Yükselen konut kiraları 'kapora dolandırıcılığını' artırdı

Kiralarda yaşanan fahiş artışla birlikte dolandırıcılar da sahneye çıktı. Daha uygununu bulma derdinde olan vatandaş, kapora dolandırıcılarının eline düşüp mağdur olup, elindeki parayı da kaptırırken sektör temsilcileri vatandaşlara "sahte ilanlara dikkat" çağrısında bulunuyor. Özellikle bazı bölgelerde farklı sebeplerden dolayı konut kiralarında yaşanan fahiş kira artışını fırsat bilen kapora dolandırıcıları, "oltalama yöntemi" denilen yöntemle tüketiciyi mağdur ediyor. Kendilerine ait olmayan evleri, muadillerin çok altında fiyatla ilana koyup, ilana yoğun talep olduğu bahanesiyle tüketiciden evi henüz görmeden kapora ya da toplu kira yatırmasını isteyen dolandırıcılar, ödemenin yapılmasının ardından ortadan kayboluyor. Söz konusu kişiler vatandaşı dolandırırken en çok, kiraya vereceği evin bulunduğu şehirden başka yerde yaşadığı gerekçesini kullanıyor. Sürece ilişkin bilgi veren Tüketiciler Derneği Genel Başkanı Levent Küçük, konut kiralarında yaşanan artış sürecinin dolandırıcılar için bir fırsat oluşturduğunun altını çizerek, şu bilgileri verdi: "Kiralarda yaşanan fahiş artışlar, kapora dolandırıcılığını artırdı. Bu konuda 'oltalama yöntemi' dediğimiz yöntemle insanlar mağdur ediliyor. Fiyatlar yükseldiği için güzel semtlerde özellikle bakımlı, hatta eşyalı kiralık olmayan veya bir başka emlakçının portföyünde olan daireyi kendi kiralıyormuş ilan veriyorlar, çok talep olduğunu söyleyip kapora istiyorlar. Bu anlamda çok dolandırıcı ve mağdur var. Ev kiralamak isteyenler internet sitesi üzerinden, evi, ev sahibini görmeden uzaktan para göndermesinler, doğruluğundan emin olsunlar." "ELİNDE ÇANTA KOLUNDA AJANDA OLAN HERKESİ EMLAKÇI OLARAK MUHATAP ALMAYIN" İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizameddin Aşa da yaşanan sorunun tüketici mağduriyetlerini artıracağına dikkati çekerek, ev kiralamak isteyen vatandaşları uyardı. Ortamdan kaynaklanan dolandırıcılık olaylarına karşı dikkatli olunması çağrısında bulunan Aşa, şunları söyledi: "Bugünkü bu tablo, bazı dolandırıcı kesimlerin iştahını kabartıyor, sahte ilanlar çıkıyor ortaya. 'Beşiktaş'ta 2 artı 1 ev 2 bin TL' diye ilanlar koyuluyor. Orada bir ev 3 bin TL'den aşağı değil. Öyle bir ilanla karşılaştığı zaman vatandaşımız kesinlikle kimseye ödeme yapmasın. Sistem şu şekilde işliyor, genelde şehir dışında yaşadıklarını söylüyorlar ve kapora ya da peşin kira istiyorlar. Vatandaş buna inanıp da düşük fiyatlı ev tutacağım diye evdeki bulgurdan olmasın. Bu artış furyası dolandırıcıların önüne güzel bir imkan sağlıyor, vatandaşlarımızın buna dikkat etmesi gerek. Emlakçı ile çalışacakları zaman da mutlaka Ticaret Bakanlığı'ndan alınmış Yetki Belgesi sorsunlar. Elinde çanta kolunda ajanda olan herkesi emlakçı olarak muhatap almasınlar."

