tatil-sepeti
Pandemide rağbet gören ilk 3 sektör

425 bin firmanın üye olduğu İstanbul Ticaret Odası, Covid-19 pandemisinin etkili olduğu 1 Nisan-12 Temmuz tarihleri arasında kurulan 11 bin 165 firmanın sektörel dağılımını açıkladı. Söz konusu yaklaşık 3.5 aylık dönemde en fazla sayıda firma kuruluşunun yapıldığı 3 sektör; 957 firma ile ‘perakende ticaret’, 658 firma ile ‘konut inşaatı’ ve 522 firma ile ‘bilgi teknolojileri’ oldu. TÜKETİCİNİN TALEBİ Bu sektörleri 512 firma ile ‘hazır giyim ve konfeksiyon’, 447 firma ile ‘toptan ve dış ticaret’, 434 firma ile ‘işletme destek hizmetleri’, 402’şer firma ile ‘restoran ve yiyecek içecek hizmetleri’ ile ‘bilgi, iletişim ve medya’, 345 firma ile ‘ilaç ve tıbbi cihaz’ ve 277 firma ile ‘teknik hırdavat’ sektör grupları izledi. İTO Başkanı Şekib Avdagiç, yeni firma kayıtlarının İTO’daki meslek gruplarına dağılımının, girişimcilerin ve dolayısıyla pandemide tüketicilerin talep ettiği ürün ve hizmetlere de işaret ettiğini belirtti. PERAKENDE TİCARET Avdagiç, “İTO’da bu yıl 1 Nisan ile 12 Temmuz arasında kurulan firmaların sektörlerine baktığımızda, 2019’da ikinci sırada olan perakende ticaretin bu yıl ilk sıraya çıktığını görüyoruz. Bu dönemde bilgi teknolojileri sektörü 6’ncı sıradan 3’üncü sıraya yükseldi. Yeni kurulan firma sayısında geçen yıl 17’nci sırada bulunan ilaç ve tıbbi cihaz sektörü de bu yıl 1 Nisan-12 Temmuz döneminde 9’uncu oldu. Bu sonuçlarla İstanbul iş dünyası şu ana kadar trendi bu sektörlerde gördü diyebiliriz” dedi. Öte yandan; Oda üyesi firmalar, 1 Nisan-12 Temmuz döneminde 537 bine yakın dış ticaret belgesi, 1.325 kapasite raporu ve 99 bine yakın online faaliyet belgesi talebi iletti.

