tatil-sepeti
Gıda israfına karşı ortak komite kuruldu

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nden(FAO)yapılan açıklamaya göre, FAO ileTarım ve Orman Bakanlığı, bölgesel gıda kaybı ve israfını azaltma programının geliştirilmesini ve uygulanmasını denetlemekle görevli ortak bir "Gıda Kaybı ve İsrafı Strateji Komitesi" kurmak için Orta Asya'dan üst düzey yetkililerle toplantı düzenledi. Kurulankomite, gıda kaybı ve israfını azaltma ve yönetme faaliyetlerinin ülke düzeyinde uygulanmasını destekleyip izleyecek ve diğer ortakların katılımını kolaylaştıracak. Komite, böylelikle, katılımcı ülkeler için FAO ve Türkiye'nin rehberliğinde, iş birliği yapmak ve bilgi paylaşmak için platform işlevi görecek. Komite, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan ve Özbekistan'ı içeren Orta Asya ülkelerinde gıda kaybı ve israfının azaltılmasına yönelik daha geniş bir çabayı temsil eden ve FAO-Türkiye Gıda ve Tarım Ortaklık Programı (FTPP II) çerçevesinde uygulanan FAO inisiyatifinin de parçası olacak. FAO Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu,toplantının açılışındakikonuşmasında, hükümet temsilcilerinden oluşan komiteningıda kaybı ve israfını azaltma stratejilerinin geliştirilmesi ve uygulanmasında ulusal sorumluluğu ve sahiplenmeyi güçlendireceğini ve bu çabaların sürdürülebilirliğini sağlayacağını belirtti.

27 Kasım 2020 Cuma

Rüzgar enerjisi, 9.6 milyon haneye ışık oldu

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) tarafından dijital ortamda düzenlenen9. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi'nde, dünyada 650 bin megavat rüzgar kurulu gücü bulunduğunu söyledi. Bu kapasitenin her yıl yaklaşık 50-60 bin megavat arttığını dile getiren Dönmez, bu yıl rüzgar enerjisine dünyada yaklaşık 150 milyar dolar yatırım yapıldığını aktardı. Dönmez, gelecek 30 yıl içinde yapılacak yatırımlarla bu alanda 4 trilyon dolarlık bir ekonomi oluşacağını ifade ederek, şu bilgileri paylaştı: "Türkiye, yerli üretim gücü, yenilenebilir enerji potansiyeli, bu alandaki teşvik ve destek mekanizmaları, yetişmiş insan kaynağı, gelişmiş ekonomisi ve artan nüfusuyla yeşil ekonomiden azami derecede pay alacaktır. Enerjideki yol haritamızı, Milli Enerji ve Maden Politikamız ile 'daha fazla yerli ve yenilenebilir' diyerek belirlemiştik. Politikamızı açıkladığımızda 38 bin 900 megavat olan yenilenebilir enerji kurulu gücümüzü 3 yıl içinde 47 bin 671 megavata yükselttik. 