tatil-sepeti
Türkiye'den ocak ayında 75 ülkeye binek otomobil ihraç edildi

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği verilerine göre, ülke ihracatında ilk sırada yer alan otomotiv endüstrisinin geçen ay 2 milyar 267 milyon 426 bin dolarlık dış satımının yüzde 36,33'ünü binek otomobil grubu oluşturdu. Otomotiv endüstrisinde "yan sanayi" ürün grubunun ardından en fazla ihracat gerçekleştiren ikinci grupta yer alan binek otomobilde en çok dış satım Fransa'ya yapıldı. Sektörün en önemli pazarı olan Fransa'ya 175 milyon 150 bin dolarlık binek otomobil ihracatı, bu gruptaki dış satımının yüzde 21,25'ine karşılık geldi. İkinci sıradaki İtalya'ya 96 milyon 56 bin dolarlık ihracat gerçekleştiren sektör temsilcileri, üçüncü Almanya'ya 79 milyon 341 bin dolarlık dış satıma imza attı. Sektör temsilcileri, İspanya'ya 76 milyon 599 bin, Birleşik Krallık'a 44 milyon 427 bin, Polonya'ya 43 milyon 962 bin, İsveç'e 40 milyon 108 bin, Slovenya'ya 32 milyon 997 bin, Mısır'a 31 milyon 688 bin, Belçika'ya 28 milyon 653 bin dolarlık otomobil sattı. İhracatta ilk 10 ülkeden 9'unu Avrupa ülkeleri oluşturdu. TUNUS'A YÜZDE 476 İHRACAT ARTIŞI Binek otomobil üreticilerinin bazı ülkelere gerçekleştirdiği dış satımda önemli artışlar yaşandı. Ocak ayında İsviçre'ye ihracat, 2020'nin aynı dönemine göre yüzde 51,12 artışla 6 milyon 672 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Norveç'e ihracatını yüzde 37,23 artıran sektör temsilcileri, bu ülkeye 6 milyon 549 bin dolarlık otomobil gönderdi. Sektörün ihracatını en fazla artırdığı ülkelerden biri de Tunus oldu. Geçen yılın ocak ayında 631 bin 734 dolarlık ürün satılan Tunus'a bu yılın aynı döneminde gerçekleştirilen ihracat yüzde 476,65 artışla 3 milyon 642 bin 912 dolar olarak gerçekleşti.

18 Şubat 2021 Perşembe

Jeotermal enerji kullanım kapasitesi entegre tesislerle artacak

Jeotermal Enerji Derneği Başkanı Ali Kındap, Türkiye'de özel sektörün arama ve keşif çalışmalarına dahil olmasıyla jeotermal kaynak potansiyelinin artış gösterdiğini dile getirdi. Jeotermal enerji kaynağının entegre kullanım alanlarıyla yaygınlaşmasının Türkiye'nin ekonomisine değer katacağına dikkati çeken Kındap, şöyle devam etti: "Jeotermal enerjinin entegre kullanımının da devreye girmesiyle son yıllarda elektrik üretimi dışında şehir ısıtması, sera ısıtması, balıkçılık, jeotermal madencilik, özellikle batarya ham maddesi olarak kullanılan Lityum üretimi, termal turizm, sağlık turizmi, sebze ve meyve kurutma gibi farklı alanlarda çok fazla uygulama yaygınlaşmaya başladı. Bu alanlara jeotermalin kazandırılması için gerekli düzenlemelerin yapılması ve ihtiyaç duyulan desteğin sağlanması için dernek olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Jeotermal enerjiyle milyonlarca konut ısıtılabilir, yüz binlerce dekar modern serada tarımsal üretim artırılabilir ve bu sayede istihdama katkı sağlanabilir." Kındap, jeotermal enerjinin gelişmeye ve yeniliklere açık bir sektör olduğuna işaret ederek, sektördeki yatırımcıların yenilikleri başarıyla yürüttüklerini söyledi. Jeotermal enerjide başlangıçta 15 megavat olan kurulu gücün 2020 sonu itibarıyla 1613 megavate ulaştığına dikkati çeken Kındap, "Jeotermal enerjideki bu gelişme küresel arenada 'Türk mucizesi' olarak adlandırılıyor. Çalışmalar, jeotermalin elektrik üretim potansiyelinin 5 bin megavat, termal kapasitesinin ise 60 bin megavat seviyesinde olduğunu gösteriyor." diye konuştu. Jeotermal enerjinin Türkiye'deki gelişimi ve sürdürülebilirliği için çalışmalar yapmak, sektörün geleceğine yön vermek hedefiyle geçen yıl temmuzda Jeotermal Enerji Derneğini kurduklarını belirten Kındap, şunları kaydetti: "Amacımız, jeotermal kaynakların ortaya çıkarılması, jeotermal enerjinin elektrik üretimiyle sınırlı kalmadan entegre kullanımıyla termal güç potansiyelinden de faydalanılması, termal ve sağlık turizmi, sebze ve meyve kurutma, konut ve sera ısıtma, jeotermal madencilik gibi geniş bir yelpazede jeotermal enerjinin kullanılması olacak."

