Yılın ilk çeyreğinde mobilya, kağıt ve orman ürünleri sektörünün ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,64 artarak 1,5 milyar dolara ulaştı. Bu rakamın 962 milyon dolarını mobilyacılar gerçekleştirdi. İstanbul Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç, mobilya ihracatında lider ilk beş ülkenin Almanya, ABD, Fransa, İsrail ve Irak olduğunu söyledi. Hızla derinleştikleri pazarlardan ABD ve Avrupa'da stratejik çalışmalar yürütmeye devam ettiklerini kaydeden Güleç, Hollanda ve Romanya pazarlarında da hızla yükseldiklerini bildirdi. Martta en çok ihracatı yapılan ürünlerin yemek odaları ve oturma odaları için ahşap mobilyaların ve çocuk mobilyalarının olduğunu dile getiren Güleç, hem mobilya özelinde hem de mobilya, kağıt ve orman ürünlerinde çok güzel bir ilk çeyrek rakamına ulaştıklarını anlattı. Avrupa ve ABD gibi öncelikli pazarlarda kilogram başı ortalama mobilya fiyatının 3 doların üzerinde olduğunu ifade eden Güleç, katma değeri yüksek, tasarımı yönü daha da güçlü, inovatif ürünlerle bu rakamı yukarı çıkarmak istediklerinin altını çizdi. Güleç, "Dünya mobilya sektörünün en büyük sekizinci ihracatçısı olan Türkiye mobilya sektörünü üç basamak daha yukarı taşımak ve beş büyük ihracatçıdan birisi olma hedefimize de dünden daha yakınız. Hedeflerimizi ulaşmak için bütünleşik stratejiler belirledik. Bunlardan önemli olanla ise tanıtım çalışmaları. Yeni pazarlarda varlığımızı artırma ve mevcut pazarları koruma stratejisiyle çalışmalarımızı sürdüreceğiz." diye konuştu. İHRACATIMIZ, DEVAM EDEN HAM MADDE SORUNUNA RAĞMEN ARTIYOR Ahmet Güleç, içinde bulundukları bu olağanüstü dönemde sektörün her ay ihracatını artırarak yoluna devam ettiğini belirterek, şu açıklamalarda bulundu: "2023 hedefimiz olan 10 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmak için stratejiyi geliştirerek devam edeceğiz. Bugün mobilya tarafında dünyanın 8. büyük ihracatçısıyız. İlerleyen aylarda da artışın süreceği inancıyla dünyanın en önemli 5 tedarikçi ülkesinden biri haline gelmek için sürdürülebilir bir şekilde çalışıyoruz. Sektörümüzdeki ham madde sorunları en önemli gündemimiz. Sektör olarak ham madde üretimimizin yüzde 20'sini ihraç etmemize rağmen iç piyasada mal ve ürün bulmak giderek zorlaşıyor. Ham madde tedarikinde sorunlar devam ettiği müddetçe, mobilya ihracatımızdaki artış ivmesinin gerilemesi tehlikesi hep gündemde olacak. Sorunun kalıcı çözülmesi için yoğun çalışmaları sürdürüyoruz." MOBİLYA İHRACATINDA YIL SONU HEDEFİ 4,5 MİLYAR DOLAR Mobilya Sanayi İş Adamları Derneği (MOBSAD) Başkanı Nuri Gürcan ise sektörün ilk çeyrekte yaklaşık yüzde 15 ihracat artışı yakaladığını belirterek, salgın sürecini en başarılı yöneten sektörler arasında yer aldıklarını söyledi. Gürcan, "Bunda en büyük etken, çarkları döndürmeye başlamamız, Çin'den kayan talebe hızlıca karşılık vermemiz oldu. İç pazarda yaşadığımız durağanlığa karşılık ihracata ağırlık vermemizin meyvelerini toplasak da beklentilerimizin biraz aşağısında bir performans sergiliyoruz. Bunun nedeni ham madde sıkıntısı çekmemiz." dedi. Ham maddede sadece yüzde 15 oranında yurt dışına bağlı olmalarına rağmen yerli üreticilerden mal tedarik edemediklerini vurgulayan Gürcan, ham madde ihracatına sınırlama getirilmesini talep etti. Gürcan, "Bu anlamda hem bakanlık hem de ham madde üreticileri ile bir aya geldik. Konu kısa bir zamanda çözüme ulaşacak. Çözümle birlikte yılı 4,5 milyar dolarla kapatmayı hedefliyoruz." diye konuştu. "YÜKSELEN NAVLUN FİYATLARI AVRUPA'YI TÜRKİYE'YE YÖNELTTİ" Mobilya üreticileri kooperatifi Modoko'nun Başkanı Koray Çalışkan da mobilyada son yıllarda atağa geçtiklerini belirterek, geçen yıl salgına rağmen sektörün başarılı bir performansla ihracatını koruduğunu söyledi. İhracatın kesilmemesi için 365 gün sürecek sanal fuar başlattıklarını anımsatan Çalışkan, ham maddede yaşadıkları sorunlardan bahsetti. Navlun fiyatlarının yükselmesi nedeniyle Avrupa'nın Türkiye'ye yöneldiğini anlatan Çalışkan, "İngiltere ile imzalanan ticaret anlaşması, ABD'ye kurulan ticaret merkezi gibi birkaç faktör ihracatı hızlandırmamızı sağladı. Yine Azerbaycan'da, Karabağ zaferinden sonra hareketlenecek bir pazar söz konusu. Ham maddede yaşadığımız sıkıntıların giderilmesi durumunda çok güzel rakamlara ulaşacağımıza inanıyoruz." ifadelerini kullandı.

