tatil-sepeti
Sanat İyilik İçin sergisine yoğun ilgi

HABER: ADEM ORHUN Hat ve tezhip sanatına gönül vermiş sanatkarların eserlerinin yer aldığı “Sanat İyilik İçin” Sergisi Hünkar Kasrı’nda açıldı. Geliri hayır amaçlı kullanılacak olan sergi açılışını İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Gökhan Murat Kalsın, İTO Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Soylu, İTO Meclis Üyesi iş adamları ve sanatçılar birlikte yaptı. Gökhan Murat Kalsın, açılış töreninde yaptığı konuşmada, sergilenen eserlerin satışından elde edilen gelirin Batı Afrika ülkesi Moritanya’da sağlık ocağı ve çeşme yapımında kullanılacak olmasının güzel bir iyilik örneği olduğunu söyledi. Serginin açılışı anında Yeni Camii bölgesinde gezen turistlerin de afişleri ve töreni görüp Hünkar Kasrı’na girmesi dikkati çekti. Özellikle Uzakdoğulu turistlerin, eserleri bir bir inceledikleri görüldü.

12 Ekim 2015 Pazartesi

Kalkınmaya yılda 1.5 trilyon dolar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Enerji Bakanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada hem ulusal hem küresel ölçekte büyüme sağlamanın yolunun ulusal güvenin tesis edilmesi olduğuna inandıklarını söyledi. Erdoğan, “Performansımızın altında bu yatıyor. G20 üyeleri olarak geçtiğimiz yıl kabul edilen stratejileri uygulamamız yönünde 2018’e kadar yüzde 2.1 ilave büyüme elde edebiliriz. Bu, 2 trilyon dolar demek. Böylece sözlerimizin arkasında durduğumuzu tüm dünyaya göstermiş olacağız” dedi. DEZAVANTAJLI GRUPLAR 2030 yılına kadar küresel altyapı ihtiyacının 70 ile 90 trilyon dolar olarak hesaplandığını belirten Erdoğan, “Sadece Asya ülkelerinin ihtiyaç duyduğu tutar 8 trilyon dolardır. Gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilir kalkınma hedefi için yılda 1.5 trilyon dolar altyapı gerekiyor” diye konuştu. Dünya genelinde enerji talebinin artmaya devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Enerji ihtiyaçları ciddi anlamda yükselecek. Dönem başkanlığımızın bir diğer özelliği de kapsayıcılıktır. G20’nin temel hedeflerinden biri olarak ele alınmıştır. Dezavantajlı grupların ekonomik refahtan pay almalarına özel önem veriyoruz. G20 ülkeleri düşük beceri seviyesine ait veya kayıt dışı istihdam edilenleri yüzde 15 oranında azaltmayı taahhüt ediyoruz. Aynı şekilde kadınların ekonomi içindeki rolünü kuvvetlendirmeye dönük çalışmalar yapmak üzere kuruluşunu teşvik ettiğimiz Kadın 20 (W20) grubunu hayata geçirdik.” SÖZ SAHİBİ OLMALIYIZ B20 Türkiye ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ise G20 ülkelerinin enerjide söz sahibi olması gerektiğinin altını çizdi. Dünyada 1.3 milyardan fazla kişinin elektriğe ulaşamadığını belirten Hisarcıklıoğlu, “Gece evlerinde lamba yanmıyor. Birçok araç gereç1 milyar 300 milyon insan için lüks değil, hayal bile değil. Yani dünyadaki her iki kişiden biri yemek yapmak için odun yakıyor, gübre yakıyor. Bu insanların çoğu da Sahraaltı Afrika’da yaşıyor” dedi. Hisarcıklıoğlu, “G20, enerji alanında birçok ülkenin tekeli yerine üzerine düşen mesuliyeti yerine getirerek enerji üretmede söz sahibi olmalıdır. Biz de bu yolda özel sektör olarak hükümetlerimizle birlikte çalışmaya hazır olduğumuzu söylüyoruz” diye konuştu. B20’DEN ENERJİDE YOL HARİTASI B20 Enerji Forumu’nda konuşan B20 Türkiye ve TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, günlük hayatın da, ticaretin de kalbinde enerjinin bulunduğunu belirterek, birlikte hareket edilmesi halinde daha kolay sonuç alınabileceğini söyledi.​ Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve Uluslararası Ticaret Odası (ICC) işbirliğiyle düzenlenen B20 Enerji Forumu Swissotel’de yapıldı. Moderatörlüğünü B20 Türkiye Şerpası Sarp Kalkan’ın üstlendiği forumun açılışında konuşan Hisarcıklıoğlu, forumda G20 için hazırlanacak bildiri konusunda çalışmaların gerçekleştirileceğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, IEA’nın kendilerine içerik geliştirmede çok yardımcı olduğunu, bu yıl Türkiye’nin başkanlık yaptığı G20’nin yatırım, uygulama ve dahil etme konularına odaklandığını, B20 olarak kendilerinin de bunları izlediğini anlattı. Küresel ekonomideki gerçek sorunlara hitap etmek istediklerini kaydeden Hisarcıklıoğlu, bu yüzden G20 ve G20 olmayan ülkeleri sürece dahil ettiklerini, hem büyük hem küçük işletmelere yer verdiklerini vurguladı. Hisarcıklıoğlu, “Nerede yaşarsanız yaşayın, günlük yaşamın ve ticaretin kalbinde enerji bulunuyor. Devletleri küresel enerji gündemini uygulamaya koymaya yönlendirmeliyiz. Tek bir ses olarak hareket etmeliyiz. B20 böyle bir birlik olarak gerekli tavsiyeleri sunabilir” dedi. B20 Türkiye Sherpası Sarp Kalkan da hazırlanan 6 sayfalık taslak enerji bildirisine, konuklardan gelecek geri bildirimlerle son halini vereceklerini söyledi. Kalkan, forumda enerji sektöründe uzun dönemli yatırımların artırılması, enerji verimliliği, sürdürülebilir enerji teknolojilerine yatırımlar gibi önemli başlıkların ele alınacağını ifade etti. IEA, Siemens Türkiye, Zorlu Enerji, Körfez Yatırım Bankası, General Electric, Pan American Energy, Novozymes, Natpet ve SOCAR gibi kuruluşların yetkililerinin katıldığı forum sonunda, “B20 Enerji Bildirisi” hazırlanacak.

12 Ekim 2015 Pazartesi

Kök hücrede yerli çözüm

HABER: ADEM ORHUN Türkiye’de her yıl binlerce hasta, kemik iliği nakli veya kök hücre tedavisine ihtiyaç duyuyor. Öncelikle tam doku uyumu arayanların önemli bir kısmı da yurt dışına yöneliyor. Zira Türk hastaların, yakın akrabaları arasında dahi 10’da 10 tam doku uyumu sağlama oranı yüzde 25-30 civarında. Yani kardeşler bile çoğu zaman birbirinin derdine derman olamıyor. Bu noktada gözler başka kaynaklara çevriliyor. ABD VE ALMANYA ÖNDE Türkiye’deki veya yurt dışındaki kemik iliği bankaları uygun donör için aranan yerler oluyor. Ülkemizde kan bağışçılarından bu konuda ayrıca gönüllü olanların testleriyle oluşturulan bir veri havuzu bulunuyor. Hastalığı bilinen ve en az 800 kayıtlı hastaya da acil nakil yapılması gerekiyor. Ancak önceki yıla kadar 30 bin civarında donörün kayıtlı olduğu yerli banka yeterli olmuyor. Bu sebeple başta Almanya olmak üzere yurt dışındaki kemik iliği ve kök hücre bankalarında arama yapılıyor. Dünya Kemik İliği Bankası’nda 25 milyondan fazla bağışçı var. Bu havuzun en büyük paydaşları 7.5 milyon bağışçı ile ABD, diğeri de 5.5 milyon bağışçı ile Almanya. 