sektörlerimizin sorunları ve çözüm önerilerini bakanlarımıza da ulaştırıyoruz” şeklinde konuştu. NİTELİKLİ ÜRÜN Toplantının konusu perakende ticaret olmakla birlikte ekmekten ete, sağlıktan turizme pek çok alanda Meclis üyeleri notlarını paylaştı, taleplerini dile getirdi. İTO’nun fuarlarının büyük faydaları olduğunu vurgulayan iş adamları, toptan dış ticaret konusunda en büyük sorunun, nitelikli ürün olduğuna dikkat çektiler. Üyeler, bütün sektörlerin katma değerli mal ihracına odaklanmasını istedi. MEYVEDE SOĞUK ZİNCİR Yaş meyve sebze sektörünün temsilcileri ise soğuk zincirin mutlaka desteklenmesi gerektiğini vurguladılar. Toplantıda optisyenlik meslek yüksek okullarının sayısının artması sebebiyle istihdamda sıkıntı olduğu ifade edilirken, çağrı merkezleri konusunda da problemler olduğu kaydedildi. Çağrı sektörünün de dışarıya açılması istenirken, bunun nitelikli işgücü, kümelenme ve kampus gerektirdiğivurgulandı. Toplantıda alışveriş festivallerinin Türkiye genelinde yapılmasını istediler. Her ürüne tarım desteği yerine, belirli bölgelere belirli ürünlerde ekim izni ve destek verilmesi gerektiği vurgulanırken, domates sosu gibi katma değeri yüksek ürünlerin ihraç edilmesi hatırlatıldı. Toplantıda ayrıca gıda perakende, kafe ve restoran işletmeciliğine yoğun ilgi olduğunu belirten sektör temsilcileri birbiri ardına açılan mekanlar sebebiyle kârlılık ve kalitenin düştüğünü ifade ettiler. TİKA İLE EŞGÜDÜM Toplantıda ayrıca TİKA’nın yurt dışındaki faaliyetlerinin fırsatlar barındırdığı belirtildi. TİKA’nın bir bölgede bir etkinlikte bulunmasıyla paralel olarak Türk firmalarının da aynı bölgede tanıtım ve satış çalışması yapması gerektiği dile getirildi. ÇİÇEKÇİLERİN HEDEFİNDE RUSYA VAR Üretim için boş arazi temin edemediklerini vurgulayan peyzaj ve çiçekçilik sektörü temsilcileri, Rusya, Azerbaycan, Türkmenistan ve Gürcistan’a ağırlık verilmesi gerektiğinin altını çizdiler. KOZMETİK YABANCILARDA Kozmetik, temizlik ve kimyevi ürünlerde piyasanın yüzde 75’inin yabancıların elinde olduğunu belirten sektör temsilcileri, “Yerli firmalar desteklenmeli ve ortak hareket etmeli” çağrısında bulundu. ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Kozmetik ve kimyasal hammadde ithalatında tüm sektörler ayrı ayrı hacimlerini bildirmeli. Bu şekilde farklı sektörlerin ihtiyacı olan ürünler yerli üretimle karşılanabilir. Gıda barkod sistemi ve helal belgesi konusunda İTO ve TOBB devreye girmeli. Ekmek, un ve unlu mamuller sektörüne ihracat rehberi hazırlanmalı. Her isteyenin her yerde dükkan açması önlenmeli. Yemek çeki konusunda yerli çözümlere üye katılımı ve destek sağlanmalı. Perakende ticaret kanunu çalışmaları ve kümeleşmede sektör ihtiyaçları somutlaşmalı. Tarla fabrikacılığı hayata geçirilmeli. Belli bölgelerde belli ürünlere destek verilmeli. Yakın pazarlarda yaşanan sorunların aşılması için uzak ülkelere bakılmalı. İhracatı artırmak için başlatılan Ur-Ge çalışmalarına ağırlık verilmeli.