18 Şubat 2021 Perşembe

Gübre ve hububat desteklerindeki artış, sektör tarafından olumlu karşılandı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamaya göre, gübre destekleri, küresel emtia fiyatlarındaki gelişmeler doğrultusunda yüzde 100 artırılacak. Buğday, arpa, çavdar, yulaf gibi hububat ürünlerinde dekar başına 8 lira olan destek, 16 liraya yükseltilecek. Organik ve organomineral gübre kullanan üreticilere ise ilave olarak verilen dekar başına 10 lira olan destekleme ödemesi, 20 liraya çıkarılacak. Ulusal Hububat Konseyi Başkanı Özkan Taşpınar, söz konusu desteklerdeki artışa ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. Tarım ve Orman Bakanlığı ile bu zamana kadar yaptıkları görüşmelerde bu desteklere ilişkin artış taleplerini ilettiklerini aktaran Taşpınar, "Desteklerde önemli derecede artış gerçekleşti. Gübre ve hububat desteklerindeki artış, çok yerinde ve zamanında yapılmış oldu. Bu desteklerin çiftçiye intikali bahar döneminde yapılacağı için tam da çiftçinin gübre kullanım zamanında destek sağlanmış olacak." ifadesini kullandı. Taşpınar, dünyadaki gelişmelere bağlı olarak meydana gelen gübre fiyatlarındaki artışın, çiftçinin gübre kullanımını azaltması riski taşıdığını belirterek, bu durumun da üründe kalite ve verim kaybına neden olacağı dile getirdi. Desteklerdeki artışın önemi yineleyen Taşpınar, böylece devletin bir anlamda gübre fiyatındaki artışı sübvanse etmiş olacağını vurguladı. Taşpınar, ülkedeki hububat ekim alanlarının artması gerektiğine dikkati çekerek, "Hububat ekim alanlarının artması için gübre desteklerinin yanı sıra ürüne verilen kilogram başına 10 kuruş desteğin de 20 kuruşa çıkarılması için girişimde bulunuyoruz. Umarım bu destek de sağlanır. Gübre desteği yanında ürün desteğinin de sağlanması çiftçimize önemli ivme kazandıracaktır." diye konuştu. "ÇİFTÇİLERİMİZİN ORGANOMİNERAL GÜBREYE DAHA FAZLA YÖNELMESİNİ ÖNERİYORUZ" Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Genel Başkanı Fehmi Kiraz da gübre desteğinin artması gerektiğini her platformda dile getirdiklerini söyledi. Gübre fiyatlarında büyük oranda artış yaşandığını vurgulayan Kiraz, "Yapılan destek artışı, bu fiyat artışını telafi ediyor. Gübre destekleri için bütçeden ayrılan tutar, 700-800 milyon lira civarındaydı, şimdi yapılan artışla destek tutarı yaklaşık 1 milyar 600 milyon liraya çıkmış olacak. Gübre desteklerindeki artış, çiftçinin gübre fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle oluşacak mağduriyetinin giderilmesi noktasında yaraya merhem olacak. Bu desteklerin daha da artması gerekiyor. Destekteki artış, çiftçinin girdi maliyetlerini düşürücü etki yapacaktır." görüşünü dile getirdi. Kiraz, bitkinin beslenmesinde büyük önem taşıyan organomineral gübre desteklerindeki artışın önemine işaret ederek, şunları kaydetti: "Bu, çok etkili bir gübre. Çiftçilerimizin bu gübreye daha fazla yönelmesini öneriyoruz. Bakanlığımızı bu gübre desteğinden dolayı da kutluyorum. Genel olarak verilen gübre destekleriyle, çiftinin gübre maliyetinin yüzde 10'u karşılanıyordu ancak gübre fiyatlarındaki artışla bu oran yüzde 7'lere düşmüştü. Şimdi verilen destekle bu oran yüzde 14'lere çıkmış olacak. Yılda 6 milyon ton kimyasal gübre kullanılıyor, bu da '15 milyar liralık gübre maliyeti' demek. Yani çiftçi için büyük önemi bulunan bu gübre maliyetinin gelecek senelerde de artarak karşılanması büyük önem taşıyor. Çiftçimizin dünya çitçisi ile rekabet etme şansı artacaktır."

