tatil-sepeti
Zorlu iklim şartlarında enerji altyapısı ve arz güvenliği stratejik önem taşıyor

Son dönemdeaşırı sıcak veya dondurucu soğuk havanın etkisiyle,dünyada birçok bölgede enerji arzındabüyük çaplı kesintiler yaşanıyor. Bu kesintilerin son örneklerinden birinin görüldüğüABD'nin Teksas eyaletinde mevcut durumda 4 milyondan fazla tüketiciye elektrik sağlanamıyor. Sert kış şartları nedeniyle elektrik talebinin arttığı bölgede, rüzgar, doğal gaz, kömür ve nükleer santralleri donma nedeniyle yeterli elektrik üretimini gerçekleştiremiyor. ABD'nin Teksas ve Kaliforniya eyaletleri ile Pakistan ve Meksika başta olmak üzere dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan enerji kesintileri, enerji altyapısı ve kaynak çeşitliliğinin önemini bir kez daha ortaya koydu. Norveç merkezli enerji araştırma kuruluşu Rystad Energy Petrol Piyasaları Başkan Yardımcısı Paola Rodriguez-Masiu,AA muhabirine yaptığı açıklamada, kaynak çeşitliliğini sağlamanın kritik önem taşıdığına dikkati çekerek, "Kaynak çeşitliliği ve sistem entegrasyonu enerji güvenliğini de beraberinde getiriyor. Enerji sisteminin başka bir bölge veya şehirle bağlantılı olması, son günlerde yaşanan aşırı hava olayları gibi durumlarda daha esnek ve güçlü bir altyapı oluşmasını sağlıyor." dedi. Özellikle yenilenebilir kaynaklardan enerji tedarik edilen bölgelerde şebeke yapısının iyi dizayn edilmesi gerektiğini vurgulayan Rodriguez-Masiu, şunları ifade etti: "Yenilenebilir kaynakların şebekeye entegrasyonu konusunda ciddi zorluklar yaşanıyor fakat politika yapıcılar ve kamu genellikle yenilenebilir enerjide üretim tarafına odaklanıyor. Bu durum da şebeke dizaynının önemini gölgede bırakıyor ama yenilenebilir kaynakların şebeke entegrasyonunun odaklanılması gereken en önemli alanlardan biri olduğunu düşünüyorum. Bu kapsamda, sistem direncini artırmak için hükümetlerin bölgeler veya ülkeler arasında bağlantı kapasitesini artırması gerekiyor. Enerji sistemlerinin farklı kaynaklardan elektrik tedariki sağlayabilmesi kritik önemde." YENİ TEKNOLOJİLER ARIZALARA MÜDAHALE SÜRESİNİ KISALTTI Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ (BEDAŞ) Genel Müdürü Murat Yiğit de yaklaşık 5 milyon aboneye elektrik hizmeti sağladıkları İstanbul Avrupa Yakası'nda olumsuz hava koşulları ve doğal afet gibi durumlarda yaşananları anlattı. Olumsuz hava koşulları nedeniyle kesinti sıklığının arttığı dönemler olduğunu belirten Yiğit, "Geçen yıl ocak, nisan ve haziran aylarında yaşanan kuvvetli yağış, fırtına ve hortum sebebiyle elektrik kesintisi sıklığında olağan dışı artışlar görüldü. Örneğin, 6 Ocak 2020'de hava muhalefeti nedeniyle oluşan kesintilerden etkilenen toplam kullanıcı sayısı 251 bin 465 olmuştu. Daha öncesinde 2019'da