tatil-sepeti
Uzakdoğu ülkelerinin Türk çeliğine ilgisi artıyor

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye'nin ihracatı, yılın ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39,9 artarak 75 milyar 59 milyon 271 bin dolardan 104 milyar 982 milyon 69 bin dolara çıktı. Yılın ilk yarısında Uzakdoğu ülkelerine, geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 48,7 artışla 1 milyar 999 milyon 969 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Yılın ilk 6 ayında Uzakdoğu ülkelerine en fazla çelik, mücevher, kimyevi maddeler ve mamulleri, otomotiv endüstrisi ve madencilik ürünleri ihracatı yapıldı. Uzakdoğu ülkelerine ocak-haziran döneminde yapılan ihracatta çelik ihracatının payı yüzde 25,9 olarak kayıtlara geçti. Söz konusu dönemde Uzak Doğu ülkelerine yapılan çelik ihracatı yüzde 116,5 artarak 239 milyon 54 bin dolardan 517 milyon 641 bin dolara yükseldi. Uzak Doğu ülkelerine 2018'de 153 milyon 381 bin, 2019 'da 235 milyon 664 bin dolarlık çelik ihracatı gerçekleştirilmişti. Çin'e yapılan ihracat ocak-haziran döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 46,2 artarak 1 milyar 151 milyon 519 bin dolardan 1 milyar 683 milyon 265 bin dolara yükseldi. ​​​​​​​ Uzakdoğu ülkelerinin Türkiye'nin ihracatından aldığı pay yılın ilk 6 ayında yaklaşık yüzde 2 oldu. Türkiye, söz konusu dönemde Uzak Doğu ülkeleri arasında en fazla dış satımını Çin'e yaptı. Çin'e en fazla ihracat yılın ilk yarısında İstanbul'dan gerçekleştirildi. İstanbullu şirketlerin Çin'e dış satımı bu dönemde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23,2 artarak 387 milyon 670 bin dolardan 477 milyon 480 bin dolara yükseldi. "TÜRK ÇELİK ENDÜSTRİSİ OLDUKÇA OLUMLU BİR DÖNEME GİRDİ" Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Başkanı Adnan Aslan, Türkiye’nin çelik ihracatının bu yılın ilk yarısında miktarda yüzde 16,6 artışla 11,3 milyon ton ve değerde yüzde 54,9 yükselişle 9,2 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirterek, "Bu süreçte Uzak Doğu’ya ihracatımız hem miktarda hem de değerde arttı." dedi. Aslan, "Yılın ilk 6 ayında Uzak Doğu’ya miktar bazında yüzde 65,2 yükselen çelik ihracatımız 1 milyon tona ulaşırken, değerde yüzde 88,2’lik artışla 613 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu yükselişin ardında yatan en büyük faktörü Çin çelik sektörünün ihracattan uzaklaşarak, iç piyasadaki büyümeye odaklanması olarak açıklayabiliriz" ifadelerini kullandı. Çin’in strateji değiştirmesi ile Türk çelik sektörünün Uzak Doğu pazarını yeniden kazanmaya başladığını kaydeden Aslan, "Zira, 2000’li yılların başından itibaren Çin’in uyguladığı agresif ihracat politikası nedeniyle bu pazardan çekilmek zorunda kalmıştık. Şimdi ise ihracatımızın yaklaşık yüzde 10’unu tekrar Uzak Doğu pazarına yönlendirdik. Bu başarının arkasında sektörümüzün ihracat tecrübesinin yanı sıra hızlı aksiyon alma kabiliyetinin var olması gibi etmenler yer almaktadır." değerlendirmesinde bulundu. Aslan, "Küresel çelik piyasasının en büyük oyuncusu olan Çin geçtiğimiz seneye kadar ihracat odaklı çalışırken, bugün çelik ithal ediyor. Öyle ki Türkiye, Çin’in ihracat pazarları haricinde kendisine çelik ithalatı gerçekleştirir oldu" şeklinde konuştu. Geçen yılın ilk yarısında Çin’e yalnızca 7,5 milyon dolarlık çelik ihraç eden Türkiye'nin, bu yılın aynı döneminde 42,3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirme başarısını gösterdiğini aktaran Aslan, "Çin gibi güçlü bir rakibin ihracat piyasasından çekilmesi ile Türk çelik endüstrisinin oldukça olumlu bir döneme girdiğini söyleyebiliriz. Bu yükselişin yılın ikinci yarısında daha da artarak devam edeceğini düşünüyoruz" değerlendirmesini yaptı.