18 Şubat 2021 Perşembe

Finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri salgına rağmen büyümesini sürdürüyor

Finansal Kurumlar Birliği'nin (FKB),faktoring, finansal kiralama ve finansman şirketlerinin 2020 yılına ilişkin konsolide verilerini açıkladı. Buna göre, FKB'nin temsil ettiği üç sektörünişlem hacmi 210 milyar TL,aktif toplamı 154 milyar TL, öz kaynak büyüklüğü 27,8 milyar TL vemüşteri sayısı 2,6 milyon oldu. Açıklamada görüşlerine yer verilen FKBBaşkanı Aynur Eke, 2020 yılını, verimliliğin, azimle çalışmanın, "birlikten kuvvet doğar"anlayışının öneminin arttığı bir dönem olarak değerlendirdiklerini aktararak, şunları kaydetti:"Tüm dünya ekonomilerini olumsuz etkileyen pandemiye rağmen reel sektörümüzün, ihracatçılarımızın ve çoğunluğu KOBİ olan müşterilerimizin yanında olmaya devam ettik. Bu yaklaşımla özellikle vurgulamak istiyorum kiTürkiye her yıl büyümesine devam etmek durumunda. Bankacılık dışı finans sektörü olarak, bu büyümeyi desteklemek adına her türlü desteği vermeye hazırız. Bizler her zaman şunu söylüyoruz; bankaların üzerindeki fonlama sorumluluğunu paylaşarakreel sektöre sağladığımız desteği artırabiliriz. Temsil ettiğimiz faktoring, finansman ve finansal kiralama sektörleri, reel ekonomiye sürdürülebilir büyüme için kaynak sağlamaya her koşulda devam edecek." 2020 yılında FKB olarak temsil ettikleri finansal kiralama, faktoring ve finansman sektörlerini dijitalleştirmek için çalıştıklarını belirten Eke, dijitalin yükselişine ivme kazandıran Kovid-19 salgınının, tüm sektörler gibi bankacılık dışı finans sektörlerinde de dijitalleşmeyi hızlandırdığını vurguladı. Eke, "Böylelikle sektörlerimizin yükselişi ve KOBİ'lere verdiğimiz hizmetler de hız kazandı. Günümüzde KOBİ'lerimizin en büyük sorunu finansmana ulaşamamak oluşturuyor. Bu olumsuzluğu kırmak ve KOBİ'lerimize finansman desteği sağlamak adına dijitalleşmeye büyükönem veriyoruz." ifadelerini kullandı. 2021'İ ÖNEMLİ BİR FIRSAT, HATTA REKABETTE BASKI YARATACAK BİR YIL OLARAK GÖRÜYORUM Aynur Eke, 2020'de yapılamayan ve eksikliği çokça ortaya çıkan dijital altyapı yatırımlarının önemli bir finansman talebi yaratacağını öngördüklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:"Daha kısa vadeli, parçalı ama tabana yaygın içerikte olacağını öngördüğümüz bu talebi banka dışı finans şirketlerimizin önemli ölçüde karşılayacağını ve buna hazır olduklarını düşünüyorum. Gerek leasing, gerekse finansman şirketlerinin küçük boyutlu ancak çok sayıda makine, teçhizat, araç, hatta paket yazılım alımının finansmanı için strateji geliştirmeleri için çalışıyoruz. Aynı zamanda fonlama planlaması, borçlanma araçlarının çeşitlendirilmesi 2021 ajandalarımızda yerini aldı. Taleplerin alınması, değerlendirmesi ve onay süreçlerinin yanı sıra operasyonel akışlarını dijital ortamlara aktarabilen banka dışı finans kurumları verimliliklerini üst seviyeye çıkararak bu süreci lehlerine çevirebilecekler. Faktoring şirketlerinin de tabana yaygın ve parçalı tedarikçi alacaklarını finanse edecek dijital altyapıları hayata geçirmek için 2021'i önemli bir fırsat, hatta rekabette baskı yaratacak bir yıl olarak görüyorum. Gerek ülkemizde de kullanıma sunulan aşıların piyasalara verdiği umut gerekse Sayın Cumhurbaşkanımızın sıklıkla altını çizdiği reform adımları, 2021'e daha olumlu bakmamızı sağlıyor. Türk ekonomisinin gücüne ve değişen durumlar karşısında hızlı aksiyon almasına güvenen biri olarak, 2021 yılının ikinci yarısında eğilimin yeni yatırımlar ile birlikte büyüme yönünde olacağını düşünüyorum." SEKTÖRÜN 2020 PERFORMANSI FKBBaşkanı Eke, en büyük önceliklerinin, dijital bir altyapıyla kurulan ticaret zinciri finansmanınıKOBİ'lerin aktif şekilde kullanması olduğunu vurguladı. Her platformda bunu anlatarak sistemin yayılımını sağlamaya büyük önem verdiklerini aktaran Eke, şunları kaydetti: "Sektörlerimizin rakamlarına baktığımızda ise2020 yılında finansal kiralama sektörümüzün alacaklarının 57 milyar TL seviyelerinde olduğunu görüyoruz. Sektörün aktif büyüklüğü de 70 milyar TL olarak gerçekleşti.Faktoring sektörüne baktığımızda,işlem hacminin 148 milyar TL seviyelerini geçtiğini, alacaklarının ise 44 milyar TL seviyelerinde olduğunu görüyoruz. Sektörün aktif büyüklüğü 48 milyar TL olup öz kaynakları ise 8,9 milyar TL seviyelerinde gerçekleşti. Finansman şirketlerimizin işlem hacmi 38 milyar TL seviyesinde,aktif büyüklüğü 36 milyar TL seviyelerinde, mikro kredilerde pazara giren yeni üyelerimizle müşteri sayısı 2,5 milyon, sektörün alacak büyüklüğü ise 32 milyar TL seviyesinde gerçekleşmiştir."

