tatil-sepeti
Tasarrufun yolu plastikten geçiyor

HABER: FAHRİ SARRAFOĞLU İstanbul Ticaret Odası Plastik ve Kauçuk Meslek Komitesi Başkanı Rüknet Yeşilyurt, plastik sektörünün çevreye faydalı olduğunu belirterek, eğer plastik olmazsa, karbon salınımının 27 kat artacağını söyledi. Yeşilyurt, sektörü şöyle değerlendirdi: “Eğer plastik kullanılmazsa onun yerine kullanılan ürenler 3-6 kat daha artacak; enerji 2.2 kat daha fazla kullanılacak. Bu nedenle dünya kaynaklarından bu oranlarda tasarruf ediyoruz. 21. yüzyılın müthiş keşfi, savaş kazandıran, ekonomi kazandıran, tüm sektörlerin can damarı, insanların yaşam kalitesini yükselten, defalarca geri dönüştürülebilen hayatın içinde olmazsa olmazı malzeme plastiktir.” 250 BİN KİŞİYE İSTİHDAM Plastik sektörünün yılda 35 milyar dolar üretim değeri olduğunu ifade eden Yeşilyurt, sektörün 9.2 milyon üretim yaptığını ve 250 bin kişiye istihdam sağladığını kaydetti. Yeşilyurt, sektörle ilgili şu bilgileri verdi: “Sektörümüz yılda 11 milyar dolar hammadde ithalatı yapıyor. 12 milyar dolar da ihracatı var. Sektörümüz AB’nin ikinci büyük üreticisi durumunda ve dünyanın yedinci üreticisi.” Sektörü etkileyen çalışmalarda daha fazla temas olması gerektiğine dikkati çeken Yeşilyurt, “Plastik sektörü ile ilgili kararlar sektörün temsilcileri ile görüşülmeden işleme alınıyor. Sektörün tüm katmanlarının sıkı bir iletişim içinde olmaları gerekir” dedi. 2015 GÜZEL GEÇTİ İTO Plastik ve Kauçuk Meslek Komitesi Başkan Yardımcı Metin Uzun ise plastik sektörü olarak 2015 yılının iyi geçtiğini belirtti. Uzun, özellikle hammadde fiyatlarının düşmesinden dolayı gerek iç piyasada gerekse dış piyasada olumlu bir geri dönüş olduğunu söyledi. İhracatta olumlu ivme ile birlikte yeni pazarlara açılımın bu dönemde yakalandığını kaydeden Uzun, şöyle devam etti: “Plastik sektörünün önü açık. AB’nin ikinci tedarikçi ülkesiyiz. Kuzey Afrika, Ortadoğu, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihracat yapıyoruz. Sektörümüz inşaat sektörü ile de iç içe olduğu için inşaatın büyümesi bizi de olumlu etkiliyor.” SEKTÖR DESTEK BEKLİYOR Metin Uzun, gerek Rusya ile olan kriz ve gerekse terör olaylarının sektörü etkilediğini belirterek şu bilgiyi verdi: “Terör operasyonları sebebiyle TIR’larımız günlerce sınırda bekledi. Bu konuda da hükümetimizden destek bekliyoruz. Öte yandan, bin 300 TL’ye çıkan asgari ücrette, verilen 110 TL’lik destek bir yılla sınırlı. İş yerlerimizde sadece asgari ücretli çalışmıyor, üst çalışanlara da yüzde 22 bir artış getirecek. Bankaların bize tanımış olduğu limitler, döviz artış miktarı kadar artmadığından büyümede zorlanıyoruz. İhracat yaptığımız ülkelerin ekonomileri petrole bağlı. Petrol fiyatlarının düşmesi bu pazarların 2016’da durağan geçeceğine işaret. Plastik ve kauçuk sektörü olarak 2016’da kendimizi yenileyip değişik pazarlar bulmak zorundayız.” DENETİME AĞIRLIK VERİLMELİ Komite Üyesi Salih Gültekin de denetime ağırlık verilmesini istedi. Gültekin, görüşlerini şöyle aktardı: “Sektörümüzde en önemli sorunlardan biri ithal edilen plastik mamul ve yarı mamullerin yeterince denetlenmemesidir. Denetim ve analiz olmayınca plastik tehlikeli bir hal almaya başlıyor. Örneğin oyuncak sektöründeki kanserojen içecekli hammaddeler çocuklarımızı tehdit ediyor, otomotivde kullanılan yeterli teknik özelliğe sahip olmayan fren hortumları ‘freni patlayan TIR’ haberlerine sebep oluyor. Bunların başlıca sebebi, ‘mühendislik plastikleri’ olarak nitelendirilen teknik özellikleri olan birçok hammaddenin üretiminin ülkemizde