80 BİNİ GEÇTİK Bu arada zaman ve ekonomik maliyeti olan kök hücre tedavisi için Türkiye’de sevindirici gelişmeler yaşanıyor. Türk sinemasının bazı filmlerine de konu olan kan kanseri ve kemik iliği nakli, artık eskisi kadar zor değil. Zira tedavi yöntemleri daha kolay hale gelirken, bağışçıların da sayısı artıyor. Hastalarımızın daha hızlı bir şekilde sağlıklarına kavuşması ve dışa bağımlılığın azaltılması için Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) kuruldu. Geçtiğimiz ağustos ayında birinci yılını dolduran merkez, önceki yıla kadar 30 bin olan kayıtlı kök hücre bağışçısı adayını 80 binin üzerine çıkarmış durumda. İlk hedef ise 300 bin kişinin bu bankaya kaydedilmesi. Zira ABD ve Almanya’daki örneklerinde milyonlarca bağışçı adayının verilerine ulaşmak mümkün. Söz konusu rakamlar bu ülkeleri kök hücre naklinde donör, test, araştırma, nakil ve tedavi hizmetleri konusunda epey avantajlı hale getiriyor. Almanya’nın diğer bir avantajı ise bu ülkede bulunan Türkiyeli göçmenlerin genetik yakınlığı. KIZILAY GÖREVDE Türkiye’de ise Sağlık Bakanlığı’nın hemotopoetik kök hücre nakli tedavisi olması gereken hastalar için oluşturduğu Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi’ne bağışçı bulunması işini Türk Kızılayı yürütüyor. Kızılay, kök hücre bağışçısı kazanımı görevini, Bölge Kan Merkezlerinde kurduğu 12 Gönüllü Verici Merkezi ile sürdürüyor. İlk yıl 50 bin bağışçı hedefini hızlı bir şekilde aşan merkez bugün 80 bini de geçmiş durumda. Bu merkezde biriken bağışçı verisi, ihtiyaç duyan hastaların tıbbi ve genetik özelliklerine göre yapılan tarama ile belli profilde donör adayının kolayca belirlenmesini sağlıyor. Bu adaylara yapılan çağrının ardından uygulanan testlerle, tam doku uyumu sağlayan kök hücre donörü bulunuyor. Bu aşamada Türkiye’de nakil yeterliliği belgelenmiş resmi veya özel hastaneler kemik iliği naklini gerçekleştiriyor. KÖK HÜCRE TEDAVİSİ UYGULANAN HASTALIKLAR Kemik iliği kanserleri Lenfomalar Çeşitli organ kanserleri Kemik iliğinin yetersiz çalıştığı veya çalışmadığı durumlar Kalıtsal anemiler İmmün yetersizlikler Kalıtsal metabolik hastalıklar Kellik Felç GÖNÜLLÜ MERKEZLERİ Türk Kızılayı, “Kök Hücre Bağışçısı Kazanımı” görevini, bünyesindeki Bölge Kan Merkezlerinde kurduğu 12 Gönüllü Verici Merkezi ile aktif olarak yürütüyor. Bu merkezler şu illerde bulunuyor: İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Eskişehir, Düzce, Gaziantep, Erzurum, Bursa, Kayseri, Adana, Samsun. SGK MASRAFLARI KARŞILIYOR Kemik iliği nakli tedavilerinde; hastaların anne, baba, kardeş ve çocuklarından, HLA doku grubu uyumlu verici bulmak amacı ile yapılan doku uyumluluk testlerinin giderleri ile aile dışından 30 adayı geçmemek üzere HLA doku grubu belirleme testlerinin giderleri, Yurt içinde organın bulunması halinde hastanın veya organın nakil yapılacak merkezin bulunduğu yere getirilmesine ilişkin nakliye/transfer masrafları, Uluslararası kemik iliği bankalarından yapılan taramalarda uyumlu verici adayı bulunamayan veya acil nakil gereken hastalar için hastaya nakil yapacak merkez ve hastanın hekimi onaylıyorsa, en az 4/6 doku uyumu gösteren kordon kanının araştırılması ve uygun bulunduğunda getirtilmesine ilişkin masraflar, Kemik iliğinin Türkiye’deki nakil merkezine getirilme masrafları, Amerika ve Avustralya Kıtası için 4.500 Euro karşılığı TL’sini, diğer ülkeler için 2.000 Euro karşılığı TL’sini, kordon kanının taşıma tankı ile nakil merkezine getirilme ve tankın geri iletilme masrafları 5.000 Euro karşılığı TL’sini geçmemek şartıyla SGK tarafından ödeniyor.

