tatil-sepeti
Annelerimizin filesi çevre için geri döndü

File ve bez torbaların Anadolu kültüründe özel bir yeri var. Ürünleri saklamak ve taşımak için kullanılan torba, heybe, çuvallar özel dokuma olarak üretiliyordu. Yöresine göre farklı motif ve renklerde dokuma kumaşlardan yapılan çantalar her evin olmazsa olmazıydı. HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre, marketlerde ücretli poşet uygulamasının ilk haftasında, poşet kullanımı yüzde 50 azaldı. Tüketiciler bez torbaya yönelirken, uygulamanın en mutlu tarafı bez torba ve file üreticileri oldu. Bez torba üretimi iki kat artarken, siparişlere yetişmekte zorlanan bez torba üreticileri ek vardiyalarla çalışmaya başladı. YÜZDE 154’LÜK ARTIŞ Söz konusu düzenlemeden önce Türkiye’de yaklaşık 30-35 milyar adet poşet tüketiliyordu. Günde bin 700 dolarlık bir maliyete tekabül eden plastik poşet kullanımının ücretli olması, aynı zamanda tasarrufu da beraberinde getirdi. Tek kullanımlık poşet yerine, defalarca kez kullanılabilen bez torba ve filelerle aynı zamanda söz konusu kalemde ithalatın da önüne geçilmesi planlanıyor. Bu gelişmelerle birlikte Anadolu Ajansı’nın verilerine göre file satışları yüzde 154 oranında arttı. MARKET BOYUTUNA GEÇİŞ Kimi tüketiciler evde bez torba dikmeyi veya file örmeyi tercih ederken, kimi de marketlerde satılan bez torbaları alıyor. Bez torba üreticilerinden alınan bilgilere göre önceden promosyon amaçlı farklı sektörlerden sipariş gelirken, yeni uygulamadan sonra bez torba siparişlerinde market talepleri arttı. Önceden dosya ebadı denilen bez torba üretimi fazla iken, şimdi market boyutu denilen büyük bez torbaların üretiminde artış söz konusu. FASON ÜRETİM TALEBİ Firma temsilcilerinin beyanlarına göre bez torba talebini yetiştirmek için fason üretime dahi geçildi. Günlük 2-3 bin olan bez torba üretimi, marketlerde poşetlerin ücretli hale gelmesiyle 6 bini buldu. Pamuk ipliğinden yapılan bez torbalar çok tercih ediliyor. En çok krem rengi ve üzerinde ‘İstanbul’, ‘çevreyi koruyalım’ gibi yazı olanlarla, 40’a 45 cm ebattaki torbalar tercih ediliyor. BEZ TORBANIN 80 YIL ÖMRÜ VAR Tüketicilerin marketlerden aldıkları ürünleri taşıyacakları torbaları seçerken de dikkatli olmaları gerekiyor. Bez Çanta Dünyası Genel Müdürü İsmail Boztaş, tüketicilerin bu konuda hassasiyet göstermeleri gerektiğini ifade ederek, “Piyasada elyaf ürünler de satılıyor. Fiyatı biraz daha uygun olduğu için tercih ediliyor. Ancak dört kullanımlık bir ömrü var. Yıkanamıyor ve istendiği kadar kullanılamıyor. Yıkanmayan bir market torbasında bakteri oluşumu söz konusu olabilir. Bu yüzden 80 yıllık bir ömrü olan yüzde yüz bez torbalar tüketicinin tercihi olmalı” dedi. NAYLONU RUANDA BİLE YASAKLADI Almanya, İngiltere, İtalya, Çin, Portekiz, İrlanda gibi 18 ülkede poşet kullanımı ücretli. Kenya’da naylon poşet üreten, satan ya da ithal edenler için 19 bin dolar para cezası veya 4 yıla kadar hapis cezası uygulanıyor. Meksika ve Hindistan’da 2008’den bu yana poşet yasak. Bangladeş’te 2002’de naylon poşet tamamen yasaklandı. Dünyanın en temiz ülkeleri arasında gösterilen Ruanda’da naylona dair her şey 2008’den beri yasak. Dünya genelinde 32 ülkede poşet kullanımı tamamen engellenmiş durumda. Bunun yarısını Afrika ülkeleri oluşturuyor. Türkiye’de ise 2022’de poşet kullanımının önüne geçilmesi hedefleniyor.