2017'de yüzde 45,7 olan yenilenebilir kaynaklı kurulu gücümüz bugün yüzde 51'e ulaştı. 2019'da devreye aldığımız kurulu gücümüzün yüzde 61,2'sinin yenilenebilir kaynaklardan oluştuğunu görüyoruz. Bu yıl devreye aldığımız kurulu gücümüzün yüzde 98'i yenilenebilir kaynaklardan meydana geldi. Dünyadaki eğilimlere paralel olarak enerji sektörümüzsürdürülebilir, rekabetçi ve tek temelli bir üretim anlayışına doğru hızla ilerliyor. Bu süreçle birlikte enerji sektörümüz her alanda rüzgarı arkasına alacak. Bu yeni dönemde Türkiye'nin enerjisi, Türkiye'nin rüzgarıyla yenilenecek." RÜZGAR KAPASİTESİ 18 YILDA 400 KAT ARTTI Türkiye'nin rüzgar enerjisi sektöründe 15 bin kişinin istihdam edildiğini belirten Dönmez, sektörün yüzde 55-60 yerlilik oranıyla enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesinde başı çektiğini anlattı. Dönmez, bu alanda 80'in üzerinde üretim yapan firma bulunduğunu ifade ederek, "Rüzgar kurulu gücünde bugün Avrupa'da 7'inci, dünyada 12'inci sıradayız ancak yerli teknoloji ve verimli üretim anlayışıyla daha yukarı sıralara doğru hızlı adımlarla ilerleyeceğindenkuşkum yok. Türkiye'nin rüzgarı, enerji dünyasındaki taşları yerinden oynatacak güçte. Bu yüksek potansiyelin en önemli göstergelerini 4 önemli rekorla gördük" diye konuştu. Bu rekorların 2020'de rüzgarın daha güçlü estiğinin bir göstergesi olduğunu dile getiren Dönmez, "2020 adeta rüzgar enerjisinin yılı oldu. Yenilenebilir kaynaklar içinde rüzgar bizim için her zaman ayrı bir öneme sahip oldu. Rüzgar kurulu gücümüzü son 18 yılda 400 kat artırdık" dedi. İZMİR'DE TÜRBİN VE AR-GE FABRİKASI KURULDU Dönmez, bu yıl rüzgar enerjisinde 740 megavat ilave kapasitenin devreye alındığını söyledi. Böylece, toplam rüzgar enerjisi kurulu gücünün 8 bin 330 megavata yükseldiği bilgisini veren Dönmez, "Ekim sonu itibarıyla toplam kurulu gücümüzün yüzde 9'u ve yenilenebilir enerji kurulu gücümüzün yüzde 17,5'i rüzgar enerjisinden oluştu. Bu santrallerle 9,6 milyon hanenin elektrik tüketimini sağlayabilme imkanına kavuştuk" ifadelerini kullandı.

