Türkiye’nin enerjideki gücü depolama teknolojileri

Türkiye, son yıllarda yenilenebilir kaynakları devreye alırken, yer altı gaz depolarından batarya sistemlerine kadar da geniş bir alanda yatırım yapıyor. Bu yatırımlara yeni gaz anlaşmalarını ekleyen Türkiye, doğalgaz dağıtımında merkez ülke olma hedefine daha da yaklaşıyor.

Giriş: 17.10.2025 - 10:09
Güncelleme: 17.10.2025 - 10:54
Türkiye’nin enerjideki gücü depolama teknolojileri

Türkiye, birçok ülkeyle enerji alanında işbirliği anlaşması imzalıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son ABD ziyaretinde imzalanan enerji anlaşmalarının ardından Türkiye’nin altyapı ve depolama kapasitesi de gündeme geldi. Bu çerçevede ABD ile LNG tedariki ve nükleer enerji konusunda kapsamlı bir işbirliği anlaşması imzaladı. Anlaşma, Türkiye’nin uzun vadeli doğalgaz arz güvenliğini güçlendirmeyi ve nükleer teknoloji alanında stratejik ortaklığı derinleştirmeyi hedefliyor. Bu işbirliği, son yıllarda enerji altyapısına (FSRU terminalleri, depolama tesisleri) ve nükleer enerjiye yönelik yatırımlarıyla birlikte Türkiye’nin enerji merkezi olma stratejisinde önemli bir dönemeç olacak. 


Türkiye’nin enerjideki gücü depolama teknolojileri


TEDARİKÇİLER ARTIYOR
Enerji işbirliğinin ilk ayağını oluşturan LNG anlaşmaları kapsamında BOTAŞ, İsviçre merkezli enerji ticaret şirketi Mercuria ile 20 yıllık LNG tedarik sözleşmesi imzaladı. Anlaşmaya göre, 2026 yılından itibaren her yıl yaklaşık 4 milyar metreküp ABD menşeli LNG Türkiye’ye sevk edilecek ve toplamda 70 milyar metreküp gaz eşdeğeri LNG tedarik edilecek. Teslimat ağırlıklı olarak kış aylarında yapılacak; esnek teslimat noktaları sayesinde LNG kargoları yalnızca Türkiye’deki tesislere değil, Avrupa ve Kuzey Afrika’daki gazlaştırma terminallerine de yönlendirilebilecek. Yaklaşık 43 milyar dolar değerindeki bu anlaşma sayesinde Türkiye, ilk kez ABD kaynaklı LNG’yi uzun vadeli kontratla portföyüne ekledi. Böylece gaz arz güvenliğinde önemli bir adım atıldı. 


Mercuria anlaşmasının yanı sıra, BOTAŞ ile Avustralya merkezli Woodside energy arasında da bir LNG ön anlaşması imzalandı. New York Türkevi’nde atılan imzalarla taraflar, 2030’dan itibaren 9 yıl süreyle toplam 5.8 milyar metreküp LNG’nin büyük ölçüde ABD Louisiana’daki bir LNG projesinden tedarik edilmek üzere BOTAŞ’a sağlanması konusunda mutabakata vardı. Bu ek tedarik anlaşması, 2030’lu yıllarda devreye girecek ve Türkiye’nin uzun vadeli kontrat portföyünü çeşitlendirecek. Halen Rusya ve İran gibi boru hattı tedarikçilerine bağımlı Türkiye, ABD menşeli LNG’nin devreye girmesiyle bu bağımlılığı azaltacak ve talebin zirve yaptığı kış aylarında kesintisiz gaz akışını garanti altına alabilecek. Ayrıca farklı tedarikçilerin rekabeti sayesinde Türkiye’nin elinin güçleneceği ve bölgesel bir doğalgaz ticaret merkezi (hub) olma hedefine daha da yaklaşılacağı belirtiliyor. 


Türkiye’nin enerjideki gücü depolama teknolojileri


Türkiye, enerji altyapısını güçlendirmek ve arz güvenliğini teminat altına almak adına son yıllarda önemli LNG ve doğalgaz depolama yatırımlarına imza attı. Bu yatırımlar, ABD ile yapılan son anlaşmaların başarısında kritik bir rol oynadı. Özellikle yüzer LNG depolama ve gazlaştırma ünitesi (FSRU) tesislerinin devreye alınması ve yer altı depolama kapasitesinin artırılması, uzun vadeli LNG kontratları fiziki olarak destekledi.


 LNG TERMİNALLERİ 
Halihazırda Türkiye’nin üç FSRU terminali işletmede. Bunlardan ilki İzmir Aliağa açıklarında (Etki LNG Terminali) 2016’da devreye girdi. İkincisi ise Hatay Dörtyol’da (BOTAŞ Ertuğrul Gazi FSRU) 2018’den beri hizmet veriyor. Bu tesisler sırasıyla günde yaklaşık 20-28 milyon metreküp gazlaştırma kapasitesine sahip ve ulusal şebekeye hızlı LNG enjeksiyonu yapabiliyor. Ayrıca Saros Körfezi’ndeki yeni FSRU terminali de 2023 itibarıyla devreye girdi. Böylece Trakya bölgesinde sisteme günlük 28 milyon metreküpe varan ek gaz girişi sağlandı. FSRU altyapısının güçlenmesi sayesinde Türkiye, küresel LNG piyasasındaki dalgalanmalara karşı daha hazırlıklı hale geldi. Saros FSRU projesinin de tamamlanmasıyla Türkiye, Avrupa’da FSRU kapasitesine sahip sayılı ülkeler arasına girdi.


 TALEBİN DÖRTTE BİRİ KARŞILANACAK
Türkiye’nin doğalgaz depolama kapasitesindeki artış da LNG anlaşmalarının altyapı ayağını tamamlayan bir diğer unsur. Özellikle Silivri Yeraltı Doğal Gaz Depolama Tesisi, son genişletme çalışmalarıyla kapasitesini 4.6 milyar metreküpe yükselterek Avrupa’nın en büyük gaz depolarından biri haline geldi. Silivri tesisinin günlük geri üretim (çekiş) kapasitesi 75 milyon metreküpe ulaşarak, kışın talebin zirveye ulaşmasına rağmen İstanbul gibi büyük tüketim merkezlerini tek başına besleyebiliyor. İç Anadolu’daki Tuz Gölü Yeraltı Depolama Tesisi de ilk etapta 1.2 milyar metreküp kapasiteli olarak devreye alındı. Bu kapasitenin kademeli olarak artırılması planlanıyor. Enerji Bakanlığı, 2028’e kadar her iki depodaki toplam kapasiteyi 10-12 milyar metreküpe çıkarmayı ve Türkiye’nin yıllık doğalgaz talebinin yaklaşık dörtte birine yakınını bu depolardan karşılamayı hedefliyor.


LNG SWAP ANLAŞMASI ÖNEMLİ KATKI SAĞLAYACAK
Enerji alanında teknoloji transferinin Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedefleri açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan MÜSİAD Enerji Sektör Kurulu Başkanı Bülent Şen, şunları söyledi: “Yenilenebilir enerji, depolama sistemleri ve akıllı şebekeler gibi alanlarda dışa bağımlılığı azaltmanın yolu, teknoloji transferiyle yerli üretim kapasitesini güçlendirmekten geçiyor. Uluslararası işbirliklerinde artık sadece sermaye değil, teknoloji paylaşımı da öncelikli. LNG swap anlaşmaları da oldukça önemli olacak.”

Türkiye’nin enerjideki gücü depolama teknolojileri