tatil-sepeti

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, dünya genelinde sert bir rekabet ortamına girildiğini belirterek, Türkiye için asıl önemli olanın büyümek için pastayı büyütmek olduğunu söyledi.

Çağlar, bu nedenle gündeme getirdikleri işletmelere, mikro işletmelere destek ve reel sektöre kur desteği önerilerinin arkasında olduklarını dile getirdi.

Ekim ayı Oda Meclis toplantısında konuşan Çağlar, siyasi belirsizliğin ekonomi için habis bir ur olduğunu vurgulayarak, “Bu nedenle, siyasi istikrarı sağlayacak bir hükümeti bekliyoruz. Geçici çözümler değil, kalıcı ve sağlam bir dayanak talep ediyoruz. Türkiye’nin geleceğini düşünen herkesin, altına imzasını atacağı üç talebimiz var; siyasette istikrar, ekonomide büyüme, ülkede huzur” diye konuştu. Çağlar,1 Kasım’da yapılacak genel seçimlerin ülkeye hayırlı olmasını diledi.

KRİZİ FIRSATA ÇEVİRMEK

Dünya yeniden inşa edilirken ticaretin dengelerinin de yeniden tesis edildiğini anlatan Çağlar, gelişen ülkelerin giderek yükselen ekonomileri, siyasi çalkantılar ve askeri operasyonlar ile dünyanın yeni bir kırılma dönemi yaşadığını söyledi.

Bu süreçten; gidişatı doğru anlayan, doğru analiz eden, sürdürülebilir çözümler üreten, krizleri fırsata çevirebilen insanlar, işletmeler ve ülkelerin güçleneceğini belirten Çağlar, Türkiye’nin tüm bu gelişmelerin merkezinde olduğunu hatırlattı.

TÜRKİYE YÖNLENDİRMEYE ADAY

Başkan Çağlar, şöyle devam etti: “Türkiye bu değişimin merkezinde olmakla birlikte, bu değişimi yönlendirmeye de aday. Aslında son bir haftadır gördüklerimiz, yaşadıklarımız da bu durumun yansıması. Suriye’deki denklemlerin içinde Rusya’nın da askeri bir unsur olarak yer alması bunun ispatıdır. Yaşananlar sadece askeri bir hareketlilik değil. Yeni bir dünya düzenine geçişin inşaat çalışmaları. Bizler bu küresel inşaat işinin neresinde olacağız? Türkiye’nin politikası da bu soruya güçlü bir cevap vermek üzere çaba sarf etmektedir. Biz küresel yeniden yapılanmanın mimarları olmak durumundayız. Ülkemizin etrafında dönen onca dolap küresel yapılanmanın temel belirleyicisinin bu bölge olmasındandır. Yeni dünyanın ağırlıkmerkezi de burasıdır.”

SERT REKABET ORTAMI

Trans-Pasifik Anlaşması üzerinde mutabakat sağlandığını hatırlatan Çağlar, ABD’nin bir yandan Pasifik ülkeleri ile ortak pazar kurarken, bir yandan da AB ile serbest ticaret anlaşması hazırlığında olduğuna dikkat çekti. Bu yüzden hiçbir ekonominin sektörel rekabet gücünü kaybetmek istemediğini vurgulayan Çağlar, “Anlaşılan o ki Ortadoğu’daki gelişmeler, değişken petrol fiyatları, Transatlantik ve Trans-Pasifik gibi ortak pazar anlaşmaları ile küresel arenada sert bir rekabet dönemine girdik” dedi.

RAKAMLAR GEÇİCİ

Açıklanan son ekonomik verilere de değinen Çağlar, seçim ortamı, bölgedeki karışıklıklar ve dünya ekonomisindeki dalgalanmalar nedeniyle bu rakamların normal ve geçici olduğu vurguladı.