26 Ağustos 2021 Perşembe

Tatil bölgelerinde elektrik tüketimi yükseliyor

Elektrik tedarikçileri karşılaştırma internet sitesi encazip.com'un yaptığı açıklamaya göre, Toroslar, Gediz, Aydem ve Akdeniz elektrik dağıtım bölgelerinde yaz aylarında elektrik tüketimi yükselirken Boğaziçi, Başkent ve Uludağ elektrik dağıtım bölgelerinde ise düşüyor. Türkiye'de hava sıcaklığının giderek artmasıyla Ege bölgesi ve güney kesimlerde elektrik tüketimi artış gösteriyor. İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerden yazlık bölgelere gidenlerle birlikte yazlık bölgelerde artan nüfus elektrik tüketimine de yansıyor. Ayrıca klima, vantilatör, buzdolabı, dondurucu gibi elektronik cihazların daha fazla çalışması da elektrik tüketiminin artmasında rol oynuyor. encazip.com tarafından derlenen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun geçmiş dönem elektrik tüketim raporlarına göre, Muğla, Aydın ve Denizli şehirlerini kapsayan Aydem bölgesinde ve Antalya'yı içine alan Akdeniz dağıtım bölgesinde temmuz, ağustos ve eylül aylarında elektrik kullanım miktarının düzenli olarak yükseldiği görülüyor. Ankara, Bartın, Çankırı, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale ve Zonguldak illerini kapsayan Başkent dağıtım bölgesinde ve Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova illerini kapsayan Uludağ dağıtım bölgesinde ise yaz aylarında kullanılan elektrik miktarı azalıyor. 16 milyon nüfusa sahip İstanbul'da ise elektrik tüketiminde sınırlı da olsa bir azalma oluyor ve yaz aylarındaki artış ülke ortalamasının çok altında kalıyor. Meskenlerde Antalya, Muğla ve İzmir’de temmuz, ağustos ve eylül aylarında elektrik tüketimi her yıl artıyor. Otellerin ve tatil köylerinin yoğun olduğu Antalya, İzmir ve Muğla’da temmuz, ağustos ve eylül aylarında ticarethane tüketiminde yüzde 237 oranına kadarlık bir artış yaşanıyor. Ağustos ve temmuz aylarında, her mevsim yağış alan Karadeniz Bölgesi hariç her bölge ve şehirde tarımsal elektrik tüketiminde artış gözleniyor. Antalya, Hatay, Adana, Muğla ve İzmir her yıl yaz aylarında elektrik tüketimi en çok artan iller arasında bulunuyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen Çağada Kırım yaz aylarında elektrik tüketiminin arttığını belirterek, "Bunun arkasındaki en büyük neden ise artan sıcaklıklar nedeniyle kullanımı yaygınlaşan klima veya vantilatör gibi iklimlendirme aletleri. Temmuz, ağustos ve eylül aylarını kapsayan yazlık turizm döneminde yazlık bölgelerde elektrik tüketiminin artması ve aynı dönem için büyükşehirleri içine alan dağıtım bölgelerinde elektrik tüketiminde önemli bir yükselme olmaması, hatta düşüş olması yaz aylarında nüfusun güney bölgelere doğru kaydığını gösteriyor." ifadelerini kullandı.