26 Kasım 2020 Perşembe

Türkiye kış turizminde ön plana çıkıyor

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, gerek iç pazardan gerekse Rusya, Ukrayna ve Polonya pazarlarından kış turizmi merkezlerine ilginin mevcut olduğunu belirterek, "Özellikle Erciyes ve Palandöken için bu 3 ülkeden charter uçuş planlaması yapan tur operatörlerimiz bulunuyor. Uludağ, Kartepe ve Kartalkaya’ya yönelik de yurt dışından talep bulunuyor. Türkiye kış turizminde ön plana çıkıyor" dedi. Bağlıkaya, turizm sektörüne ilişkin salgınla birlikte uluslararası seyahatlerin askıya alınması ve birçok ülkenin sınırlarını kapatması neticesinde 2020 yılında uluslararası seyahat sayısının ocak-ağustos döneminde yüzde 70 oranında gerilediğini, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü verilerine göre, sekiz aylık dönemde uluslararası seyahat sayısının 700 milyon azalırken, uluslararası turizm gelirinde yaşanan kaybın 730 milyar dolar olduğunu söyledi. Türkiye açısından bakıldığında dünyadaki bu gerilemeyle benzer bir durumun olduğunu ifade eden Bağlıkaya, şunları kaydetti: "2020 yılının ocak-ekim ayları arasını kapsayan ilk on aylık dönemde Türkiye'ye gelen ziyaretçi sayısının yüzde 72 oranında düşüşle 13,6 milyona geriledi. Bunun 11,2 milyonunu yabancı ziyaretçiler oluşturdu. Ocak-Ekim 2020 döneminde en çok ziyaretçi gönderen ilk 5 ülkenin Rusya, Almanya, Bulgaristan, Ukrayna, ve İngiltere olduğunu görüyoruz. Yabancı ziyaretçilerden elde edilen turizm gelirine bakıldığında 2020 yılı ocak-eylül döneminde 2019 yılının aynı dönemine göre yüzde 69,4 oranında gerileme ile 22,1 milyar dolardan 8 milyar 145 milyon dolara geriledi. 2020’yi 15 milyon ziyaretçi 10 milyar dolar turizm geliri ile bitireceğimizi tahmin ediyoruz." Bağlıkaya, turizm gelirlerinin 2019'da dış ticaret açığının yüzde 96’sını kapattığını aktararak, "2020'de tamamını kapatmasını bekliyorduk. Bugünkü veriler maalesef bizim heyecanla paylaştığımız veriler değil.Turizm denince işin yabancı ziyaretçi boyutu ve maddi anlamı ilk anda doğal olarak akla gelenler, ama bu madalyonun sadece bir yüzü, diğer yüzünde vatandaşımızın istihdamı, refahı ve işin sosyal boyutu var. Turistin azalması doğrudan doğruya yerelimizin, vatandaşımızın refahını düşürüyor. Cari açığımızı, istihdam açığımızı büyütüyor" diye konuştu. VATANDAŞLARIMIZIN UYGUN FİYATLI TUR OLANAKLARINI DEĞERLENDİRMESİNİ TAVSİYE EDİYORUM Firuz Bağlıkaya, TÜRSAB üyelerinin erken rezervasyon kampanyalarını bu yıl kasım ayı itibarıyla yüzde 50’ye varan indirimlerle başlattığını vurgulayarak, yurt içi tur paketlerinin 3 ay ötelemeyle 15 aya varan sıfır faizli taksit seçenekleri de tatile özlem duyan vatandaşlar için ciddi bir ödeme kolaylığı sağladığını belirtti. Bununla birlikte erken rezervasyon sürecinde alınan tur paketlerine iptal iade garantisinin de sunulduğunu ifade eden Bağlıkaya, "Yurt içi turlarda tatilin başlamasına 72 saat kala, yurt dışı turlarda ise 21 gün kalaya kadar iptal hakkı tanınıyor. Yurt dışı turlar için, sadece paket ücretinin yüzde 10'unu ödeyerek rezervasyon yapıp, gerisinin turun başlayacağı gün ödenebileceği seçenekler var. Dolayısıyla vatandaşlarımızın uygun fiyatlı tur olanaklarını değerlendirmesini tavsiye ediyorum" diye konuştu. Bağlıkaya, koronavirüs