18 Şubat 2021 Perşembe

Kovid-19 salgınında e-ticaret ekonomi için can simidi oldu

GittiGidiyor'un 2020 gerçekleşmeleri ve gelecek planlarıGittiGidiyor Genel Müdürü ve eBay MENA Bölge Direktörü Öget Kantarcı'nınkatıldığıçevrimiçi basın toplantısı ile paylaşıldı. Salgının gölgesinde geçen 2020 yılında dijitalleşme tüm dünyada en az 3-4 yıl ileri sararken, küresel perakende e-ticaret hacminin 4 trilyon dolara ulaştığı öngörülüyor.Türkiye’de de büyüme ivmesi katlanan e- ticaret sektörü, bu süreçte hem iş yerini açamayan KOBİ ve esnafa, hem de hayatını eve taşımak zorunda kalan tüketiciye ihtiyaçların giderilmesi konusunda adeta can simidi oldu. 2020’ye yüzde 40’lık bir büyüme hedefiyle girdiklerini ancak salgınlabirlikte e-ticarete eğilimin artmasıyla yılı yüzde 50 büyümeyle kapattıklarını belirten GittiGidiyor Genel Müdürü ve eBay MENA Bölge Direktörü Öget Kantarcı, "Yaşanan pandemi süreci, gündelik yaşamdaki birçok alışkanlığı değiştirdi. Pandeminin getirdiği zorlukların ortasında hayatın devam etmesini sağlayan en önemli unsurlardan biri e-ticaret oldu. E-ticaret sektörü bu süreçte tüketicilerin ihtiyaçlarını güvenli bir şekilde karşılarken, aynı zamanda pek çok KOBİ ve esnafı pandeminin olumsuz ekonomik etkilerine karşı korudu. Dijitalleşme çalışmalarını daha ağırdan almış birçok işletme, bu dönemde biz ve bizim gibi online pazaryerleri aracılığıyla hızlı bir şekilde e-ticarete adım attı. Böylece zorlu pandemi şartlarında bile tüm Türkiye’de hatta dünyanın dört bir yanında ürünlerinin satışını gerçekleştirebildi."dedi. ANADOLU’DAKİ SATICILARDİJİTALLEŞİYOR KOBİ’lerin GittiGidiyor üzerinden işini sürdürmesine ve binlercesinin GittiGidiyor aracılığıyla e-ticarete başlamasına vesile olduklarını ifade eden Kantarcı, şu değerlendirmelerde bulundu. "2019’da 100 bin olan ve son 3-4 yıldır bu civarda seyreden toplam satıcı sayımız 2020’de 117 bine yükseldi. Bu veri aynı zamanda pandemi nedeniyle fiziksel mağazaların zorluk yaşadığı bir dönemde sağladığımız hizmetle 117 bin satıcımızın işini sürdürmesine destek olduğumuz anlamına da geliyor. Toplam satıcılarımızın önemli bir kısmı İstanbul, Ankara ve İzmir’den olsa da 2020’de satıcı sayısını en fazla artıran şehirler sırasıyla Iğdır, Kars, Ağrı, Osmaniye, Karaman ve Muş oldu. Bu da Anadolu’daki işletmelerimizin pandeminin etkisiyle dijitalleştiklerinin bir başka önemli göstergesi. 