Silivri açıklarında meydana gelen 5,7 büyüklüğündeki deprem sonrasında 14 bin kullanıcı enerjisiz kalmıştı ama trafo merkezlerinde herhangi bir yıkım olayı yaşanmadığı için 2 saat içinde yeniden enerji arzı sağlandı." diye konuştu. Yiğit, afet veya aşırı hava olaylarına yönelik kriz planlarının önceden çalışılması ve şebeke ihtiyaçları doğrultusunda bakım ve yatırım faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi gerektiğini dile getirdi. Bu koşullar nedeniyle meydana gelen arızalarda teknolojiden büyük ölçüde yararlanıldığını belirten Yiğit, şunları kaydetti: "Biz bugüne kadar 1000'e yakın noktada uzaktan kontrol merkezi olarak ifade edilen SCADA'yı devreye aldık. Bu sistem sayesinde enerjide kesme ve verme işlemi çok daha hızlı şekilde gerçekleştirilebiliyor. Herhangi bir trafonun enerjisiz kalması durumunda abonelerden çağrı gelmeden Trafo Arıza Bildirim Sistemi üzerinden enerjisiz kalan trafoyu tespit ederek harekete geçebiliyor ve bu sistemlerin katkısıyla arızalara müdahale süresinde iyileştirme sağlanıyor." ÜLKE ÇAPINDA BİR GAZ VEYA ELEKTRİK KESİNTİSİYLE KARŞILAŞMIYORUZ ADG Anadolu Doğalgaz Danışmanlık şirketinin ortağı ve müdürü Gökhan Yardım da Türkiye'de doğal gazda daha önce tek yönlü besleme olduğunu ve kaynakları çeşitlendirmek için farklı ülkelerden doğal gaz alınmaya başlandığını anımsattı. Sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG), yüzer LNG depolama ve gazlaştırma ünitesi ve yer altı doğal gaz depolama yatırımlarının da artırıldığına işaret eden Yardım, şöyle konuştu: "Şu anda ikisi karada, ikisi de yüzer olmak üzere 4 LNG terminali var ve 5'incisi de inşa halinde. Ayrıca, Tuz Gölü ve Silivri yer altı depolama tesislerinin de kapasiteleri artırılıyor. Özellikle kışa girerken, bu depoların ve terminallerin dolu olması çok önemli. Ayrıca, her noktaya pik tüketimi karşılayacak şekilde kompresörlerin yerleştirilmesi, ihtiyaç olan bölgelerde paralel hatların konulması gerekiyor. Bu altyapı yatırımlarıyla Türkiye iyi bir noktaya geldi ve bu yatırımlar genişleyerek devam ediyor. Bölgesel bazda kesintiler olabilir ama Türkiye yedekli çalıştığı için sert kış şartlarında ülke çapında bir gaz veya elektrik kesintisiyle karşılaşmıyoruz. Enerji sektöründe 'yaptık, bitti' diye bir durum söz konusu olamaz." Yardım, enerji tedarik güvenliğinin sağlanması için pazar durumuna göre analizlerin yapılması ve her senaryonun çalışılması gerektiğini vurguladı. Daha önce çalıştığı rüzgar santrali yatırımında türbin kanatlarına ısıtıcı taktırdıklarını söyleyen Yardım, "Bu santraller yüksek yerlere yapılıyor ve donma olayları olabiliyor. Belki bu ısıtıcılara 5 yıl hiç ihtiyaç duyulmadı ama şu anda bu ısıtıcılar çalışıyor ve kanatlar da donmuyor." dedi.