13 Temmuz 2021 Salı

Balon balığının derisi ve zehri sanayide kullanılacak

Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Mustafa Altuğ Atalay, Kızıldeniz üzerinden Akdeniz ve Ege'ye göç ederek hızla çoğalan Hint Okyanusu kökenli zehirli balon balığının Akdeniz'deki canlıları istila etmeye başladığını söyledi. Balon balığının balıkçılığa ve balıkçıların ekonomisine ciddi manada zarar verdiğini vurgulayan Atalay, "Bunun üzerine hem balıkçılarımıza destek hem de sularımızdaki ekosistemin korunması için bir tebliğ yayınladık. İstilacı balon balıklarının ölüsünü teslim eden ruhsatlı balıkçılara büyük balıklar için 5 lira, diğerleri için de 50 kuruş olmak üzere ödeme yapacağız." diye konuştu. Geçen sene başlayan uygulamada balon balıklarının sadece büyük boyutta olanlarının kuyruklarını aldıklarına değinen Atalay, bu sene ise boyut farkı olmaksızın ve bütün olarak alacaklarını dile getirdi. "DERİSİ ÇOK ESNEK VE SAĞLAM" Atalay, büyük balon balığı derisinin sanayide kullanıldığını, ekonomide değerlendirilmesi için çalışmalar yaptıklarını belirterek şunları kaydetti: "Balon balığı, balon gibi şiştiği için derisi çok esnek ve sağlam bir yapıda. Dolayısıyla hem tekstil ve giyim sanayisinde hem de diğer sektörlerde rahatlıkla kullanılacak bir yapıya sahip. Balon balığı derisinden çanta yapıldı, son derece rahat işlenebilen ve boyayı kabul eden bir deriye sahip. Bunlardan farklı takılar, kemer, süs eşyası, cüzdan yapılabiliyor, son derece de dayanıklı. Bizden balon balıklarını topluca almak isteyen firmalar olursa bedelsiz vereceğiz. Biz balıkları vereceğiz, onun da bir sözleşmesi var. İmha şartnamesini onlara imzalatacağız. Balığın derisini çıkarıp tabakladıktan sonra istedikleri şekilde bunları kullanabilecekler. Balon balığını hem kimya sanayinde zehrini değerlendirmek üzere hem de derisini değerlendirmek için bize müracaat eden firmalar var." "BALON BALIKLARI İNSANLARA SALDIRMAZ" Balon balıklarının insanlara zarar verdiği gerekçesiyle denize girmeye korkanların olduğuyla ilgili bazı haberler yapıldığını anlatan Atalay, "Bu balıklar genel yapı itibarıyla insanlardan kaçarlar, insan etiyle veya benzeri etlerle beslenmezler. Saldırma odaklı değillerdir. Çok nadir birkaç olay olmuştur ama bu genel yapıyı bozmaz. Balon balıkları insanlara saldırmaz. Yerli ve yabancı turistler gönül rahatlığıyla sahillerimizde yüzebilirler." ifadelerini kullandı.