15 Şubat 2016 Pazartesi

2016 Ayağını yorganına göre uzatma yılı

HABER: FAHRİ SARRAFOĞLU Finans sektörü bu yıl katılım bankacılığında hareketli bir dönem bekliyor. ABD’nin faiz artırma politikasının gelişmekte olan pazarlardan para çıkışına neden olacağını belirten sektör temsilcileri, girişimcilere dövizle borçlanmamasını tavsiye ediyor. İstanbul Ticaret Odası Finans Kuruluşları Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi M. Zeki Sayın, 2015 yılının finans kurumları açısından normal bir yıl olduğunu söyledi. Sayın, dünyadaki ekonomik daralma nedeniyle 2016 yılının ülkemiz için biraz düşündürücü olabileceğine işaret ederek, şunları dile getirdi: “Özellikle komşularımızla olan iş ve ihracat bağlantıları ile turizmin durumu, finans kurumlarının çok sıkı tedbir almasına sebep olabilecek. Yeterli kaynağı olmayan finans kurumlarında meydana gelecek kredi daralması nedeniyle takibe alınan kuruluşlarda bir çoğalma olur ise piyasada kısa zamanda menfi yansımaları görülebilir. Gönlümüz, finans kurumlarının, kredi verdikleri kuruluşlarla dost-kardeş olarak problem meydana gelmeden birlikte çalışabilmeleri.” ABD ETKİSİ Komite Başkan Yardımcısı ve Meclis Üyesi Osman Akyüz de, 2016 yılının zor bir yıl olacağına, ancak sektör olarak önemli bir avantajları olduğuna dikkat çekti. Akyüz, şöyle konuştu: “Tek başına bir iktidar var. Hükümet Orta Vadeli Programı yeniledi. Orta Vadeli Program’a göre 2016’da büyüme yüzde 4.5 olacak. Enflasyon hedefimiz yüzde 7.5. Bütçe açığı 30 milyar civarında olacak. Ama dövizin fiyatı artacak gibi. Zira, ABD faizi artırıyor. Bu gelişme bizim gibi ülkelerden fon çıkışını çoğaltacak. Bizim gibi ülkelerden çıkan para 735 milyar dolar. ABD’de faiz artırımı devam ederse para çıkmaya devam edecek.” PARA BULMAK ZOR 2016’da para bulmanın zor olacağının altını çizen Akyüz, “Bizim için önemli olan bütçe ve mali disiplin” diyerek, hükümetin bu konuda çok kararlı olduğunu ve işi sıkı tuttuğunu söyledi. Akyüz, beklentilerini şöyle anlattı: “Kamu borç stokunun GSMH’ye oranı yüzde 30’lara doğru geriliyor ki, bu iyi. Cari açık da makul seviyelere geldi. Sanıyorum, 30-35 milyar dolar civarında kapatılacak. Milli gelirin yüzde 4.5-5’ine denk geliyor; makul bir seviye bu. Görünen o ki, cari açık konusunda sıkıntı olmayacak. Ama para bulma konusunda 2016’da sıkıntı yaşanacak. Özellikle yabancı tasarrufçuyu çekme konusunda sıkıntılar olabilir. İş adamlarının döviz üzerinden borçlanmasını tavsiye etmiyorum. Çünkü dövizli fiyat, muhtemelen faizler artacak. Bu yüzden sükûnetle hareket edilmeli. Bu dönemde muhtemelen faizsiz yatırım bankacılığında yabancı sermayeli yeni bir banka da sektöre girecek.” BANKALAR DAHA VERİMLİ ÜRÜNLERE ODAKLANDI Komite Üyesi Aslan Demir, Türk Lirası’ndaki öngörülemeyen değer kaybının özellikle yabancı sermayeli ve döviz bazında kâr hedefleri olan bankalar üzerinde ciddi baskı oluşturduğunu anlattı.Demir, sektörle ilgili görüşlerini şöyle açıkladı: “Bankacılık sektörü aktif büyüme oranında yüzde 18 ile 2014 yılına göre üç puan daha fazla büyüdü. Birçok banka TL olarak büyüdü ancak yabancı para cinsinde geçtiğimiz yıla göre hem aktif hacminde geriledi hem de daha az kâr elde etti. 2014-2015 yılları arasında aktif kârlılığı yüzde 1.3’ten yüzde 1.2’ye, özkaynak kârlılığı ise yüzde 11.5’ten yüzde 10.6’ya geriledi. Bu nedenle sektörün bir taraftan daha verimli segmentlere, ürünlere ve kanallara, diğer taraftan da gider yönetimine daha çok odaklandığını gözlemliyoruz. İnternet ve mobil gün geçtikte bankaların alternatif değil, ana hizmet kanalı haline geldi.” Katılım bankacılığı açısından da oldukça hareketli bir yıl geçirildiğini kaydeden Demir, yeni katılım bankalarının sektörün büyümesine olumlu katkıda bulunacağını belirtti. Demir, “Katılım bankaları konvansiyonel bankaların aksine Türkiye genelinde henüz tüm nüfusa erişemedi. Şube ağının Türkiye sathına yayılması da katılım bankacılığının göreceli olarak hızlı büyümesindeki ana etkenlerden biri. Dolayısıyla sektör, hem fiziki hem de mobil kanallarda büyümesini sürdürecek” dedi. KATILIM BANKACILIĞINDA HEDEF YÜZDE 15 Komite Başkan Yardımcısı ve Meclis Üyesi Osman Akyüz, katılım bankalarının 2015 yılını beklentiler doğrultusunda tamamladığını söyledi. Akyüz, aktif büyüklük bakımından katılım bankalarının genel bankacılık sektöründeki payının ise yüzde 5.2 seviyesinde gerçekleştiğini dile getirdi. 2015’te sektöre bir oyuncunun daha katıldığını, Ziraat Katılım Bankası’nın faaliyete geçtiğini hatırlatan Akyüz, Vakıf Katılım Bankası’nın da en geç mart ayında faaliyete başlamış olacağını dile getirdi. Akyüz, sektörü şöyle değerlendirdi: “Böylece sektörde katılım bankası sayısı 6’ya ulaşacak. Halkbank da faizsiz bankacılık sektörüne girecekti. Sanırım kendi özel mevzuatında değişiklik ihtiyacı var. Biraz daha gecikecek. Öte yandan, Katılım Bankaları Birliği olarak 2015’te bir strateji belgesi açıkladık. Strateji belgemiz 10 yıllık bir stratejik yol haritasını ortaya koyuyor. 2015 ile 2025 yılları arasında katılım bankacılığının büyütülmesi ve 2025’te bankacılık sektöründeki payının yüzde 15 olması hedefleniyor.”