12 Ekim 2015 Pazartesi

İTO Meclisi: Nereden gelirse gelsin terörün her türlüsünü lanetliyoruz

Toplantıda İstanbullu 380 bin firmayı temsil eden İstanbul Ticaret Odası'nın Meclis Üyeleri saldırıyı lanetledi. İTO Meclis Başkanlık Divanı tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi: "İstanbul Ticaret Odası Meclisi olarak Ankara'daki menfur saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyor, kederli ailelerinin acılarını derin bir üzüntüyle paylaşıyoruz. Saldırıda yaralanan vatandaşlarımızın bir an evvel sağlıklarına kavuşmalarını temenni ediyoruz. Kaynağı, gerekçesi ne olursa olsun; nereden gelirse gelsin terörün her türlüsünü lanetliyoruz. Teröristler ve onların efendileri bilmeliler ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti milletimize saldıranlara hak ettiği cevabı misliyle verecektir. Milletimiz bu tür vahşi saldırılar karşısında her zamankinden daha fazla kenetlenerek birlik ve beraberlik içerisinde, ortak değerlerini koruyarak var olmaya devam edecektir. Terörün kökü kazınıncaya kadar üzerimize düşen ne varsa sonuna kadar yapmaya hazırız ve devletimizin yanındayız. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. İstanbul Ticaret Odası Meclisi" *** İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, Ankara'da gerçekleştirilen terör saldırısıyla ilgili bir açıklama yaptı. Çağlar, şunları söyledi: "Ankara'da meydana gelen terör saldırısı, hepimizi derinden üzmüştür. Öncelikle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı, yaralananlara da acil şifalar diliyorum. Bu katliamın hedefi, Türkiye'nin birlik, beraberlik ve kardeşliğidir. Bu zor günleri birbirimize daha da kenetlenerek aşacağız. Bir olacağız, onların oyunlarını bozacağız. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu acı olayı en kısa sürede açıklığa kavuşturacağına inancımız tamdır. Ülkemiz ve milletimizin bir daha böyle bir olay yaşamaması için 380 bin üyesiyle İstanbul Ticaret Odası olarak devletimize her türlü desteği vermeye hazırız. Milletimize metanet diliyoruz."

12 Ekim 2015 Pazartesi

Başkan Çağlar: Asıl mesele pastayı büyütmek

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, dünya genelinde sert bir rekabet ortamına girildiğini belirterek, Türkiye için asıl önemli olanın büyümek için pastayı büyütmek olduğunu söyledi. Çağlar, bu nedenle gündeme getirdikleri işletmelere, mikro işletmelere destek ve reel sektöre kur desteği önerilerinin arkasında olduklarını dile getirdi. Ekim ayı Oda Meclis toplantısında konuşan Çağlar, siyasi belirsizliğin ekonomi için habis bir ur olduğunu vurgulayarak, “Bu nedenle, siyasi istikrarı sağlayacak bir hükümeti bekliyoruz. Geçici çözümler değil, kalıcı ve sağlam bir dayanak talep ediyoruz. Türkiye’nin geleceğini düşünen herkesin, altına imzasını atacağı üç talebimiz var; siyasette istikrar, ekonomide büyüme, ülkede huzur” diye konuştu. Çağlar,1 Kasım’da yapılacak genel seçimlerin ülkeye hayırlı olmasını diledi. KRİZİ FIRSATA ÇEVİRMEK Dünya yeniden inşa edilirken ticaretin dengelerinin de yeniden tesis edildiğini anlatan Çağlar, gelişen ülkelerin giderek yükselen ekonomileri, siyasi çalkantılar ve askeri operasyonlar ile dünyanın yeni bir kırılma dönemi