yapılamamasıdır. Üretimde dışa bağlığının azalması ve bilinçli ürün tüketimi hem üreticilerimizin hem de son kullanıcı olarak bizlerin lehine pozitif sonuçlar doğuracaktır.” YENİ STRATEJİLERE İHTİYAÇ VAR Sektörün en önemli sorununun hammadde temini olduğunu dile getiren Meclis Üyesi Hava Demir, hammaddenin yüzde 80’inin ithal edildiğine dikkat çekti. Demir, hammadde ithalatına getirilen ek vergilerin, gümrük vergilerindeki artışın, petrokimya ithalatında uygulanan Reuters referans kıymetlerinin ithalatın önündeki engeller olduğunu vurguladı. Demir, şunları söyledi: “Enerji global rekabette en büyük maliyet. Küresel pazarda rekabet gücümüzü azaltıyor. Rusya, Kazakistan, Azerbaycan, Libya ve Suriye’de 2015’te pazar payımız düştü. İçeride kıdem tazminatı, asgari ücretteki artışın getirdiği ek maliyet önemli sorunlar. Uluslararası pazarlarda sürekliliği sağlayacak stratejiler geliştirilmeli. Reklam teşvikleri, ihracat, pazarlar ve fuarlar desteklenmeli. Yeni pazarlar üzerinde çalışmamız şart.” SEKTÖRÜN SORUNLARI Plastik ve Kauçuk Meslek Komitesi Başkanı Rüknet Yeşilyurt, sektörün sorunlarını şu şekilde sıraladı: Hammadde sorunu: Sektörün ihtiyacı olan hammaddenin ancak yüzde 13’ü yurt içinde üretiliyor. Sektör, ithalata konulan vergilerden dolayı uluslararası firmalarla rekabet edemez durumda. Sektördeki üreticileri korumak için maliyeti azaltacak teşvikler uygulanmalı ya da ithalatın önündeki engeller kaldırılmalı. Sektör, gümrük mevzuatı ve imalat sanayinin özendirilmesine yönelik mevzuat değişikliği bekliyor. Enerji sıkıntısı: Global rekabette en büyük maliyet enerji fiyatlarıdır. Doğalgaz ve petrole bağlı olarak düşüşler gerçekleşirken, ülkedeki elektrik zammının anlamını değerlendiremiyoruz. İşçi–işveren ilişkileri: Kıdem tazminatları büyük sorun haline geldi. Acil olarak bir fona bağlanması şart. Eğitim ve Ar-Ge: Nitelikli işçi temini büyük sorun. Mesleki eğitime önem verilerek teknik ara eleman yetiştirilmeli. Yazılım, tedarik zinciri düzenlenmeli, özel plastik endüstri meslek liselerinin kurulması için acil adımlar atılmalı. Lojistik: Sektörün imal ettiği malların taşınması esnasında istiap hadlerinin tekrar düzenlenmesi ve nakliyede kullanılan akaryakıt üzerindeki vergilerin kaldırılması. Fire oranları: Fire oranları ile ilgili STK’ların ihtisas komitesinde oybirliği ile alınan kararlar esas teşkil etmeli. Her sektörün fire ve hurdasını ancak o sektörde olan üreticiler doğru bir şekilde tayin edebilir ve tanımlayabilir. Pazarlama ve rekabet: Tüketicinin özel beğenisine göre tasarlanmış ambalaj tasarımlar satın alma kararını etkiliyor. Güçlü olduğumuz alanlar tanımlanmalı ve bu konuda uluslararası pazarlarda sürekliliği sağlayacak stratejiler geliştirmeliyiz. İhracat ve reklam teşvikleri, pazarlar ve fuarlara destek sağlanmalı. Yeni pazarlar üzerinde çalışmalar yapılmalı. Hükümet ve yerel yönetim: İşyeri yani fabrika temini önemli mesele. Yerel yönetimler başarılı şirketleri desteklemeli, özendirmeli. Yerel yönetimler veya OSB’ler yeni yatırımlarda altyapı yatırımlarını daha aktif hale getirmeli, günün ihtiyaçlarını karşılayacak çözümler üretmeli. Çevre ve algı: Kayıt dışı firmaların denetlenmemesi ve geri dönüşüm işlemlerinde mevzuata uyulmaması sebebiyle olumsuz bir ürün imajı mevcut. Plastikleri karalayan, çevre ve insan düşmanı ilan eden haberler sektörü olumsuz etkiliyor. Bilim adamlarımız plastiğin insan sağlığına etkisini bilimsel araştırmalarlaortaya koymalılar. Öğrencilerden yetişkinlere kadar çevre eğitimlerine ağırlık verilmeli.