15 Şubat 2016 Pazartesi

576 tüccar yol gösteriyor

HABER: SOYHAN ALPASLAN İstanbul Ticaret Odası (İTO), girişimci olmak veya girişimci fikrini paylaşmak isteyenler için eşine az rastlanan bir hizmet veriyor. İTO, fikrini alıp getireni 81 meslek komitesinde faaliyet gösteren ve sektörlerinin önde gelen 576 tüccar ve sanayici üyesi ile bir araya getiriyor. ‘Girişimci Adayı – Meslek Komite Buluşmaları’ adındaki bu faaliyet, fikir sahibi kişinin öncelikle sektörel faktörleri doğru analiz etmesini sağlıyor. Bir sonraki önemli hizmet, finansmana erişim probleminin ortadan kaldırılması. Bu hizmetten yararlanabilmek için yapılacak ilk iş, İTO Rekabeti Geliştirme Koordinatörlüğü bünyesindeki Yenilikçilik ve Girişimcilik Birimi () ile irtibata geçmek. SÜREÇ NASIL İŞLİYOR? İTO’ya müracaatta bulunan girişimci adaylarının iş fikirleri uygunluk değerlendirmesinden geçiriliyor. Fikrin yazıldığı proje özeti, Oda’nın Yenilikçilik ve Girişimcilik Birimi uzmanları tarafından kontrol edilip, gerekirse düzeltiliyor. Proje özeti ilgili komite tarafından kabul edilirse fikir sahibi sunumunu gerçekleştirmek için aylık olağan komite toplantısına davet ediliyor. Girişimci adayları 10 dakikalık bir sunumla iş fikirlerine ait temel esas ve hedefleri komite üyeleri ile paylaşıyor. Komite tarafından uygun görülen fikirler için ikinci aşama başlıyor. İTO bu hizmeti ile girişimci ve girişimci adayların bilgi ve tecrübe, networking, finansman ihtiyaçlarının karşılanmasını hedefliyor. FİKRİNİZ İŞİNİZ OLABİLİR Mİ? İTO’ya başvuru yapan girişimci adayları şu sorulara cevap buluyor? İş fikrimin kuvvetli ve zayıf yanları nedir? İş projemi nasıl yazacağım? Projemdeki hataları nasıl düzelteceğim? Projemi nasıl uygulayacağım? Fikrim tam olarak hangi sektöre uygun? Fikrime hangi tüzel kişilik uygun? Nasıl şirket kurabilirim? Kredi ve hibe alabilmek için nerelere başvurabilirim? İTO sonraki hangi aşamalarda bana destek verebilir? E-TİCARET VE DERİDE PİLOT UYGULAMA İTO, 2015’te 50 başvuruyu cevaplandırdı. Bilgi, İletişim ve Medya Meslek Komitesi e-ticarette; Deri, Kürk ve Saraciye Meslek Komitesi dericilikte iki pilot uygulama yaptı.