16 Ocak 2019 Çarşamba

Cesur girişimciye 360 bin TL destek

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’nın (KOSGEB) destekleri ve vizyonu yenilendi. Yeni girişimcilere yönelik planlanan Girişimciliği Geliştirme Destek Programı'nda önemli bir değişikliğe giden KOSGEB; eğitimini almış, işletmesini kurmuş ve yüksek teknoloji seviyesinde faaliyet gösterecek cesur girişimcilere 360 bin liraya kadar destek sağlayacak. 3 PROGRAM YENİLENDİ Kurumuntamamen yenilenen 3 destek programının detaylarını anlatan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Teknoyatırım Destek Programı'nı, hazırlıklarını sürdürdüğümüz Uçtan Uca Yerlileştirme Programı şemsiyesi altında çalıştırarak, ülke ekonomimizin önceliklerine göre hayata geçireceğiz. Yeni yılda Teknoyatırım Destek Programı ile Ar-Ge ürünlerinin endüstrileşmesine ve ticarileşmesine özel önem vereceğiz. Program çağrısını bu hafta açacağız. 2018’de orta-yüksek ve yüksek teknoloji alanında kabul edilen 73 projenin, 490 milyon liralık bir yatırım hacmi oluşturmasını bekliyoruz. Bu bütçenin 208.6 milyon lirası KOSGEB tarafından desteklenecek. Bunlar içinde makine, teçhizat, yazılım, personel, kira, teknik danışmanlık ve eğitim giderleri yer alıyor” dedi. TİCARİLEŞMEYE YÖNELİK GİDERLER DESTEKLENECEK Programla birlikte firmaların yatırım sürecinde ticarileşmeye yönelik giderlerinin destekleneceğini belirten Varank, desteklenen73 projeye ilişkin şunları kaydetti: "Yapılan yatırımlarla istihdama katkı sağlayacağız. Özellikle ithalatı yüksek ara malların yerlileştirilmesi için yakında ilan edeceğimiz Uçtan Uca Yerlileştirme Programı ile KOSGEB desteklerine daha bütüncül ve stratejik yaklaşma şansını yakalayacağız. Bu sayede tedarikçi ve üreticilerin beraber çalışarak, cari açığı azaltacağı bir modelde KOSGEB'den daha verimli bir şekilde faydalanacağız." 'ABİ'LERİ OLAN BÜYÜK İŞLETMELERLE İŞ BİRLİĞİ YAPMALARI HALİNDE… Bu yılKOBİ'lerin büyük işletmelerle yapacakları iş birliklerini ilk kez destek kapsamına aldıklarına işaret eden Varank, "KOBİ'ler, tabiri caizse 'abi'leri olan büyük işletmelerle iş birliği yapmaları halinde destekten faydalanacak. İş Birliği Destek Programı kapsamında ilk kez teknoloji düzeyi yüksek KOBİ'leri 10 milyon liraya kadar destekleyeceğiz. Daha önce bu rakam sadece 1.5 milyon liraydı. Yine önceki versiyonda 5 KOBİ'nin bir araya gelmesi şartı vardı, bunu da 2'ye indirdik. Programımızın çağrısı açık, başvuruları bekliyoruz" ifadesini kullandı. GİRİŞİMCİLERİN YANINDA OLACAKLAR Varank,KOSGEB'in yeni girişimcilere yönelik planlanan Girişimciliği Geliştirme Destek Programı'nda önemli bir değişikliğe gittiğini vurgulayarak, programlahem geleneksel girişimcileri hem de imalat sektöründe faaliyet gösteren ileri teknoloji girişimcilerin yanında olacaklarını bildirdi.Girişimciliği Geliştirme Destek Programı'nı yüksek teknolojiye uyarladıklarını kaydetti. KADIN, ENGELLİ, GAZİ, ŞEHİT YAKININA POZİTİF AYRIMCILIK Bakan Varank, "Eğitimini almış, işletmesini kurmuş ve yüksek teknoloji seviyesinde faaliyet gösterecek cesur girişimcilere 360 bin liraya kadar destek sağlayacağız. Girişimcilerimizi çağrısı açık olan bu programa başvurmaya davet ediyorum"değerlendirmesini yaptı. Program kapsamına giren girişimcilerin kadın, engelli, gazi, şehit yakını veya genç olması halinde, pozitif ayrımcılık uygulayacaklarını da belirten Varank, "İşletmede çalışanların sigortalarının kaç gün yatırıldığı üzerine kurulu bir performans desteğimiz var. Bu girişimcilere her yıl performans desteğine ek olarak 5 bin TL daha destek vereceğiz. Girişimcilerimiz 2 yıl boyunca bu destekten faydalanabilecek"ifadesini kullandı. YENİ DESTEKLER YOLDA Varank, söz konusu programlarda erken ödeme imkanı getirdiklerine değinerek, açıklamasında şu bilgilere yer verdi:"Girişimcilikte desteklemeye esas tutarın yüzde 50'si, iş birliğinde yüzde 30'u, teknolojik üründe yüzde 25'i erken ödenebilecek. Erken ödeme makine, teçhizat ve yazılım için olacak. Desteğin başlangıç tarihinden itibaren 3 ay içinde başvuranlar bu imkandan yararlanacak ve erken ödeme için Kredi Garanti Fonu kefaleti de devreye girecek. Yeni dönemde teknoloji tabanlı KOBİ'leri daha çok destekleyeceğiz. Yüksek teknolojiyi KOBİ'lerle tabana yayarak, bu işletmeleri küresel rekabetin aktörü haline getirmek istiyoruz. KOSGEB'in vizyonuna uygun olarak yeni destek modellerimiz de yolda. Onları da zamanı geldiğinde açıklayacağız." KOSGEB'in başvuru süreçlerini basitleştirdiklerine işaret eden Varank, "Daha önce KOBİ'lerimizden yaklaşık 400 evrak istiyorduk, artık bunlar e-Devlet'e taşındı. KOSGEB, 88 hizmeti e-Devlet üzerinden vermeye başladı. Yeni dönemde teknoloji tabanlı KOBİ'leri daha çok destekleyip, onları uluslararası rekabetin aktörü haline getirmek istiyoruz." ifadesini kullandı.

