tatil-sepeti
Emtia yatırımcısı doğalgaz ile kazandı

Geçen hafta emtia piyasasında dalgalı bir seyir izlenmesine karşın işlem gören ürünlerin çoğu yatırımcısına kazandırdı. Dolara olan talebin artması ve dünya genelinde para politikalarının geleceğine ilişkin belirsizlikler emtia piyasasını etkilemesine karşın talep devam ediyor. Emtia piyasasında geçen hafta yatırımcısına en fazla kazandıran yüzde 6,4 ile doğal gaz oldu. Analistler, doğal gaz fiyatlarının artmasının en önemli nedeninin ABD'de devam eden güçlü talep olduğunu belirterek, ABD'ye gelecek haftalarda sıcak havanın hakim olacağının tahmin edildiğini, bunun da daha fazla klima talebi anlamına geldiğini ve doğal gaza olan talebin bundan olumlu etkilendiğini ifade etti. Bakırın libresi, hafta içinde 4,41 dolarla 26 Nisan'dan bu yana en düşük seviyesini görmesinin ardından yükselişe geçti ve haftalık bazda yüzde 0,5 değer kazanarak 4,53 dolara çıktı. Brent petrolün varil fiyatı, yükseliş eğilimini üst üste üçüncü haftaya taşırken, hafta içinde ABD'nin, İranlı bir yetkiliye uyguladığı yaptırımı kaldırdığını duyurması Brent petrolün varil fiyatında dalgalanmalara neden oldu. Söz konusu haberle 70,6 dolara kadar gerileyen Brent petrolün varil fiyatı, bu seviyeden gelen tepki alımlarıyla yükseldi ve haftayı yüzde 1,5 artışla 72,55 dolardan kapattı. Altının ons fiyatı ise artan tahvil talebi ve yükselen dolar endeksine paralel değer kaybederek haftayı yüzde 0,8 düşüşle 1.877 dolardan tamamladı. TARIM EMTİALARINDA PAMUK ÖN PLANA ÇIKTI Tarım emtialarında ise pamuk ön plana çıktı. Geçen hafta pamuk yüzde 2,4 ve soya fasulyesi yüzde 0,2, kazandırırken, buğday yüzde 0,3, kahve yüzde 1,3 ve kakao yüzde 2 kaybettirdi. Ekonomilerdeki kısıtlamaların azalmaya başlamasıyla artan talep beklentileri, pamuk fiyatlarında yükselişe neden olurken, üretim tahminlerindeki artış emtia fiyatları üzerinde de baskı oluşturdu. "ÇİN, HALEN EN ÖNEMLİ ALICI OLMAYA DEVAM EDİYOR" Vadeli işlem ve emtia piyasaları uzmanı Zafer Ergezen, Çin kaynaklı güçlü alımların emtialarda etkili olduğunu belirtti. Buğdayda yeni üretim tahminlerinin fiyatlar üzerinde etkili olmaya devam ettiğini aktaran Ergezen, "Geçen hafta fiyat düşüşlerindeki esas nedenin bu olduğunu söyleyebiliriz. Rusya'da üretim tahminleri 1,5 milyon artarak 82,4 milyon ton seviyesine yükseldi. Rusya'nın en büyük iki ihracatçı ülkeden biri olması, fiyatlar üzerindeki baskının artmasındaki diğer bir unsurdu." dedi. Pamuğun haftayı yükselişle tamamladığını vurgulayan Ergezen, yeni üretim ve dönem sonu stok tahminlerinde düşüş olmasının fiyatların yukarı yönelmesine yol açtığını aktardı.