12 Nisan 2021 Pazartesi

Güneş enerjisi sektöründe faaliyet gösteren Ankara merkezli Solar3GW Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bahadır Turhan,küresel iklim krizinin çözümü için yenilenebilir enerjinin, elektrik üretimi, ulaşım ve ısınma alanlarındaki payının artırılması gerektiğini söyledi. Küresel elektrik talebi artışında, yerli sanayi gelişimi, elektrikli araçlar ve dijital dönüşüm gibi alanların etkili olacağını aktaran Turhan, "Türkiye'nin sürdürülebilir ve doğru hükümet politikaları sayesinde, enerji dönüşümüne yönelik çalışmaları dünya ile eşzamanlı olarak yürütmeye devam etmesi gerekiyor." diye konuştu. Turhan, Türkiye'de küçük ölçek kapasitelerle başlayan güneş enerjisi kurulumlarının, mevcut durumda kapasite artışının istikrarlı ve sürdürülebilir şekilde planlanması gerektiğini anlattı. Sektör olarak değişim ve gelişime açık olduklarını ifade eden Turhan, şöyle konuştu: "Türkiye'de GES kurulum maliyetleri son 5 yılda yüzde 55 düştü. Türkiye'de öz tüketime yönelik ve ticari temelli güneş santrali uygulamalarıyla yılda 3 gigavat güneş enerjisi kurulumu mümkün. Güneş enerjisinde maliyetlerin düşüşü temiz enerji teknolojilerine, özellikle güneş panelleri ve elektrik depolamaya yönelik gerçekleşiyor. Öyle ki artık güneş enerjisi, herhangi bir fiyat garantisi teşvikine ihtiyaç duymaksızın, serbest piyasa koşullarında hayata geçirilebilir bir noktada. Depolama ile birlikte, baz yük sağlayan temiz bir kaynak haline de geliyor. Güneş enerjisi ve elektrik depolama gelecek 10 yılda kurulu güç çeşitliliğinde en önemli etkiyi sağlayan faktörler olacak." GES'LER BİR ÇOK ALANDA KULLANILIYOR Turhan, Türkiye'nin kurulu güç dinamiklerinin 2011'den bu yana yenilenebilir enerji kaynaklarının katılımıyla seyir değiştirdiğini dile getirdi. Enerji üretiminde 2019 sonu itibarıyla yenilenebilir enerjinin payının oldukça belirgin hale geldiğini vurgulayan Turhan, şunları kaydetti: "Tüm kaynaklar içinde temiz ve en ucuz enerji kaynağı olması açısından güneş enerjisi finansmana kolay erişebilme fırsatı tanıdı. Ayrıca, hem ulaşılabilirlik hem uygulama alanlarında çeşitlilik sağladı. Örneğin, artık demir yollarına bile entegre GES'ler kurulabilir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, otopark ve yol üstleri, yüzer GES'ler, mevcut enerji santrallerinde ikincil kaynak olarak GES’ler yer alabiliyor. Güneş enerjisi, enerjiye artan talep göz önüne alındığında, cari açığı azaltıcı etkisi, ekolojik açıdan diğer kaynaklara göre daha çevre dostu, düşen maliyetleriyle ekonomik bir kaynak olması yanında yerli sanayiye katkısı açısından benzersiz bir kaynak." Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına göre Türkiye'nin ortalama yıllık toplam güneşlenme süresi 2 bin 742 saat seviyesinde bulunuyor. Fotovoltaik (PV) güneş elektriği sistemleri de denilen güneş hücreleri sayesinde yarı iletken malzemelerle, güneş ışığı doğrudan elektrik enerjisine çevriliyor. 7 Nisan itibarıyla Türkiye'nin güneş enerjisi kurulu gücü 6 bin 928 megavat seviyesinde bulunuyor.