süreci nedeniyle erken rezervasyonlara bir anda yüksek bir talep gelmese de aşının bulunduğu yönündeki haberler ve aralık ayından itibaren batılı ülkelerde fiilen uygulanmaya başlanması yönündeki beklentinin sektör olarak kendilerini umutlandırdığını aktararak, "Pandemi riskinin hafiflemesi ve ortadan kalkması durumunda 2021 yılı yaz döneminde turizmde ciddi bir hareketlenme yaşanabileceğini düşünüyoruz. Zira pandemi nedeniyle tüm dünyada insanlar çok uzun süreler evlerine kapandılar. Seyahat talebi hızlı bir şekilde artabilir. Dolayısıyla erken rezervasyon fırsatlarından vatandaşlarımızın yararlanarak uygun fiyatlı olarak tatil rezervasyonlarını yaptırmaları faydalı olacaktır" dedi. Türkiye'de havalimanlarından, tur, transfer araçlarına ve otellere kadar çok önemli hijyen kriterleri getirildiğini ve başarıyla uygulandığını belirten Bağlıkaya, alınan önlemlerin 2021 yılında da turizm sektöründe çok ciddi bir şekilde uygulanmaya devam edeceğini, maske, mesafe, hijyen kurallarına dikkat edildiği müddetçe vatandaşların gönül rahatlığıyla tatil yapabileceğini dile getirdi. KIŞ TURİZMİ MERKEZLERİNE RUSYA, UKRAYNA VE POLONYA İLGİSİ Bağlıkaya, bu dönemde turizm sektöründe yaşanacak ilk hareketliliğin kış turizminde olacağını belirterek, "Geçmiş yıllara göre daha az olsa da şimdilik gerek iç pazardan gerekse Rusya, Ukrayna ve Polonya pazarlarından kış turizmi merkezlerimize ilgi mevcuttur. Özellikle Erciyes ve Palandöken için bu 3 ülkeden charter uçuş planlaması yapan tur operatörlerimiz bulunuyor. Uludağ, Kartepe ve Kartalkaya’ya yönelik de yurt dışından talep bulunuyor. Türkiye kış turizminde ön plana çıkıyor. Pandemi kaynaklı bir sorun olmazsa bu turlar 18 Aralık tarihinde başlayacak ve mart ayının sonuna kadar sürecek" dedi. Korona önlemlerinin son derece etkin bir biçimde uygulanmasının sağlaması ve faaliyetlerin korona önlemleri ile gerçekleşebildiğinin sürekli altının çizilmesi gerektiğini vurgulayan Bağlıkaya, şunları kaydetti: "Ağırlıklı olarak iç pazara hitap eden Uludağ Kayak Merkezi, aynı zamanda Ukrayna ve Rusya’dan da talep görüyor. Uludağ’da geçen yıl 350 bin geceleme gerçekleşti. Günübirlik ziyaretlerle birlikte Uludağ 1 milyon 122 bin kişi tarafından ziyaret edildi. İç pazar açısından özellikle 15 günlük sömestr tatilinde ön plana çıkan Uludağ’a yönelik rezervasyon talepleri bu yıl da iyi seyrediyor. Palandöken Kayak Merkezi, Ukrayna Rusya ve Polonya’dan gelen taleplerle kış dönemi için şu anda sezonda yüzde 80 doluluk gösteriyor. 27 Aralık itibarıyla Rusya’dan Moskova’dan haftada iki sefer düzenlenecek. Geçen yıl günübirlik ziyaretçiler dahil olmak üzere toplamda 2 milyon 250 bin kişi Erciyes Kayak Merkezi’ni ziyaret etti. Bu kış döneminde Erciyes Kayak Merkezi’ne Ukrayna, Rusya, Polonya pazarlarından charter seferler düzenlenecek. 18 Aralık’dan itibaren başlayacak olan charter seferler Mart ayının 15’ine kadar devam edecek. Erciyes’e haftada 6 charter sefer bekleniyor. Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki turizm tesislerine bu yıl da yurt dışından talep iyi seviyede bulunuyor. Genel satışların da iyi olduğu bilgisine sahibiz. Geçen kış döneminde yüzde 80 doluluk ortalamasına ulaşan bölgedeki dolulukların bu yıl da benzer seviyelerde olması hedefleniyor. Kartepe’yi geçen yıl günübirlik ziyaretle birlikte 1 milyona yakın ziyaretçi ağırladı. 