tatil-sepeti
Keşmir, Türkiye’den paketleme makinesi istiyor

Himalayalar’ın batı ucunun güneyindeki vadide yer alan, Hindistan, Pakistan ve Çin’e sınır komşusu olan Keşmir’den Türk girişimcilere çağrı var. Keşmir Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Javed Ahmad Tenga ve Başkan Yardımcısı Zubair Mahajan ve beraberindeki heyet, İstanbul Ticaret Odası’nı ziyaret etti. Heyeti, İTO Genel Sekreteri Ömer Bal ve Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Uluç Hacıhasanoğlu kabul etti. Ziyarette, 83 yıllık bir Oda olduklarından bahseden Javed Ahmad Tenga, bölgelerinde elma üretiminin çok fazla olduğunu ancak paketleme makinası ihtiyaçlarından dolayı ihracatta zorlandıklarını dile getirdi. Tenga, Türk işadamlarından paketleme makinaları konusunda destek istedi. Aynı zamanda bölgelerinde el sanatlarına oldukça ilgi olduğundan bahseden Tenga, 13-18 Mart 2018 tarihilerinde bölgelerinde gerçekleştirilecek el sanatları fuarına Türk iş adamlarını beklediğini de hatırlattı.

02 Kasım 2017 Perşembe

Raftaki gıdaların lisanı değişiyor

HABER: İLKER BAŞÖZ Bu yılın ocak ayında Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Türk Gıda Kodeksi (TGK) Etiketleme Yönetmeliği, 2019’un sonundan itibaren tüketiciye en doğru, açık ve anlaşılabilir bilgiyi vermek için iki başlık altında ele alındı. Gıda Etiketleme ve Tüketici Bilgilendirme Yönetmeliği’nde, etiketlerdeki bir takım ifadeler değişecek. Katkı maddesi, aroma ve benzeri hiçbir bileşen içermeyen ürünlerde ‘doğal’ ifadesi yer alabilecek fakat; ‘Yüzde 100 doğal’ ifadesi kullanılamayacak. Ya da ‘doğal bileşenlerden üretilmiştir’ ifadesi yer alıyorsa cümlenin içindeki ‘doğal’ kelimesi büyük harfle veya farklı bir punto ile vurgulanıp öne çıkarılamayacak. ÜRETİM TARİHİ ZORUNLU Yürürlüğe giren yönetmelik ile öne çıkan bir diğer kullanım ise ‘günlük’ ifadesinde olacak. Günlük kelimesi raf ömrü sadece 24 saat olan ürünlerde kullanılabilecek ve bu ürünlerde üretim tarihi de zorunlu olarak yer alacak. Yıllardır tüketicinin ‘günlük süt’ dediği cam şişedeki pastörize sütler de artık başka isimlerle anılacak. İşte yeni dönem etiketlerde bulunan bazı ifadelerin kullanımları: ‘TAZE’ ETİKETİNİN KULLANIMI ‘Taze’ terimi, üretim veya hasattan kısa sürede son tüketiciye satılan ürünler için kullanılabilecek. Ancak, modern dağıtım ve muhafaza yöntemleri ürünün kalitesini kaybetme süresini belirgin olarak artırabildiğinden ‘taze’ terimi tüketicide yanlış algıya neden olmayacak şekilde kullanılmalı. ‘Taze’ terimi işlenmemiş gıdaları tanımlamak için kullanılabilecek. Meyve sebze: İşlenmemiş ve yakın zamanda hasat edilmiş meyve sebzelere kullanılabilir. Dondurulmuş, konserve, kurutulmuş, salamura gibi ürünler için kullanılmayacak. Et: Kesimin ardından hijyen kuralı olarak soğutulmuş