15 Haziran 2021 Salı

Türkiye'de mayısta 59 bin 166 konut satıldı

Türkiye İstatistik Kurumu, mayıs ayına ilişkin konut satış istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde konut satış sayısı mayısta geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 16,2 artarak 59 bin 166 oldu. Mayısta satılan konut sayısı nisana göre yüzde 38,28 azaldı. Nisanda 95 bin 863 konut satılmıştı. İstanbul 11 bin 356 konut satışı ve yüzde 19,2 ile en yüksek paya sahip il oldu. Bu ili 5 bin 653 konut satışı ve yüzde 9,6 payla Ankara, 3 bin 298 konut satışı ve yüzde 5,6 payla İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller ise 7 konutla Ardahan, 11 konutla Hakkari ve 26 konutla Bayburt şeklinde sıralandı. Türkiye genelinde mayısta yabancılara 1776 konut satıldı. Yabancılara yapılan konut satışları, mayısta yıllık bazda yüzde 106,5 artış kaydetti. Yabancılara yapılan konut satışlarında, mayısta ilk sırayı 818 konut satışıyla İstanbul aldı. Bu ili sırasıyla 341 konut satışıyla Antalya, 106 konut satışıyla Ankara, 80 konut satışıyla Mersin ve 75 konut satışıyla Sakarya izledi. Mayısta Irak vatandaşları Türkiye'den 239 konut satın aldı. Irak vatandaşlarını sırasıyla, 231 konut ile İran, 119 konut ile Rusya, 98 konut ile Afganistan ve 87 konut ile Almanya vatandaşları takip etti. İPOTEKLİ KONUT SATIŞLARI AZALDI Mayısta ipotekli konut satışları geçen yılın aynı ayına göre yüzde 42,9 azalış göstererek 10 bin 560'a geriledi. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 17,8 olarak gerçekleşti. İpotekli satışlarda İstanbul 2 bin 210 konut satışı ve yüzde 20,9 payla ilk sırada yer aldı. Bu dönemde Hakkari ve Şırnak'ta ipotekli konut satışı gerçekleşmezken, Ardahan'da 1 ipotekli konut satışı yapıldı. DİĞER KONUT SATIŞLARI ARTTI Diğer konut satışları mayısta Türkiye genelinde geçen yılın aynı ayına göre yüzde 49,8 artarak 48 bin 606 oldu. Diğer konut satışlarında İstanbul 9 bin 146 konut satışı ve yüzde 18,8 pay ile ilk sıraya yerleşti. İstanbul'daki toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 80,5 oldu. Ankara 4 bin 277 diğer konut satışı ile ikinci sırada yer alırken, Ankara'yı 2 bin 560 konut satışı ile İzmir izledi. Diğer konut satışının en az olduğu il 6 konut ile Ardahan olarak kayıtlara geçti. Türkiye genelinde ilk defa satılan konut sayısı mayısta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8 artarak 18 bin 204'e yükseldi. Toplam konut satışları içinde ilk satışın payı yüzde 30,8 oldu. İlk satışlarda İstanbul 3 bin 153 konut satışı ve yüzde 17,3 ile en yüksek paya sahip olurken, İstanbul'u bin 156 konut satışı ile Ankara ve 858 konut satışı ile İzmir izledi. Türkiye genelinde ikinci el konut satışları mayısta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20,2 artış göstererek 40 bin 962 oldu. İkinci el konut satışlarında İstanbul 8 bin 203 konut satışı ve yüzde 20 pay ile ilk sırada yer aldı. İstanbul'daki toplam konut satışları içinde ikinci el satışların payı yüzde 72,2 oldu. İkinci el konut satışlarında Ankara 4 bin 497 konut satışı ile ikinci sırada yer alırken, Ankara'yı 2 bin 440 konut satışı ile İzmir izledi. OCAK-MAYIS DÖNEMİ Ocak-mayıs döneminde konut satışları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,8 azalışla 418 bin 79 olarak kayıtlara geçti. Aynı dönemde ipotekli konut satışı yüzde 54,3 düşüşle 75 bin 290'a gerilerken, diğer satış türleri ise yüzde 27 artışla 342 bin 789'a çıktı. Bu dönemde ilk defa satılan konutlar yüzde 8,2 azalışla 127 bin 786'ya, ikinci el konut satışları yüzde 1,8 düşüşle 290 bin 293'e geriledi.