Uzun vadeli bakıldığında yeniden siyasi istikrarın sağlanması ve bölgedeki karışıklığın dinmesinin Türkiye’ye müthiş bir manivela etkisi yapacağını belirten Çağlar, şöyle konuştu: “Bu durum dışarıdan da böyle gözlemleniyor olmalı ki; temmuz ayında Türkiye’ye gelen yabancı yatırım miktarı3.4 milyar dolara ulaştı. Bu rakam son 101 ayın en yükseği. Yine bugün açıklanan Sanayi Üretim Endeksi’nde de son bir yılın en yüksek rakamına ulaşıldığını gördük. Türkiye ekonomisine ve geleceğine duyulan güveni bu göstergelerden rahatlıkla teyit ediyoruz.”

SEÇİM VAATLERİ

İbrahim Çağlar, seçim sürecinde gündeme gelen ekonomik vaatleri hatırlatarak, bunların iş dünyasını zorda bırakmaması gerektiğini dile getirdi.

Üretimin, yeni iş alanlarına girmenin küresel ölçekte zorlaştığını vurgulayan Çağlar, şöyle devam etti:“Zaten işgücü üzerinde ağır yükler var. Söz konusu maliyetleri artıracak her adımın istihdamı azaltacağı unutulmasın. Biz pastayı büyütelim. Türkiye’yi büyütelim. Asıl mesele bu. Bir kez daha açık ve net biçimde ifade etmek istiyorum. Kurda belirsizlik devam ederken, dünya ekonomisinde bir yavaşlama mevcutken, yeni dengelere ve oluşan yeni kur düzeyine adapte olabilmemiz için reel sektöre yönelik bir destek mekanizması geliştirilsin. Hesabını 2.70 TL’lerdeki kur düzeyinden yapan, kısa vadeli döviz borcu olan iş dünyasına bir can suyu sağlansın. Bu destek için farklı kaynaklar da bulunabilir. Mesela bankacılık sistemi üzerinden alınan KKDF ve BSMV gibi vergi ve fonlar da bir yıllığına kullanılabilir. Başka bir yol enerjide, istihdam maliyetlerinde, vergide indirim sağlanabilir. Ya da kısa vadeli döviz borcu olan firmanın borçlarını devletyeniden yapılandırabilir.”

MİKRO İŞLETMELER

Çağlar, mikro ölçekteki işletme sayısının500 bin olduğunu belirterek, bu işletmeler için bekledikleri desteği de şöyle özetledi: “Madem esnafa Hazine kaynağıyla Halk Bankası üzerinden yüzde 50 faiz desteği sağlanıyor. Gelin bunu tüm şahıs firmalarına sağlayalım. Şahıs firmalarımıza da şu anda esnafaverildiği gibi 120 bin TL’ye kadar yüzde 4-5oranlarından kredi verelim.”

TETİKÇİLERİN İFŞAATLARINA TANIK OLUYORUZ

Dünya ekonomisinde yaşanan sert rekabet koşullarına değinen Çağlar, “Bu süreçte sık sık ekonomik tetikçilerin ifşaatlarına şahit oluyoruz ve olacağız” dedi.

Çağlar, yaşanan rekabetin dünya ticaretindeki yansımalarını da şöyle anlattı: “Küresel bir otomobil markasının emisyon ölçümü skandalını dikkatle izlemek gerekiyor. Olayın görünen yüzünde araçların olması gerekenin 40 kat üzerinde gaz salınımı gerçekleştirdiği iddiası var. Görünmeyen yüzünde ilginç şeyler var. Kyoto Protokolü’nden, dizel araç piyasasına ve ortak pazar anlaşmalarına kadar pek çok ilişki iç içe geçmiş durumda. Anlaşılan yıllarca oynanan bu oyunda birileri düğmeye bastı ve çevre protokolleri bahaneleriyle ülkemizin önüne engeller sıralayan AB’nin maskesi düşüverdi. Bu durum AB için büyük bir gözdağı ve yeni bir değişimin habercisi.”

AVDAGİÇ: TOPLUM İSTİKRAR VE GÜVEN BEKLİYOR

İstanbul Ticaret Odası ekim ayı Meclis toplantısını açan Meclis Başkanı Şekib Avdagiç, iş dünyası olarak sağlam bir hükümetin kurulmasını beklediklerini söyledi.