2020 itibarıyla artık diğer illerimizin eskisinden daha hızlı bir şekilde e-ticaret ekosistemine dahil olduğunu görüyoruz. Pandeminin etkisi, aynı şekilde, öne çıkan kategorilere de yansıdı. Platformumuza eklenen yeni satıcılara baktığımızda çoğunluğunun Kozmetik ve Kişisel Bakım, Ev, Dekorasyon ve Bahçe, Bilgisayar ve Tablet, Yapı Market, Giyim ve Aksesuar kategorilerinde faaliyet gösterdiğini görüyoruz." E-İHRACATA BAŞLAYAN KOBİ’LERİN SAYISI ARTIYOR Bu sene GittiGidiyor’un 20’nci yaşını kutladığını kaydeden Kantarcı, "Türkiye’nin ilk online pazaryeriyiz ve kuruluşumuzdan bu yana en güçlü oyuncularından biriyiz. Dijitalleşmenin ülke ekonomisine katkısını en başından beri bilen bir kurum olarak, KOBİ ve klasik perakendecileri platformumuz aracılığıyla e-ticaret ekosistemine dahil edip Türkiye’de perakendenin dijitalleşmesini destekliyoruz."dedi. Kantarcı, GittiGidiyor’da ücretsiz mağaza, listeleme ve e-ihracat fırsatı sunduklarını belirterek, "Bir eBay şirketi olarak yerel işletmelerimizi küresel gücümüzle destekliyoruz. E-ihracatla sınırları ortadan kaldırıyor ve KOBİ’lerimize dünyanın ticaret kapısını açıyoruz. Yerli satıcılarımız yurt içinde satış yapar gibi ürünlerini sadece GittiGidiyor’da satışa çıkararak eBay’in dünya çapında 185 milyon kullanıcısına ulaştırabiliyor. 2020 yılında yaklaşık 2 binsatıcımız on binlerce ürünü GittiGidiyor’da listeleyerek eBay üzerinden e-ihracat yaptı. 2021’de e-ihracat yapan satıcı sayımızı iki katına çıkarmayı hedefliyoruz." diye konuştu. Mobilin yükseliş trendinin 2020 yılında da devam ettiğini dile getiren Kantarcı, ‘‘Hayatın normal seyrinin mobile kayması, mobilden yapılan alışverişlerin e-ticaretteki payına net bir şekilde etki etti. GittiGidiyor’da mobilden satış hacmimiz 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 50 oranında arttı. Mobil uygulamamızın toplam indirilme sayısı da bu dönemde yüzde 67 artarak 20 milyon oldu. Toplam trafiğimizde mobilin payı yüzde 82 olurken, toplam satış içerisindeki mobilin payı yüzde 64 olarak geçekleşti’’ diye konuştu. EN ÇOK MASKE SATILDI 50’den fazla kategoride 22 milyon ürün çeşitliliğiyle doğru ürünü, doğru fiyata, kullanıcılarla buluşturmak için platformun altyapısını sürekli olarak geliştirdiklerini söyleyen Kantarcı, "2020 yılının sonu itibarıyla kayıtlı kullanıcı sayımız 33 milyon olurken, sayfa görüntülenme sayımız 6 milyara ulaştı. Satış verilerimiz de pandeminin etkilerini sergiler nitelikte. 2020 yılında en çok satılan ürün, içinde olduğumuz sürecin etkisiyle maske oldu. Maskeyi, kedi maması, bebek bezi, cep telefonu ve kılıfı, lastik, köpek maması, steril eldiven, spor ayakkabı, dezenfektan, tıraş makinesi takip etti."bilgisini verdi. 