14 Ocak 2019 Pazartesi

Vasıflı eleman sorununa İTO’dan hamilik çözümü

HABER: ADEM ORHUN İstanbul Ticaret Odası (İTO), iş dünyasının en önemli ihtiyaçlarından biri olan vasıflı teknik eleman sorununu çözecek çalışmalarına yenilerini ekliyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 2015’te hayata geçirdiği ‘Okul-Sanayi İşbirliği İstanbul Modeli Projesi’ne önemli katkı sağlayan İTO, meslek liselerine sahip çıkıyor. İTO, II. Abdülhamid döneminde her okulun bir sanayi kuruluşuna emanet edildiği modelin benzerini, yeni proje ile uyguluyor. Bu projede İTO, okulları bir Oda Meclis Üyesine emanet ederek hamilik yapıyor. Elektrikten metale, mobilyadan otomasyona kadar onlarca alanda öğrenci yetiştiren mesleki ve teknik liselerin artık kendi alanlarından işadamı hamileri var. 54 OKUL PROJEDE İTO’nun, 8 okulla başlattığı uygulamada hami olunan okul sayısı 54’e yükseldi. Mesleki liselerin ihtiyaçlarını tespit edip gerekli makine ve teçhizat eksikliklerinin giderilmesine yardımcı olan hamiler, gençlerin kendi mesleklerindeki firmalarla irtibat kurmalarına da kolaylık sağlıyor. Böylece reel sektörün ihtiyaçlarının okullarda karşılık bulması sağlanıyor. MODERN ATÖLYELER Sektörden hamilerin desteğiyle eğitim kalitesini yükselten okulların öğrencileri de daha modern atölyelerde daha heyecanla çalışarak meslek edinmeye daha hevesli oluyor. Sahadaki işe daha hazırlıklı olarak mezun olan gençler, hem bireysel başarı hem takım çalışmalarıyla yeni başarılara imza atıyor. Hamilerin desteğinde ufku açılan öğrenciler, üretime yönelik uygulama tecrübelerinin yanı sıra ulusal ve uluslararası projelerle okullarını temsil ediyorlar. Bu değişim, yeni sınıflara da örnek olarak, okul-sanayi işbirliğinin başarı ivmesini destekliyor. MAÇKA’DA GELECEK İÇİN KIYMETLİ YATIRIM Okul-Sanayi İşbirliği İstanbul Projesi’nin uygulandığı okullardan biri de Maçka Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi. Okulda 22 derslik, 4 Bilişim Teknolojileri Sınıfı ve 24 atölye mevcut. Okulda, bilişim teknolojileri, elektrik-elektronik, gazetecilik, radyo ve televizyon, sanat tasarım alanları bulunuyor. Proje kapsamında, İTO Takım Tezgahları ve Otomasyon Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mehmet Akif Özyurt okula hamilik yapıyor. 