Ekonomide istikrarlı bir yönetimin ihtiyacı içinde olduklarını belirten Avdagiç, “Gerek ekonomik, gerekse de bölgemizdeki siyasi-askeri hesaplaşmaların belirginleştiği küresel ölçekte güven unsurunun zedelenmemesi elzemdir. Diliyorum seçimin ardından; yapısal reformların devam ettirildiği, ekonomiyi merkeze aldığımız bir gündeme kavuşuruz. Böylelikle enerjimizi; tam manasıyla ekonomiye ve üretime harcayabiliriz. İş dünyası da, toplumun her kesimi de bunu bekliyor” dedi.

Avdagiç, genel seçimlerde aday olan Oda Meclisi eski üyelerinden Zehra Taşkesenlioğlu’na başarılar diledi.

MECLİS ÜYELERİ KÜRSÜDE

'Üniversite binasının alınması doğru değil'

Yrd. Doç. Dr. Murat Yalçıntaş/Makine ve Ekipmanları: İstanbul Ticaret Odası’nın Türk milletine en büyük armağanlarından biri İstanbul Ticaret Üniversitesi’dir. Bu vesileyle kuruluş kararından bugüne kadar emeği geçen herkesi teşekkür ve minnetle anıyorum. Uluslararası çalışmalarım için geç saatlere kadar üniversitede kaldığım oluyor. Mütevelli Heyet Başkanı İbrahim Çağlar, Yardımcısı Hasan Erkesim’in de geç saatlere kadar üniversitede kalarak çalıştıklarına tanık oluyorum. Rektörümüz de hem akademik kadro, hem öğrenciler tarafından son derece seviliyor. Zaman zaman iş yoğunluğundan olabilir, eksik bilgilendirmeden olabilir, yanlış karar alabiliriz. Eski İTO binasının, üniversite rektörlük binasının (Düşünce ve Proje Üretim Akademisi Merkezi projesi için) üniversiteden alınıp İTO’ya tekrar verilmesi kararının da böyle bir karar olduğunu düşünüyorum. Ben yönetimi hakikaten tebrik etmek istiyorum; gençlerimizin fikirlerini değerlendirecek, onları hayata geçirecek bir merkez kurma fikri çok güzel bir fikir. Binanın üniversiteden alınıp merkezin faaliyetleri için İstanbul Ticaret Odası’na tahsis edilmesinin ise doğru bir karar olmadığını, eksik bilgilerle alınmış bir karar olduğunu ve hem İTO’ya hem üniversiteye hem de merkeze zarar verebileceğini düşünüyorum.

'Sütlüce binasıartık yetmiyor'

Mehmet Salih Şadoğlu/Peyzaj ve Çiçekçilik: Sütlüce binası küçük ve öğrencilere yetmiyor artık. Yeni bir yer alınmadan üniversitenin Eminönü’ndeki rektörlük binasının geri alınmamasını istiyorum.

'Üniversiteyeyeni yer lazım'

Sultan Hızıroğlu/Restorasyon ve İzolasyon: Eminönü’ndeki binanın verilmemesini istiyorum. Sütlüce Yerleşkesi’nin çok küçük olduğunu ve sorunlar yaşandığını biliyorum. Bu sıkıntıların giderilmesi gerekiyor. Yeni yerlerin alınmasından sonra bir tahsis olabilir.

'Büyük ve modernyer ihtiyacı'

Yahya Uğur/Tekstil Yan Sanayi Ürünleri: Üniversitemize mutlaka çok daha büyük ve modern yer yapılması gerekiyor. Sütlüce Yerleşkesi yerine, çok daha büyük bir yer alınmalıydı. Eminönü’ndeki mevcut bina bildiğim kadarıyla üniversitemizin yönetim binası ve birkaç tane yüksek lisans ile alakalı kullanılıyordu. Önerilen proje için çok daha faydalı olacağını düşünüyorum.