yaşadığını söyledi. Bu süreçten; gidişatı doğru anlayan, doğru analiz eden, sürdürülebilir çözümler üreten, krizleri fırsata çevirebilen insanlar, işletmeler ve ülkelerin güçleneceğini belirten Çağlar, Türkiye’nin tüm bu gelişmelerin merkezinde olduğunu hatırlattı. TÜRKİYE YÖNLENDİRMEYE ADAY Başkan Çağlar, şöyle devam etti: “Türkiye bu değişimin merkezinde olmakla birlikte, bu değişimi yönlendirmeye de aday. Aslında son bir haftadır gördüklerimiz, yaşadıklarımız da bu durumun yansıması. Suriye’deki denklemlerin içinde Rusya’nın da askeri bir unsur olarak yer alması bunun ispatıdır. Yaşananlar sadece askeri bir hareketlilik değil. Yeni bir dünya düzenine geçişin inşaat çalışmaları. Bizler bu küresel inşaat işinin neresinde olacağız? Türkiye’nin politikası da bu soruya güçlü bir cevap vermek üzere çaba sarf etmektedir. Biz küresel yeniden yapılanmanın mimarları olmak durumundayız. Ülkemizin etrafında dönen onca dolap küresel yapılanmanın temel belirleyicisinin bu bölge olmasındandır. Yeni dünyanın ağırlıkmerkezi de burasıdır.” SERT REKABET ORTAMI Trans-Pasifik Anlaşması üzerinde mutabakat sağlandığını hatırlatan Çağlar, ABD’nin bir yandan Pasifik ülkeleri ile ortak pazar kurarken, bir yandan da AB ile serbest ticaret anlaşması hazırlığında olduğuna dikkat çekti. Bu yüzden hiçbir ekonominin sektörel rekabet gücünü kaybetmek istemediğini vurgulayan Çağlar, “Anlaşılan o ki Ortadoğu’daki gelişmeler, değişken petrol fiyatları, Transatlantik ve Trans-Pasifik gibi ortak pazar anlaşmaları ile küresel arenada sert bir rekabet dönemine girdik” dedi. RAKAMLAR GEÇİCİ Açıklanan son ekonomik verilere de değinen Çağlar, seçim ortamı, bölgedeki karışıklıklar ve dünya ekonomisindeki dalgalanmalar nedeniyle bu rakamların normal ve geçici olduğu vurguladı. Uzun vadeli bakıldığında yeniden siyasi istikrarın sağlanması ve bölgedeki karışıklığın dinmesinin Türkiye’ye müthiş bir manivela etkisi yapacağını belirten Çağlar, şöyle konuştu: “Bu durum dışarıdan da böyle gözlemleniyor olmalı ki; temmuz ayında Türkiye’ye gelen yabancı yatırım miktarı3.4 milyar dolara ulaştı. Bu rakam son 101 ayın en yükseği. Yine bugün açıklanan Sanayi Üretim Endeksi’nde de son bir yılın en yüksek rakamına ulaşıldığını gördük. Türkiye ekonomisine ve geleceğine duyulan güveni bu göstergelerden rahatlıkla teyit ediyoruz.” SEÇİM VAATLERİ İbrahim Çağlar, seçim sürecinde gündeme gelen ekonomik vaatleri hatırlatarak, bunların iş dünyasını zorda bırakmaması gerektiğini dile getirdi. Üretimin, yeni iş alanlarına girmenin küresel ölçekte zorlaştığını vurgulayan Çağlar, şöyle devam etti:“Zaten işgücü üzerinde ağır yükler var. Söz konusu maliyetleri artıracak her adımın istihdamı azaltacağı unutulmasın. Biz pastayı büyütelim. Türkiye’yi büyütelim. Asıl mesele bu. Bir kez daha açık ve net biçimde ifade etmek istiyorum. Kurda belirsizlik devam ederken, dünya ekonomisinde bir yavaşlama mevcutken, yeni dengelere ve oluşan yeni kur düzeyine adapte olabilmemiz için reel sektöre yönelik bir destek mekanizması geliştirilsin. Hesabını 2.70 TL’lerdeki kur düzeyinden yapan, kısa vadeli döviz borcu olan iş dünyasına bir can suyu sağlansın. Bu destek için farklı kaynaklar da bulunabilir. Mesela