tatil-sepeti
Tarihi Yarımada’da restorasyon turizm sezonuna yetişecek

Vakıflar Genel Müdürlüğü, salgın sürecine rağmen restorasyon şantiyelerinde çalışmalarını sürdürüyor. Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy, bu kapsamda geçen yıl Bursa Ulu Camii, Edirne Merkez Süleyman Camii, Beyoğlu Galata Kulesi, İstanbul Fatih Eminönü Rüstem Paşa Camii başta olmak üzere 163 restorasyon ve 4 yeni inşaat yapım işini tamamladıklarını açıkladı. EN ÖNEMLİSİ AYASOFYA 2020’de yapılan en önemli çalışmanın Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesine alınması olduğunu vurgulayan Ersoy, şu bilgiyi verdi: “Her ne kadar dini görevleri Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılıyor ise de bakımı, onarımı ve restorasyonu ile ilgili olarak bu eser Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün mülkiyetinde. Fatih Sultan Mehmet’in vakfiyesinde olan bir cami. Bu caminin restorasyonu ile ilgili gerekli çalışmaları yapıyoruz. İlk tedbir olarak buranın yangın ve elektrik tesisatı ile ilgili araştırmayı yaptırdık, raporlamasını aldık. Türbeler, sıbyan mektebi ve şadırvanın onarımına başladık. Medresenin restorasyonunu da yapacağız. Kubbeleri de incelemeye aldık.” KARİYE KORUNACAK Kariye Müzesi’nin camiye çevrilmesi için de gerekli hazırlıkları tamamladıklarını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıile ilgili kararnamenin çıktığını ve caminin ihalesinin ikinci aşamasının yapılacağını kaydeden Burhan Ersoy, “Kariye Camisi’nin nisan, mayıs aylarında ihalesi yapıldığı zaman, yılın sonuna doğru camiyi ibadete açmış olacağız” dedi. Mimarisi ikiye ayrılan camide dokuyu korumak için çalıştıklarını ifade eden Ersoy, şöyle konuştu: “Harem kısmını ibadete açacağız. Motifler ve fresklerde bozulma olmayacak. Çünkü bu UNESCO eseri, bir dünya mirası. Bu eserleri korumak, dünyada yaşayan herkesin görevi, sadece Müslümanların değil. Biz de bu eserleri korumaya çalışıyoruz.” YÜZDE 70 TAMAMLANDI İstanbul’daki Beyazıt Camisi ve Nuri Osmaniye Camisi’nin restorasyonunu tamamladıklarını, Sultanahmet Camisi restorasyonunun da devam ettiğini aktaran Burhan Ersoy, bu yılki hedeflerini ise şöyle anlattı: “2021 yılında hedefimiz, İstanbul’un turizm bölgesi hinterlandındaki yani Beyazıt, Fatih, Eminönü ve Sirkeci güzergahındaki tarihi eserlerin her birinin restorasyonunun bitirilmesi ve turizm sezonu başladığında bu yerlerin şantiye görüntüsünden kurtarılması. Bununla ilgili gayretimiz devam ediyor ve yüzde 70’e yakınını tamamladık. Geri kalan kısmı da en kısa sürede bitirip, camilerimizi ibadete açmış olacağız.” SÜLEYMANİYE EMİN ELLERDE Süleymaniye Camisi’nin kubbeleriyle ile ilgili önlemleri de masaya yatırdıklarına işaret eden Ersoy, caminin çevresindeki Darülhadis, Darüşşifa, Tabhane ve Daruzziyafe ile develikler diye isimlendirilen bölgelerin olduğunu, o bölgelerin her birinin yüklenicisinin ayrı ayrı ilgili bölümlerin restorasyonu ile uğraştığını ifade etti. Ersoy, Süleymaniye Camisi’nde yapılan çalışmalara ilişkin de şöyle konuştu: “Restorasyon ihalesi yapmadığımız tek bir bölge kaldı, bu da Daruzziyafe. Orayla ilgili de güvenlik tedbirlerini aldık. Dikenli tel ve kamera sistemi ile güvenli bir bölge haline getirmeye gayret gösterdik. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Valimiz güvenlik için gerekli desteği sağlıyor. Bir an önce orayla ilgili ihaleyi tamamlayarak, cami çevresini güvenlik altına almak istiyoruz. Camimizi emin ellerde koruyacağız.” 2021 İÇİN 1.2 MİLYAR LİRA Bu yıl Türkiye’de 193, yurt dışında 10 eseri tamamlamak için çalışacaklarını belirten Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy, restorasyonlar için 1 milyar 200 milyon liraya yakın bütçe ayırdıklarını söyledi. Restorasyonların yanı sıra yeni inşaatlar da yaptıklarını, bunlardan birinin de Bosna Hersek’te Riyaset binası olduğunu aktaran Ersoy, Türkiye’de de yapımı devam eden hizmet binalarını en kısa süre bitirmeyi hedeflediklerini ifade etti. KKTC’YE 5 MİLYON EURO’LUK RESTORASYON Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) de önemli çalışmalara imza attıklarını belirten Burhan Ersoy, bunlardan birinin de Selimiye Camisi olduğunu söyledi. Selimiye Camisi’nin yaklaşık 5 milyon Euro’ya restore edileceğini ve çalışmayı 2022’de bitirmeyi planladıklarını kaydeden Ersoy, “Restorasyon, uzun süreli bir iş. Derzlerinden alçısına kadar her şeyi titiz bir şekilde ele alıyoruz”dedi. ÜNİVERSİTE TEMEL ATMA TÖRENİ YAKINDA Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy, Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde eğitim veren Bezmialem Vakıf Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin kampüs binası inşaatlarının devam ettiğini, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin temel atma töreninin mart veya nisanda yapılacağını, gerekli sondaj çalışmalarının sürdüğünü bildirdi.