09 Şubat 2016 Salı

Tarımda 74 milyon lira yatırım hedefi

Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği’nin (Tarım Kredi) geçen sene toptan satışları yönetim değişikliğinin etkisiyle artış gösterirken, sağlanan verim artışı ve atıl kapasitelerin devreye alınmasıyla yeniden yapılanma çalışmaları olumlu sonuçlar verdi. Bu kapsamda 2014’te 40.4 milyon lira zarar eden Tarım Kredi şirketleri, geçen seneyi 32.1 milyon lira kâr ile kapattı. Tarım Kredi şirketleri, 2016’da konsolide net satışlarını yüzde 20.2 artırarak 1 milyar 118 milyon liraya, konsolide kârını ise 75 milyon liraya çıkarmayı hedefliyor. Ayrıca bu sene kapasite, inovasyon ve Ar-Ge yatırımları olmak üzere 73.7 milyon lira yatırım yapmayı planlayan Tarım Kredi, yeni yılda 200 ek personel istihdam etmeyi öngörüyor. YILLIK CİRO 1 MİLYAR LİRA Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tarım Kredi Genel Müdürü İrfan Güvendi, 1 milyon 54 bin çiftçiye hizmet götürdüklerini, 13 şirket ile yemden tohuma, tarımsal ilaçtan sera örtüsüne çiftçilerin tüm ihtiyaçlarını karşılamayı hedeflediklerini bildirdi. Güvendi, Tarım Kredi’nin yıllık cirosunun 1 milyar lirayı aştığına dikkati çekerek, ürettikleri tarımsal çıktıları kooperatifleriyle üreticilere ulaştırdıklarını söyledi. Şirketlerdeki yeniden yapılandırma çalışmalarına da değinen Güvendi, ilk etapta şirketlerdeki insan kaynakları potansiyelini analiz ederek daha verimli kullanılmasını sağladıklarını, insan gücü israfını üretim ve hizmete dönüştürerek kaynakların etkinliğini artırdıklarını ifade etti. PLANSIZ ÜRETİM DÖNEMİ BİTTİ Plansız ve pazar araştırmasına dayanmayan, şirket realitesine uymayan üretimlere son verdiklerini vurgulayan Güvendi, “Stokların sektörel gerçeklerle uyumlu yönetimi sağlandı. Bu kapsamda 2015 içinde ortak hesap planına geçilerek kaynakların etkin ve verimli kullanımı gerçekleştirildi. Ayrıca bilişim altyapısı güçlendirilerek, kurumsal kaynak yazılımı (ERP) tamamlanarak insan kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağladık” dedi.