bankacılık sistemi üzerinden alınan KKDF ve BSMV gibi vergi ve fonlar da bir yıllığına kullanılabilir. Başka bir yol enerjide, istihdam maliyetlerinde, vergide indirim sağlanabilir. Ya da kısa vadeli döviz borcu olan firmanın borçlarını devletyeniden yapılandırabilir.” MİKRO İŞLETMELER Çağlar, mikro ölçekteki işletme sayısının500 bin olduğunu belirterek, bu işletmeler için bekledikleri desteği de şöyle özetledi: “Madem esnafa Hazine kaynağıyla Halk Bankası üzerinden yüzde 50 faiz desteği sağlanıyor. Gelin bunu tüm şahıs firmalarına sağlayalım. Şahıs firmalarımıza da şu anda esnafaverildiği gibi 120 bin TL’ye kadar yüzde 4-5oranlarından kredi verelim.” TETİKÇİLERİN İFŞAATLARINA TANIK OLUYORUZ Dünya ekonomisinde yaşanan sert rekabet koşullarına değinen Çağlar, “Bu süreçte sık sık ekonomik tetikçilerin ifşaatlarına şahit oluyoruz ve olacağız” dedi. Çağlar, yaşanan rekabetin dünya ticaretindeki yansımalarını da şöyle anlattı: “Küresel bir otomobil markasının emisyon ölçümü skandalını dikkatle izlemek gerekiyor. Olayın görünen yüzünde araçların olması gerekenin 40 kat üzerinde gaz salınımı gerçekleştirdiği iddiası var. Görünmeyen yüzünde ilginç şeyler var. Kyoto Protokolü’nden, dizel araç piyasasına ve ortak pazar anlaşmalarına kadar pek çok ilişki iç içe geçmiş durumda. Anlaşılan yıllarca oynanan bu oyunda birileri düğmeye bastı ve çevre protokolleri bahaneleriyle ülkemizin önüne engeller sıralayan AB’nin maskesi düşüverdi. Bu durum AB için büyük bir gözdağı ve yeni bir değişimin habercisi.” AVDAGİÇ: TOPLUM İSTİKRAR VE GÜVEN BEKLİYOR İstanbul Ticaret Odası ekim ayı Meclis toplantısını açan Meclis Başkanı Şekib Avdagiç, iş dünyası olarak sağlam bir hükümetin kurulmasını beklediklerini söyledi. Ekonomide istikrarlı bir yönetimin ihtiyacı içinde olduklarını belirten Avdagiç, “Gerek ekonomik, gerekse de bölgemizdeki siyasi-askeri hesaplaşmaların belirginleştiği küresel ölçekte güven unsurunun zedelenmemesi elzemdir. Diliyorum seçimin ardından; yapısal reformların devam ettirildiği, ekonomiyi merkeze aldığımız bir gündeme kavuşuruz. Böylelikle enerjimizi; tam manasıyla ekonomiye ve üretime harcayabiliriz. İş dünyası da, toplumun her kesimi de bunu bekliyor” dedi. Avdagiç, genel seçimlerde aday olan Oda Meclisi eski üyelerinden Zehra Taşkesenlioğlu’na başarılar diledi. MECLİS ÜYELERİ KÜRSÜDE 'Üniversite binasının alınması doğru değil' Yrd. Doç. Dr. Murat Yalçıntaş/Makine ve Ekipmanları: İstanbul Ticaret Odası’nın Türk milletine en büyük armağanlarından biri İstanbul Ticaret Üniversitesi’dir. Bu vesileyle kuruluş kararından bugüne kadar emeği geçen herkesi teşekkür ve minnetle anıyorum. Uluslararası çalışmalarım için geç saatlere kadar üniversitede kaldığım oluyor. Mütevelli Heyet Başkanı İbrahim Çağlar, Yardımcısı Hasan Erkesim’in de geç saatlere kadar üniversitede kalarak çalıştıklarına tanık oluyorum. Rektörümüz de hem akademik kadro, hem öğrenciler tarafından son derece seviliyor. Zaman zaman iş yoğunluğundan olabilir, eksik bilgilendirmeden olabilir, yanlış karar alabiliriz. Eski İTO binasının, üniversite rektörlük binasının (Düşünce ve Proje Üretim Akademisi Merkezi projesi için) üniversiteden alınıp İTO’ya tekrar verilmesi kararının da böyle bir karar olduğunu düşünüyorum. Ben yönetimi hakikaten tebrik etmek istiyorum; gençlerimizin fikirlerini değerlendirecek, onları hayata geçirecek bir merkez kurma fikri çok güzel bir fikir. Binanın üniversiteden alınıp merkezin faaliyetleri için İstanbul Ticaret Odası’na tahsis edilmesinin ise doğru bir karar olmadığını, eksik bilgilerle alınmış bir karar olduğunu ve hem İTO’ya hem üniversiteye hem de merkeze zarar verebileceğini düşünüyorum. 