tatil-sepeti
Kırtasiye ve ofisin kalbi İstanbul’da atacak

Sektörün Avrasya coğrafyasındaki en büyük buluşması İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı 2021, bu sene 3 salonda, toplam 19.000m²’lik hacimde katılımcı ve ziyaretçilerini ağırlayacak. Fuar, 18 ülkeden 143 firma ve firma temsilciliği, 155 marka ile fiziksel ortamda sektör profesyonellerini bir araya getiriyor. Pandeminin ve ekonominin doğurduğu zor şartlara, tüm olumsuzluklara rağmen 10 bin metrekarenin üzerinde net satış alanıyla hedeflenen noktanın aşıldığını belirten Tüm Kırtasiyeciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Helvacıoğlu, “150’ye yakın katılımcı sayısı, farklı salonlarda yüzlerce marka, binlerce ürünle dünyada yılın ilk fiziksel kırtasiye fuarını gerçekleştirecek olmanın heyecanını yaşıyoruz. Fuarımız dünyanın en büyük fuarları arasında hızla yükselmeye ve uluslararası pazarlarda dikkat çekmeye devam ediyor.” dedi. 10 BİN METREKARE HEDEFİ AŞILDI Zor koşullara rağmen 10 bin metrekarenin üzerinde net satış alanıyla hedeflenen noktanın yakalandığını belirten Helvacıoğlu; “150’ye yakın katılımcı sayısı, farklı salonlarda yüzlerce marka, binlerce ürünle dünyada yılın ilk fiziksel kırtasiye fuarını gerçekleştirecek olmanın heyecanını yaşıyoruz.” dedi. Helvacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “2020 yılında Anadolu’dan ve yurt dışından fuara katılan yaklaşık 1.500 profesyonele 3 geceye kadar ücretsiz konaklama imkânı sağladık. Yurt içi ve yurt dışı ziyaretçilerimizi ağırlamaya, onlara ücretsiz konaklama imkânı sağlamaya devam ediyoruz. Özellikle Avrasya bölgesinin referans fuarı olması dolayısıyla cazibesini her geçen gün artıran fuarımız, bu sene katılımcı firma ve ziyaretçilerine önemli ticari fırsatlar sağlayacak“ İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı’nın, Avrupa’nın ikinci büyük ve küresel ölçekte Almanya ve Çin’den sonra sektörün üçüncü büyük buluşması olduğunu ifade eden Helvacıoğlu; “2021 yılında gerçekleştirilecek ilk fiziksel kırtasiye fuarı olarak karşımıza çıkan organizasyonumuzun büyük fırsatlar getireceğini öngörüyor ve ziyaretçilerimiz açısındanson derece değerli iş bağlantıları sunacağına, önemli bir ticari hacim yaratması açısından en doğru nokta olacağına inanıyoruz” dedi. GÜVENİLİR VE SAĞLIKLI KIRTASİYE ÜRÜNLERİ YİNE GÖRÜCÜYE ÇIKACAK Kırtasiye ve okul, ofis, yazı malzemeleri, oyun hamuru, eğitici ve zekâ oyunları, lisanslı ürünler, çantalar, hobi ve sanatsal malzemeler ile son teknoloji ürünlerin ziyaretçilere sunulacağı fuarda, kırtasiye sektörü olarak güvensiz ürüne karşı hiçbir toleranslarının olmadığını hatırlatan Helvacıoğlu; “Sektör olarak geçtiğimiz dönemlerde başlattığımız güvensiz ürünle mücadelemizi fuar aracılığıyla da bir kez daha yineleyeceğiz. Fuarda sergileyeceğimiz sağlıklı ürünlerle bu konudaki hassasiyetimizi bir kez daha göstereceğiz” açıklamalarında bulundu. İstanbul Kırtasiye Ofis Fuarı’nda Türkiye'nin ve dünyanın öne çıkan firma ve markaları, en son teknolojiye sahip yenilikçi ürünlerini sergileyecek. Birbirinden renkli etkinliklerin gerçekleştirileceği fuar süresince, kırtasiye sektörünün ulaştığı son nokta sergilenecek. Katılımcı firmalar açısından, gerek yurt içi gerek yurt dışındaki iş bağlantılarına ulaşmak bakımından bir pazarlama platformu olan fuar, bu konumuyla Türk kırtasiye sektörünün gelişimine katkı sunuyor. YURT DIŞINDAN BİRÇOK FİRMA FUARDA BULUŞUYOR Kırtasiye Ofis Fuarı’nda katılımcıların ihracat odaklı stratejilerine paralel olarak fuarda yabancı ziyaretçi sayısını artırma hedefiyle yoğun yurt dışı pazarlama faaliyetleri sürdürdüklerini belirten TÜYAP Genel Müdür Yardımcısı Yeşim Ulusoy ise “Şimdiye kadar Türkiye’den ve 44 farklı ülkeden binlerce ziyaretçi online davetiyesini alarak fuar hazırlıklarını yapmaya başladı. Fuar boyunca kırtasiye ve okul malzemeleri, kağıt ürünleri, okul çantaları, yazı malzemeleri, lisanslı ürünler, eğitici oyuncaklar, ofis malzemeleri, hobi malzemeleri, ambalaj ve paketleme ürünleri başta olmak üzere kırtasiyeye dair pek çok ürün sergilenecek. Ziyaretçiler fuarda kırtasiye sektörünü yakından tanıma, sektörün yeni trendlerine, son teknoloji ürünlere göz atma, ürünleri analiz etme ve yeni iş fırsatları yakalayarak yeni iş birlikleri kurma imkânlarına sahip olacaklar” açıklamasını yaptı.