et için kullanılabilir. Dondurulmuş ve işlem görmüş etler için kullanılamaz. Balık: Buzun üstünde soğutularak muhafaza edilen balıkçılık ürünleri için kullanılabilir. Dondurulmuş, tütsülenmiş veya marine edilmiş balıklar için kullanılamayacak. Meyve suyu: Hiçbir bileşen içermeyen ve sıkma işlemi ile üretilmiş meyve sularına raf ömrü 24 saat olması koşulu ile ‘taze sıkılmış’ ifadesi kullanılabilecek. Süt: Pastörize edilen sütler için ‘pastörize taze içme sütü’ ifadesi kullanılabilir. Fakat UHT ve sterilize ürünler için kullanılamayacak. ETİKETLERDE BU İFADELERE DİKKAT Katkısız: Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği gereğince katkı maddesi kullanımına izin veriliyorsa ve taşınma prensibi ile herhangi bir bileşenden taşınmış bir gıda katkı maddesi yoksa bu ifade kullanılabilir. Fakat ‘yüzde 100 katkısız, tamamen katkısız, en katkısız, hiç katkı yoktur’ gibi ifadeler tüketiciyi yanıltıcı anlam taşıdığından kullanılamayacak. Örneğin, yönetmeliğe göre bal katkı maddesi kullanılamayan bir ürün. Bu nedenle bal etiketinde katkısız ifadesi yer alamaz. Renklendirici veya koruyucu içermez: Bir veya birden fazla katkı maddesi içeren gıdalarda, belli bir katkı maddesinin sadece fonksiyonel sınıf adına atıfta bulunan ‘renklendirici veya koruyucu içermez’ ifadeleri kullanılabilecek. Negatif ve pozitif beyanlar: Tüm benzer gıdalar, aynı niteliklere sahip olduğu halde, üründe belirli bileşenler ve besin öğelerinin varlığı veya yokluğu özel bir durum gibi vurgulanıyorsa bu durum Türk Gıda Kodeksi’ne göre uygun olmayacak. Örneğin, ‘ayçiçek yağı, glikoz şurubu, palm yağı ve benzeri maddeleri içermez’ ifadeleri kullanılamaz. Fakat bazı ürün gruplarına yönelik tüketicilerin hassasiyetleri dikkate alınarak negatif beyanların verilmesine izin verilecek. Örnek olarak ‘domuz yağı/eti içermez’, ‘vejetaryen ve veganlar için uygundur’ gibi. ‘Yüzde 100’ ifadesi: Tüketici tarafından piyasada yer alan benzer gıdalarla karıştırılabilecek gıdalarda yüzde 100 ifadesi kullanılabilecek. Mesela bileşeni kahve dışında herhangi bir madde içermeyen ürünlerin kahve karışımlarından ayırt edilebilmesi için ambalajında ‘yüzde 100 kahve’ ifadesi yer alabilecek. Ev yapımı: Endüstriyel ölçekte üretilen gıdalar için ‘ev yapımı’ ifadesi kullanılamayacak. Ancak ‘ev yapımı tadında’, ‘anne eli değmiş gibi’, ‘geleneksel tat’ ve benzeri ifadeler tüketici tercihine bırakıldığından kullanılabilecek. HER GIDA İÇİN SAĞLIK BEYANI YAPILAMAYACAK Gıdanın veya bileşiminde bulunan öğelerin sağlıkla ilişkisini belirten sağlık beyanları, tedavi amaçlı olmayıp vücudun normal fonksiyonlarını devam ettirmesi yönünde olması gerekiyor. Gıdanın etiketi, tanıtımı veya reklamında sağlık beyanı yapılabilmesi için gıda, bu maddelerden en az ikisine bir arada sahip olmalı: Gıdanın bileşiminde en fazla 100 mg/100 kcal sodyum bulunması. Gıdanın içerdiği enerjinin en fazla %10’u doymuş yağ asitlerinden gelmesi. Gıdanın içerdiği enerjinin en fazla %10’u ilave şekerden gelmesi. Gıdanın bileşiminde doğal olarak en az 55 mg/100 kcal kalsiyum bulunması. ‘DOĞAL’ ETİKETLİ ÜRÜNÜN DÖRT KURALI Etiketinde ‘doğal’ ifadesinin yer alabilmesi için ürünlerin; Tek bileşenden oluşan (katkı ve aroma dahil hiçbir ilave bileşen içermeyen) Fiziksel, enzimatik veya mikrobiyolojik işlemler dışında herhangi bir işleme tabi tutulmamış, Bitki, algler, mantar, hayvan, mikroorganizma veya mineral kaynaklı, Doğal yapısında önemli bir değişikliğe sebep olacak bir işlem uygulanmamış gıdalar olması gerekiyor. ‘GELENEKSEL’ DEMENİN ŞARTI ‘Geleneksel’ teriminin gıdanın adında kullanılabilmesi için üç şarttan birine uygun olması gerekiyor. Belirli gıdalara veya gıda gruplarına yönelik olarak yayımlanan dikey gıda kodeksinde tanımlanmış olmalı. Türk Patent Enstitüsü tarafından tescillenmiş olmalı. Geleneksel üretim, işleme yöntemi, geleneksel bileşim, geleneksel hammadde veya malzeme açısından en az 30 yıl süreyle kullanıldığı kanıtlanmalı. GIDA TÜKETEN HERKESİ İLGİLENDİRİYOR Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği ile Beslenme ve Sağlık Beyanları Yönetmeliği, İstanbul Ticaret Odası’nda düzenlenen seminer ile tanıtıldı. Restoran, market, gıda toptancıları ve perakendeciler, bakliyat ve hububat sektörlerinin firma yetkililerinin yoğun katılımıyla gerçekleştirilen seminere İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hasan Erkesim, İTO Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Uluç Hacıhasanoğlu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda İşletmeleri ve Kodeks Daire Başkanı Selman Ayaz ve İTO Hububat, Bakliyat, Kuruyemiş ve Kuru Meyve Meslek Komitesi Başkanı Hakkı İsmet Aral katıldı. İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hasan Erkesim, yürürlüğe giren yönetmeliğin tüm gıda sektörü mensuplarını ilgilendirdiğini belirterek, “Bilindiği üzere; Gıda Etiketleme Yönetmeliği ikiye ayrılarak, ‘Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği’ ile ‘Beslenme ve Sağlık Beyanları Yönetmeliği’ olarak yürürlüğe girdi. Yönetmeliğin hükümlerine uyum için gıda işletmecilerine üç yıllık geçiş süresi tanındı” dedi. Toplantıda sunum yapan Gıda İşletmeleri ve Kodeks Daire Başkanı Selman Ayaz ise etiketleme yönetmeliğinin önemini vurgulayarak, “Bana göre Türkiye’nin en önemli yönetmeliği. Çünkü gıda tüketen herkesi ilgilendiren bir yönetmelik” diye konuştu. BU KILAVUZLARI İYİ OKUYUN http://www.tarim.gov.tr/GKGM/Belgeler/Mevzuat/Talimat/TGK_Gida_Etiketleme_Tuketici_Bilgilendirme_Yonetmelik_Kilavuzu.pdf http://www.tarim.gov.tr/GKGM/Belgeler/Mevzuat/Talimat/BSB_Yonetmelik_Kilavuz.pdf