'Eğitim sistemimizigözden geçirmeliyiz'

Mustafa Balkuv/Örme Kumaş, Çorap ve Trikotaj: Üniversitede aksayan konuları bu Meclis’te konuşmalı ve çözüme kavuşturmalıyız. Nobel Kimya Ödülü’nü kazanan Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar’a teşekkürlerimizi sunuyorum. Kendimize şu soruyu sormalıyız: Hocamıza bu imkanları Amerika sunmamış olsaydı bu başarıyı yakalayabilir miydi? Bu nedenle Türkiye’nin eğitim sistemini ve bilim insanlarımıza sunduğumuz imkanları gözden geçirmek ve üst seviyelere taşımak zorundayız. İTO meclis kürsüsünü en çok kullanan beş üyeden biriyim. Firmamız 66 yıldır üretim yapıyor ama ülkemizde şirketlerin ömrü çok kısa. Batı’daki yüzlerce yıllık şirketlerin varlığı karşısında bizim şirketlerimizin ömrü düşündürücü.

'Mesleki standardıkuruluşu belirlemeli'

Ender Yazıcıoğlu/Ayakkabı veAyakkabı Yan Sanayi: Üniversitemiz yeni kendine gelmeye başladı. Dört yıl önce moda tasarımı bölümü kurulmasını istedik ama tam istediğimiz gibi yapamadık, çünkü sistemi yanlıştı. Burslara rağmen sektörden kimse orayı kazanamadı. Çünkü fen puanı ile alıyordu. Bu hataları yaptık. Yer seçiminde de hata yaptık. Üniversite için Marmara Üniversitesi’nin yerinialabilirdik. Yanlış branşlar da açtık. Bugün birkaç öğrencisi olan bu bölümleri niye tutuyoruz? Ülkemizde üretim değişti ama işletmelere verilen kapasite raporları değişmedi. Meslek standartları oluşturulurken meslek kuruluşlarına bu görevin verilmesini istemiştik. Üretici kapasite raporu olmadığı için hayali ihracat yapmış durumda. Kapasitedeki bu yanlışlık çözülmeli.Meslek standardı henüz hazırlanmamış meslekkomiteleri için dikkatli olmalıyız.

'Mühendislik okuyanada burs vermeliyiz'

Musa Kanitoğlu/Döküm ve Metal İşleme: Burs komitesi olarak geçen yıl 1.620 öğrenciye burs vermek istedik ama yönetmelik çok sıkı olduğu için 1.017 öğrenciye burs verebildik. Kriterleri aşabilen öğrenci sayısı eksik kalınca, burs için ayrılan bütçe de kullanılmamış. Böylece kredide yönetim kurulunun rakamının üstüne çıkabiliyoruz artık. Mühendislik öğrencilerine de burs vermeliyiz.

'Demir dışı metallerdeyönlendirici olalım'

İbrahim Çetinkaya/Demir Dışı Metaller: İTO’nun katkısı olmadan ülkemiz ekonomisine yön verilemez. Odamızın bu anlamdagücünü artırmak Meclisimizin gayretine bağlı. Dünya ekonomisi dramatik bir krize gidiyor. Doğru yolharitası ile sorumluluklarımızı gözden geçirmeliyiz.2015’te kaybettiğimizi gelecek yıl telafi edebiliriz.Demir dışı metaller, korozyona dayanıklılıklarınedeniyle birçok sektörde kullanılıyor. Dünyada; alüminyum, bakır, çinko, krom, nikel, kalay için ayrı kuruluşlar var. Demir dışı metallerde Odamız yönlendirici olmalı. Metallerdeki gelişmeler evrensel ekonomi hareketlerinin mikro göstergesidir. Arz yükseliyor, talep azalıyor. Lehimize çevirmek için üniversitelerle sektörler birlikte çalışmalı.