17 Şubat 2021 Çarşamba

Yiyecek içecek sektörüne yönelik ciro kaybı desteğine ilişkin usul ve esaslar belli oldu

Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlananYiyecek ve İçecek Hizmeti Faaliyetlerinde Bulunan İşletmelere Koronavirüs Salgını Nedeniyle Verilecek Ciro Kaybı Desteği Programı ve Uygulama Esasları Hakkında Tebliğ, Resmi Gazete'deyayımlanarak yürürlüğe girdi. TebliğleKovid-19salgını sürecindefaaliyetlerinin kısıtlanması nedeniyle zarar gören yiyecek ve içecek hizmeti faaliyetlerinde bulunan işletmelere sağlanacak ciro kaybı desteğine ilişkin usul ve esaslardüzenlendi. Buna göre, söz konusu destek programından, 2019 takvim yılından önce ya da 2019 takvim yılında başladığı işine devam eden ve 27 Ocak 2021 itibarıyla faal mükellefiyeti bulunan, 2019 yılındaki cirosu 3 milyon lirave altında olup buna oranla 2020 yılındaki cirosu yüzde 50 ve üzerinde azalan yiyecek ve içecek alanında faaliyet gösteren (NACE 56 genel faaliyet sınıflandırması koduna sahip) katma değer vergisi mükellefiyeti olan işletmeler faydalanabilecek. Mükellefler, söz konusu destekten, esas faaliyet konusu üzerinden yalnız bir kez yararlanabilecek. Ciro kaybı desteği, tek seferde ödenmek üzere 2 bin liradanaz ve 40 bin liradan fazla olmamak üzere işletmelerin 2020 takvim yılındaki cirolarının 2019 takvim yılındaki cirolarına göre azalan tutarının yüzde 3'ü olacak. İşletme cirolarının tespitinde 27 Ocak 2021 itibarıyla 2019 ve 2020 takvim yıllarındaki vergilendirme dönemlerine ilişkin verilen katma değer vergisi beyannameleri esas alınacak. Söz konusu tarihten sonra 2019 ve 2020 yıllarındaki dönemlere ilişkin verilen beyannameler (düzeltme beyannameleri dahil) ciro hesaplamasında dikkate alınmayacak. Tebliğ kapsamındaki ciro kaybı desteği ile 22 Aralık 2020 tarihli ve 3323 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ile Gerçek Kişi Tacirlere Koronavirüs Salgını Nedeniyle Verilecek Destekler Hakkında Cumhurbaşkanı Kararı'nın 3'üncümaddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları kapsamında verilen hibe desteğini birlikte hak eden işletmelerin, Karar kapsamındaki 3 bin liratutar, bu tebliğ kapsamında sağlanacak ciro kaybı desteğinden mahsup edilecekve varsa kalan meblağ bu işletmelere ciro kaybı desteği olarak verilecek. BAŞVURU VE DEĞERLENDİRME Destek programı başvuru süresi, bir aydan az olmamak üzere Ticaret Bakanlığının internet sitesi üzerinden duyurulacak. Tebliğ kapsamında ciro kaybı desteğinden faydalanma hakkına sahip olan işletmeler e-Devlet'ten (www.turkiye.gov.tr) başvuruda bulunacak. Başvuru, işletmeyi temsile yetkili kişilerce yapılacakve başvuru ile eki taahhütname elektronik ortamda onaylanacak. Tebliğ kapsamında ciro kaybı desteğinden faydalanma hakkına sahip işletmelerce yapılabilecek itirazlar, başvuru tarihinden itibaren 10gün içindeİç Ticaret Genel Müdürlüğüne yapılacak. İtirazların değerlendirilmesinde vergi dairesi kayıtları esas alınacak. Bakanlık, destek programının uygulanmasına ilişkin olarak başvuru, değerlendirme, kabul, ödeme, uygulama ve diğer süreçlerde protokol yapılan diğer kurum ve kuruluşlar ve bunların taşra teşkilatına görev ve yetki verebilecek. Ciro kaybı desteği, destekten faydalananın başvuru esnasında bildirdiği ve elektronik ortamda doğrulanan banka hesabına yatırılacak. Destek programı kapsamında yapılan başvurulara ilişkin bilgi ve belgeler,Kişisel Verilerin Korunması Kanunu hükümleri çerçevesinde başvuruda bulunanlara ait kişisel veri olarak kabul edilecekve ilgili kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla ilgili kişinin açık rızası olmaksızın üçüncü kişilere aktarılamayacak. Fazla veya yersiz ödendiği tespit edilen ciro kaybı desteği ödemeleri,Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca vergi daireleri tarafından tahsil edilecek. Öte yandan, Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlananSerbest Bölgeler Uygulama Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre,ateşli silahların bölgede üretilmesi ve çıkışı ile bu üretim faaliyetinin bir parçası olarak yürütülen Ar-Ge faaliyetlerinde kullanılacak mühimmatın bölgeye giriş ve çıkışı, ilgisine göre İçişleri Bakanlığı veya MilliSavunma Bakanlığının uyguladığı ulusal ve uluslararası mevzuat hükümlerine tabi olacak.