15 Şubat 2016 Pazartesi

Hızlı ve otomatik geçişte yumak büyümeyecek

HABER: FEDAİ YILDIRIM İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) ev sahipliğinde 2023 Vizyonunda Türkiye’de Karayolu Taşımacılığı Çalıştayı düzenlendi. Yolcu ve yük taşımacılığındaki güncel sorunlara çözüm arandığı ve ileriye dönük stratejilerin tartışıldığı toplantıya Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım konuk oldu. İTO Şehiriçi Yolcu Taşımacılığı Meslek Komitesi tarafından organize edilen çalıştayda sektöre seslenen Bakan Yıldırım, HGS ve OGS sorununun çözüleceği müjdesini verdi. Yıldırım, bundan sonra bu konuda sorun yaşanmayacağını belirterek, sektörün güncel sıkıntılarını tek tek dinleyerek yanıtladı. SIKI TAKİBE ALIYORUZ Bakan Yıldırım, hızlı ve otomatik geçiş uygulamasında yapılan son düzenlemeler konusunda şunları söyledi: “HGS ve OGS’de artık sorun olmayacak. Yeni yasal düzenleme yapıldı. Cezalar uzak mesafelere göre değil, ne zaman olursa olsun gittiği mesafeyle sınırlı olacak. Geçer geçmez SMS ile uyaracak, 12 gün süre verecek. Bu sürede öderse yine cezalı sayılmayacak. Bankalar ve kredi kartlarıyla da geçiş yapılacak. 500 bin usulüne uygun olmayan HGS kuponu var. Yanlış yere yapıştırılmış veya bilgileri tahrif olmuş. Onları da alıyor ve düzeltiyoruz. Geçişteki algılama cihazlarıyla ilgili sorunlar da düzeliyor. 2016’nın cezaları yılda 4 sefer topluca bildirilecek, bir sonraki seneye kalmayacak. Böylece sıkı takibe alıyoruz ve işi çözüyoruz. Yumak katiyen büyümeyecek. PTT hesabı değil, şu anda bir banka ile anlaşma yapıldı, diğerleriyle de yakında yapılacak. Bu konuda hepsi hallolacak. Bugüne kadar tahakkuk eden cezalar da bu yasal düzenlemeyle yarı yarıya inmiş durumda.” SEKTÖR YENİLENMELİ Yıldırım, karayolu taşımacılığının emektar bir sektör olduğunu, ancak sektörün günümüzde birtakım zorluklarla karşılaştığını dile getirerek, “Bu dönemde zaman paranın önüne geçti. Dolayısıyla havayolunun daha fazla kullanılması doğal” dedi. Yıldırım, önemli işler yapan sektörün değişen ulaşım şartlarına, iş yapma şekline göre kendini yenilemesi gerektiğinin altını çizerek, “Değişim bilişimle olur. Bilişim sektörü gelişti, insanların iş yapma, yaşam, seyahat anlayışları değişti” diye konuştu. ÖTV’SİZ YAKIT OLMAZ Yıldırım, “ÖTV’si kaldırılmış yakıt verin” talebine ilişkin ise “Bunu gündeminize almayın, böyle bir şey yok. Başka işlere bakalım” dedi. Yıldırım, talepler konusunda birincil önceliklerin yasa olmaması gerektiğini kaydederek, şunları aktardı: “Mevzuatla ilgili taleplerinizi, ikincil düzenleme dediğimiz tüzük, yönetmelik, genelge ile yapılabilecek şeyleri hiç gecikmeden yaparız. Ancak kanun şeklinde değişiklikler varsa bunu mutlaka diğer bakanlık ve kurumlarla uzlaşmayla yapmamız gerek. Öbür türlü yapsak başarılı olamayız, yapmamız da kolay değil.” Yıldırım, ayrıca, danışmanlık kurulu ile ilgili olarak da sürekli danışma mekanizmasının faydalı olacağını, sorunlar birikmeden, maliyet yükselmeden çözüm üretme imkanlarının doğacağını, bu talebi değerlendireceklerini kaydetti. KASKO VE TRAFİK SİGORTASI Yıldırım, “Trafik sigortasını ve kaskosunu birleştirmek istiyoruz. Aşırı vergi geliyor” şeklindeki bir yorum üzerine, “Bu trafik sigortası konusunda yerden göğe kadar