13 Temmuz 2021 Salı

Altına dayalı borsa yatırım fonları ikinci çeyrekte geriledi

Dünya Altın Konseyi'nin (WGC) altınla ilgili bu yılın ikinci çeyreği ve haziran ayındaki gelişmeleri derlediği raporda, küresel altına dayalı borsa yatırım fonlarına akışların 2,9 tonluk hafif girişlerle haziran ayında çoğunlukla yatay seyrettiği belirtildi. Kuzey Amerika ve Asya fonlarına girişlerin, Avrupa fonlarından çıkışlarla dengelendiği ifade edilen raporda, pozitif akışların haziran ayının ikinci yarısında genel olarak şahin bir ABD Merkez Bankası (Fed) görünümünün ardından önemli altın fiyatı zayıflığına rağmen geldiği kaydedildi. Rapora göre, altın fiyatları ikinci çeyreğin çoğu boyunca toparlanırken, Kuzey Amerika ve Avrupa fonlarının liderliğinde, dönem boyunca toplam 43,8 ton ekleyen altına dayalı borsa yatırım fonlarına akış izlendi. Raporda, Avrupa'da, Alman fonlarının 1,5 milyar dolar kazanan Xtrackers IE Physical Gold liderliğindeki tüm Avrupa girişlerinin neredeyse yarısını temsil ettiği ve Fransa'daki Amundi Physical Gold ETC'nin, Fransa merkezli fonların çeyrek boyunca yüzde 20 büyümesine yardımcı olmak için 583 milyon dolar eklediği kaydedildi. Haziran ayındaki girişlerin mayıs ayındaki ağır kayıpları telafi etmeye yeterli olmaması nedeniyle Asya'daki fonlardan bu çeyrekte 92 milyon dolar seviyesinde küçük çıkışlar oldu. Raporda, çeyreğin başlarında yükselen altın fiyatları nedeniyle artan risk iştahı ve kar elde etmenin, Asya'da bir miktar zayıflığa yol açtığı, ancak bunun, yatırımcıların enflasyonist baskılar yoğunlaştıkça altına stratejik olarak uzun süre maruz kalmasıyla birlikte, dönemin sonuna doğru eğilimi tersine çevirdiği kaydedildi. ALTIN FİYATLARI YILIN İLK YARISINDA YÜZDE 6'DAN FAZLA DÜŞTÜ Altın fiyatlarının yılın ilk yarısında yüzde 6'dan fazla düştüğü ifade edilen raporda, bunun sebeplerinin ilk çeyrekte uygulanan daha yüksek faiz oranları, artan enflasyon beklentilerine ilişkin endişeler ve enflasyon sürprizleri, fiyat momentumu ve konumlandırma olduğu aktarıldı. İlk çeyrek çıkışları esas olarak ABD'deki büyük fonların öncülüğünde Kuzey Amerika'dan gelirken, aynı zamanda Asya'dan gelen güçlü girişler bu kayıpları yeterince telafi edemedi. Kuzey Amerika ve Avrupa fonlarına girişler, altın fiyatlarının toparlanmasıyla ikinci çeyrekte toparlanmanın büyük kısmını sağladı. Mevcut makroekonomik ortam ve anekdot niteliğindeki kanıtların, bu yıl altın yatırımı için yukarı yönlü potansiyelin devam ettiğini gösterdiği ifade edilen raporda, küresel ekonomik toparlanmanın tüketici talebini desteklemesinin beklendiği ancak yeni Kovid-19 varyantlarının yayılmasının Hindistan gibi kilit pazarlarda zayıflık yaratabileceği aktarıldı. Bu yıl şu ana kadar merkez bankası talebinin güçlü olduğu kaydedilen raporda, "Yıllık anketimiz, altının döviz rezervlerinde değerli bir riskten korunma aracı olarak görülmeye devam ettiğini gösteriyor." denildi. KUZEY AMERİKA FON GİRİŞLERİ, AVRUPA FON ÇIKIŞLARIYLA DENGELENDİ Kuzey Amerika'daki fon girişleri, Avrupa fon çıkışlarıyla dengelendi. Küresel altına dayalı borsa yatırım fonları, ikinci çeyrek girişleri ağır birinci çeyrek kayıplarını dengelemek için yeterli olmadığı için 6,8 milyar dolarlık çıkış gördü. Büyük ABD fonları, altın fiyatlarındaki dalgalanmalarla birlikte net küresel akışları olumlu ve olumsuz yönde yönlendirmeye devam ederken, düşük maliyetli fonlar istikrarlı bir hızla büyümeye devam ediyor. 185 tonluk birleşik varlıkları olan düşük maliyetli altına dayalı borsa yatırım fonları, toplam küresel altına dayalı borsa yatırım fonları pazarının yüzde 5'ini temsil ediyor. Asya altın ETF'leri, 2021'de yüzde 13'ün üzerinde artış sağlayarak, yüzdesel olarak küresel büyümeye öncülük etti.