17 Şubat 2021 Çarşamba

Makinecilerin 2021 ihracat hedefi 20 milyar dolar

Makine İhracatçıları Birliği’nden (MAİB) yapılan açıklamaya göre,dünya genelinde makine fiyatlarında yaşanan artış, Türkiye'nin makine ihracatına da olumlu yansıdı. Geçen ay ihraç ettiği makinelerin miktarı geçenyıla göre yüzde 0,4 artan Türkiye'nin makine ihracat gelirleri yüzde 3,8 yükseliş kaydetti.1,4 milyar dolar makine ihraç ettiği ocakta ana pazarlarının büyük bölümünde pozitife geçmeyi başaran Türk makine sektörü, sadece ABD ve Rusya'da kısmi daralmalar yaşadı. Açıklamada görüşlerine yer verilen MAİB BaşkanıKutlu Karavelioğlu, kış aylarında alınan tedbirlerin ve aşı faaliyetlerinin çok yakında küresel bir canlanmayı beraberinde getirmesini beklediklerini aktararak, şunları kaydetti: "Satın alma gücü yüksek ülkelerden başlayarak salgın sürecinde ertelenen tüketim ihtiyaçlarının hızla giderilmesi için bahar aylarında talebin güçleneceği kanısı hakim hale geldi. Bu durumun yatırım veya tüketim malı üreten tüm sektörlere doğrudan etkisi olacaktır. Geçenyıl ocak ayında yüzde 7 artış sağlamıştık. Bu yıl ocak ayını yüzde 3,8 artışla kapadık. Kısacası biz bu artışı baz etkisi olmaksızın sağladık." Mart ayından itibaren karşılaştırmalı tüm verilerde iyileşmelerin başlayacağını vurgulayan Karavelioğlu, geçen yıl ikinci çeyrekteki kayıplara rağmen 2020'yi serbest bölgelerden yapılanlarla birlikte 18,5 milyar dolar ihracatla kapattıklarını bildirdi. Karavelioğlu, "Karantinanın tekrar gündeme gelmeyeceği, tedarik ve müşteri tarafında da geçen yıla benzer kapanmaların olmayacağı inancıyla bu yıl 20 milyar dolar makine ihracatı yapmayı hedefliyoruz. Sektörün dijital dönüşümde hamleler yaparak değerlendirdiği bu sıkıntılı dönemin sonunda, nihayet dikkatimizi AB'nin yeni yeşil-dijital sanayi dönüşümüne uygun iş modelleri ve tekniklerinin geliştirilmesine verebileceğiz."ifadelerini kullandı. ODAK SEKTÖR OLMANIN AYRICALIĞINI HİSSETTİK Kutlu Karavelioğlu, en yüksek katma değerli faaliyet alanlarından biri olarak Ticaret Bakanlığı tarafından İhracat Ana Planı'nda odak sektör olarak belirlenen makine sektörüne sağlanan ilave destek oranlarına 5 puan daha eklenmesinin ihracatçılara moral verdiğini bildirdi. Karavelioğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:"Bakanlığımız, bu desteği ihracatçı firmalarımızın yurt dışı fuarlar, iştirak ettikleri sektörel ticaret heyetleri, ticaret yapmak amacıyla açtıkları çeşitli birimlerin kira ödemesi ile tanıtım ve marka tescil giderleri için veriyor. Küresel rekabetin hızla arttığı bu süreçte ihracatçıya verilen her destek, Türkiye ekonomisi için yeni fırsat kapıları açıyor. Ticaret Bakanlığı verilerinde makine sektörü verilerinin fasıl bazında yayınlanması ve ocak ayında ihracatımızın serbest bölgeler dahil yüzde 7,6 artışla 1,5 milyar dolar olarak açıklanması ihracat performansımızın kamu tarafından da yakından izlendiğine işaret ediyor. Bakanlığımızın açıkladığı veriler, hem sektörümüzün gerçek gücünü ortaya koymuş hem de bizlere odak sektör olmanın ayrıcalığını hissettirmiştir." İlave desteklerin katkısı ve Türkiye Tanıtım Grubu'nun hızlanan projeleri kapsamında dijital ve hibrit etkinlikler de dahil her fırsatta sektörün tüm tanıtım olanaklarını kullanmayı amaçladıklarını kaydeden Karavelioğlu, "Özellikle başlıca müşterilerimiz arasında ilk sırada gelen Almanya için yoğun bir faaliyet programı belirledik. Tanınmış sektörel yayınlarla iş birliğimiz artarak sürecek. BME ve VDMA gibi işlerimizi doğrudan ilgilendiren sektörel örgütlerle temaslarımızı sıklaştıracağız. 