12 Nisan 2021 Pazartesi

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan Tek Tırnaklı Hayvanların Tanımlanması ve İzlenmesine Dair Yönetmelik'te Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelik, tek tırnaklı hayvanların kayıt altına alınması, hareketlerinin izlenmesi, hastalıklarının etkin kontrolünün sağlanması, tek tırnaklı hayvancılık işletmelerinin belirlenmesi ve buralardaki tek tırnaklıların tanımlanmasına ilişkin işlemleri düzenliyor. Değişiklikle, yönetmelik hükümlerine uygun olarak tanımlanmayan her yaştaki tek tırnaklı hayvan için belirlenen tanımlama süresi uzatıldı. Buna göre, tek tırnaklı hayvanların bugünden itibaren 24 ay içinde tanımlama ve kayıt işlemleri yapılacak. Bu arada Bakanlığın, Hayvanların Nakilleri Sırasında Refahı ve Korunması Yönetmeliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelikle, hayvan nakil işlemleri sırasında ilgili kurumlara verilmesi gereken dilekçe ve yeterlilik belgesi gibi evrakın elektronik ortamda da sunulması imkanı sağlandı.

12 Nisan 2021 Pazartesi

Bursa, Kayseri ve İstanbul gibi iller başta olmak üzere ülkenin dört bir yanında hazırlanan ve yaklaşık 200 ülke, serbest bölge ve özerk bölgeye satılan mobilyanın 2021 yılı ilk çeyrek verileri, sektör temsilcilerini mutlu etti. Ocak-mart döneminde ihracatını yüzde 15 artırarak 963 milyon seviyesine yükselten mobilya sektörü, özellikle nisan ve mayıs aylarında gerçekleştirmeyi planladığı katma değerli ürün ihracatıyla yıl sonu dış satım hedefini revize etti. Bursa'nın İnegöl ilçesinde bu yıl 43'üncüsü yapılan Uluslararası İnegöl Mobilya Fuarı'na katılan İstanbul Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Mobilya Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güleç, Türk mobilyasının tasarım ve kalitesiyle dünya pazarında adından söz ettirdiğini söyledi. Sektörün ihracatını her geçen yıl artırdığını vurgulayan Güleç, "Mart ayında mobilya ihracatımız yüzde 40, 3 aylık ortalamamız ise yüzde 15 arttı. Özellikle nisan ve mayıs ayında ihracatımız artmaya devam edecek." dedi. Güleç, sektörün yıl sonu ihracat hedefini yükselttiğini belirterek şunları kaydetti: "Yıl sonu hedefimiz 1 milyar dolar daha fazla ihracattı. Yani mobilya ihracatını 3,5 milyar dolardan 4,5 milyar dolara çıkarmaktı. Biraz daha katma değerli ürünler üzerinde yoğunlaşıp hedefimizi üste doğru revize ederek sadece mobilya ihracatında inşallah 5 milyar doları yakalayacağız. Mobilya, kağıt ve orman ürünlerinin ihracatı ise geçen yıl 5,5 milyar doların üzerindeydi. Bu yıl için 6,5 milyar dolar ihracat hedefimiz vardı, bunu da 7 milyar dolar olarak gerçekleştirmeyi hedefliyoruz." "MOBİLYA İHRACATINI GELECEK YILLARDA EN AZ 10 MİLYAR DOLARA ÇIKARMALIYIZ" Türkiye Ağaç İşleri Esnaf ve Sanatkarları Federasyonu Genel Başkanı Ali Rıza Ercan da ihracat rakamlarındaki artışı iyi bulduklarını ancak bunun tatmin edici olmadığını söyledi. İlk çeyrekte yüzde 25 civarında artış beklediklerini ancak yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ve buna bağlı yaşanan ham madde sıkıntısı nedeniyle beklentinin gerisinde kaldıklarını dile getiren Ercan, "Bu sorunları aşmış olsaydık rakamlar daha da farklı olurdu. Bu yetmez, daha yükseklere çıkmamız lazım. Ülkemizin mobilya ihracatını gelecek yıllarda en az 10 milyar dolara çıkarmalıyız. Çünkü bu potansiyelimiz var. Biz dünyanın her ülkesine mal satıyoruz. Mobilya sektörünün öncüsü ABD'ye bile ciddi ürün gönderiyoruz." ifadelerini kullandı. İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Yavuz Uğurdağ da mobilya sektöründe son yıllarda yaşanan ihracat artışının kendilerini mutlu ettiğini söyledi. Mobilyanın, istihdam dostu bir sektör olduğuna işaret eden Uğurdağ, "Türkiye mobilya sektörü ciddi bir büyüme gerçekleştirdi. Dünyada 8. sırada yer alıyor. Mobilya sektörü, Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlıyor. İstihdam ve ihracat rakamlarına baktığımızda bunu görebiliyoruz. İhracatımızı daha da artırmak için var gücümüzle çalışıyoruz." diye konuştu.