'Sütlüce binasıartık yetmiyor' Mehmet Salih Şadoğlu/Peyzaj ve Çiçekçilik: Sütlüce binası küçük ve öğrencilere yetmiyor artık. Yeni bir yer alınmadan üniversitenin Eminönü’ndeki rektörlük binasının geri alınmamasını istiyorum. 'Üniversiteyeyeni yer lazım' Sultan Hızıroğlu/Restorasyon ve İzolasyon: Eminönü’ndeki binanın verilmemesini istiyorum. Sütlüce Yerleşkesi’nin çok küçük olduğunu ve sorunlar yaşandığını biliyorum. Bu sıkıntıların giderilmesi gerekiyor. Yeni yerlerin alınmasından sonra bir tahsis olabilir. 'Büyük ve modernyer ihtiyacı' Yahya Uğur/Tekstil Yan Sanayi Ürünleri: Üniversitemize mutlaka çok daha büyük ve modern yer yapılması gerekiyor. Sütlüce Yerleşkesi yerine, çok daha büyük bir yer alınmalıydı. Eminönü’ndeki mevcut bina bildiğim kadarıyla üniversitemizin yönetim binası ve birkaç tane yüksek lisans ile alakalı kullanılıyordu. Önerilen proje için çok daha faydalı olacağını düşünüyorum. 'Eğitim sistemimizigözden geçirmeliyiz' Mustafa Balkuv/Örme Kumaş, Çorap ve Trikotaj: Üniversitede aksayan konuları bu Meclis’te konuşmalı ve çözüme kavuşturmalıyız. Nobel Kimya Ödülü’nü kazanan Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar’a teşekkürlerimizi sunuyorum. Kendimize şu soruyu sormalıyız: Hocamıza bu imkanları Amerika sunmamış olsaydı bu başarıyı yakalayabilir miydi? Bu nedenle Türkiye’nin eğitim sistemini ve bilim insanlarımıza sunduğumuz imkanları gözden geçirmek ve üst seviyelere taşımak zorundayız. İTO meclis kürsüsünü en çok kullanan beş üyeden biriyim. Firmamız 66 yıldır üretim yapıyor ama ülkemizde şirketlerin ömrü çok kısa. Batı’daki yüzlerce yıllık şirketlerin varlığı karşısında bizim şirketlerimizin ömrü düşündürücü.'Mesleki standardıkuruluşu belirlemeli' Ender Yazıcıoğlu/Ayakkabı veAyakkabı Yan Sanayi: Üniversitemiz yeni kendine gelmeye başladı. Dört yıl önce moda tasarımı bölümü kurulmasını istedik ama tam istediğimiz gibi yapamadık, çünkü sistemi yanlıştı. Burslara rağmen sektörden kimse orayı kazanamadı. Çünkü fen puanı ile alıyordu. Bu hataları yaptık. Yer seçiminde de hata yaptık. Üniversite için Marmara Üniversitesi’nin yerinialabilirdik. Yanlış branşlar da açtık. Bugün birkaç öğrencisi olan bu bölümleri niye tutuyoruz? Ülkemizde üretim değişti ama işletmelere verilen kapasite raporları değişmedi. Meslek standartları oluşturulurken meslek kuruluşlarına bu görevin verilmesini istemiştik. Üretici kapasite raporu olmadığı için hayali ihracat yapmış durumda. Kapasitedeki bu yanlışlık çözülmeli.Meslek standardı henüz hazırlanmamış meslekkomiteleri için dikkatli olmalıyız. 