09 Şubat 2016 Salı

Spor giyimde girişim fırsatı

HABER: GÖZDE YENİOVA ADİDAS Adidas, ekonomik ve ticari gelişimin olduğu, tüketici potansiyelinin markalarıyla kesiştiğine inandığı her lokasyonda yer almayı hedefliyor. Şirketin toplam mağaza adedi 202. Sadece franchise adedi 152. Şirketin bu yıl için franchise hedefi ise 16 mağaza daha açmak. Adidas, Anadolu’daki güçlü dağıtım kanalı yapılarını geliştirmeye devam ederek, bu yatırımların ağırlıklı olarak AVM’lerde olmasını amaçlıyor. Bayilik almadan önce özellikle mağaza açılacak konumda gerekli bilgilere sahip olmak gerekiyor. Mağaza dekorasyonu, ürünlerin temini ve Adidas marka ürünlerin kâr oranı hakkında bilgiler ise yapılacak görüşmede belirlenebilir. Mağazada çalışacak personelin ürünler hakkında bilgi sahibi olması isteniyor. Bayi dekorasyonu ve tasarımı şirket tarafından belirlenen şekilde dizayn ediliyor. PUMA Puma, spor giyim, ayakkabı ve aksesuarları başta olmak üzere her yerde bulunmaya özen gösteren şirket olma hedefinde ilerliyor. Outlet mağazalar da dahil olmak üzere 40 mağazası bulunan şirket, İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerin dışında Bursa, Antalya, Denizli, Eskişehir gibi kentlerde de yaygınlığa ulaşmış durumda. Şirketin odağında Türkiye’nin en büyük 15 şehri yer alıyor. Yaygınlığını artırmak için yeni bayiler arayan Puma’nın bayisi olabilirsiniz. Bayilik şartları ile ilgili olarak şirket ile direkt iletişime geçmek gerekiyor. HUMMEL Ağırlıklı olarak futbol, hentbol gibi takım sporları için üretim yapan Hummel, 1923 yılında Almanya’da kuruldu ve 1991 yılında Danimarka menşeli Thornico şirketi tarafından satın alındı. Geniş bir ürün yelpazesine sahip olan marka, takım sporlarının yanısıra bayan, erkek ve çocuk spor kıyafeti, ayakkabı ve çantalarını da üretiyor. Şirket, 40 ülkede 400 mağazayla birlikte 2 bin 500 satış noktasına sahip. Ürünler franchising mağazalara satış şeklinde veriliyor. Hummel’ın 2014’te yaklaşık 75 monobrand mağazası bulunuyordu ve bu mağazaların 56’sını bayiler işletiyordu. 2015’i 85 mağaza ile kapatan şirketin bu yılki hedefi 100 mağazaya ulaşmak. BARÇIN SPOR 1958 yılında İzmir’de kurulan Barçın Spor, spor ayakkabı ve giyim sektöründeki deneyimi ile önce Ege bölgesinde, sonra tüm Türkiye’de yaygınlaşmaya başladı. Sonrasında ise barcin.com e-satış sitesi ile devam etti. 30’dan fazla perakende satış noktası ve tüm Türkiye’ye yayılmış bir bayi ağı bulunan şirket; pek çok spor giyim markasının bayiliğini yürütüyor. Barçın Spor’da franchise sözleşmeleri 5 yıllık olarak yapılıyor. Franchise’da inşaat maliyeti de dahil olmak üzere yapılan yatırımın yaklaşık 9-18 ay arasında geri alınabileceği belirtiliyor. İdeal mağaza oranı 200 metrekare ve üzeri olmakla birlikte seçilen lokasyonlara göre değişiklik gösterebilir. 200 metrekare bir mağaza için 4 personel yeterli oluyor.