21 Temmuz 2020 Salı

Rüzgar ve güneş enerjisi ‘en ucuz’ kaynak

Rüzgar ve güneş enerjisi kurulumları Türkiye'nin elektrik üretimindeen az maliyetli kaynaklar olarak öne çıkarken, bu kaynakların elektrik üretimdeki payının 2030'da yüzde 30'a çıkacağı öngörülüyor. SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi'nin "2030 Yılına Doğru Türkiye'nin Optimum Elektrik Üretim Kapasitesi" raporu yayımlandı. Türkiye'nin 2020-2030 döneminde elektrik üretim kapasite planlamasının 5 farklı senaryoya göre incelendiği rapora göre,enerji arz güvenliği ve uygun fiyatlı arz tedariğini sağlarken fosil yakıtlı kaynakların olumsuz çevresel ve ekonomik etkilerini sınırlandırmayı hedefleyen Türkiye'nin, enerji dönüşümünü planlaması gerekiyor. Bu kapsamda, Türkiye'de2023 hedef ve stratejilerini temel alan, kısa ve uzun vadeli, entegre bir enerji ve iklim değişikliği stratejisine ihtiyaç duyuluyor. Raporda yer alan tüm senaryolar için rüzgar ve güneş enerjisi en az maliyetli kaynaklar olarak öne çıkıyor. Düzenleyici politikalarla verilen desteklerin bu kaynakların gelişimini hızlandırması beklenirken, rüzgar ve güneş enerjisinin toplam elektrik üretimindeki payının 2030'da yüzde 30'a çıkacağı öngörülüyor. Dengeli Politikalar Senaryosu'na göre, Türkiye'nin yıllık elektrik talebinin yüzde 3,9 büyüyeceği ve 2030 sonunda toplam kurulu gücün 139 bin megavat seviyesine ulaşacağı hesaplanıyor. Bu kapasitenin yaklaşık 63 bin megavatının ise rüzgar ve güneş enerjisi kaynaklarından sağlanacağı tahmin ediliyor. Yenilenebilir enerjinin toplam elektrik üretimindeki payının ise bu dönemde yüzde 52'ye yükselmesi bekleniyor. Böylece, Türkiye'de ithal kaynaklara bağımlılığın azaltılması ve elektrik üretim kaynaklı sera gazı emisyonlarının düşmesi planlanıyor. ENERJİ VERİMLİLİĞİ YENİLENEBİLİR ENERJİYLE DESTEKLENMELİ Öte yandan, daha fazla yenilenebilir enerjinin entegrasyonu için sisteme esneklik sağlayan depolama teknolojilerinin de piyasa mekanizmalarıyla desteklenmesi tavsiye ediliyor. Rapora göre, çok yönlü avantajları olan ve maliyet açısından etkin sonuç sağlayan enerji verimliliğinin artırılmasının yakın dönemde zaruri olacağı öngörülürken,hedeflere ulaşılması için enerji verimliliğinin yenilenebilir enerji ve çevreci politikalarla desteklenmesi gerekiyor.

21 Temmuz 2020 Salı

Konut satışları mobilyayı hareketlendirdi

Kredili konut satışları ve düğün sezonunun başlaması, Türkiye'nin mobilya üretim merkezlerinden Bursa'nın İnegöl ilçesinde satışlara olumlu yansıdı. İnegöl Mobilyacılar Odası Başkanı Özcan Ayhan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının başlamasıyla durgun bir dönem geçiren sektörün, normalleşme sürecine geçilmesiyle hareketliğini söyledi. Konut kredisi faizlerinin düşmesinin piyasayı canlandırdığını vurgulayan Ayhan, şöyle devam etti: "Mobilya sektörü yılın ilk 6 ayını bitirdi, temmuz ayına girdik. Normalleşme sürecinde ülke genelinde düğünlerin yapılmasıyla sektörde canlılık başladı. Kredilerin düşmesinden sonra tüm illerde konut satışları da çok yüksek bir seviyeye ulaştı. Tabii bununla birlikte yeni evlere yeni mobilya ihtiyacı oluyor. Hem düğünlerin pandemi sürecinin ardından başlaması hem de yaz sezonunun gelmesi, bahar aylarında yapılan temizliklerin bu aylara sarkması ile mobilya sektörüne canlılık geldi. Bununla birlikte Türkiye genelinde perakende satışları hızlandı. Yıl sonuna kadar bu seviyede satışlar devam ederse hem üreticiler hem mağazacılar hem de tüketiciler memnun olacak." İHRACATIMIZ DA NORMAL SEVİYEYE GELMEK ÜZERE İç pazarda satışların çok iyi seyrettiğini dile getiren Ayhan, ihracatın da normal seviyeye gelmek üzere olduğunu anlattı. Ayhan, salgın nedeniyle dış satımın azaldığı bölgelere ihracatın 2021'den itibaren artacağını öngördüklerine değinerek, "5-10 Ekim tarihlerinde İnegöl Mobilya Fuarı düzenlenecek. Bununla birlikte ihracat rakamları da artmaya başlayacaktır. Geçen yılın rakamını korursak, biraz üzerine koyarsak bir şey kaybetmemiş oluruz" diye konuştu.