haklısınız. Çalışma başladı. Bu işi düzene ve intizama sokacağız. Bunun kararını aldık. Ne tür iyileştirme yapılacaksa yapacağız. Trafik sigortası ile kasko birleştirilebilir. Kapsam ile ilgili sıkıntılar var. Gözden geçirilerek ona göre makul bir çözüm üretmeye gayret edeceğiz” dedi. İTO Meclis üyelerinin yoğun ilgi gösterdiği çalıştayda İTO Genel Sekreteri Ömer Bal ve Genel Sekreter Yardımcısı Av. Nurcan Turan da yer aldı. KOORDİNASYON KURULU OLMALI TOBB Karayolu Yolcu Taşımacılığı Meclisi Başkanı ve aynı zamanda İTO Yolcu Taşımacılığı ve Seyahat Acenteleri Meslek Komitesi Meclis Üyesi olan Mustafa Yıldırım, taşımacılıkta havayolunun payının arttığını belirterek, karayolu taşımacılığının ise payının daraldığını söyledi. Yıldırım, bu daralmanın sektörde ciddi sıkıntılara neden olduğunu dile getirerek, “Bizler karayolu taşımacılığı olarak Türkiye’de havayolunun, demiryolunun ve denizyolunun tamamlayıcı unsuruyuz. Uçaktan ya da trenden inen otobüse binmek zorunda. Ulaştırma sistemlerimizin bütünleşik bir yapı içinde, ulusal kimliği oluşturacak şekilde, altyapıda ve işletmede birleştirilmesi doğal ve kaçınılmaz bir süreçtir” dedi. Yıldırım, ulaştırma ana planının yeniden yapılandırılmasının zorunluluğuna işaret ederek, şunları söyledi: “Karayolu yolcu taşımacılığı layık olduğu yere oturtulmalı. Daralan kapasite, yeniden yapılandırılarak mevzuatla düzenlenmeli. Her taşıma modu kendi işini yapacak şekilde düzenlemeler olmalı. Ayrıca turizm taşımacılığı ve karayolu yolcu taşımacılığı koordinasyon kurulunun kurulması gerekir. Bizimle ilgili karar verilirken bizim fikrimizin alınması lazım.” AB MEVZUATI ÖNÜMÜZÜ TIKIYOR İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, Avrupa Birliği’nin (AB) karayolu taşımacılığında uyguladığı kota engeline dikkat çekti. “Hakikaten anlaşılır gibi değil. Hem bizim maliyetimizi artırıyorlar hem de kendilerine yansıyan faturayı kabartıyorlar” diyen Çağlar, AB’nin karayolu taşımacılığında kota ve geçiş izinleri gibi engellerin kaldırılması gerektiğini belirterek, “İnsan var, mal var, taşımacı var, ticaret yapılacak ama AB mevzuatı gelip önümüzü tıkıyor. AB’nin bir an evvel, her iki tarafa da zarar veren bu yaklaşımı terk etmesini bekliyoruz” diye çağrıda bulundu. JEOSTRATEJİK FIRSAT Çağlar, 13 yılda ulaştırma sektöründe yaşanan ilerlemelerin Türkiye’yi ‘Yeni Türkiye’ye hazırladığını belirterek, şunları kaydetti: “Ne kadar üretirseniz üretin ya da pazarlamada ne kadar başarılı olursanız olun, bir ekonomi, taşımacılık noktasında düğümleniyorsa o ekonomide sorun var demektir. Sayın Bakanımız yaptığı çalışmalarla Türkiye’nin jeostratejik konumu gerçeğini ‘jeostratejik fırsat’a çevirmek için stratejiler ortaya koydu. Hava, deniz ve demiryollarıyla birlikte karayolu taşımacılığı, ülkemizin küresel lojistik aktarma merkezi olmasının ayrılmaz parçası.” EN ÇOK KARAYOLU KULLANILIYOR 2023 Vizyonunda Türkiye’de Karayolu Taşımacılığı Çalıştayı’nın oturum başkanlığını yürüten İTO Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Orduhan, Türkiye’de yük ve yolcu taşımacılığında en fazla karayolunun tercih edildiğini söyledi. Orduhan, “2014’te yurtiçi yolcu taşımacılığının yüzde 89.8’i, yük taşımacılığının ise yüzde 89.5’i karayolu ile yapıldı” dedi.

14 Şubat 2016 Pazar