25 Ağustos 2021 Çarşamba

Türkiye'den bu yıl 60 bin ton tütün ihracatı bekleniyor

Tütün Üretim ve Pazarlama Kooperatifleri Birliği Genel Başkanı Şeyhmus Solgun, geçen yıl ülkede 53 bin ton olan tütün ihracatını bu yıl 60 bin tona çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Türkiye'de önemli tütün üretim merkezlerinden olan Muş'ta, tütün hasadına başlandı. Günün ilk ışıklarıyla tarlaların yolunu tutan üreticiler, toplanan tütün yapraklarını kurdukları düzeneklere asarak kurumaya bırakıyor. Kuruyan tütün yaprakları paketlenerek, üreticilerin anlaşma yaptığı firmalara gönderiliyor. Solgun, bu yıl ülke genelinde 70 bin tütün üreticisiyle sözleşme yaptıklarını söyledi. Birçok ilde tütün kırımının bitmek üzere olduğunu, Muş'ta da devam ettiğini aktaran Solgun, "Geçen yıl Türkiye genelinden 46 ülkeye 53 bin ton tütün ihraç ettik. Hedefimiz 2021 yılında 60 bin ton ihracat gerçekleştirerek üreticimize ve ülkemize daha fazla para kazandırmak olacaktır." dedi. Bu yıl ekim yapılan alanlardan 120 bin ton tütün elde etmeyi beklediklerini ifade eden Solgun, şunları kaydetti: "Bunun karşılığında ülkemize 700 milyon dolar kaynak sağlanacaktır. Bu yıl çok ciddi yatırımcıları ülkemize getirdik. Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından üreticilere destekler verildi. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla ülkemizde üretilen tütünün yüzde 30'unun kullanılması zorunluluğu getirildi. Bu kapsamda önümüzdeki dönemlerde tütün üretiminde daha fazla artış sağlanacaktır. İthalatı azaltarak daha fazla ürün ihraç edeceğiz. Birçok ülkeye gönderilen Türk tütünü, esans olarak ülkemize geri geliyor. Kozmetik ürünlerde kullanılıyor. Yüzde 35 oranında yağ elde ediliyor. Kağıt fabrikalarında, zirai ilaç fabrikalarında değerlendiriliyor. Bu vesileyle tütün dendiğinde akla sadece sigara gelmemeli." "TÜTÜNDEN KAZANDIĞIMIZ PARAYLA GEÇİNİYORUZ" Sungu beldesinde tütün üreten 55 yaşındaki Mehmet Şirin Söylemez de tütün üretiminden kazandığı parayla ailesini geçindirdiğini söyledi. İlkbaharda ekimini yaptıkları tütünün kırımına başladıklarını anlatan Söylemez, "8 dönümden 2 ton tütün bekliyorum. Ailemin hepsi bu işle uğraşıyor. Okul açıldıktan sonra çocuklar okula gidiyor, ben ve eşim tek kalıyoruz. 6 çocuğum var, 5'i okuyor. Tütünleri sattığım zaman öğrencilerimin ihtiyaçlarını karşılıyorum." diye konuştu. Mehmet Şirin Söylemez'in eşi Fatma Söylemez ise ömrünün büyük bölümünün tütün işiyle uğraşmakla geçtiğini belirterek, "Kadınlar olarak işimiz çok zor. Bu iş sadece erkekle olmuyor. Kadınların da olması gerekiyor." ifadesini kullandı.