21 Temmuz 2020 Salı

Mağaza ve e-ticaret birlikte yol alacak

HABER: ŞEREF KILIÇLI İstanbul Ticaret Odası (İTO), yeni normal dönemde düzenlediği webinarlar ile sektörlerin dijital dönüşüm sürecine ışık tutmaya devam ediyor. ‘Covid-19 Sonrası Perakendeyi Neler Bekliyor:Online, Offline ve Ötesi Webinar’ı, İTO’nun youtube kanalından canlı yayınla gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını İTO Başkan Yardımcısı İsrafil Kuralay’ın yaptığı webinarda, küresel salgın sürecinde perakende sektöründe iş yapma şekillerinde yaşanan değişim anlatıldı. FİRMALARI TEŞVİK Firmaların geleneksel ticaretle beraber e-ticaret için de yoğun bir çaba sarf etmesi gerektiğine dikkat çeken Kuralay, şöyle konuştu: “Üretim altyapısı uygun, bilgi birikimi ve donanımı yüksek bir ülkeyiz. Yani üretim gücümüzden kaynaklanan avantajlarımız ve fırsatlarımız var. Bu sebeple dijital ticaret konusuna daha çok yönelmemiz gerekiyor. İTO yönetimi olarak firmalarımızı bu alana daha çok teşvik etmeye çalışıyor ve bu alanda daha çok iş yapmalarını arzu ediyoruz. Türkiye, dijital ticaretteki fırsatları da değerlendirmeli. Toplam perakende içinde e-ticaretin payı yüksek olan ülkelerle aynı seviyede iş yapma kolaylığı olan bir ülkeyiz.” SATIŞLAR İKİYE KATLANDI Moderatörlüğünü Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Murat Levent Demircan’ın yaptığı webinarda, Ramsey Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Doğan ve Silk&Cashmere CEO’su Ferhat Zamanpur sunum yaptı. Karantina döneminde mağazaların geçici olarak kapanması üzerine giyim perakendecilerinin online satışa daha çok yöneldiğini belirten Zeynep Doğan, “Giyimde, 19 Mart ile 1 Nisan arasında bir artış ivmesi yaşanmadı. Bu durum tüketicilerin ilk başta gıda ve temizlik ürünleri gibi daha temel ihtiyaçlara yönelmesiyle ilgiliydi. Evde kalma süreci uzayınca insanlar moral ve motivasyon arayışına geçti. Nisan ayında ise giyimde de online satıştaki artış hissedilmeye başladı. 19 Mart ile günümüz arasında online satışlar ikiye katlandı” dedi. MAĞAZA E-TİCARET AYRIMI Pandemi döneminde verilen kararlara üç açıdan bakmak gerektiğini vurgulayan Ferhat Zamanpur ise “Birincisi, güven ve sağlığın öncelikli olduğu ilk refleks vardı. Bu noktada hem personelin hem müşterilerin sağlığını korumak için acil tedbirler alındı. İkincisi, adaptif (uyarlayıcı) aksiyonlarda bulunmaktı. Yani ilk planda çözülmesi gereken sorunlar çözüldü. Üçüncüsü ise uzun vadeli pivot kararlar almaktı” dedi. Önümüzdeki dönemde müşteri deneyimi faktörünün mağaza ile e-ticaret ayrımını kaldırabileceğine işaret eden Zamanpur, şöyle konuştu: “Bu dönemi, perakendenin dönüşümünde Rönesans olarak görenler de var. Mağazalar ve e-ticaret ayrımını kıracak, hepsinin birleştiği bir modelden de bahsediliyor. Düşünülmesi gereken şey, mağazayı nasıl değiştiriyoruz değil, perakendeyi ve ticareti nasıl değiştiriyoruz. Perakende Rönesansı’nda, içeriye dönüp nasıl farklı deneyimler sunulabileceğine ve ticaretin nasıl değiştirilebileceğine bakmak gerekiyor.” E-TİCARET EKOSİSTEMİNDE YATIRIM POTANSİYELLERİ e-ticaret ekosisteminin başka yeni potansiyelleri de içinde barındırdığına dikkat çeken Zeynep Doğan, şunları söyledi: “e-ticaret ekosisteminde yalnızca satış yapan markalara değil, o markaların ihtiyaç duydukları konulara da bakmak gerekir. Pandemi sürecinde e-ticarete talebin çok hızlı artmasından dolayı kargoda sorunlar oluştu. Tüketici alışkanlığının kalıcı olmasıyla kargo alanında yeni yatırımlar doğacak. Ürün stok yönetiminde de değişiklikler olacak. Pekçok marka e-ticaret kanalının stokunu mağazaların stokunu kullanarak yapıyordu. Çünkü mağazalar bir anda kapanmak zorunda kalınca mağazalardan stokların çekilmesi gerekti. Bu süreçte e-ticarete