08 Şubat 2016 Pazartesi

AB: Türkiye daha fazla büyüyecek

Avrupa Birliği, Türkiye’nin büyüme tahminini 2016 yılı için yüzde 3.2’den 3.4’e ve 2017 için yüzde 3.4’den 3.6’ya yükseltti. AB Komisyonu’nun Kış Ekonomik Tahminler raporu yayımlandı. Raporun Türkiye bölümünde, ülkenin düşük petrol fiyatları, uyumlu para politikası ve hükümetin ücretleri artırması nedenleriyle ılımlı büyüyeceği belirtildi. İŞSİZLİK DÜŞECEK Ayrıca, Türkiye’deki işsizlik oranı tahmini, 2016 yılı için 11.2’den 10.7’ye, 2017 yılı içinde 11.5’ten 10.8’e düşürüldü. Türkiye’nin kamu borç oranının düşmeye devam edeceği tahmininde bulunulan raporda, ‘kamu maliyesi nispeten istikrarını sürdürüyor’ ifadesi yer aldı. CARİ AÇIK DARALACAK İran’a uygulanan uluslararası yaptırımların kalkmasının Türkiye’nin ihracatına katkı sağlayacağı kaydedilen raporda, Rusya’nın yaptırımları, Irak ve Suriye’deki durum gibi çeşitli nedenlerin ihracatı geri tuttuğu ifade edildi. Raporda, Türkiye’de tüketici enflasyonunun yüksek tek hanelerde seyretmesi ve petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle cari açıkta daralmanın devamı öngörüldü. EN ÇOK BÜYÜME İRLANDA’NIN AB’de bu yıl en yüzde 4.5 ile en fazla İrlanda büyüyecek. Bu ülkeyi yüzde 4.2 ile Romanya, yüzde 3.9 ile Malta ve yüzde 3.8 ile Lüksemburg izleyecek. Aynı dönemde Almanya’nın yüzde 1.8, Fransa’nın 1.3, İngiltere’nin 2.1 İtalya’nın da 1.4 oranında büyümesi öngörülüyor.