26 Şubat 2021 Cuma

İki tüketiciden biri alternatif yakıtlı araç almaya hazır

Deloitte tarafından hazırlanan Otomotiv Tüketicileri 2021 Araştırması'nın sonuçları Otomotiv Distribütörleri Derneği'nin (ODD) katkılarıyla çevrim içi olarak gerçekleştirilen toplantı ile açıklandı. Toplantıya, ODD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu, ODD Genel Koordinatörü Dr. Hayri Erce, Deloitte Türkiye Tüketim Endüstrisi ve Otomotiv Sektör Lideri Özkan Yıldırım ve Deloitte Global Otomotiv Sektör Lideri Harald Proff konuşmacı olarak katıldı. Deloitte'un küresel çapta 10 yıldan fazla bir süredir gerçekleştirdiği ve bu yıl Türkiye sonuçlarının da yer verildiği araştırma, toplamda 23 ülke ve 24 bini aşkın tüketicinin katılımıyla gerçekleştirildi. Hızla gelişen küresel hareketlilik ekosisteminde etkili olan otomotiv sektöründeki tüketici davranışları ve trendlerinin incelendiği rapora göre, alternatif yakıtlı araçlara yönelik eğilim artıyor. Araştırmaya göre her iki tüketiciden biri bir sonraki aracını alırken finansal endişelere rağmen alternatif yakıtlı araçları tercih edebileceğini belirtiyor. Türkiye'de araştırmaya katılan tüketicilerin yüzde 53'ü benzinli/dizel, yüzde 34'ü hibrit, yüzde 8'i tamamen elektrikli ve yüzde 5'i ise diğer yakıt türlerini kullanan bir otomobil tercih edebileceğini belirtiyor. TÜKETİCİLER UYGUN FİYAT SEÇENEKLERİNE YÖNELİYOR "Odak noktası teknoloji: elektrikli araçlara geçiş", "araç finansmanı trendleri"ve "gelecekteki araç tercihleri"olmak üzere üçana başlıkta tüketici davranışlarını inceleyen araştırma, tüketicilerin daha uygun fiyat seçeneklerine yöneldiğini gösteriyor. Kovid-19 salgını, tüketicilerin bir sonraki adımda en çok hangi tür araca sahip olmak istedikleri konusunda da fikirlerini değiştirmelerine neden oldu. Tüketicilerin yüzde 59'u yakıt konusunda daha tasarruflu araçlara yönelirken, yüzde 41'inin daha ucuz ve yüzde 17'sinin de bir öncekinden daha küçük araç tercih ettiği görülüyor. Araştırmaya göre tüketicilerin yarısından fazlası, araçlarını satın almadan önce finansman seçeneklerini araştırmak için en az üç saat harcıyor. Finansman açısından en önemli üç faktör; düşük faiz oranı, kullanımı kolay bir ödeme ara yüzü ve güvenilir bir kredi kurumu olarak belirtiliyor. Tüm yaş grupları arasında tüketiciler, kendilerine en düşük finansman oranını sağlayan kredi kuruluşlarıyla ilgileniyor. Salgındöneminde genç tüketicilerin yüzde 36'sı araç ödemelerinde erteleme talebinde bulunurken, bu oran 35-54 yaş aralığında yüzde 23, 55 yaş ve üstünde yüzde 22 olarak ortaya çıkıyor. Bu yıl Türkiye'de araç satın almak isteyen tüketicilerin ise yüzde 28'inin ödeme erteleme talebinde bulunduğu gözlemleniyor. YAKIT MALİYETİNİN DÜŞÜK OLMASI ELEKTRİKLİ ARAÇLARA YÖNLENDİRİYOR Tüketicilerin