25 Şubat 2021 Perşembe

İTO'dan 1 Mart'ta kademeli normalleşme İstanbul'dan başlasın önerisi

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç: - "İstanbul'da restoran ve kafelerin de dahil olduğu hizmetler sektörüne verilecek en büyük teşvik, 1 Mart'ta kademeli normalleşmeye geçmek olacaktır" - "Kademeli normalleşme, hem maddi açıdan hem de sektörlerimizi motive etmesi açısından 2021'in geri kalan aylarındaki gidişatı da olumlu etkileyecektir" İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, "İstanbul'da restoran ve kafelerin de dahil olduğu hizmetler sektörüne verilecek en büyük teşvik, 1 Mart'ta kademeli normalleşmeye geçmek olacaktır." ifadelerini kullandı. Avdagiç, kademeli normalleşme adımlarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "1 Mart'tan itibaren kriterleri yerine getiren illerimizde beklentileri karşılayan adımlar atılacaktır" açıklamasından memnuniyet duyduklarını belirtti. Kademeli normalleşme adımlarının 15 milyon nüfusa sahip olan ve ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 31’ini oluşturan İstanbul ekonomisi için ayrıca önemli olduğunu vurgulayanAvdagiç, hizmetler sektöründe "servis taşımacılığı, turizm-otelcilik, sağlık hizmetleri ve tıbbi malzemeler, fuarcılık, kültür-sanat, spor faaliyetleri, yeme-içme" gibi kısıtlamalar sebebiyle kapalı olan birçok alt sektörün yer aldığını anımsattı. Avdagiç, koronavirüs sebebiyle hizmetler sektörünün nasıl toparlanacağının hala temel risk kaynaklarından biri olduğu bu dönemde normalleşme adımlarının büyük önem taşıdığını kaydetti. "KADEMELİ NORMALLEŞMEYİ İSTANBUL İÇİN ÖZELLEŞTİRMEK, ÜLKEMİZ EKONOMİSİNE KAZANÇ SAĞLAYACAKTIR" Şekib Avdagiç, İstanbul'da salgınönlemlerinin dönüşlerini almak zamana yayılsa bile, salgıntedbirlerini tam şekilde alarak, kademeli normalleşmeyi İstanbul için özelleştirmenin, ülkeekonomisine önemli katkı sağlayacağının altını çizdi. Hükümetin özellikle hizmetler sektöründeki gibi alandaki şirketleriayakta tutmak için verdiği tüm desteklere teşekkür ettiğini belirenAvdagiç, şu değerlendirmelerde bulundu: "Öte yandan inancımız o ki, istihdam kaynağı olan bu işletmelerimize en büyük teşvik, bu işyerlerimizin kontrollü bir süreç altında faaliyete yeniden geçmelerini sağlamak olacak. 1 Mart'tan itibaren kademeli normalleşme, hem maddi açıdan hem de sektörlerimizi motive etmesi açısından 2021'in geri kalan aylarındaki gidişatı da olumlu etkileyecektir. Kademeli normalleşmenin, sağlık tedbirleri de ihmal edilmeden İstanbul’dan başlaması salgınhasarının telafisi için ülkemize kazanç olur. Kapalı durumdaki üyelerimizin yanı sıra kapalı gibi olan, iş yapamayan işletmelerimiz de var. Oteller, turizm acenteleri, şehir içi yolcu taşımacılığı yapanlar, okullar, okul kantinleri gibi birçok firmamıza da destek ve teşviklerin devam etmesi büyük önem taşıyor. Dün Halkbank ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) arasında imzalanan anlaşma ile seyahat acentelerine 100 bin liraya kadar nakit işletme kredisi sunulmasını da memnuniyetle karşılıyoruz." Bu sektörlerde özellikle kısa çalışma desteğinin yıl boyunca sürdürülmesinin toparlanmaya ivme kazandıracağını belirten Avdagiç, "Bunun yanında, İstanbul’daki fiyat düzeyi de göz önüne alınarak kira desteğinin hem miktarının hem de kapsamının artırılması, firmalarımızın yeni normale uyum kabiliyetini yükseltecektir." ifadelerini kullandı.