15 Haziran 2021 Salı

Rüzgar, yükselen kapasitesiyle yenilenebilir enerjide payını artırıyor

Küresel yenilenebilir enerji kurulu gücü geçen yıl sonu itibarıyla 2 bin 800 gigavata yükseldi. Dünyada petrol üretiminde 1970'lerde başlayan arz sıkıntısı nedeniyle alternatif enerji kaynağı arayışları sonrasında artan rüzgar enerjisi kapasitesi, 2020'de devreye alınan yaklaşık 100 gigavat rekor kapasiteyle 743 gigavat seviyesine ulaştı. Asya bölgesi geçen yıl sonu itibarıyla 338,6 gigavat rüzgar enerjisi kurulu gücüyle dünyada ilk sırada yer alırken, bu bölgeyi 218,9 gigavatla Avrupa, 135,9 gigavatla ABD ve 33,9 gigavatla Latin Amerika ve Karayipler takip etti. Kapasitenin kalan kısmını Pasifik, Afrika ve Orta Doğu ülkeleri oluşturdu. Küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin 2019'da yaklaşık yüzde 25,3'ünü oluşturan rüzgar enerjisinin payı 2020 sonu itibarıyla yüzde 27'ye yükseldi. Rüzgar enerjisi geçen yılki kapasite artışıyla dünyada hidroelektrikten sonra en yüksek kapasiteye sahip ikinci temiz enerji kaynağı olarak yerini korudu. Küresel Rüzgar Enerjisi Birliği verilerine göre, rüzgar enerjisi kapasitesinin 2025'ten önce 1000 gigavata ulaşacağı ve 2050'de net sıfır emisyon hedeflerine ulaşmada rüzgar enerjisinin rolünün artmaya devam edeceği öngörülüyor. Uluslararası Enerji Ajansı'nın "2050'de Sıfır Emisyon" yol haritasına göre, dünyanın net sıfır emisyon hedeflerini başarması için rüzgar enerjisinde yıllık 390 gigavat kapasitenin devreye alınmasına ihtiyaç duyuluyor. Rüzgar enerjisinde kurulum maliyetlerinin ise teknolojik ve ticari gelişmelerin etkisiyle 2050'ye kadar yüzde 49 azalacağı tahmin ediliyor. TÜRKİYE, DÜNYANIN EN BÜYÜK 13'ÜNCÜ RÜZGAR ÜLKESİ Son yıllarda yenilenebilir enerji kapasitesini hızla artıran Türkiye'de de rüzgar enerjisi hidroelektrikten sonra en büyük kapasiteye sahip ikinci temiz enerji kaynağı olarak öne çıkıyor. Türkiye, şu anda rüzgar enerjisi kapasitesiyle dünyada 12'nci, Avrupa'da 7'nci sırada yer alırken, ülkenin toplam elektrik kurulu gücünün yaklaşık yüzde 10'unu rüzgar enerjisi oluşturuyor. Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Ebru Arıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye genelinde işletmede olan rüzgar enerjisi santrali sayısının 12 Haziran itibarıyla 253'e ulaştığını söyledi. İşletmede olan santral sayısının toplam kurulu gücünün 9 bin 660 megavat olduğunu aktaran Arıcı, şu bilgileri paylaştı: "Ağustosta toplam rüzgar enerjisi kurulu gücümüz 10 bin megavat kapasiteye ulaşacak. Türkiye'nin rüzgar enerjisi sektöründe doğrudan ve dolaylı istihdam sayısı 25 bin kişiye yükseldi. Ayrıca Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) projeleriyle kapasite artışı sağlanırken, doğrudan ve dolaylı istihdama katkı verilecek. 2 bin megavat kapasiteli YEKA projeleriyle izinler ve inşaat sürecinde olan projelerle lisans gücümüz 15 bin 300 megavata ulaştı." Arıcı, ekimde başvurularının alınması planlanan 2 bin megavat YEKA RES-3 yarışmalarıyla rüzgarda 17 bin 300 megavat kurulu güce ulaşılabileceğini ve sektör olarak bu kapasitenin tamamının hızlıca devreye alınmasına odaklandıklarını kaydetti. DENİZ ÜSTÜ RÜZGAR ENERJİSİ ÇALIŞMALARI HIZ KAZANDI Deniz üstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) Yönetim Kurulu Başkan Murat Durak ise Türkiye'nin toplam deniz üstü (offshore) rüzgar enerjisi potansiyelinin 75 gigavat seviyesinde olduğunu söyledi. Deniz üstü rüzgar enerjisi santrali projesinin gerçekleştirilmesi için Marmara ve Ege Bölgesi'ndeki bazı limanlarda çalışmalarda önemli bir aşamaya gelindiğini ifade eden Durak, "Türkiye'de en büyük açık deniz rüzgar enerjisi potansiyeli saniyede 9 metre hıza ulaşan Ege Bölgesi olarak hesaplandı. Karasal alanlarda inşa edilen rüzgar enerjisi santralleriyle kıyaslandığında deniz üstü rüzgar santrallerinin daha maliyetli olduğunu ancak yüksek enerji üretimiyle bu maliyetin dengeleniyor." değerlendirmesinde bulundu.