'İşyerleri için dikeyyapılar oluşturulmalı'

Kazım Ekinci/Metal Ürünler ve Mutfak Ekipmanları: 2023 yılı ihracat hedefine ulaşmak için çalışıyoruz. KOBİ’ler mekan bulamıyor, çünkü işyerleri çok pahalı. Odamız TOKİ gibi toplu işyeri üreten bir oluşuma ön ayak olmalı. İşyerleri için dikey yapılar oluşturulmalı. Çin mucizesi; işyeri, makine ve leasing’i devletin vermesi, sevk ve idareyi ise üreticiye bırakması ile gerçekleşti. Sevk ve idareyi Çin’den daha iyi yapabiliriz; yeter ki imkan verilsin.

***

Başkan Çağlar: Üniversitede akademikhedefimize ulaştık

İstanbul Ticaret Odası Başkanı ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı İbrahim Çağlar, üniversite ile ilgili konuşmalara istinaden yaptığı açıklamada, şunları söyledi: “Üniversitenin kafesinde çocuklarla oturuyorum; kahve, çay içiyorum, onları dinliyorum. Öğrenciler, mezunlar derneği randevusuz geliyor bana. Hocalarla da oturuyor, onları dinliyorum. Üniversitede derslik sorunu yok. 2017 sonunda mali açından istediğimiz yere geleceğiz. Akademik açıdan istediğimiz yere bu sene geldik. Üniversitede hocaların görevden alınması ise kendi arkadaşlarının değerlendirmesi ile gerçekleşti. Rektör kendi rektörleri, dekan kendi dekanları, bölüm başkanları kendilerinin; bu tercihi ben yapmadım. Bizim inisiyatifimizde gerçekleşen bir olay değildi. DÜPA için ne yapacağımızı biliyoruz. Her şeyi planladık, programladık. Eminönü’ndeki bina üniversitenin belli birimlerine hizmet etmeye devam edecek.”

Düşünce ve Proje ÜretimAkademisi Merkezi

  • İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin kullandığı Eminönü’ndeki yerleşke, üniversite bünyesindeki Düşünce ve Proje Üretim Akademisi (DÜPA), Sürekli Eğitim Merkezi ve İTO’nun kuracağı Bilginin Ticarileştirme Merkezi’ne ev sahipliği yapacak.
  • İTO ekim ayı Meclisi’nde İstanbul Ticaret Üniversitesi tarafından rektörlük ve idari işler binası olarak kullanılan Eminönü’ndekiyerleşkenin kullanımıyla ilgili önerge oylandı.
  • Eminönü’ndeki yerleşkeyi gelecek dönemde DÜPA, Sürekli Eğitim Merkezi ve İTO’nun kuracağı Bilginin Ticarileştirme Merkezi’nden oluşan üçlü yapının kullanmasına ilişkin önerge kabul edildi.

09 Ekim 2015 Cuma

Etiketler : Gündem

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), önemli ekonomilerdeki zayıf performans nedeniyle küresel ekonomik büyümenin 2024'te yüzde 2,9'a gerileyeceğinin öngörüldüğünü bildirdi.


 

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), Küresel Görünüm Raporu'nu yayımladı.

 

Raporda, Orta Doğu'daki çatışmalar ve ABD-Çin ilişkileri de dahil olmak üzere jeopolitik gerginliklerin yüksek kalmaya devam ettiği belirtildi.

 

Söz konusu gelişmelerin eş zamanlı olarak gerçekleştiği ve belirsizliğe katkıda bulunduğu belirtilen raporda, böylesine değişken bir ortamda siyasi olayların daha da önem kazandığı ve kasım ayındaki ABD başkanlık seçimlerinin küresel ölçekte yılın en önemli siyasi olayı olarak öne çıktığı ifade edildi. Raporda, ABD'deki seçimlerin küresel ekonomi ve ticaret politikalarını önemli ölçüde etkileyebileceği vurgulandı.

 

Küresel ekonomik faaliyetin yavaşlamasının beklendiğine işaret edilen raporda, küresel ekonomik büyümenin ABD ve Çin gibi önemli ekonomilerdeki zayıf performans nedeniyle 2023'teki yüzde 3,1 seviyesinden 2024'te ve 2025'te yüzde 2,9'a gerileyeceğinin öngörüldüğü bilgisi verildi.