'Türkiye'nin Makinecileri' markasıyla Almanya'da ilk defa sanal olarak gerçekleşen prestijli 10. Robot ve Otomasyon Kongresi'nin destekçisi olduk." ifadelerini kullandı. Üretimde robotik çözümler konusunda Türkiye'nin hızlı hareket etmesi gerektiğine işaret edenKaravelioğlu, "Robotik çözümler sadece iş verimliliği açısından değil, belli teknolojik uygulamaları sadece robotlar vasıtasıyla yapmak mümkün olduğu için de çok önemli bir konuma gelmiştir. Amacımız, bu konuda yurt dışında oluşan önemli teknik referans ve bilgiyi ülkemize kazandırmaktır."değerlendirmesinde bulundu. AB-ÇİN YATIRIM ANLAŞMASI YAKIN TAKİBİMİZDE OLACAK MAİB BaşkanıKaravelioğlu,Almanya başta olmak üzere önemli AB ülkeleri tarafından Çin ile yapılan tüm müzakerelerde dile getirilen hususların yeni imzalanan yatırım anlaşmasında yer aldığını, bu anlaşmanın AB için iki açıdan büyük önemi olduğunu vurguladı.Karavelioğlu, "Anlaşmanın birinci özelliği, Çin'in bugüne kadar kabul etmediği hususlarla ilgili olması… Karşılıklı yatırım ilkesi, Çin'de faaliyet gösteren yabancı işletmelerin önemli ihalelerin, teşvik ve finans mekanizmalarının dışında bırakılması gibi konularda ilk defa mevcut durumun değişmesi yönünde tavır sergileniyor. İkinci olarak, bu anlaşma ile bazı AB üyesi ülkelerin Çin ile özel temasları sınırlanıyor ve girişimler AB şemsiyesi altında ele alınıyor. Bu anlaşma ve RCEP, birbirinin etkilerini artıracak bir kompozisyon içeriyor, makine imalatçılarının dolaylı da olsa sürecin içinde olması gerekiyor. Türkiye'nin Çin bahsindeki önceliği ise dış ticareti dengelemek olmalıdır. Çin'in sattığı mallardan çok, Türkiye'de yapacağı yatırımlarla sanayimize katkı vermesi tercih edilmesi gereken ve sürdürülebilir olan durumdur." ifadelerini kullandı. Küresel rekabetin merkezinde yüksek katma değerli ürünlerin olduğuna işaret eden Karavelioğlu, Katma Değer ve İthal Girdileri Raporu sonuçlarını değerlendirirken, şunları kaydetti: "Sektörümüzün ithalat girdi yoğunluğuna baktığımızda, doğrudan girdilerin yüzde 21, dolaylı ithalat etkisinin ise yüzde 12,8 olduğunu hesapladık. Türk makine sektörünü G8 ülkeleri ve Çin ile kıyasladığımızda doğrudan ithalat yoğunluğumuzun Kanada'dan daha iyi, Fransa ile aynı seviyede olduğunu görüyoruz. Diğer ülkeleri yakalamak için yerli ara malı ve komponent konusunda gidecek çok yolumuz olduğunun bilincindeyiz. Yine aynı rapora göre, makine ihracatı ile yarattığımız katma değerin yüzde 75,8'ini Türkiye'de oluşturuyoruz. Yerli makine kullanımının öncelenmesi için çabalarımızı artırmak zorundayız. Çünkü yurt içindeki makine talebinin oluşturduğu katma değerin sadece yüzde 31'i ülkemizde kalıyor. Ne yazık ki yurt içi talepten doğan katma değerin yüzde 33'ü Avrupa'ya, yüzde 20'si de Doğu Asya'ya gidiyor. İç talebin oluşturduğu katma değer, ihracatın oluşturduğu katma değerin yarısı kadar etmiyor. Türkiye, büyük destekler verdiği makine yatırımlarından hak ettiği katma değeri alamıyor."