13 Temmuz 2021 Salı

Savunmanın devleri listesine 2 Türk şirketi girdi

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli askeri yayıncılık kuruluşu Defense News dergisi tarafından savunma satışları baz alınarak yayımlanan "Defense News Top 100"ün 2021 sonuçları açıklandı. Listeye, bu yıl ASELSAN 48, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) de 68'inci sıradan girdi. Salgın nedeniyle cirolarda büyük oynamaların yaşandığı listede 2020'de ASELSAN 48, TUSAŞ ise 53'üncü sırada yer almıştı. ABD'li Lockheed Martin'in zirvede bulunduğu listenin üst sıralarında Boeing, Airbus, Leonardo gibi şirketler yer alıyor. Listenin ilk 10 sırasında ABD'den 6, Çin'den 3, Birleşik Krallık'tan 1 şirket bulunuyor.

13 Temmuz 2021 Salı

Sektör, polietilen atık ithalatının etkin denetimle serbest kalmasından memnun

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) açıklamasına göre, Ticaret Bakanlığı, 18 Mayıs'ta plastik/polietilen atık ithalatına getirdiği yasağı, etkin denetim kriterleri belirleyerek kaldırdı. Sıkı denetimin öne çıktığı yeni düzenlemeye göre Türkiye'de faaliyet gösteren 1350 geri dönüşüm firmasının tüm lisansları tümüyle yeniden gözden geçirilecek. Atık ithalatında suistimalin önüne geçebilmek için teminat mektubu zorunluluğu getirildi. Teminat mektubu ile aynı zamanda çevresel kaygılara yol açan merdiven altı firmaların elenmesi hedefleniyor. Eskiden, ithalatçı firmalar; kırma makinesiyle elde edilen üretim kapasitelerinin en fazla yüzde 50'si kadarını ithal edebiliyor, kalan kısım yurt içinden tedarik ediliyordu. Yeni düzenlemeye göre ise kırma makinesi kapasitesiyle değil daha büyük yatırım gerektiren ve daha katma değerli ürün aşaması olan ısıl işlem kapasitesi baz alınarak ithalat oranı belirlenecek. Ticaret Bakanlığı'nın yeni düzenlemesine göre firmalar daha çevreci geri dönüşüm için gerekli makine-ekipmanları bulundurmak zorunda olacak. Ayrıca ithal edilen atığın takibi için tehlikeli atık taşımacılığında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kullandığı Mobil Atık Takip Sistemi (MoTAT), plastik atık ithalatında da kullanılacak. Böylece ithal atıklar, limandan fabrikaya gidene kadar çipli sistemle takip edilecek. Ürünün gerçekten fabrikaya mı yoksa beyan dışı bir yere mi gittiği tespit edilebilecek. Söz konusu düzenlemeler piyasada "çantacı" olarak tanımlanan, ürün ithal ettikten sonra geri dönüştürmeyip ticaretini yapanların engellenmesini hedefleniyor. "DÜZENLEME GERİ DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜNÜ KONTROLLÜ HALE GETİRECEKTİR" Açıklamada görüşlerine yer verilen PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, çevresel kaygıları ortadan kaldırmak için etkin denetimi öne çıkararak, suiistimalleri azaltmayı hedefleyen yeni düzenlemenin geri dönüşüm sektörü için olumlu bir adım olduğunu belirterek, "Mevzuatın yürürlüğe