31 Ekim 2017 Salı

Küresel sağlıkta Türkiye modeli

HABER: SOYHAN ALPASLAN Sağlık sektöründe kamu-özel sektör işbirliğinin, dünyada tek örneği olan ‘Kamu Özel İşbirliği Sağlık Zirvesi (Annual PPP Healthcare Summit)’ İstanbul’da gerçekleştirildi. Zirve, 24-25 Ekim tarihlerinde Başbakanlık Yatırım Tanıtım ve Destek Ajansı (Invest in Turkey) ile Elmadağ Hukuk Bürosu’nun desteği ve PPP Experts’in organizasyonunda gerçekleştirildi. 23 ÜLKE KATILDI Uluslararası zirve, 23 ülkeden 200’den fazla katılımcıyı ağırladı. İngiltere, Hindistan, Nijerya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Jamaika’nın sağlık bakanlığı yetkilileri de dahil zirveye kamu ve özel sektörden birçok uzman dinleyici ve konuşmacı katıldı. Zirvede, şehir hastanelerinin en etkin ve verimli şekilde nasıl yönetileceği ele alındı. KÖKLÜ DEĞİŞİM Zirvenin açılışında konuşan İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hasan Erkesim, Türkiye’deki köklü değişimin en fazla yaşandığı alanlardan birinin de sağlık sektörü olduğunu vurguladı. Erkesim, “Giderek özel sektörün piyasası haline gelen sağlık sektörü ile karşı karşıyayız. Son dönemde Sağlıkta Dönüşüm Programı ile kamu-özel sektör işbirliği sistemi ile özel sektörü teşvik edici atılımlar var. Sağlık hizmetlerinin finansmanı ve sunumu 10 yılda yasalar ile düzenlendi. Yasalar ile sektörde kamu, sadece düzenleyici ve denetleyici konuma geçerken, kamu-özel sektör işbirliği ile özel sektör hizmet sunumu görevini üstleniyor.” SAĞLIK İHTİSAS KOMİTESİ Erkesim, İTO’nun sağlık sektörüne yönelik çalışmalarını yoğunlaştırabilmek için ‘Sağlık İhtisas Komitesi’ adı altında bir çalışma grubu oluşturduğunu söyledi. Erkesim, istişari nitelikteki bu komite ile sektör temsilcilerinin bir araya gelerek sorunları ve çözüm önerilerini ortak akıl çerçevesinde ele aldığını söyledi. ÇÖZÜM PPP’DE Elmadağ Hukuk Bürosu kurucusu Avukat Ramazan Arıtürk ise devletin sağlıktaki dönüşüm hareketinin aynı kararlılıkla devam ettiğini söyledi. Büyük yatırımların büyük zorluklar getirdiğini ama doğru uygulanan PPP’nin kendi içinde kendi çözümlerini de içerdiğine dikkat çeken Arıtürk, “Bu sistem, savunma ve eğitim sektörüne de örnek oldu. Kamu ve özel sektörün birlikte çalışma kültürü gelişmeli” dedi. DÜNYANIN EN İYİLERİ Zirve bu yıl hükümetin sağlıktaki dev projesi olarak nitelenen Kamu Özel İşbirliği (PPP) Modeli ile inşa edilen dev şehir hastanelerin finansman ve operasyon boyutuna ağırlık verdi. Türkiye’de ve dünyadaki en iyi uygulamalardan örneklerin paylaşıldığı zirvede, şehir hastanelerinin en etkin ve verimli nasıl yönetileceği ele alındı. YATIRIMLARA YÖN VERİYORUZ İTO İnşaat Taahhüt Meslek Komitesi Başkanı Burhan Özdemir, 2015’den 2016’ya geçişte dünyada kamu-özel işbirliği (PPP) yatırımlarında yüzde 37 düşüş olduğunu söyledi. Özdemir, zirvede yaptığı konuşmada, PPP yatırımlarındaki düşüşün en büyük nedeninin 3. Havalimanı yatırımıyla önceki yılın en büyük PPP oyuncusu olan Türkiye’nin, 2016’da aynı düzeydeki yatırım finansmanını ortaya koyamaması olduğunu söyledi. Özdemir, “Bu veri, bize dünyadaki PPP yatırımlarında Türkiye’nin ne kadar yön verici olduğunu göstermesi açısından önemli” dedi.