yönelik ayrı bir stok stratejisinin yürütülmesinin gerektiği de görüldü. Pandemi sonrasında ise online ve offline kanalı birleştiren farklı bakış açılarına ihtiyaç var. e-ticarette talebin artmaya devam edeceğini öngörüyorsak yeni yazılım ihtiyacı da doğacak. Bu da ekosistem içinde bir potansiyeldir.” SOSYAL MEDYAYI VERİMLİ KULLANMA TÜYOLARI Sosyal medyanın e-ticarette verimli kullanılması hakkında tavsiyelerde de bulunan Ramsey Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Doğan, şu bilgileri verdi: “Türkiye nüfusunun yüzde 74’ü internet kullanıcısı. Yüzde 64’ü de sosyal medya kullanıcısı. Bir tüketici ortalama günde 3 saatini sosyal medyada geçiriyor. Dijital dünyada içerik çok önemli ama çok hızlı tüketiliyor. İnsanlar o kadar çok bilgiye maruz kalıyor ki, uzun süreli bir şey izlemeye tahammülleri pek yok. O yüzden sosyal medyada vermek istediğiniz mesajı en kısa sürede veriyor olmanız gerekiyor. Görsellik ve videolar çok önem kazanıyor. Sosyal medya, sadece e-ticaret satışı için kullanılmamalı. Aynı zamanda marka imaj çalışmaları için de tercih edilmeli. Tüketiciler diğer kullanıcıların sosyal medyada yaptığı yorumları da dikkate alıyor.” DİJİTAL DÖNÜŞÜM SADECE E-TİCARET DEĞİL Firmaların dijital dönüşümü doğru algılamasının da önemli olduğunu belirten Zeynep Doğan, “Dijital dönüşüm yalnızca e-ticaretmiş gibi algılanıyor. Oysa dijital dönüşüm, sadece e-ticaret kanalından satış değil, iş yapış şeklinin de dönüşmesi olarak algılanmalı” dedi. e-ticarette de yol haritasının önemli olduğunu vurgulayan Doğan, “Uzun dönemli stratejiler ortaya konulmalı ve veriler iyi analiz edilmeli. Hedefin iyi bilinmesi ve ona göre bir yol haritası çizilmesi gerekiyor. Ekip çok önemli. Çalışma ekibinize gelişim alanları dışında inisiyatif veriyor olmak da çok önemli. Hedefe ekibinizle birlikte yürüyor olmanızdan emin olmalısınız” diye konuştu. MÜŞTERİ TRENDLERİNDE DEĞİŞİM Pandemi sürecinde müşteri trendlerinde de önemli değişiklikler görüldüğünün altını çizen Ferhat Zamanpur, “Bu süreçte herkesin geliri ciddi oranda etkilendiği için harcamalarda da değişimler yaşandı. Müşteriler eskisinden daha fazla fiyata odaklandı. Ayrıca daha sorumlu ve esnek bir tüketim oluştu. Bazı alanlarda satın almak yerine kiralamak da arttı. Yerli ve daha küçük işletme odaklı bir geçişin olduğunu da düşünüyorum. Yabancı markalar yerine yerli markalara biraz daha fazla odaklanıldı” diye konuştu. DİJİTAL DÖNÜŞÜM ARTIK İŞ MUTASYONU e-Ticarette Dijital Dönüşüm ve Dijital Dönüşüm Stratejileri Webinar’ı da İstanbul Ticaret Odası’nın youtube kanalından canlı olarak gerçekleştirdiği bir başka organizasyon oldu. Webinarda, Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Murat Levent Demircan sunum yaptı. Dijital dönüşümün iki temel prensibi olduğunu belirten Demircan, “Birincisi, işletmelerin aynı zamanda bir teknoloji firmasına dönüşmesi gerekiyor. İkinci prensip için işletmelerin herhangi bir dış etken beklemeden kendi kendilerini yok etmesi tabirini kullanıyorum. Burada kastettiğim şey, iş yapış tarzlarını değiştirmeleri gerektiği. Bunu bir iş mutasyonu olarak da adlandırabiliriz” diye konuştu. Demircan, firmaların neden dijital dönüşümün içinde olması gerektiği konusunda ise şunları söyledi: “En önemli sebeplerinden biri, müşteri davranışlarındaki değişim ve nesillerin değişiyor olması. Y ve Z kuşağı ürün ve hizmetleri deneyimlemek istiyor. Deneyimlemekle de kalmıyor, hem başka kullanıcılarla hem de ürün ve hizmet aldığı işletmeyle paylaşmak istiyor. Firmaların kendi süreçlerini müşterilerin bu beklentilerine göre şekillendirmeleri gerekiyor.” Demircan, ‘growth hacking’ terimiyle ifade edilen dijital büyüme stratejilerindeki 34 yöntem hakkında da ayrıntılı bilgi verdi.