1987’de mezun olduğu kendi okuluna hamilik yapan Özyurt “Üretim sistemleri dönüşüyor, üç boyutlu yazıcı modeline kayıyor. CNC yerine bu akım başladı. Bu örnekteki gibi geleceği görmemiz lazım. Bunun için de piyasa ile okulları yakınlaştıracağız. Hamilik de bu amaca hizmet ediyor” dedi. Bugün iş yerlerinde mesleğini konuşturan binlerce gencin Maçka’dan mezun olduğunu söyleyen Mehmet Akif Özyurt “İmalat aşamasında görev yapan vasıflı teknik elemanların yanı sıra üniversiteye devam edenlerden üst düzey yöneticiler de bu okuldan mezun. Örneğin Ford’un genel müdürü de Maçkalı. Dolayısıyla bu okullarımızın öğrencilerinin iyi yetişmesi için harcadığımız bu çabayı, sektörlerimizin geleceği için çok kıymetli bir yatırım olarak görüyorum” diye konuştu. ÇÖZÜM ANAHTARI OLDU İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü Mesleki ve Teknik Eğitimden Sorumlu İl Müdür Yardımcısı Serkan Gür, “İTO ile el ele yürüttüğümüz bu proje Türkiye için de model oldu. İTO’nun bize verdiği destek mesleki eğitimin yönünü değiştirdi. Bunu birlikte başardık” dedi. Sektörlerin istediği adamı kazanmak için sektörle birlikte yürümekten başka yol olmadığını vurgulayan Gür, “Sektörlerin okula yaklaştırılması lazımdı. Hami uygulamasıyla bunu başardık. Bu projeyi mesleki eğitimde çözüm anahtarı olarak görüyorum. Aynı zamanda mesleki eğitimin tekrar yapılandırılmasında önemli bir model” şeklinde konuştu. ÖĞRENCİLER İŞİ OKULDA ÖĞRENİYOR Maçka Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Kerim Bilir, okulun, İTO’nun hamilik uygulamasından büyük fayda gördüğünü söyledi. Bilir “Radyo ve Televizyon Alanı ile Sanat Tasarım’da hamimizden büyük destek gördük. Stüdyomuzun cihazları tamamlandı ışık sistemi kurularak gerçek bir uygulama alanına dönüştü. Maçka’da CNC makinesi yoktu, İTO’nun hamiliği sayesinde CNC makinesini atölyemize koyduk. Hamilik sayesinde öğretim kalitesi çok fark etti. Öğrencilerimiz artık sanayide karşılaşacağı makinelerle çalışmayı öğrenerek mezun oluyor. Öğrencilerimiz robotik yarışması olan FRC’de elemeleri geçerek ABD’ye giden ilk Türk lisesi oldu. Şimdi de atölyede yeni yarışma için robotlarını yapmaya başladılar” dedi. II. ABDÜLHAMİD HAN’IN MODELİ YAŞATILIYOR İstanbul Ticaret Odası’nın kuruluşuna 1882’de fermanıyla öncülük eden Sultan II. Abdülhamid Han, iş dünyasına nizam verecek düzenlemeleri yaparken, memleketin ihtiyacı olan eğitimli insanların yetişmesi için de önemli adımlar attı. O dönemde Kanun-i Esasi’yle ilköğretim ve temel eğitim zorunlu hale getirilirken hem askeri hem beşeri alanda, bugünün köklü eğitim kurumları olan okular açıldı. 1883’te Sultanahmet Ticaret Mekteb-i Âlisi’ni kuran II. Abdülhamid, 1885’te İTO’yu okulun hamisi ilan etti. O tarihten itibaren İTO, okulun ihtiyaçlarıyla ve mezunlarıyla yakından ilgilendi. Oda, Türkiye’nin o dönem ihtiyaç duyduğu vasıflı teknik eleman ihtiyacının karşılanması için yeni okulların açılmasına da öncülük etti. Bugün de İTO’nun sahiplendiği okul-sanayi işbirliği vizyonu, II. Abdülhamid döneminde tecrübe edilmiş modele dayanıyor.