elektrikli araç edinme kararı üzerinde etkisi olan faktörler sırasıyla, yakıt maliyetlerinin daha düşük olması, daha sessiz, daha yüksek performans ile sürüş deneyiminin daha iyi olması, iklim değişikliği/emisyonlarla ilgili duyarlılık, daha az bakım gerektirmesi ve devlet teşvikleri/teşvik programları olarak belirtiliyor. Tüketicilerin elektrikli araçlarla ilgili en büyük endişeleri menzil kaygısı ve şarj altyapısının eksikliği olarak görülüyor. Çoğu tüketici, araçlarını evde şarj etmeyi tercih ederken, Türkiye'de "aracımı evimde şarj etmek istiyorum" diyenlerin oranı yüzde 49, sokakta her noktada ulaşılabilir şarj ünitesi bekleyenlerin oranı yüzde 41 ve son olarak iş yerinde böyle bir seçeneğin bulunmasını isteyenlerin oranının ise yüzde 8 olduğu görülüyor. CASE (bağlantılı, otonom, paylaşımlı, elektrikli) teknolojileri bir bütün olarak ele alındığında tüketiciler bir şebekeye bağlı, otonom araçlara ilgi duyuyorlar fakat tüketicilerin araç güvenliği konusunda endişeleri de devam ediyor. Deloitte Otomotiv Tüketicileri 2021 Araştırması'na göre tüketicilerin sanal bir satış deneyimine eğilimi söz konusu oluyor. Bununla beraber, henüz tüketicilerin çoğunluğu bir sonraki araçlarını bayiden veya araç üreticisinden almayı tercih ediyorlar. Tüketicilerin bir sonraki araçlarını sanal süreçte almakla ilgilenmemelerinin başlıca nedenleri arasında; "satın almadan önce aracı görmem gerekiyor", "satın almadan önce aracı test etmem gerekir", "aracın fiyatı konusunda birebir görüşmeyi tercih ederim","sorduğum soruların gerçek bir kişi tarafından yanıtlanmasını istiyorum"ve "bu kadar büyük bir alışverişi internet üzerinden yapmaktan çekiniyorum"cevapları öne çıkıyor. Bunun yanı sıra araştırma, hız ve kullanım kolaylığı birleştiğinde tüketicilerin sonraki araç edinme süreçlerinde artık sanal süreçleri de dikkate almaya başladıklarını gösteriyor. Araştırma, gelecekte araç satışlarının sanal ortamdan yapılacağını ancak çoğu tüketicinin yüz yüze deneyiminin şimdilik devam etmesini istediklerini ortaya koyuyor. 2040 YILINDADÜNYA GENELİNDE SATILAN OTOMOBİLLERİN YÜZDE 35’İNİN ELEKTRİKLİ OLMASI BEKLENİYOR Açıklamada görüşlerine yer verilenODD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bilaloğlu, yeni normalde otomotiv sahibi olmak isteyen tüketicilerin hassasiyeti ve beklentilerinin de değiştiğini belirterek, "İş yapış modelleri ve süreçleri büyük değişim kaydediyor, kaydetmeye de devam edecek. Bireysel mobilite isteğiyle araç sahipliğinin artması bekleniyor. Artık dünya genelinde elektrikli araçlar ile muadil içten yanmalı motorlu araçların fiyatları birbirine çok yaklaştı. Buna devletlerin teşviklerini de eklerseniz, elektrikli araçların fiyatları daha cazip bile olabiliyor. Dünya genelinde tüketiciler halen bu