tatil-sepeti
İthalatı azaltan ‘iş zekası’ geliştirdi

HABER: SOYHAN ALPASLAN Teknopark İstanbul ekosistemi hızla geliştiriyor. Türkiye’de olmaz denilenleri hayata geçiren Teknopark İstanbul firmaları, dünyaya parmak ısırtacak üretimlere imza atıyor. İstanbul Ticaret Odası, Teknopark İstanbul firmalarını İstanbul Ticaret’in sayfalarına konuk ederek, iş dünyasının onları daha yakından tanımasını sağlıyor. Bu haftaki konuğumuz, Smartes Teknoloji ve Yazılım. Makina üretim, endüstriyel otomasyon ve endüstriyel yazılım sektörlerinde 15 yıllık tecrübeye sahip Smartes Teknoloji firması, geliştirdiği ‘SmartFactory’ isimli yazılım projesi ile Teknopark İstanbul’a kabul edildi. TÜM SEKTÖRLER İÇİN Endüstriyel üretim yapan tüm sektörler için verimlilik takip sistemi yazılımı SmartFactory ile firma en az maliyetle yabancı rakiplerine meydan okuyor. Smartes Teknoloji, 2017 yılında çocukluk arkadaşları Erkan Erden ve Sonay Özsoy tarafından kuruldu. İstanbul Ticaret’in sorularını Erkan Erden cevapladı. MÜŞTERİ İSTEYİNCE SmartFactory nasıl doğdu? SmartFactory yazılımına bir müşterimizin isteği üzerine başladık. Müşterimiz, CNC tezgahlarının verimlilik analizlerinin yapılması, performans değerlerinin ölçülmesi ve verimliliğinin yükseltilmesi için bir yazılım istemişti. Bu çalışmaya saha deneyimlerini de ekledik. Böylece birçok modülü içinde barındıran bir yazılım geliştirdik. KULLANICI DOSTU Bu yazılım ne işe yarıyor? SmartFactory, gerçek zamanlı izlenebilirlik ve derin analiz yeteneği ile üretim alanlarının verimliliğini artıran bir üretim analiz ve raporlama platformu. Tak-çalıştır özelliği ile herhangi bir ara ekipmana ihtiyaç duymuyor ve doğrudan makinanın kontrolcüsü ile haberleşiyor. Kolay kurulumu, modüler yapısı ve kullanıcı dostu ara yüzleri ile kullanıcılarına büyük kolaylıklar sağlıyor. İşe özel uygulamalar geliştirilebiliyor mu? SmartFactory yazılımı, esnek modüler yapısı ile müşterilerinin taleplerine en uygun cevabı veriyor ve aynı zamanda yatırım maliyetini de en aza indiriyor. Yatay ve dikey entegrasyona açık SmartFactory API’leri ile işe özel uygulamalar geliştirilebiliyor. Mesela firmanın mevcut ERP sistemlerine entegre çalışabiliyor. Bu sayede iş akışları tek platformdan yönetilebiliyor, mevcut ekipmanlardan maksimum verim alınabiliyor. İTHALATI AZALTACAĞIZ Yabancı benzer yazılımlarla kıyaslarsanız… Biz aynı işi yaparken makinanın kendi kontrolcüsünü kullanıyoruz. İnternet bağlantısı olan, modern tüm CNC ve PLC