14 Ocak 2019 Pazartesi

Geleceğin dâhilerini online yetiştiriyorlar

HABER: SOYHAN ALPASLAN Teknopark İstanbul, milli ve yerli üretimleri, projeleri ile Türkiye’de ilklere imza atan firmaları yaşatıp, büyüten dev bir eko sistem. İstanbul Ticaret Odası da bu firmaların başarılarını İstanbul Ticaret’in sayfalarına taşıyarak iş dünyasının daha yakından tanımasını sağlıyor.Bu haftaki konuğumuz, üstün ve parlak zekalı çocuklar için ilk uzaktan eğitim sistemini kuran Bisatek AŞ. Firma, www.ustunveyetenekli.com adındaki online eğitim ve rehberlik sistemi ile üstün ve parlak zekalı çocuklara kişiselleştirilmiş, eğitim zenginleştirme programları sunuyor. DEVLET, ÜNİVERSİTE, ÖZEL SEKTÖR Bisatek, Maltepe Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Ayşe Cilacı Tombuş öncülüğünde kuruldu. Firma, üstün ve parlak zekalı çocukların tümünün ‘devlet-üniversite-özel sektör’ işbirliği modeliyle eğitim alabilmesinin önünü açmaya çalışıyor. Ezberci eğitimden analitik tabanlı düşünce temelli eğitime geçmeyi hedefleyen Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bu sistemi inceliyor. Konu hakkında Dr. Ayşe Cilacı Tombuş İstanbul Ticaret’in sorularını cevapladı. KIZI ÜSTÜN ZEKALI ÇIKINCA Üstün zekalı çocuk eğitimine ilginiz nasıl başladı? Kızım Esin, 5 yaşındayken onun üstün zekalı olduğunu öğrendik. Onun için çıktığımız yolculuk bizi bu gün bu noktaya taşıdı.İlk ve ortaokul öğrencilerine ilgi alanlarında zenginleştirme eğitimi veren Maltepe Üniversitesi Çocuk Üniversitesi kurucu ekibinde olmam işimizi kolaylaştırdı. Üniversitemizde, çalışmalarımıza o günkü adı üstün zekalılar öğretmenliği olan bölümümüzün hocası Prof. Dr. Ümit Davaslıgil ile başladık. Ben ve eşim Dr. Önder Tombuş, ABD ve Danimarka’da Dünya Üstün Zekalı ve Yetenekli Çocuklar Konseyi’nin kongrelerinde bildiriler sunarken bulduk kendimizi. Prof. Ümit Davaslıgil kimdir? Kendisi Türkiye’de üstün zekalı çocuklarla ilgili ilk çalışmaları başlatan kişi ve Dünya Üstün Zekâlı ve Yetenekliler Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi. Onunla çalışırken, kızımla ilgili görüşmelere başladık. ‘Niye bizim ülkemizde bu çocuklar için farklı eğitimler olmasın? Niye bu sistemde onları mutsuzluğa mahkûm ediyoruz?’ diyerek, bu alanda uzaktan eğitim modeli oluşturduk. Böylece 2015’te TÜBİTAK’a başvurdum. 