konuya biraz daha temkinli yaklaşsa bile 2040 yılında dünya genelinde satılan otomobillerin yüzde 35’inin elektrikli olması bekleniyor. Sektör raporlarında da gördüğümüz üzere Türk toplumu yeniliğe çok açık, teknolojik yeniliklere de çok hızlı adapte oluyor. Elektrikli ve hibrit otomobil almak isteyenlerin oranı dünya ortalamasının üzerinde. Tüm dünyada alternatif yakıtlı araçlar için önemli teşvikler olduğu malumunuz, eminim ülkemizde de bu konuda doğru adımlar atılacaktır ve bunun sonucunda elektrikli otomobillere talep daha da artacaktır." ifadelerini kullandı. Deloitte Türkiye Otomotiv Sektörü Lideri Özkan Yıldırım da salgının bir sonucu olarak Türkiye'deki tüketicilerin kayda değer çoğunluğunun bir sonraki araçlarını almak için oluşturdukları takvimi değiştirdiğini aktararak, şunları kaydetti: "Kimileri artık daha uygun fiyatlı seçenekleri değerlendiriyor. Tüketiciler açısından elektrikli araçlara yönelik uzun vadeli eğilim güçlense de belirsizlik karşısında bilinirlik ve alım gücü önem kazanıyor. Türkiye çalışmasında karşılaştırılan 6 ülkenin tüketicilerine bir sonraki araç tercihlerini sorduğumuzda, bir sonraki araç tercihlerinin ülkeler arasında önemli farklılıklar gösterdiğini tespit ettik. Dikkat çekici olan ise Türkiye’nin Japonya’dan sonra alternatif yakıtlı araçlara en çok ilgi gösteren ikinci ülke olması. Türkiye’yi sırasıyla Çin, Almanya, Hindistan ve Amerika izliyor.Alternatif yakıtlı araçları satın almak isteyenlerin en büyük hedefi ise yakıt maliyetlerini düşürmek ve bunun yanında daha az bakım gerektiriyor olması da bu seçimi etkiliyor.Araştırmanın bir diğer önemli sonucu, elektrikli araçların üretim maliyetleri ve satış fiyatlarındaki göreceli iyileşmenin devam etmesi durumunda, rekabet avantajlarını ciddi oranda artıracakları yönünde. Sürüş menzili ve şarj altyapısı eksikliği ile ilgili tüketici görüşleri elektrikli araçların üstesinden gelmesi gereken önemli konulardan. Finansal teşvikler, emisyon hedeflerine dayalı düzenleyici ortamın varlığı da elektrikli araçları Türk tüketicisi gözünde daha cazip hale getirebilir. Son olarak araştırmamızda ortaya çıkan bir diğer önemli husus, tüketiciler sanal bir satış deneyimi arayışı içinde olsalar da, bir sonraki araçlarını bayiden veya araç üreticisinden almayı tercih ediyorlar. Araç finansmanı ile ilgili elde ettiğimiz temel sonuçlardan biri ise ülkelerin ekonomik refah düzeyi ile aracı satın almadan önce finansman seçeneklerini araştırmak için harcanan zaman arasındaki korelasyon. Gelişmekte olan ülkelerde harcanan sürenin ciddi oranda uzadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Yaş gruplarına bakıldığında ise gençlerin çoğunluğunun mobil cihazları aracılığıyla bir finans başvurusu yapmayı tercih ettiğini söyleyebiliriz."