kontrol ünitelerine doğrudan internet altyapısı ile bağlanıyoruz. Böylece yatırım ve işletme maliyetleri minimuma iniyor. Bu sebeple yazılımımızı yeni nesil üretim takip sistemleri diye nitelendiriyoruz. Türkiye’de bu özelliklere sahip ilk yazılım. Özellikle Amerikalı firmaların üzerinde çok yoğun çalışmalar yaptığı veri toplama sistemleri, ülkemiz sanayisine hep dışarıdan ithal olarak yerleştirilmiş. Biz bunu kendi imkânlarımızla yaparak bir nebze de olsa dışarıya olan bağımlılığı azalttığımızı, giderek daha da azaltacağımızı düşünüyoruz. MANİPÜLE EDİLEMİYOR Sağladığı kolaylıklar neler? Üretim bilgileri, makina durumu, alarm bilgileri, motor sıcaklıkları gibi tüm datalar kontrolcünün üzerinden alınıyor ve veri tabanına yazılıyor. Böylece hiçbir şekilde manipülasyona izin vermeyen program hem üretim hem de yönetim birimlerine büyük kolaylık sağlıyor. Gerçek zamanlı izlemeye ek olarak, geriye dönük raporlamalar ile karşılaştırma imkânı tanıyor. İşletmenin gelişimi dijital ortamdan kolaylıkla takip edilebiliyor. ‘Big Data’ analizleri yaparak karar vericiye ipuçları sunuyor. HIZLI MÜDAHALE İMKANI SmartFactory, üretimdeki aksamalara hızlı müdahale imkânı veriyor. İyileştirme süresini minimuma indiren yazılımımız ile üretim tesisleri anlık olarak izlenebiliyor. Bu sayede plansız duruşlar önleniyor ve atıl süreler en aza indiriliyor. Önleyici bakım ekranları ile saniyelik duruşa tahammülü olmayan tesislerin minimum duruş ve arıza ile işletilmesini sağlıyor. TÜM MAKİNALAR ENTEGRE EDİLİYOR Şu anda endüstriyel üretimin yapıldığı tüm tesislerde, endüstriyel robotların yanı sıra hidrolik presler, otomatik testereler gibi plc kontrollü tüm makinaların entegrasyonu aynı yazılım sayesinde yapılabiliyor. Yazılım; CNC kontrolörlerinin IoT altyapısı ile fabrikanın ağına bağlanmasını sağlıyor. Kontrolörlerden belirlenen aralıklarla alınan bilgileri fabrikanın veri tabanına kaydediyor. Kaydedilen dataları analiz ediyor, raporluyor ve mevcut ERP sistemine aktarıyor. Üretim alanındaki ekipmanların teknik yeterliliğini, arıza sıklığını ve üretilen her bir parçanın maliyetini belirliyor. ARA EKİPMAN İHTİYACI YOK SmartFactory’i değerli kılan bir diğer yönü, tüm işlemleri yaparken herhangi bir ara ekipmana ihtiyaç duymaması. Yani diğer yazılımlar verilerin toplanmasında ara ekipmanlar kullandıkları için yatırım ve işletme maliyetini yükseltiyor. Ayrıca sistemde ne kadar çok ekipman olursa sistemin arıza yapma sıklığı da o kadar artıyor.