07 Şubat 2016 Pazar

Aile lakabını marka yaptı

HABER: YAHYA GÜL Osman Alyüz, 1962 Malatya doğumlu. Baba Vahap Alyüz, Malatya’nın meşhur Bakırcılar Çarşısı’nda bir zanaatkârdır. Alyüz, bugün ticarette geldiği noktayı çocukluğunun Bakırcılar Çarşısı’nda esnaf arasında geçmesine bağlıyor. Çünkü kendisi baba nasihati ile bir başka sektöre adım atmış. Baba Vahap Usta, vefatından önce de çocuklarına, “Başka sektörlere yönelin” diye vasiyet eder. Bu vasiyet Alyüz’e aynı zamanda önemli bir mirastır. Çünkü babası çevresinde güvenilir bir zanaatkar olmasından dolayı Mendoğlu lakabıyla anılmaktaymış. RUSYA KRİZİ FIRSAT Osman Alyüz, Malatya’da liseyi bitirdikten sonra İstanbul’a gelir. Bu, hayatında dönüm noktası olur ve Yeşildirek’de tanıdığı bir kazak üretim firmasında çalışmaya başlar. Bir sene sonra bu firmadan ayrılan Alyüz, 1982’de Çemberlitaş Piyerloti Caddesi’nde dükkan kiralayarak, iş hayatına atılır. 1997 yılına kadar günlük 30-40 bin parça üretim yapan Alyüz, bunların çoğunu Rusya, Polonya, Romanya gibi ülkelere satar. Fakat Alyüz, 1997 yılındaki Rusya krizi sebebiyle radikal bir karar almak zorunda alır. AVRUPA’YA AÇILDI Kriz sebebiyle satışlarını ekonomisi istikrarlı olan ülkelere yapma karar verdiğini belirten Alyüz, Almanya, İngiltere, Fransa, İspanya, Hollanda gibi ülkelere yönelir. 1997 yılında Rusya krizi yaşanırken Alyüz, yatırım yapar. Beykoz’da 5 bin 40 metrekarelik bir alana fabrika kurar. Sedex belgesini de alan Alyüz, önce Almanya’ya, sonra da İngiltere, Fransa ve İspanya’ya ihracata başlar. Tabii ihraç ettiği ürünlerin üzerine kendi markasını değil, müşterilerinin markasını etiketler. ÖZEL MARKA Avrupa’da markalaşmanın zor olduğunu söyleyen Alyüz, ihracat serüvenini şöyle anlatıyor: “Biz de iç piyasada kalitesiyle tanınan Mendo markasının yanı sıra Leonita markasını da oluşturarak Türk Cumhuriyetleri, Arap ülkeleri ile Afrika’ya ihracat yapmaya başladık. 2014 yılında Düzce’de 7 bin metrekarelik kapalı alana üretim tesisleri kurduk. Bu tesislerde günlük ortalama 10 bin parça iç çamaşırı üretiyoruz.” ÖNCE İŞ GÜVENLİĞİ Osman Alyüz, firmasının iş anlayışı hakkında şu bilgiyi veriyor: “Mendoğlu, 250 çalışanının iş güvenliği ve çalışma konforu için gerekli olan tüm ortamı hazırladı. Her zaman çocuk işçi emeğinin kullanılmasının insanlık suçu olduğunu belirtip, her fırsatta bu konuya dikkatleri çekmeye çalışıyoruz.” MODA GÜNLERİ BÜYÜK FIRSAT 11-13 Şubat 2016 tarihleri arasında 131 firmanın katılımıyla moda günleri düzenlenecek. İstanbul Ticaret Odası (İTO) İç Giyim ve Aksesuarları Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi olan Osman Alyüz, aynı zamanda Tüm İç Giyim Sanayicileri Derneği’nin (TİGSAD) Başkan Yardımcısı. Yaptıkları önemli çalışmalardan birinin de, 11-13 Şubat 2016 tarihinde, 131 firmanın katılımıyla düzenlenen moda günleri olduğunu belirten Alyüz, ”Moda günlerine İran, Azerbaycan, Rusya, BAE, Ürdün, Kırgızistan, Kazakistan, Fas, Sudan gibi 52 ülkeye alan çalışması yapıldı. Davetiyeler elden teslim edildi. Bu sayede katılım her zaman yüksek oluyor” diyor. TİGSAD olarak bu hafta Linexpo İç Giyim Moda Günleri’ni İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştireceklerini anlatan Alyüz, 12 Şubat tarihinde Yeşilköy Wow Otel’de üniversite öğrencilerine yönelik tasarım yarışması düzenlediklerini de söyledi. Alyüz, yarışmaya 25 üniversiteden 133 moda ve tasarım öğrencisinin başvurduğunu sözlerine ekledi. ÖNEMLİ OLAN FİYAT DEĞİL KALİTE Avrupa ile ticaretin eskisine göre yavaşladığını ama Türkiye ile ticareti bitiremeyeceklerini belirten Osman Alyüz, bunda Türkiye’nin Avrupa’ya yakın olmasının ve kaliteli ürünlerinin büyük önemi olduğunu vurguluyor. Alyüz, dünyada rekabette en önemli unsurun fiyat olmadığını, kalıcı olanın kalite ve tasarım olduğunun altını çiziyor. Kadın iç çamaşırı tüketiminde Avrupa’nın başta geldiğini söyleyen Alyüz, kendilerinin bir marka standardı yakaladıklarını ve bu çizgiden çıkmadıklarını belirtiyor. Osman Alyüz, şirket çalışma sistemlerini ve ilkelerini şöyle açıklıyor: “Mendoğlu Çamaşırları, bayan iç çamaşırı üretiminde, tasarımdan kesim ve dikişe, kalite kontrolden ambalaja kadar tüm birimlerini tek çatı altında toplayan bir kuruluş. Ürünlerimiz, özgün tasarımlardan oluşan modern koleksiyonlarıyla tüketicinin haklı beğenisini kazanıyor.”

07 Şubat 2016 Pazar