2020 senesi için ise pandemi ile ilgili yeni ve ilave kısıtlamalar olmazsa yine geçen seneki rakamın yakalanacağı öngörülüyor." BAŞARILI SAĞLIK UYGULAMALARI VE AŞILANMA ÇALIŞMALARI TANITIMLARDA ETKİN KULLANILMALI Firuz Bağlıkaya, aşının uygulanmaya başlamasıyla pandeminin olumsuz etkilerinin ortadan kalkmaya başlaması ve seyahat kısıtlamalarının aşamalı olarak kaldırılmasının öngörüldüğünü, bu durumun da turizm açısından olumlu bir sonuç doğurmasını umut ettiklerini belirtti. Özellikle Türkiye için en önemli turizm pazarı konumunda bulunan Avrupa ülkelerinde aşılanmanın hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi ihtimalinin bu konudaki umutlarını desteklediğini ifade eden Bağlıkaya, 2021 yılında Avrupa ülkeleri kaynaklı seyahat hareketlerinin artmasının beklenebileceğini söyledi. Bağlıkaya, aşılanmanın yoğun olduğu ülkelerden güvenli bulunan ülkelere seyahat daha çok olacağına işaret ederek, "Bu süreçte ülkemizdeki başarılı sağlık uygulamaları ve aşılanma çalışmalarında kaydedilen gelişimle birlikte turizm alanında alınan hijyen önlemlerinin tanıtımlarda etkin biçimde kullanılması Türkiye’ye yurt dışından gelecek erken rezervasyon taleplerini olumlu biçimde etkileyecektir" yorumunda bulundu. Pandeminin kontrol altına alınması için bazı kısıtlamaların getirildiğini anımsatan Bağlıkaya, getirilen kısıtlamalardan seyahat acenteleri tarafından rezervasyonu yapılmış tur, paket tur, konaklama veya transfer hizmetlerinden yararlanacak tüketicilerin istisna kapsamında tutulduğunu, ülkede turistik amaçlı olarak bulunan yabancıların da hafta sonları uygulanacak olan sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulacağını söyledi. Bağlıkaya, genel olarak restoranların ve kafelerin sadece paket servis ve gel al hizmeti sunacak olmasının turizmi etkileyeceğini ancak bu misafirlerin de konaklama gerçekleştirdikleri otellerdeki yeme içme mekanlarından faydalanabileceğini dile getirdi. 2021 YILI İÇİN İÇ TURİZM SEFERBERLİĞİ İLAN EDİLMELİ Bağlıkaya, turizmin virüsten en ağır şekilde zarar gören sektör olduğunu, bunun için de diğer sektörlerden farklı çözümler üretilmesi gerektiğini belirtti. Destek paketlerinden sınırlı sayıda acentenin yararlanabildiğini ifade eden Bağlıkaya sözlerini şöyle tamamladı: "2021 ve devamı için turizm hayali kuracaksak mutlaka işe yarar, gerçekçi ve ihtiyaç sahiplerini yokuşa sürmeden verilecek destekler hayata geçirilmelidir. Örneğin, turizmciler için sicil affı şarttır. Turizm, yoğun bakımdan çıkmak için bankaların keyfine bırakılmayan kredi desteklerine ihtiyaç duymaktadır. KGF gerçekçi koşullarla işlerlik kazanmalıdır. Evde kalmaktan bunalmış insanlarımıza nefes alacakları tatil hakkını tanıyacak tüketici kredilerinin yanı sıra sıkıntılarını atlatacakları seyahatlere özendirecek planlar hazırlanmalıdır. 2021 yılı için iç turizm seferberliği ilan edilmelidir. Sırf sektörü ayağa kaldırmak değil, toplumun ruh sağlığını tesis etmek için de buna ihtiyaç vardır. Devlet, sektörle bir araya gelip ortak akıla başvurmalıdır. Herkesin katkısını koyacağı çalışmalarla krizden çıkış ve sonrası için yol haritası çok acil oluşturulmalıdır."