20 Temmuz 2020 Pazartesi

Sanayi üretimi için ‘organize’ hamle

HABER: ADEM ORHUN Planlı sanayileşme politikaları kapsamında bu yılın ilk yarısında 6 organize sanayi bölgesine (OSB) tüzel kişilik kazandırıldı. Ayrıca yine yılın ilk yarısında OSB’lerde 10 milyar liralık yatırım harcamasıyla 583 yeni fabrika üretime geçti. Yeni OSB’lerde ağırlıklı olarak gıda, tekstil, kimyasal ürünler, makina-ekipman, kauçuk ve plastik alanında üretim yapılacak. Diğer yandan bu adımlara paralel olarak sanayicinin yatırımları mevzuat ve finansman yönünden de destekleniyor. SÜRE UZATIMI Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın, Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Son değişiklikler, OSB tüzel kişiliklerini ve OSB’lerde üretim yapan on binlerce firmayı rahatlatacak. Buna göre, Covid-19 salgını sürecinde OSB içinde yatırımların gerçekleşmesinde yaşanan gecikmeler nedeniyle tahsis süresi tamamlanan katılımcılara ek süre verilebilecek. OSB Yönetim Kurulu, yapı ruhsatını alamayan yatırımcılara ilave 6 ay süre tanıyabilecek. Bakanlık ise OSB Yönetim Kurulu tarafından verilen ilave süreler için de yatırımını tamamlayamayanlara 1+1 yıl uzatma verebilecek. KREDİ DESTEĞİ Diğer bir destek de finans yönünden olacak. OSB’lere bankalardan yatırım projeleri için kullandıkları kredilere ilişkin bakanlıkça faiz desteği verilmesine ilişkin düzenleme, uygulamanın etkinleştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla sadeleştirildi. Yeni düzenlemeyle OSB’lerin yatırım projeleri için kullandıkları kredilere bakanlıkça faiz desteği verilmesi mümkün olacak. ŞİRKETLERE YETKİ Yönetmelikle, yatırımcıların kaynaklarını gayrimenkul ve inşaat yerine üretim ve işletme süreçlerine tahsis edebilmesi için gerekli bir düzenleme daha yapıldı. Buna göre OSB’lerin bakanlıktan izin alarak kuracakları anonim şirketler, OSB içindeki parsellerin üst yapılı/üst yapısız alım, satım, kiralama ve üst hakkı tesis edilmesi işlemlerini yapabilecek. Böylece yatırımcılar, OSB’deki alanlara, alternatif yöntemlerle ulaşabilecek. Bu düzenlemeyle özellikle yabancı yatırımcının ihtiyaç duyduğu şartlarda sanayi üretim alanları geliştirilerek yabancı sermayenin ülkeye çekilmesi amaçlanıyor. Öte yandan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca (EPDK), alınan kararla, OSB’lerde tüketim için belirlenen sistem kullanım bedellerinde indirime gidildi. Bu uygulama, sanayicilerin enerji maliyeti yükünü hafifletecek. TEKNOLOJİK YATIRIMDA SEKTÖREL FIRSATLAR Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, geçen yıl ilan edilen ‘Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’ için toplam büyüklüğü 3.3 milyar lira olan 52 farklı projenin komiteye sunulduğunu söyledi. Sonuçları yakında açıklayacaklarını kaydeden Varank, özel sektöre ‘Hamle’ programının parçası olması çağrısında bulundu. Varank, KOSGEB’in imalat sektöründe dijitalleşme çağrısına yakında çıkacaklarını söyledi. Bakan Varank’ın açıklamasına göre yılın ikinci yarısında yeni çağrısı açılacak öncelikli sektörler şunlar olacak: Motorlu kara ve deniz taşıtları Raylı sistemler Elektrik-elektronik Yarı iletkenler Havacılık-uzay Kimya-ilaç ve tıbbi cihazlar YÜKSEKOVA TESCİLLENDİ OSB’SİZ İL KALMAYACAK Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kocaeli KOBİ OSB’nin ardından Hakkari Yüksekova OSB’nin Kuruluş Protokolü’nü onayladı. Yer seçimi toplantısı haziran ayı başında yapılan Yüksekova OSB ile birlikte tüzel kişilik sahibi OSB sayısı 320 oldu. Projeye göre 152 hektarlık bir kamu alanı üzerinde 40 milyon liralık yatırımla faaliyetin başlaması hedefleniyor. İran ve Irak ile komşu, çevresinde 4 sınır kapısı olan projenin tamamlanmasıyla Türkiye’de Organize Sanayi Bölgesi olmayan il kalmayacak. SANAYİDEN KISA KISA Salgın tedbirleri kapsamında OSB ve OSBÜK genel kurulları ertelendiğinden, genel kurulların yılın ilk 6 ayı içinde düzenlenmesine ilişkin hükümler, toplantıların yıl içinde herhangi bir zamanda yapılmasına imkan sağlayacak şekilde düzenlendi. OSB’lerdeki elektrik tüketimi, haziran ayında mayısa göre yüzde 36 daha fazla oldu. Otomotiv ana ve yan sanayi ağırlıklı Sakarya, Bursa, Kocaeli bölgesindeki 19 OSB’deki artış yüzde 45 olarak hesaplandı. Yurt genelinde salgın öncesi dönemin yüzde 8 eksiği seviyesine ulaşıldı. Yılın ilk yarısında sanayi siciline 6 bin 967 yeni işletme kaydoldu. Hazirandaki sayı ise 1.421 olarak kayda girdi. Bu, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 91 daha fazla. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, haziran ayında 859 teşvik belgesi düzenledi. Yılın ilk yarısında sabit yatırım teşvik belgelerine konu olan yatırım tutarı yüzde 14 artarak 84 milyar liraya ulaştı. Bu yatırımlar tamamlandığında 129 bin kişiye istihdam imkanı oluşacak. Yurt dışında organize sanayi bölgesi kurulması, işletilmesi ve bu kapsamdaki desteklere ilişkin usul ve esaslar hakkındaki Cumhurbaşkanı Kararı yayımlandı. Gebze OSB-Darıca Sahil Yolu Metrosu 2023’te hizmete girecek. Projedeki inşaat çalışmaları hızla ilerliyor. SON 6 AYDATÜZEL KİŞİLİK KAZANAN OSB’LER Kocaeli KOBİ Manisa Muradiye Kütahya Seramik Antalya Korkuteli Mermer İ. Tekirdağ M. Ereğlisi Hakkari Yüksekova

20 Temmuz 2020 Pazartesi