21 Ocak 2019 Pazartesi

Alman iş dünyasıyla İTO’da yüz yüze görüşme fırsatı

İstanbul Ticaret Odası, Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nın faaliyet ve hizmetlerini üyelerine tanıtmak amacıyla bilgilendirme semineri organize edecek. Başta tekstil, otomotiv, enerji, kimya ve makine sektörlerine mensup olmak üzere tüm girişimcilerin takip edebileceği seminerde; girişimciler, Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileri ile yüz yüze görüşmeler de yapabilecek. ‘Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Faaliyet ve Hizmetleri’ isimli seminer, 31 Ocak 2019’da, 10.00-15.00 saatleri arasında İTO’nun Meclis Salonu’nda düzenlenecek. Ayrıntılı bilgi için 0212 455 62 37

18 Ocak 2019 Cuma

Hem sektör hem İstanbul tanıtılacak

Toplantıya İTO Başkan Yardımcısı Dursun Topçu, Yönetim Kurulu Üyesi Yakup Köç, Genel Sekreter Yardımcısı Özcan Tokel de katıldı. HABER: ŞEREF KILIÇLI İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, 12-15 Mart’ta gerçekleştirilecek MIPIM 2019 Fuarı için düzenlenen istişare toplantısında, sektör firmalarıyla bir araya geldi. Gayrimenkul ve inşaat firmalarının temsilcilerinin katıldığı toplantıda, Fransa’nın Cannes şehrinde kurulacak İstanbul Çadırı’nda yapılacak faaliyetler değerlendirildi. ÇOK YÖNLÜ KATKI MIPIM’i sadece gayrimenkul ve yatırım fuarı olarak görmediklerini belirten Avdagiç; “Gayrimenkul sektörümüzün projelerinin tanıtımının yanı sıra, İstanbul’un tanıtımına da katkı sağlayan bir platform olarak görüyoruz. Türkiye’nin akıllı şehircilik uygulamalarındaki gelişimini göstermesi açısından da önemli olacak” dedi. YATIRIM MESAJI Toplantıda, firma temsilcileri ise MIPIM 2019’da, “Türkiye’ye yatırım yapmak için doğru zaman” mesajının özellikle verilmesi gerektiğini ifade etti. Projelerin büyüklüğünün yanı sıra niteliklerine de dikkat çekilmesi görüşü dile getirildi. Toplantıda mega projelerin Türkiye’ye kazandırdığı prestije de değinildi. İTO, Fransa’nın Cannes şehrinde, 12-15 Mart 2019 tarihleri arasında düzenlenecek MIPIM 2019’a, 685 metrekarelik İstanbul Çadırı ile katılacak. Londra ve Paris çadırlarının arasında yer alacak İstanbul Çadırı’nda, firmaların yine stand bazında yer alması sağlanacak ve B2B alanı ayrılacak. İTO fuara 2014 yılından bu yana katılıyor.