25 Kasım 2020 Çarşamba

Türk halıları Amerika pazarının vazgeçilmezi oldu

Türk halıları, hijyenin ön plana çıktığı yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde özellikle Amerika kıtasının vazgeçilmez ürünleri arasına girdi. Bu kıtaya 2020 yılının 10 ayında yapılan halı ihracatı önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 34,6'lık artışla 750 milyon 537 bin dolara yükseldi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Halı Sektör Kurulu Başkanı Salahattin Kaplan, ihracat konusunda son yıllarda önemli başarılara imza atan Türk halıcılarının pandemi sürecinin hasarlarını atlattığını dile getirdi. Çalışkan yapılarıyla Türkiye'nin dünyanın dört bir yanında yüzünü ağartan halı üreticisi ve ihracatçılarının her türlü tebriği hak ettiğini anlatan Kaplan, Türk halıcılarının bazı coğrafyalarda da adeta bir destan yazdığını vurguladı. Kaplan, son dönemde özellikle Amerika kıtasında çok başarılı işler başarıldığını belirterek şöyle konuştu: "Türk halısı şu anda Amerika pazarının aranan markası oldu. Amerika ülkelerine 2020 yılının 10 aylık sürecinde toplam 759 milyon 537 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 34,6 artış olduğunu gösteriyor. Şu an dünyanın hemen her bölgesine ihracat yapan bir sektörüz. Hemen her ülke grubunda artış söz konusu ama artış konusundaki liderlik Amerika kıtasında. Bu kıtadaki varlığımızın daha da artacağını düşünüyoruz." İHRACATTA İLK SIRADA ABD VAR Türkiye'den en fazla halı ihracatının yapıldığı ülkeler sırasında başta ABD'nin yer aldığını, bu ülkeyi Suudi Arabistan, Almanya, İngiltere, Irak, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Libya, İran ve Belçika'nın takip ettiğini ifade eden Kaplan, "Bizler geçmiş yıllarda olduğu gibi birkaç pazara yönelik çalışmıyoruz. Türk halıcılarının pazarı dünya pazarlarıdır. Dünyanın bütün ülkeleriyle neredeyse ihracat ilişkilerimiz var. Elbette mevcut pazarlarımızı korumak, geliştirmek ve bu pazarlardaki varlığımızı sürdürmek zorundayız. Ancak siyasi kararlarla Türk mallarına yönelik sürdürülen karalama kampanyalarını yakından izliyor, bizler de alternatif giriş yolları ve pazarlar arıyoruz. Bu sıkıntıların önümüzdeki süreçte son bulacağına inanıyoruz" diye konuştu. HİJYEN VURGUSU Kaplan, pandemi döneminde özellikle Avrupa ve Amerika kıtalarında hijyenin öne çıktığına dikkati çekerek şunları kaydetti: "Elbette halı başarısında, pandemi sürecindeki hijyen vurgusu etkili oldu. Bu süreçte hijyenik ortamlar için halı adeta olmazsa olmaz demektir. Türk halısı şu anda Amerika pazarının aranan markası oldu. Diğer taraftan sürecin getirdiği ve bütün dünyanın pandemiyle birlikte ticaret anlamında geçiş yaptığı e-Ticaret ve e-İhracatın gelişmesi bu ülkedeki varlığımızı hissettirmemizde de önemli etken oldu. Bundan sonraki süreçte Amerika pazarlarının belirleyici aktörleri arasında yer almaya devam edeceğiz."

25 Kasım 2020 Çarşamba

Küresel ham çelik üretimi ekimde arttı

Merkezi Brüksel'de bulunanDünyaÇelikBirliği (Worldsteel), ekim ayı hamçeliküretim verilerini açıkladı. Buna göre, küresel hamçeliküretimi, ekim ayında 2019'un aynı dönemine kıyasla yüzde 19,4 artarak 161 milyon 890bin ton oldu. Söz konusu dönemde Çin’inüretimiyüzde 12,7 artarak 92,2 milyon tona ulaşırken, Japonya'nınüretimiyüzde 11,7düşerek 7,2 milyon tona geriledi. Yine aynı dönemde Avrupa Birliği’ninüretimiyüzde 5,6 düşerek 12,61 milyona tona,ABD’nin üretimiyüzde 15,3 gerileyerek 6,14 milyona indi. Birlikverilerine göre, Türkiye'nin hamçeliküretimi de ekimde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,4 artarak 3,2 milyon tona yükseldi. Brezilya'nınüretimiyüzde 3,5 artarak 2,78 milyon tona,Rusya’da üretim yüzde 4,3 yükselerek 6,05 milyon tona ulaştı. WorldSteel, açıklamasında, Kovid-19 salgınının hamçeliküretim rakamlarının sunulmasında oluşturduğu zorlukların devam etmesi nedeniyle ekim ayına ait üretim verilerinin çoğunun kasım ayında revize edilmesinin beklendiği belirtildi. Bu yılın ocak-ekim döneminde ise küresel hamçeliküretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2 düşerek 1 milyar 511 milyon 43 bin tona geriledi.

25 Kasım 2020 Çarşamba