2020'ye damga vuran pandemi, GittiGidiyor’da en çok aranan kelimelerde de etkisini gösterdi. Platform üzerinden en çok aranan kelimeler sırasıyla; maske, laptop, cep telefonu, çalışma masası, siperlik, televizyon ünitesi, bilgisayar, şarjlı matkap, dambıl seti, tablet oldu. Bir önceki yıla göre en çok büyüyen kategoriler ise Bilgisayar ve Tablet, Yapı market, Fotoğraf ve Kamera, Spor ve Outdoor ve Kozmetik ve Kişisel Bakım olarak belirlendi. DOĞA İÇİN ‘‘GİTMESİNE İZİN VERME’’ Gelecek dönemde kurumların ve toplumun en önemli gündem maddesinin sürdürülebilirlik olması gerektiğinin altını çizen Kantarcı, GittiGidiyor olarak "sorumlu üretim ve sorumlu tüketim" konusunda ortak bilinç oluşmasına katkı sunmak üzere "Gitmesine İzin Verme" projesini hayata geçirdiklerini söyledi. GittiGidiyor’un sivil toplum kuruluşları iş birliğiyle başlattığı "Gitmesi İzin Verme" projesi ile su tasarrufu, atık yönetimi, enerji tasarrufu ve temiz hava başlıkları altında hem üretim hem de tüketim açısından kamuoyunda farkındalığı artırmayı amaçladıklarını vurgulayan Kantarcı, şu değerlendirmede bulundu: "Çevrenin yenilenmesi ve korunması, kirliliğin denetlenmesi, doğal kaynakların korunması için toplumun tüm aktörlerinin harekete geçmesi gerektiğini düşünüyoruz. Biz de GittiGidiyor olarak, platformumuzu sivil toplum kuruluşlarına açıp bu konuda farkındalık yaratmak ve doğaya saygılı ürünlerin daha fazla tercih edilmesine katkıda bulunmak amacıyla 'Gitmesine İzin Verme'demeye karar verdik. Bu projeyi hayata geçirirken, Birleşmiş Milletler’in belirlediği sürdürülebilir kalkınma amaçlarından 12’ncisi olan 'Sorumlu Üretim ve Tüketim'başlığı altında bir girişim başlatmak istedik. İlk etapta Çevreci Enerji Derneği, Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı, Çöpüne Sahip Çık Vakfı, Doğa Derneği, Temiz Gelecek Derneği ve WWF Türkiye ile iş birliği yaptık. Milyonlarca ziyaretçisi olan platformumuzu bir mecraya çevirerek bu 6 sivil toplum kuruluşunun (STK) amaçlarına uygun mesajlarını iletmeleri ve güçlenmelerini destekleyen bağışları toplayabilmeleri için yeni bir alan yarattık. Ayrıca, tüketicilere, platformumuzda yer alan doğa dostu ürünlere tek bir alanda kolayca ulaşma fırsatı sunduk. Platformumuzu üç ana inisiyatifle sürdürülebilirlik konusunda farkındalık yaratmak üzere konumlandırdık.STK’lara Katkı: trafik gücümüzü kullanarak STK’ların bilgi paylaşımı yapabilecekleri ve alıcılarımızın STK’ların bağış sayfalarına ulaşarak onlara katkı sağlayabilecekleri bir platform sağladık. Doğaya Saygı: satıcılarımızın doğaya saygılı, sürdürülebilir ürünlerini ön plana çıkarabilecekleri bir alan yarattık. Tüketiciyi Bilinçlendirme: kullanıcılarımızın doğa ve çevre sorunlarıyla ilgili bilinçlenmesini sağlayan ve tüketim konusunda farkındalıklarını yükseltmeyi hedefleyen bir adım attık." ​​​​​​​

18 Şubat 2021 Perşembe