17 Ocak 2019 Perşembe

Satranca yerli rakip Kalptaşı oyunu

Beyinde bir bağlantı sayısı oluşturmak için 400 kez tekrar yapmak gerekirken, bu sayı oyunlaştırma ile birlikte 10-20 tekrara kadar düşürülebiliyor. Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nin (BTM) mucit girişimcilerinden Hüseyin Vatansever, klasik satranç oyununu farklılaştırarak bütünleşik öğretim sistemi içeren yeni bir oyun geliştirdi. Vatansever, ‘Kalptaşı Oyunu’ adını verdiği projesi ile temel bilimlerin başlangıç bilgilerinin, günlük yaşam ile ilişkilendirilmesini sağlıyor. Vatansever, geliştirdiği oyun ile 4-9 yaş arası çocukların yanı sıra ebeveynleri de hedef alarak çocuklara anne ve babaları ile birlikte kaliteli zaman geçirebilme imkanı sağladığını söylüyor. Projeyi ve hedefleri, İstanbul Ticaret gazetesi okurları için Hüseyin Vatansever’e sorduk. Projenizin yenilikçi yönünü ve amacını anlatabilir misiniz? Bütünleşik öğrenmede bilimsel bilgilerin yaşam ile ilişkilendirilerek birlikte kullanılması esas alınıyor. Bu sistem, beynin doğal öğrenme şeklidir. Satranç oyunu, klasik öğrenmeye göre yapılandırılmış. Aslında bilimsel olarak satranç oyununda, bütünleşik öğrenmeyi esas alan ve farklı zorluk derecelerinde sınırsız oyun var. ‘Kalptaşı Oyunu’ projesi ile oyun setlerindeki temel bilimsel bilgileri, görsel açıdan güncel yaşam ile ilişkilenebilir bir hale getirdim. Oyunlaştırma sayesinde ‘Bütünleşik Öğrenme’ deneyimi 3-4 yaş çocuklarda bile uygulanabiliyor. Hangi süreçleri tamamladınız? Şu an geldiğiniz nokta nedir? Şimdiye kadar oyun setlerinin prototipleri geliştirildi. Oyunların takımlar halinde oynanması ile ilgili uygulamalar yapıldı. Tüm bu gelişmeler dışında “dikey derslik” diye adlandırdığımız bir uygulama geliştirildi. Bu uygulama mıknatıslı taşlardan oluşuyor ve duvarda oynanıyor. Bu sayede motor becerilerin kullanımının sürekliliği sağlanıyor. Ayrıca öğrenci velileriyle bütünleşik öğrenme ile ilgili farkındalık uygulamaları gerçekleştirildi. Projenizin uygulama metotlarından bahsedebilir misiniz? Projemi ilk önce okullarda uygulamaya çalıştım. Bütünleşik öğrenme konusunda farkındalık yetersiz olduğu için, büyük çoğunluğu tarafından ilgi görmedi. 2015 yılında çocuklu ailelerin gidebildiği bir kafede derslik oluşturdum. Sosyal medya aracılığı ile ulaşabildiğim müşteriler ile uygulama çalışmalarımı devam ettirdim. Uygulamalar boyunca doğal olarak oyun setlerin prototiplerini ve bütünleşik öğrenme oyun içeriklerini de geliştirmeye devam ettim. Geliştirdiğim oyun setleri ile oyun içerikleri ve öğretim programları arasında uyum oluşturdum. 2012 yılından bu yana küresel düzeyde okullarda klasik öğrenmeden bütünleşik öğrenmeye dönüşüm konusunda çok yoğun çalışmalar yapılıyor. Hatta 2017 yılında bütünleşik öğrenme müfredata alındı. Açıklanan 2019-2020 öğretim müfredatında da bütünleşik öğrenmeye geniş yer verildi. Bu gelişmeler, projemin okullarda uygulanabilirliğinin önünü de açmış oldu. Türkiye’de 4-9 yaş arası çocuk sayısı 5 milyon civarında. 2019-2020 müfredatı aralık ayında açıklandı. Bu açıklamadan önce pazar büyüklüğüm yüzde 5 civarındaydı. Bu açıklamayla birlikte pazar büyüklüğüm yüzde 30’u geçmiş durumda. Patentini aldığınız bu ürünü farklı alanlarda da kullanmayı düşünüyor musunuz? Oyun setlerinin tasarım tescilleri ve oyun içeriklerinin telif hakları bana ait. Oyunun fiziki uygulamalarını yaygınlaştırdıktan sonra bütünleşik öğrenme tabanlı dijital oyunlar geliştirmeyi düşünüyorum. Bu tür oyunları, şirketlerin ürün ve hizmetleri ile ilişkilendirmek çok pratiktir. Ürün ve hizmetlerinin oyunu bulunan şirketler, geleceğin en yaygın şirketleri olacak. Google ve Yemeksepeti gibi şirketler, ürün ve hizmetlerinin oyunlarını yapmaya başladılar bile. BTM’DEN NOTLAR STRATEJİK PLANLAMAYI ÖĞRENİYORLAR Mucit Girişimci Programı kapsamında eğitimler tüm hızıyla sürüyor. İş Geliştirme ve Stratejik Planlama Eğitimi’nde mucit girişimcilerle bir araya gelen Murat Ünver, global pazarlama, rekabet, pazarlama ve satış arasındaki farklar, pazarlama yönetim süreçleri hakkında bilgilerini paylaştı. MARKALAŞMANIN İNCELİKLERİNİ ÖĞRENDİLER Mucit Girişimci Programı kapsamında verilen Marka Oluşum ve Konumlandırma Süreçleri Eğitimi’nde, Cansu Aydemir mucit girişimcilerimizle bir araya geldi. Aydemir, marka kavramı, marka yapılandırma stratejileri, marka yönetimi ve markalaşma süreçlerinin detaylarını mucit girişimcilere aktardı.