3 MİLYON ÇOCUĞUMUZ VAR Türkiye’de üstün zekalı çocuklar nasıl eğitim alıyorlar? Okul öncesi eğitim ve üniversite gençliği dahil en az 3 milyon çocuk üstün ve parlak zekalı. Çocuklarımızın hepsine yetecek eğitim kurumları ve sistemleri yok.Her ilimizde bakanlığa bağlı Bilim Sanat ve Eğitim Merkezleri (BİLSEM) ve okullarda destek eğitim odaları var.BİLSEM’lerde ilkokul seviyesinde seçilen üstün zekalı çocuklar yüz yüze eğitim alıyor. Okullarda da destek eğitim odası açılması ve bu çocuklara özel eğitim sunulması zorunlu. Ancak kapasite kısıtları, üstün zekalı çocukların eğitimi konusunda uzmanlaşmış öğretmen ve malzeme sıkıntıları var. Teknopark İstanbul’a hangi proje ile kabul edildiniz? 2017 Ağustos ayında TÜBİTAK desteği ile şirketimiz Bisatek AŞ’yi kurduk.İlk projemiz ‘Üstün ve Parlak Zekalı Çocuklar İçin Online Zenginleştirme Eğitimi ve Rehberlik Platformu’ ile Teknopark İstanbul Fikir Küpü Kuluçka Merkezi’ne kabul edildik.Büyük şehirlere uzak üstün ve parlak zekalı çocukların da bu tarz eğitimlere ulaşabilmesini hedeflediğimiz için öncelikle uzaktan erişilebilir olsun istedik. Ayrıca yüz yüze eğitimler de veriyoruz. İKİ ÜNLÜ REFERANS Projenizi anlatır mısınız? TÜBİTAK, Maltepe Üniversitesi ve Teknopark İstanbul desteğiyle ürettik. Stanford Üniversitesi ile John Hopkins Üniversitesi’nin sistemlerini referans aldık. 4 yıldır üzerinde çalışıyoruz. Şimdilik ilkokul 4’e kadar yaş aralığına hitap ediyor. Ancak ortaokul ve liseyi de katacağız. Çocuk odaklı fakat öğretmen ve velinin de dahil olduğu entegre bir ortam var. Düşünme becerileri, STEM, kodlama, finansal okuryazarlık ve mühendislik modülleriyle başladık. Öğrencilerin dikkati dağılmadan kısa sürede maksimum verim alabilmelerini önceledik. Çeşitli egzersizler ve tasarımlar yapabiliyorlar. Analitik düşüncelerini kuvvetlendirebiliyorlar. İŞİ ÇOK İYİ BİLENLER ustunveyetenekli.com’u kimler oluşturdu? Akademisyenler, öğretmen ve öğrenciler, mühendisler, finansçılar ve işletmecilerin dahil olduğu 16 kişilik ekip ile birlikte ustunveyetenekli.com’u, ders içeriklerini geliştirdik.İşi çok iyi bilenlerle çalışıyoruz, ticari kaygılar çok geri planda kaldı. UYGUN MESLEĞİ SEÇECEKLER Çocuklar ilgili ve yeteneklerine göre farklı alanlarda zenginleştirme eğitimleri alıyorlar. Entelektüel meraklarını tatmin ediyorlar, ilgi duydukları alanları fark ediyor ve onlara yönleniyorlar. Böylece uygun mesleklere üniversite eğitimlerini beklemeden yönelebilecekler.