17 Şubat 2021 Çarşamba

Ocakta konut satışında artış yaşanan tek bölge Doğu Anadolu oldu

Gayrimenkul Borsası A.Ş.’den (GABORAS) yapılan açıklamaya göre, yılın ilk ayında Türkiye genelinde70 bin 587 adet konut satılırken, bu rakam son5 yılın en düşük ocak rakamı olarak gerçekleşti. Ocakta ülke genelinde önemli düşüşler yaşanırken, Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki illerde ise artış yaşandı. Açıklamada konuya ilişkin değerlendirmeleri yer alanGABORAS Veri Direktörü Orhan Vatandaş, geçen yıl yakalanan 1,5 milyon adetlik rekor satıştafaiz indirimi kampanyalarının büyük rolünün olduğunu anımsatarak, eylül ayı ile birlikte satış adetlerinde düşüşe geçildiğini bildirdi. Vatandaş, "Son 5 yıllık ocak ayı ortalama konut satışı 92 bin adet olurken bu yılınilk ayında ise rakam 70 bin 587 adede geriledi. 2020 Ocak'a göreyüzde 38 düşüş yaşandı." ifadelerini kullandı. Faizlerdeki yükselişin yanı sıra son yıllarda büyükşehirlerde ve sahil kentlerindeyaşanan fiyat artışlarının konut satışlarına düşüş olarak yansıdığını kaydeden Vatandaş, şu bilgileri verdi: "Konut satışlarında Türkiye geneline göre en yüksek rakamlara ulaşan 5 büyükşehirinocak ayı satışlarında ciddi düşüşler görüldü. Bu rakamAntalya'da yüzde 51, Ankara'da yüzde 44, İzmir'deyüzde 43, İstanbul ve Bursa'da yüzde 35 olarak gerçekleşti. Ancak Doğu Anadolu Bölgesi'nde konut satışlarındayükseliş görüldü. Konut satış oranlarında en fazla yükseliş yüzde 45 ile Ardahan'da yaşanırken, onuyüzde 43 ile Hakkari, yüzde 36 ile Bitlis, yüzde 21 ile Şırnak, yüzde 18 ile Bingöl, yüzde 17 ile Muş ve yüzde 12 ile Ağrı takip etti." SATIŞ ADEDİ DÜŞÜK ANCAK ARTIŞ VAR Orhan Vatandaş, Doğu Anadolu illerinde satış adetleri düşük olsa da artış yaşandığını belirterek, yıla yükselişle başlayan tek bölgenin bu bölge olduğunu bildirdi. Vatandaş, "Bu durum, yaşanan salgınınkırsal alanlara ilgiyi artırmasının bir sonucu olabilir. İnsanlar bundan yarım asır önce göç ettikleri bölgelere geri dönerek oralara yatırım yapmaya başladı." değerlendirmelerinde bulundu. SATIŞLARIN YÜZDE69'U İKİNCİ EL, YÜZE85'İ İPOTEKSİZ GABORAS Veri Direktörü Vatandaş, ocakta satılan70 bin 587 adetkonutun yüzde 69'unun ikinci el olduğunu kaydederek, ikinciel konut satışlarında en yüksek artışınyüzde 125 ile Hakkari'de yaşandığını, onuyüzde 60 ile Ardahan'ın, yüzde 29 ile Tunceli'nin, yüzde 18 ile Muş'un takip ettiğini anlattı. Ocakta satılan konutların yüzde 85'inin ipoteksiz olduğunu kaydeden Vatandaş,ipotekli satışlardayüzde 75 düşüş görüldüğünü bildirdi.

17 Şubat 2021 Çarşamba

Konut Fiyat Endeksi, 2020 yılında yüzde 30,3 arttı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Aralık 2020 dönemine ilişkin Konut Fiyat Endeksi verileri açıklandı. Türkiye'dekikonutların gözlemlenebilen özelliklerinin zaman içinde kontrol edilerek kalite etkisinden arındırılmışfiyatdeğişimlerini izlemek amacıyla hesaplananKFE(2017=100), Aralık 2020'de bir önceki aya göre yüzde 1,7 artarak 154,8 seviyesinde gerçekleşti. Konut Fiyat Endeksi, 2019'un aynı ayına göre yüzde 30,3,aynı dönemde reel olarak yüzde 13,7 artış kaydetti. Üç büyük ilinkonutfiyatendekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde, aralık ayında bir önceki aya göre İstanbul, Ankara ve İzmir'de sırasıyla yüzde 1,3, yüzde 1,4 ve yüzde 1,2 artış görüldü. Endeks değerleri 2019'un aynı ayına göreİstanbul, Ankara ve İzmir'de sırasıyla yüzde 27,9, yüzde 30,2 ve yüzde 29,4 arttı.

17 Şubat 2021 Çarşamba