 

Raporda, ABD'de ABD Merkez Bankasının (Fed) geçmişteki agresif parasal sıkılaştırmasının etkilerinin işe alımlarda yavaşlamaya, hane halkı gelir büyümesini baskılamaya ve tüketici harcamalarını kısıtlamaya yol açmasının beklendiği belirtilerek, benzer şekilde Çin'in ekonomik ivmesinin de zayıfladığı ve son verilerin temel sektörlerde geniş tabanlı bir yavaşlamaya işaret ettiği aktarıldı.

 

ABD ekonomisinin bu yıl yüzde 2,4 büyümesinin beklendiği kaydedilen raporda, Çin ekonomisinin de bu yıl yüzde 4,7 büyüyeceğinin öngörüldüğü belirtildi.

 

Raporda, Avro Bölgesi'nin ekonomik görünümünün de zorlu olmaya devam ettiğine işaret edilerek, bölge ekonomisinin ekonomik büyüme hızının geçen yıla benzer şekilde yüzde 0,5 civarında düşük kalmasının beklendiği kaydedildi.

 

IIF'nin raporunda, Türkiye ekonomisinin ise 2024'te yüzde 2,7 büyüyeceğinin öngörüldüğü bildirildi.

 

Öte yandan, Fed'in 2024 yılında faiz oranlarını 100 baz puan düşürmesinin beklendiği ve bu durumun küresel finans piyasalarını etkileyeceği belirtilerek, gelişmekte olan piyasaların, riskler bölgeye göre değişse de ABD'deki daha düşük faiz oranlarından faydalanabileceği ifade edildi.

 

Raporda, 2025 yılına ilişkin ekonomik görünümün ise jeopolitik istikrara ve teknolojik ilerlemeye bağlı olduğu kaydedildi.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : büyüme

Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 2.06 değer kazanarak 9.975,61 puandan tamamladı. BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre 201,12 puan artarken, toplam işlem hacmi 84,6 milyar lira oldu.


Bankacılık endeksi yüzde 3,08, holding endeksi yüzde 2,50 değer kazandı.

 

Sektör endeksleri arasında en çok kazandıran bankacılık, tek kaybettiren yüzde 0,63 ile ticaret oldu.

 

Küresel piyasalarda, ABD Merkez Bankasının (Fed) 50 baz puanlık faiz indiriminin ardından pozitif bir seyir izleniyor.

 

Öte yandan TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 50'de tuttu.

 

PPK duyurusunda, "Temel mal enflasyonu sınırlı bir artışla düşük seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonundaki iyileşmenin son çeyrekte gerçekleşmesi beklenmektedir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır." ifadelerine yer verildi.

 

Kararın ardından BIST 100 endeksindeki yükseliş hızlanırken, Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) ise 256,5 baz puanla Şubat 2020'den bu yana görülen en düşük seviyeye yaklaştı.

 

Analistler, TCMB'nin karar metninden alınan sinyallerin enflasyonla mücadelenin ciddi şekilde devam edeceği şeklinde yorumlandığını kaydederek, bu durumun Türk lirası varlıklara olan talebi destekleyebileceğini belirtti.

 

Yarın yurt içinde tüketici güven endeksi, yurt dışında ise Japonya Merkez Bankası (BoJ) faiz kararı, Japonya'da enflasyon, Almanya'da Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), Avro Bölgesinde tüketici güven endeksinin öne çıkacağını dile getiren analistler, BoJ'un yarınki açıklamasında faiz oranının yüzde 0,25'te sabit tutmasının beklendiğini söyledi.

 

Banka politika faizini 31 Temmuz 2024'te 15 baz puan artışla yüzde 0,25'e yükseltirken, devlet tahvil alımlarının ise azaltılmasına karar vermişti.

 

Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 10.000 ve 10.100 seviyelerinin direnç, 9.800 ve 9.700 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : BIST100 borsa