31 Ekim 2017 Salı

Avrupa, ‘ucuz işçiliği’ bitiriyor

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, birlik içerisinde ‘ucuz işçiliği’ engellemeye yönelik düzenleme üzerinde uzlaşı sağladı. AB Konseyi, birlik ülkeleri arasında çalışanların bir başka ülkede görevlendirilmesiyle ilgili düzenleme konusunda anlaştıklarını açıkladı. RESMİ TATİL VE İZİN Buna göre, AB içerisinde çalışmak üzere bir başka ülkeye gönderilen kişilere, bulundukları ülkedeki ilgili sektör seviyelerinde ücret verilecek. Çalışanlar, bulundukları ülkenin resmi tatillerinden ve yıllık izin sürelerinden faydalanacak. 2021’DE YÜRÜRLÜKTE Ayrıca, bu çalışanların mevcut durumda 30 ay olan görevlendirilme süreleri 12 aya indirilecek. Sadece istisnai durumlarda altı aylık ilave bir müddet verilecek. AB içerisinde ‘ucuz işçiliğe’ yönelik yeni düzenleme 2021’de yürürlüğe girecek. 2 MİLYON KİŞİ AB içerisindeki çalışanlara yönelik yürürlükteki düzenleme 1996’da hazırlandı. AB’nin daha az gelişmiş ülkeleri üyeliğe almasıyla, Doğu Avrupa’da kurulan çok sayıda şirket Batı Avrupa ülkelerine çalışan göndermeye başladı. Mevcut durumda, bu gönderilen kişilere bulundukları ülkelerin asgari ücreti seviyesinde ödeme yapılıyor. Ancak bu durum o ülkedeki sektör seviyelerinin çok aşağısında kalıyor. Ayrıca, söz konusu çalışanların emeklilik ödemeleri ve sigorta primleri kendi ülkelerindeki seviyede ödeniyor. Avrupa’da bu şekilde çalışan yaklaşık 2 milyon kişi bulunuyor. Bunlar özellikle inşaat ve yaşlı bakımı gibi alanlarda çalışıyor. DOĞU AVRUPA VE BALTIK ÜLKELERİ RAHATSIZ Düzenleme özellikle Fransa, Almanya, Belçika, Lüksemburg, Hollanda ve Avusturya tarafından desteklenirken, Doğu Avrupa ve Baltık ülkelerince rahatsızlıkla karşılanıyor. Düzenlemenin yürürlüğe girmesi için Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanması gerekiyor. Ardından AB üyesi bütün ülkelerin gerekli düzenlemeleri yürürlüğe sokması gerekiyor.

31 Ekim 2017 Salı

Somalili inşaatçılar İTO’da partner aradı

HABER: MÜGE BİBER İstanbul Ticaret Odası (İTO), Somali Baydhabo Bölgesi’nden gelen inşaat sektörü temsilcile-rini misafir etti. Heyet, İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hasan Erkesim ve İTO Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Uluç Hacıhasanoğlu tarafından kabul edildi. Hasan Erkesim, Türkiye’nin, Brezilya’dan sonra dünyada en çok altyapı yatırımı yapan ikinci ülke olduğunu belirterek, Türk müteahhitlik firmalarının, toplam değeri 325 milyar doları bulan binlerce projeye imza attıklarını söyledi. Erkesim, dünyanın en büyük 225 müteahhidi arasında Türkiye’nin 43 firma ile Çin’den sonra ikinci sırada yer aldığını dile getirdi. İLİŞKİLER ARTMALI Erkesim, iki ülke arasındaki ticaret hacmine de değindi. Erkesim, “Kuzey Afrika ülkeleri hariç diğer Afrika ülkelerinin Türkiye’nin toplam ticaretindeki payı 2000’de yüzde 1’in altındaydı. Bu oran 2010’da yüzde 1.3’e, geçen yıl ise 1.67’ye yükseldi. İnanıyorum ki yüzde 2-2.5 seviyesini yakalamamız da çok uzakta değil” dedi. Hasan Erkesim, iki ülke arasındaki ikili ticarette son yıllarda gözlenen artışa dikkat çekerek, “Somali’nin en önemli 5 ithalat partneri arasında yer alıyoruz. Ticari ilişkilerin artırılmasına yönelik çalışmalarımızı artırmalıyız” diye konuştu. GURUR VERİCİ Toplantıda konuşan Somali’nin Galmudug Eyaleti Bakanlığı’ndan Dahir Hassan Hessein ise Türkiye ile Somali arasındaki ticaret ilişkilerinin daha da artırılmasını istediklerini dile getirdi. Hessein, “Türkiye sadece ticaret konusunda değil, devlet olarak zor durumda olduğumuz anlarda da yanımızda durdu. Bu yüzden Türkiye ile işbirliği yapmak bizi gururlandırır” dedi.

18 Ekim 2017 Çarşamba