17 Ocak 2019 Perşembe

Sağlıklı gıdaya ‘renkli’ adım

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre Türkiye, dünya obezite listesinde dördüncü sırada yer alıyor. Yine DSÖ’nün belirlediği tuz kullanım oranının üç katı tuz tüketilen Türkiye’de; obeziteyi azaltmak için gerçekleştirilen, ‘gıda etiketlerinde renklendirme’ uygulamasında hazırlıklar tamamlanmak üzere. Bu yılın sonunda uygulamaya konması öngörülen yönetmelikle bilinçli tüketimin artırılması hedefleniyor. TÜKETİCİ KORUNACAK Son dönemde özellikle tuz ve şeker tüketiminin artması, gözleri ambalajlı gıdalardaki bu bileşenlerin oranlarına çevirmişti. Ürünlerdeki bu maddelerin ayırt edilebilmesi için de geçen yıl renkli etiket düzenlenmesi gündeme gelmişti. Sektörü ve tüketiciyi yakından ilgilendiren bu hazırlıklar Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği konulu toplantıda ele alındı. Toplantının açılış konuşmasını İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Ahmet Özer gerçekleştirdi. Özer, “Yönetmelik algı farklılıkları ve bilgi gereksinimleri dâhil gıda hakkında bilgilendirme açısından tüketicilerin korunmasını amaçlıyor” dedi. Özer, bu yönetmeliğin tüm gıda sektörünü de etkilediğini sözlerine ekledi. KIRMIZI YASAK DEĞİL Renklendirme uygulamasında sektörden görüş alma aşamasına gelindiğini ifade eden Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda İşletmeleri ve Kodeks Daire Başkanı Selman Ayaz, renklendirme ile ilgili yanlış bir algının oluştuğunu belirtti. Ayaz, “Kırmızı etiketli ürünler yasak anlamında değil. Sadece, ‘Bugün kırmızı aldın, gününün geri kalanında daha hafif besinler tüket’ anlamındadır” dedi. ÜRÜNÜN ÖN YÜZÜNDE Yeni uygulamada gıda etiketlerindeki renklendirme ürünün en çok görülen ön yüzünde markanın yazıldığı alanda yer alacak. Söz konusu etiket 1.5’e 4 cm boyutunda olacak. Büyüklüğü 25 santimetrekareden küçük olan ürünlerde hem besin öğeleri tablosu hem de renklendirme etiketi yer alması zorunlu olmayacak. Katı bir üründe yağ, tuz ve şeker oranı günlük tüketilmesi gereken miktarın yüzde 25’ini aşıyorsa bu ürüne kırmızı etiket konulacak. Sıvı gıdalarda ise bu oran günlük tüketilmesi gereken miktarın yüzde 12.5’i olarak belirlendi. AB’YE ÖRNEK OLACAK Renklendirme uygulaması diğer ülkelerde 100 grama göre yapılırken, Türkiye’de hem 100 gram için renklendirme yapılacak hem de ürünün porsiyonu veya tüketim birimi bazında bilgilendirme tüketici ile buluşacak. İddialı bir düzenleme öngördüklerini hatta bunu Avrupa Birliği’nin de örnek alabileceğini söyleyen Selman Ayaz “Amacımız, tüketicinin karşılaştırma yapabilmesini sağlamak” dedi. AÇLIK DEĞİL DENGESİZLİK İstanbul Ticaret Odası Meyve Sebze Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mustafa Manav, dünyada açlık olmadığını ancak gıdanın düzensiz dağılımının olduğunu söyledi. Manav, gıda savaşlarından bahsettiği konuşmasında, “Yılda 1 milyon 350 bin ton gıda israfı oluyor. Buradaki esas mesele dağıtım bozukluğu ve gıdaya erişememe hali. Dünyada gıda savaşları olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de kişi başı her yıl 6-7 kilo pirinç tüketiliyor. Bu miktar 9’a çıktığında şeker, obezite gibi haberler gündeme geliyor. Oysa Çin’de kişi başı tüketim 100 kilo, Vietnam’da 150 kilo” dedi. PİYASADA OLAN HER ÜRÜN SAĞLIKLI Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda İşletmeleri ve Kodeks Daire Başkanı Selman Ayaz, “Bir ürün piyasada varsa mutlaka o sağlıklıdır. Zira bakanlığımız her türlü kontrolleri gerçekleştiriyor. Amacımız sadece gıda okuryazarlığını geliştirmek. Kırmızı yasak olmadığı gibi yeşil de istendiği kadar tüketilebilir anlamına gelmiyor” dedi. GLUTENSİZ İFADESİ Yeni uygulamaya göre paketli her üründe mutlaka gluten uyarısı yer alacak. Ayrıca bir üründe ilgili bileşenler hiç yoksa renklendirme yapılmayacak. Örneğin kakaolu bisküvide tuz hiç yoksa tuz için renklendirme de olmayacak. GÖRÜŞ BİLDİRİMİ Paketlenmiş gıdalarda renklendirme ve besin bileşenleriyle ilgili etiket yönetmeliği şu anda görüş aşamasında. Sektör temsilcilerine sunulan yönetmelik için bir ay boyunca görüş sunulabilecek. Yönetmeliğe katkı sağlamak isteyen temsilciler İstanbul Ticaret Odası vasıtasıyla görüşlerini bildirebilecek. OKULLARDA SAĞLIKLI GIDA Yeni yönetmeliğin en önemli ayaklarından biri de okullarda satılacak gıdalarla ilgili yapılan düzenlemeler. Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan bir protokolle hayata geçecek olan ‘Okul Gıdası’ uygulamasıyla okullarda obeziteyi tetikleyecek ürünlerin satışı engellenecek. ‘Okul Gıdası’ logosu olmayan paketli gıdalar, okul kantinlerinde satılamayacak. Uygulama 2019-2020 eğitim öğretim yılında hayata geçirilecek.

17 Ocak 2019 Perşembe