girmesiyle atık ithal eden 1350 firmanın sayısı kriterlere bağlı olarak düşecektir. Çevresel sorunları ortadan kaldırmayı hedefleyen yeni düzenleme, geri dönüşüm sektörünü kontrollü hale getirecektir." ifadelerini kullandı. Polietilen atık ithalatı yasağının kalkmasıyla birlikte geri dönüştürülmüş hammaddeyle birlikte orijinal hammadde fiyatının da gerileyeceğini ve bu durumun nihai tüketiciyle de enflasyon üzerinden olumlu yansıyacağını aktaran Eroğlu, şunları kaydetti: "Yasağın kalkması ile PETKİM kapasitesi kadar daha geri dönüşmüş polietilen ham maddesi piyasaya girecek. Bu hammadde fiyatları üzerinde düşüş baskısı yapacaktır. Türkiye yıllardır sorunsuz olarak kağıt ve metal atık ithal ederek geri dönüştürdü. Döngüsel Ekonominin içinde yer alan atıklar tüm dünyada kıymetli hammadde haline geldi. Türkiye'nin de kağıt ve metal endüstrisindeki gibi sorunsuz plastik atık ithalatı yapıyor olması gerekiyor. Türkiye, AB'nin atık ithalat süreçleriyle uyumlu, etkin denetim mekanizmalarıyla yeni düzenlemeler yaparak yoluna devam edecek olması elbette oldukça önemli. Yeni düzenleme ile Türkiye hem plastik atık ithalatıyla sanayisinin ihtiyacı olan geri dönüşüm hammaddesini sağlayacak hem etkin denetimle çevresel riskleri ortadan kaldıracak." "SÜRECİN SONUNDA KAZANAN ÜLKEMİZ OLACAK" Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün de yaptığı açıklamada, polietilen hurdalarının ithalatına tekrar izin verilmesinin hem sektör hem ülke adına sevindirici bir gelişme olduğunu, sektörün ithalat yapabilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı genelgesinde de değişikliğe gidilmesi gerektiğini ifade etti. Gülsün, şu ifadeleri kullandı: "Şüphesiz ki ülkemizin doğasını korumak en önemli önceliklerimizden lakin bunun yolu etkin denetimden geçiyor. Daha önce ilgili kamu kurumları ile paylaşmış olduğumuz elektrik, su ve işgücü gibi üretim girdilerinin takibi, lisans öncesi altyapı yeterlilik analizi, bakaya atıkların gönderildiği bertaraf tesisinin bilgilerinin kontrolü ve yüksek miktarlı ithalatlarda yerinde tespit gibi denetim tedbirlerinin hayata geçirilmesi durumunda yasalarımızda suç kabul edilen fiilleri işleyenlerin tespiti çok daha kolay gerçekleştirilecek ve çevre sorunları ortadan kaldırılacaktır." Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) açıklamasında görüşlerine yer verilen PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz ise geri dönüştürülmüş plastik ham maddeye olan ihtiyacın her geçen gün artacağını belirterek, "Ülkemiz plastik geri dönüşüm sektörü son yıllarda çok hızlı bir büyüme trendi yakaladı ve bu alanda yatırımlar artarak devam ediyor. Doğru politikalar izlenirse ülkemiz geri dönüşüm sektöründe küresel çapta konumunu güçlendirebilir. İnanıyoruz ki bu sürecin sonunda kazanan ülkemiz olacak." değerlendirmesinde bulundu.

12 Temmuz 2021 Pazartesi