25 Ağustos 2021 Çarşamba

İstanbullu balıkçılar 'vira bismillah' demek için gün sayıyor

Denizlerde av yasağının 1 Eylül'de sona ermesiyle "vira bismillah" diyecek balıkçılar, yeni sezondan oldukça umutlu. Av yasağı boyunca demirledikleri teknelerinin ve denize bırakacakları ağlarının bakım ve onarımını tamamlayan balıkçılar, 1 Eylül'e sayılı günler kala hazırlıklarına devam ediyor. Yeni sezonun hazırlıklarının yapıldığı limanlardan biri olan Poyrazköy'de balıkçılar, yıpranan ağlarını ilmek ilmek örerek yenilerken, kimisi de teknelerinin bakım çalışmalarını sürdürdü. Sezonun bereketli geçmesini umut eden ve heyecanlandıklarını belirten balıkçılar, av döneminin hem balıkçıların hem de tüketicinin yüzünü güldüreceğine inanıyor. "SEZONA HAZIR BİR ŞEKİLDE BEKLİYORUZ" İstanbul Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, yeni sezon hazırlıklarına ilişki bilgi vererek, 1 Eylül itibarıyla gırgır balıkçılığı denilen ve büyük teknelerle yapılan endüstriyel balıkçılığın başlayacağını belirtti. Büyük balıkçıları, denizlerdeki av stokları üzerinde baskı oluşturan balıkçıları dinlendirdiklerini aktaran Karaca, yenilenen 1380 sayılı kanun ile beraber ellerinin de güçlendiğini söyledi. Yasa ile daha etkin ve verimli bir şekilde denetim yaptıklarına değinen Karaca, şöyle devam etti: "İl Müdürlüğümüz, Balıkçılık Su Ürünleri Şube Müdürlüğü, Marmara Sahil Güvenlik Bölge Komutanlığı ve Deniz Polisi ekiplerimizle denizde, karada, karaya çıkış noktalarında ve İBB'ye ait Beylikdüzü'ndeki Gürpınar Su Ürünleri Hali'nde ve perakende satış noktalarında gerekli ekiplerimizin dizaynını yaptık ve sezona hazır bir şekilde bekliyoruz, denetimlerimizi yapacağız. Küçük boyda balık avlanıp avlanmadığını, yer yasaklarına ve zaman yasaklara uyulup uyulmadığını, yasakları devam eden türler var, onlarla ilgili kurallara balıkçılarımızın uyup uymadıklarının kontrollerimizi yapacağız. Sezona bir taraftan balıkçılarımız hazırlanıyor bir taraftan da biz hazırlanıyoruz. 1 Ocak 2020'de yürürlüğe giren 1380 sayılı yasanın değişmesiyle sahada biraz daha etkin olduk, sebebi elimiz biraz daha güçlendi. Eğer ruhsatsız ve kaçak bir tekneyle avcılık yapıyorsanız tekneye el koyuyoruz. Tekneye el koyup idari para cezası uyguluyoruz, mülkiyeti kamuya geçiyor teknenin. Küçük boyda ve zaman-boy yasaklarına uymayan su ürünleri avlandığı zaman da bunlara el koyuyoruz. Geçmişte mülkiyeti kamuya geçirilip satılıyordu. Artık o da kaldırıldı. Tamamen mülkiyeti kamuya geçirilip direkt hayır kurumlarına gönderiyoruz. Kesinlikle piyasaya tekrar girişi yok. Yine depolarda yakaladığımızda 10 bin lira, arttı tabii cezalar. 2021 ile artacak bu cezalarımız. Perakende satış noktalarında yakaladıysak da idari para cezalarını uyguluyoruz." "VATANDAŞLARIMIZ GÖNÜL RAHATLIĞIYLA BALIK YİYEBİLİRLER" Müsilaj sorunuyla ilgili yürüttükleri çalışmaları da anlatan Karaca, "En başından itibaren denizde, deniz suyundan ve balıktan numuneler gönderdik ve 30 civarında parametreye baktık, balıklarımızda ve deniz suyunda insan sağlığını etkiyecek herhangi bir bulguya rastlamadık. Marmara ve Karadeniz'den de avlanan balıkları yemelerinde herhangi bir problem yok. Vatandaşlarımız gönül rahatlığıyla balık yiyebilirler. Aynı zamanda midyeden de numuneler aldık. İzinli alanlardan avlanan midyelerde de herhangi bir problem yok." diye konuştu. "BOLLUK VE BEREKET BEKLİYORUZ" İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, yeni sezondan beklentilerine ilişkin soruyu şöyle yanıtladı: "Biz de balıkçılarımız gibi bolluk ve bereket bekliyoruz. Balıkçılarımızın yüzü gülerse bizim de yüzümüz gülüyor. Bizden sonraki nesiller için sürdürülebilir balıkçılık için gerekli denetimlerimizi yapıyoruz. Onlardan da kendi önlemlerini almalarını istiyoruz. Yasaklanan bölgede ve yasaklanan, asgari olmayan boydaki balıkları avlamamalarını istiyoruz. İnşallah bol ve bereketli sezon bekliyoruz. Geçen yıl çok iyiydi sezonumuz. Bu sene de daha güzel olmasını ümit ediyoruz." "BALIK ÇOK OLURSA, MİLLET DE UCUZ YER" 57 yaşındaki balıkçı Muammer Korkmaz, yeni sezonun balıkçılık açısından iyi göründüğünü kaydederek, "İnşallah iyi olur balık. İstiyoruz tabii. Balık çok olursa, millet de ucuz yer." dedi. Karadeniz balıkçısı olduğu için müsilajın kendilerini etkilemeyeceğini anlatan Korkmaz, şunları aktardı: "Gırgırları etkileyebilir. 2-3 ay sezonumuz var Karadeniz'de. Biz sadece palamut ve lüfer avlıyoruz. Bu sene çinekop çok çıktı Karadeniz'de. İnşallah havyarı tutar. Havyarı çok tutarsa lüfer de çok olabilir. Palamut pek çıkmadı ama. Çoğalması çok iyi değil gibi. 10 günden beri Karadeniz'de hava esiyor. Ne olduğunu, ne kadar balık olduğunu biz de anlayamadık. Biz oltacıların durumuna göre ne olduğuna bakıyoruz denizde. Onlar tutarsa demek ki bol balık var diyoruz. Bir gün tuttular, şu an için tahmin edemiyoruz. Çok tutulursa balık fiyatları birden düşüyor. Balığın pek pahalı olacağını tahmin etmiyorum. Bol olmasını bekliyoruz, inşallah millet de balık yer. Diğer türlü halk yiyemez. Hamsi olur mu olmaz mı onu bekler halk. Hamsi de Eylül'ün 10'undan sonra belli olur. İstanbul'da sezon palamutla başlar, lüfer ile devam eder. Bizim en fazla 100-200 çift balık tutarız. En fazla 300 çift olsun. Gırgırlar bu şekilde değil, 5-10 bin çift tutabiliyor." 56 yaşındaki balıkçı Ahmet Topalak da hazırlıkları tamamladığını ancak balığın çok da görünmediğini belirterek, "Bu sene balık çok iyi gözükmüyor. Ağları düzelttik, bakımlarını yaptık. Yeni sezondan umutluyuz. Ama ufak balıkçılara düzenleme geldi. 'Ya trol ya da palamut avı yapacaksın.' dediler. Palamutçuluk yapsam 1-1,5 ay sürecek. 1,5 ay sonra ben ne yapacağım? 8 ay yatacağım. Trolü seçsem kışın 4 ay zamanı var. Bunun 2 ayı hava esiyor. 2 ay çalışıp 6 ay yatacağım. Ufak balıkçının en büyük sorunu bu." dedi. Müsilajın balık sezonunu etkileyip etkilemeyeceği sorusu üzerine Topalak, "Müsilaj bizi etkilemez, Marmara'da oldu. Biz Karadeniz'de çalışıyoruz, yok. Müsilaj sorununu da balıkçıya yıktılar. Bütün fabrikaların pisliği denize akıyor, bunu da balıkçı yapıyor diye bize kaldı. Fabrika atıkları, gemiler silsile basıyor. Ama suçlu balıkçı. Palamutu mu seçelim yoksa trolü mü seçelim diye düşünüyorum. Bu sene balıktan umudumuz palamuttan. Hakkımızda hayırlısı olsun. En başta 1 ay palamut, ekim ayı geldikten sonra da çinekopa döneriz. Palamutun fiyatı 10-15 lira arasında gider. Palamut ucuz. Bizden gidişi bu. Tezgahlarda daha pahalı." diye konuştu.