15 Haziran 2021 Salı

Temiz enerjideki büyümeye rağmen fosil yakıtların tüketimdeki payı değişmedi

21. Yüzyıl Yenilenebilir Enerji Politikaları Organizasyonunun (REN21) "2021 Yenilenebilir Enerji Küresel Durum Raporu" yayımlandı. Rapora göre, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle enerji talebinde tarihi düşüş görüldü. Buna rağmen, G20 ülkeleri yenilenebilir enerji hedeflerini tutturamadı. Bu ülkelerden 15'inin temiz enerji hedefi bulunmazken, 5'i hedeflerine yaklaştı. Geçen yıl dünyada devreye alınan yeni elektrik kapasitesinin yaklaşık tamamı yenilenebilir kaynaklardan sağlandı. Bu dönemde devreye giren yenilenebilir enerji kapasitesi bir önceki yıla göre yüzde 30 artışla 256 gigavat olarak hesaplandı. Yenilenebilir enerji santrali inşa etmek Çin, Avrupa Birliği, Hindistan ve ABD olmak üzere dünyanın birçok yerinde mevcut kömür yakıtlı santralleri işletmekten daha ucuz hale geldi. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kapasitesindeki ve elektrik üretimindeki pay artışı, elektrik üretimi haricindeki diğer sektörlere aynı şekilde yansımadı. Fosil yakıtların küresel enerji tüketimindeki payı yüzde 80 ile 10 yıl önceki seviyeyle neredeyse aynı kaldı. Yenilenebilir enerjinin sağlık, iklim ve istihdam yaratma konusundaki faydalarına işaret edilen rapora göre, Kovid-19 salgınıyla mücadele kapsamında oluşturulan kalkınma planları fosil yakıtlara yenilenebilir enerjiden 6 kat fazla kaynak sağladı. Yenilenebilir enerjinin tüm ekonomik aktivitelerde bir performans kriteri olarak belirlenmesi çağrısında bulunan raporda, iklim değişikliğini önlemek için konulan hedefler ve uygulamalar arasındaki boşluğun giderek büyüdüğü, daha hızlı aksiyon alınmaması durumunda fırsat penceresinin kapandığı uyarısında bulunuldu. "YENİLENEBİLİR ENERJİ EKONOMİK AKTİVİTELERDE PERFORMANS GÖSTERGESİ OLMALI" REN21 Direktörü Rana Adib, rapora ilişkin değerlendirmesinde, fosil yakıtların nihai enerji tüketimindeki payının değişmediğine dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı: "İklim değişikliğiyle mücadele için son 10 yılda verilen vaatlerin boş sözlerden ibaret olduğu acı gerçeğine uyanıyoruz. Fosil yakıtları devreden çıkarmak ve yenilenebilir enerjiyi yeni norm haline getirmek alabileceğimiz en güçlü aksiyon. Hükümetler sadece yenilenebilir kaynaklarını desteklememeli aynı zamanda fosil yakıt kapasitesini de devreden çıkarmalı. Yenilenebilir enerjinin her ekonomik aktivitede bir performans göstergesi olarak belirlenmesi bu kaynakların hızlanması için iyi bir yol. Bu yüzden, her bakanlık fosil yakıtlardan çıkarak yenilenebilir enerjiye geçiş için kısa ve uzun vadeli planlar belirlemeli." İklim Eylem Ağı Danışmanı Stephan Singer ise hükümetlerin iklim değişikliğiyle mücadeledeki rolüne işaret ederek, "Ne yazık ki salgından alınan acı ders, çoğu hükümetin karbon kirliliğini azaltmak ve fosil yakıtların direncini kırmak için bu eşsiz fırsatı kullanmadığı oldu. Hükümetler için önemli olan kar, ne iklim ne de halk sağlığı." değerlendirmesinde bulundu.