12 Nisan 2021 Pazartesi

Ege İhracatçı Birlikleri verilerine göre, Türkiye, 2021'in ocak-şubat-mart döneminde 90 ülkeye salça sattı. Salçada yılın 3 aylık dönemdeki dış satım, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 19 azalarak 40 milyon 141 bin dolar olarak gerçekleşti. Salça ihracatında ilk sırada 25 milyon 613 bin dolarla Irak yer aldı. Bu ülkeyi, 2,5 milyon dolarla Almanya ve 1,9 milyon dolarla Japonya izledi. İhracatta en fazla artış ise İtalya'da yaşandı. Bu ülkeye ihracat, 95 bin dolardan 1 milyon 664 bin dolara yükseldi. "YENİ SEZONDA ÜRETİM AÇISINDAN DOMATESTE BİR SIKINTI GÖZÜKMÜYOR" Salça, Dondurulmuş ve Konserve Gıda Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Rıza Seyyar, Türkiye'nin salça ihracatında önemli ülkelerden biri olduğunu ifade etti. Salçada kaliteyle öne çıktıklarını dile getiren Seyyar, "Dünyanın önemli pazarlarında Türk salçalarını görebilirsiniz. Özellikle ABD'de, Avrupa, Asya ve Orta Doğu ülkelerinde markalarımızla tercih ediliyoruz." dedi. Geçen yıla göre ihracatta bir miktar gerileme olduğunu belirten Seyyar, bunun yüksek rekolteye bağlı stok birikiminden kaynaklandığını ancak ileriki dönemlerde benzer sorunların yaşanmaması için tedbir alacaklarını söyledi. Seyyar, salçalık domateste hasada 3 ay gibi bir süre kaldığına işaret ederek "Yeni hasat, yeni ürün ve yeni stoklar demek. İmalatçı olan ihracatçılar, kendilerini mevcut stoka göre planlayacak. Yeni sezonda üretim açısından domateste bir sıkıntı gözükmüyor. Geçen yıl domateste Türkiye'de son 10 yılın en büyük rekoltesi vardı. Yaklaşık 3 milyon 800 bin ton sanayi domatesi üretildi. Bunun 2 milyon 900 bin tonu sanayiye geldi, geri kalan kısmı iç pazarda tüketildi." diye konuştu.

12 Nisan 2021 Pazartesi