'Mühendislik okuyanada burs vermeliyiz' Musa Kanitoğlu/Döküm ve Metal İşleme: Burs komitesi olarak geçen yıl 1.620 öğrenciye burs vermek istedik ama yönetmelik çok sıkı olduğu için 1.017 öğrenciye burs verebildik. Kriterleri aşabilen öğrenci sayısı eksik kalınca, burs için ayrılan bütçe de kullanılmamış. Böylece kredide yönetim kurulunun rakamının üstüne çıkabiliyoruz artık. Mühendislik öğrencilerine de burs vermeliyiz. 'Demir dışı metallerdeyönlendirici olalım' İbrahim Çetinkaya/Demir Dışı Metaller: İTO’nun katkısı olmadan ülkemiz ekonomisine yön verilemez. Odamızın bu anlamdagücünü artırmak Meclisimizin gayretine bağlı. Dünya ekonomisi dramatik bir krize gidiyor. Doğru yolharitası ile sorumluluklarımızı gözden geçirmeliyiz.2015’te kaybettiğimizi gelecek yıl telafi edebiliriz.Demir dışı metaller, korozyona dayanıklılıklarınedeniyle birçok sektörde kullanılıyor. Dünyada; alüminyum, bakır, çinko, krom, nikel, kalay için ayrı kuruluşlar var. Demir dışı metallerde Odamız yönlendirici olmalı. Metallerdeki gelişmeler evrensel ekonomi hareketlerinin mikro göstergesidir. Arz yükseliyor, talep azalıyor. Lehimize çevirmek için üniversitelerle sektörler birlikte çalışmalı.'İşyerleri için dikeyyapılar oluşturulmalı' Kazım Ekinci/Metal Ürünler ve Mutfak Ekipmanları: 2023 yılı ihracat hedefine ulaşmak için çalışıyoruz. KOBİ’ler mekan bulamıyor, çünkü işyerleri çok pahalı. Odamız TOKİ gibi toplu işyeri üreten bir oluşuma ön ayak olmalı. İşyerleri için dikey yapılar oluşturulmalı. Çin mucizesi; işyeri, makine ve leasing’i devletin vermesi, sevk ve idareyi ise üreticiye bırakması ile gerçekleşti. Sevk ve idareyi Çin’den daha iyi yapabiliriz; yeter ki imkan verilsin. *** Başkan Çağlar: Üniversitede akademikhedefimize ulaştık İstanbul Ticaret Odası Başkanı ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı İbrahim Çağlar, üniversite ile ilgili konuşmalara istinaden yaptığı açıklamada, şunları söyledi: “Üniversitenin kafesinde çocuklarla oturuyorum; kahve, çay içiyorum, onları dinliyorum. Öğrenciler, mezunlar derneği randevusuz geliyor bana. Hocalarla da oturuyor, onları dinliyorum. Üniversitede derslik sorunu yok. 2017 sonunda mali açından istediğimiz yere geleceğiz. Akademik açıdan istediğimiz yere bu sene geldik. Üniversitede hocaların görevden alınması ise kendi arkadaşlarının değerlendirmesi ile gerçekleşti. Rektör kendi rektörleri, dekan kendi dekanları, bölüm başkanları kendilerinin; bu tercihi ben yapmadım. Bizim inisiyatifimizde gerçekleşen bir olay değildi. DÜPA için ne yapacağımızı biliyoruz. Her şeyi planladık, programladık. Eminönü’ndeki bina üniversitenin belli birimlerine hizmet etmeye devam edecek.” Düşünce ve Proje ÜretimAkademisi Merkezi İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin kullandığı Eminönü’ndeki yerleşke, üniversite bünyesindeki Düşünce ve Proje Üretim Akademisi (DÜPA), Sürekli Eğitim Merkezi ve İTO’nun kuracağı Bilginin Ticarileştirme Merkezi’ne ev sahipliği yapacak. İTO ekim ayı Meclisi’nde İstanbul Ticaret Üniversitesi tarafından rektörlük ve idari işler binası olarak kullanılan Eminönü’ndekiyerleşkenin kullanımıyla ilgili önerge oylandı. Eminönü’ndeki yerleşkeyi gelecek dönemde DÜPA, Sürekli Eğitim Merkezi ve İTO’nun kuracağı Bilginin Ticarileştirme Merkezi’nden oluşan üçlü yapının kullanmasına ilişkin önerge kabul edildi.

09 Ekim 2015 Cuma