25 Ağustos 2021 Çarşamba

Küresel ham çelik üretimi temmuzda yüzde 3,3 arttı

Merkezi Brüksel'de bulunan Dünya Çelik Birliği (Worldsteel), temmuz ayı ham çelik üretim verilerini açıkladı. Buna göre, küresel ham çelik üretimi, temmuzda 2020'nin aynı dönemine kıyasla yüzde 3,3 artarak 161,7 milyon ton oldu. Söz konusu dönemde Çin'in üretimi yüzde 8,4 azalarak 86,8 milyon tona inerken, Japonya'nın üretimi yüzde 32,5 artarak 8 milyon tona ulaştı. Yine aynı dönemde Rusya’nın üretimi yüzde 13,4 artarak 6,7 milyona tona, ABD’nin üretimi yüzde 37,9 genişleyerek 7,5 milyon tona ve Almanya’nın üretimi yüzde 24,7 yükselerek 3 milyon tona çıktı. Birlik verilerine göre, Türkiye'nin ham çelik üretimi de temmuzda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,5 artarak 3,2 milyon tona yükseldi. Söz konusu dönemde, çelik üretimi Brezilya'da yüzde 14,5 artarak 3 milyon tona, İran’da 9 yükselerek 2,6 milyon tona ulaştı. Öte yandan, bu yılın ocak-temmuz döneminde küresel ham çelik üretimi, 2020'nin aynı dönemine göre yüzde 12,4 artarak 1 milyar 165 milyon tona yükseldi.

25 Ağustos 2021 Çarşamba