26 Şubat 2021 Cuma

Çin İthalat Fuarı 5 Kasım’da başlıyor

Çin Halk Cumhuriyeti’nin Şanhay kentinde 5-10 Kasım 2021 tarihleri arasında Çin Uluslararası İthalat Fuarı yapılacak. Fuarın Türkiye milli iştirak organizasyonu Ege İhracatçıları Birlikleri tarafından gerçekleştirilecek. Fuar, Ticaret Bakanlığı web sitesinde yayımlanan ‘2021 Yılında Milli Düzeyde İştirak Edilecek Fuarlar’ ve ‘2021 Yılında Bireysel Katılımı Desteklenecek Uluslararası Sektörel Fuarlar’ bölümlerinde yer almıyor.

25 Şubat 2021 Perşembe

Türkiye rüzgar enerjisi kapasitesini artırdı

WindEurope 2020 Avrupa İstatistikleri ve 2021-2025 GörünümüRaporu'na göre,AB ülkeleri, aday ülkeler ve Rusya ileUkrayna'nın da aralarında yer aldığı 38 ülkenin toplam rüzgar kurulu gücü geçen yıl itibarıyla219 bin 546 megavat olarak kayıtlara geçti. Bu dönemde, toplam rüzgar enerjisi kapasitesinin 194 bin 533 megavatınıkarasal rüzgar santralleri, 25 bin 13 megavatını ise deniz üstü (offshore)rüzgar santralleri oluşturdu. Söz konusu ülkeler arasında rüzgarda kurulu gücüen yüksek ülke, 62 bin 627 megavatla Almanya oldu. Almanya'yı,27bin 264megavat kurulu güçle İspanya ve 24bin 167megavat kurulu güçle Birleşik Krallık takip etti. Türkiye'ninrüzgar enerjisindekikurulu gücü ise geçen yıl 1224 megavat artışla 9 bin 305 megavata yükseldi. Bu kapasiteyle Türkiye,AB ülkeleri, aday ülkeler ve Rusya ile Ukrayna'nın da aralarında bulunduğu 38 ülke arasında 7. sırada yer aldı.

25 Şubat 2021 Perşembe

Şeker ve çikolata ürünleri sektörü 1,5 milyar dolar ihracat hedefliyor

Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Terci, yaptığı yazılı açıklamada,Türk çikolatası ve şekerleme ürünlerinde ihracatın geçen yıl Kovid-19 sürecine rağmen artışını sürdürdüğünü belirtti. Sektörün geçen yıl 185 ülkeye 1 milyar 276 milyon dolar ihracatyaptığına işaret eden Terci,"2021 yılında Kovid-19aşısının uygulanmaya başlamış olması ihracat sektörlerimizi umutlandırıyor. Dünya mal ticaretinde yüzde 8 artış öngörülüyor. Döviz kurları ihracatımızı olumsuz etkilemediği takdirde şekercilik mamulleri sektörümüzün 2021 yılında 1,5 milyar dolar ihracata ulaşacağına inanıyoruz." ifadesini kullandı. Sektörün ihracatı içinde çikolata ve kakao içeren ürünlerin540 milyon dolar,kakao içermeyenbeyaz çikolatalı ürünlerinise 476 milyon dolar pay aldığını aktaran Terci, ihracat pazarlarında ise Irak, ABD, İran, İsrail ve İngiltere'nin öne çıktığını kaydetti.

25 Şubat 2021 Perşembe