14 Ocak 2019 Pazartesi

ABD'ye levrek, Rusya'ya çipura

Türkiye'nin 2018'de gerçekleştirdiği su ürünleri ihracatı bir önceki seneye göre yüzde 13 artarak 958 milyon dolar oldu. Ege İhracatçı Birlikleri’nden (EİB) derlenen verilere göre, Türkiye 2017'de gerçekleştirdiği 156 bin 580 ton su ürünleri ihracatından 851 milyon dolarlık ihracata imza attı. Kültür levreği, çipura ve alabalığın çoğunlukta olduğu su ürünleri ihracatı geçen yıl yüzde 13 artışla 958 milyon dolara çıktı. Su ürünlerinde dış satım ağırlık olarak da 177 bin 659 tona yükseldi. Su ürünleri ihracatında ilk sırada 148 milyon dolarla Hollanda yer aldı. Bu ülkeyi 101 milyon dolarla İtalya ve 68 milyon dolarla Rusya takip etti. Güney Kore'ye olan su ürünleri ihracatı ise geçen yıla göre yüzde 114 artarak 20 milyon 472 bin dolara çıktı. TEK BİR BALIĞIMIZ GERİ DÖNMEDİ Türkiye Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller Sektör Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, geçen yılın son 3 ayda fiyatların düşmesinden dolayı 1 milyar dolar hedefine ulaşamadıklarının söyledi. Su ürünleri ihracatında levreğin başı çektiğini dile getiren Kızıltan, "Şu an levreği 80 ülkeye satıyoruz. Dünyanın en zorlu ülkelerinde varız. Ürünlerimiz çok beğeniliyor. Tek bir balığımız bile herhangi bir sebepten dolayı geri dönmedi" diye konuştu. Kızıltan, bağımsız kuruluşlara yaptırdıkları testlere göre Türkiye'de yetiştirilen balıkların Norveç'te üretilen somon balığından daha yüksek değerlere sahip olduğuna dikkati çekti. ABD PAZARINDA HER YIL YÜZDE 20 BÜYÜYORUZ Türk balığının ihraç pazarında kendini ispatladığına işaret eden Kızıltan, en yakın rakipleri Yunanistan ve İtalya gibi ülkelerden çok önde olduklarını vurguladı. Halen 87 ülkeye ihracat yaptıklarını hatırlatan Kızıltan, şunları kaydetti: "ABD'ye yaptığımız ihracatın yüzde 95'i levrek. Şu anda çipura ve alabalığa alıştıramadık ama onu da başaracağız. ABD'nin en meşhur eyaletlerindeki büyük restoranların hepsinde levrek var. Her sene ABD pazarında yüzde 20 büyüyoruz. Rusya'da da çipurada çok iyiyiz. Rusya'ya ihracatımız son 10 yılda 3 kat arttı." KARADENİZ'DE SOMON ÜRETİMİ Kızıltan, gelecek yıl 100 ülkeye ihracat yapmayı hedeflediklerini vurguladı. Yeni türler geliştirdiklerini aktaran Kızıltan, "Mesela kaya levreği ki şu anda 5 bin tona ulaşan üretimimiz var. Yavaş yavaş büyüyeceğiz. Karadeniz'de somon üretimi de son yıllarda artışa geçti. Bunlarla 100 ülkeye gireceğimize inanıyoruz. Öte yandan ülkemizde de balık tüketimini artırmamız lazım. Avrupa'da kişi başı balık tüketimi 24 kilo Türkiye'de maalesef yaklaşık 5 kilo" değerlendirmesinde bulundu. İHRACATIMIZDAKİ İLK 10 ÜLKE Ülke Miktar (Ton) İhracat (Bin Dolar) Hollanda 22.018 148.082 İtalya 20.422 101.287 Rusya 14.749 68.658 Birleşik Krallık 9.486 68.040 Yunanistan 14.225 63.794 Almanya 10.710 63.502 Japonya 4.787 59.394 İspanya 11.236 48.605 ABD 5.505 38.936 Lübnan 9.532 29.247

11 Ocak 2019 Cuma