15 Haziran 2021 Salı

Kitaba ses verdi, 2 milyar doları yakaladı

HABER: CEYHUN KUBURLU Müzikten filme, medyadan sanata kadar birçok alanda yeni nesil kullanıcıların sayısının artmasıyla tüketim alışkanlıkları değişti. Müzik satışları tamamen dijitale geçerken, film ve dizi platformları da DVD satışlarını düşürdü. Sıradaki değişim ise kitapta yaşanıyor. Jonas Tellander ve Jon Hauksson tarafından 2005 yılında kurulan ve bugün İsveç merkezli Storytel Şirketler Grubu olarak anılan Storytel uygulaması, pandemi ile rekor değere ulaştı. Yalnızca birkaç bin dolarlık yatırımla 16 yıl önce kurulan şirket, bugün 2 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştı. Storytel adı altında sesli kitaplar sunan uygulama, Türkiye’de de hızlı bir büyüme yakaladı. Uygulamada ortalama geçirilen süre ise 30 saat olarak kayıtlara geçti. İşte Storytel’in hikayesi… YENİ NESİL KİTAPÇI Dünyada dijital akımın yeni başladığı yıllar olmasa da gelişmeye başladığı yıllar, günümüzde kullanılan birçok uygulamanın da temellerinin atıldığı dönemdi. Yani 2000’li yılların başı… İnternetin ve akıllı telefonların daha yaygın hale gelmesiyle birlikte birçok girişimci mobil telefonlara uygulama üretmeye çalışıyordu. Jonas Tellander ve Jon Hauksson da bu girişimciler arasındaydı. Medya dünyasına yeni bir soluk getirmek için kolları sıvadıklarında yıl 2005’ti. İlk kurdukları şirket Bokilur oldu. Uygulamanın yeni nesil kitapçı olduğu anlatılmaya çalışılıyordu. Herkes gibi onlara da “Deli misin sen” diyorlardı. İLK SESLİ KİTAP İlk yıllar altyapı yatırımları ve sistemin kurulması ile geçti. Tam kullanıcılara açılmak üzereyken ise global piyasaları sallayan 2009 krizi başladı. Bu krizden tam iki yıl sonra Storytel’e ilk sesli kitap yüklendi. Abone sayısı sadece 2 bindi. 2011 yılı itibarıyla şirket satın almalar birleşmeler ve yeni yatırımlarla hızlı bir büyüme ivmesi yakaladı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi kendi tabletini de piyasaya sürdü. Dünya çok hızlı değişmeye başlamıştı ve şirketin CEO’su Jonas Tellander, müzik ve film içerikleri için üyelik servisleri alanında önemli bir pazar haline geldiğini belirterek, kendi servisleri için de bu anlamda büyük bir potansiyel gördüklerini söylüyordu. 1 MİLYON ABONEYİ AŞTI Genel merkezi İsveç Stockholm’de bulunan Storytel, 19 ülkede faaliyetlerini yürütüyor. Bu ülkeler İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Almanya, Rusya, Hollanda, Polonya, İspanya, İtalya, Türkiye, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bulgaristan, Singapur, Meksika, Brezilya ve Güney Kore. Toplam abone sayısı ise 1 milyona ulaştı. Bu heyecan verici ve çok büyük bir başarı. Önümüzdeki dönemlerde de bu sayının hızla artması öngörülüyor. 1 milyon abone eşiği, Storytel’in büyümesinde hem psikolojik hem de finansal olarak çok önemli bir mihenk taşı oldu. Şirketin değeri bugün 2 milyar doları buluyor. Sesli kitap pazarının büyüklüğünün ise 5 milyar dolarlık bir hacme ulaştığı tahmin ediliyor. Kitap satışlarının da buna paralel olarak artması bekleniyor. ORTALAMA SÜRE 30 SAAT Storytel’in üye sayısında İsveç, açık ara birinci sırada. Kitap dinlemede ise İsveç, Norveç ve Danimarka en üst sırada ve her üç ülkedeki ortalama dinleme saatleri birbirine yakın. Tüm dünyada ortalama abone başına uygulamada geçirilen süre 30 saati buldu. TÜRKİYE GELİŞEN PAZAR Dünyada sesli kitap uygulamalarının sayısı hızla artarken, Türkiye’deki girişimler de Storytel’in radarına girmeye başlamıştı. Türkiye’nin ilk sesli kitap dükkanı Seslenen Kitap, İsveçli sesli kitap şirketi Storytel Group’a satıldığında yıl 2017’ydi. Bu işlemle Seslenen Kitap ve Storytel Group, Türkiye’yi sesli kitap konusunda önemli bir pazar haline getirmeyi amaçlıyordu.

14 Haziran 2021 Pazartesi