25 Şubat 2021 Perşembe

Türkiye kadınların iş gücüne katılımında büyük ilerleme sağladı

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Auguste Tano Kouame, OECD verilerine göre kadın yönetim kurulu üyelerinin oranı özelikle borsada işlem gören şirketlerde son 5 yılda iki katına çıkmış ve yüzde 18'e ulaşmış" dedi. Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) tarafından "Sürdürülebilir İş Dünyasının Pusulası: Kurumsal Yönetim" ana temasıyla bu yıl 13'üncüsü düzenlenen Kurumsal Yönetim Zirvesi başladı. Çevrim içi düzenlenen etkinliğin açılışında konuşan Dünya Bankası Türkiye Direktörü Auguste Tano Kouame, tüm dünyada hükümetlerin ve ülkelerin kalkınma için iyi bir kurumsal yönetimin gerektiğinin farkında olduğunu söyledi. Kurumsal yönetim ve kişi başına gelir arasında yakın ilişki olduğunu dile getiren Kouame, kurumsallığın; şirketlerin iyi yönetilmesine, kaliteli, güvenli ürün ve hizmetler sunmasına, güvenilir rapor hazırlamalarına, hesap verilebilir olmalarına sağladığı katkıları anlattı. Kouame, "İyi kurumsal yönetim şirketler için olduğu kadar ekonomi ve ülkenin geneli için gereklidir. Tabii ki ülkede yaşayan tüm vatandaşlar için de. Kurumsal yönetim; yatırımın gelmesi, yatırımın izlenmesi, istihdamın oluşturulması açısından çok önemlidir." diye konuştu. Dünya Bankası'nın yaklaşımlarına kurumsal yönetimi de entegre ederek ülkelere bu şekilde hizmet sunduğunu aktaran Kouame, üye ülkelere kurumsal yönetim çerçevelerini güçlendirmelerine yardımcı olduğunu bildirdi. G-20'nin konuya ilişkin prensiplerinden birisinin; "ülkenin bu alanda bir eylem planı geliştirip uygulamasını sağlamak" olduğunu anlatan Kouame, bu eylem planının kurumsal kapasitenin iyileştirilmesini ve sonrasında kurumsal yönetim bilincinin hem özel hem de kamu için oluşturulmasını amaçladığını söyledi. Kouame, "Dünya Bankası, kurumsal yönetim konusunda üye ülkelere teknik yardım ve kredi sağlama şeklinde destek veriyor. Bu desteği; OECD, Finansal İstikrar Kurulu (IFC) ya da Basel Bankacılık Denetim Komitesi gibi kurumların standartlarına bakarak veriyoruz." açıklamalarında bulundu. "TÜRKİYE, KADINLARIN İŞ GÜCÜNE KATILIMINDA BÜYÜK İLERLEME SAĞLADI" Auguste Tano Kouame, Türkiye'de Dünya Bankası ile IFC'nin özel sektör ve TKYD ile yakından çalıştığını belirterek, "Kurumsal yönetim gerçekten bizim için sürdürülebilir iş dünyasının pusulası." dedi. Kurumsal yönetimin ihracat için öneminden bahseden Kouame, şu açıklamalarda bulundu: "Kurumsal yönetimin diğer önemli bir noktası da kadınların şirketin her düzeyinde temsil edilmesi. Türkiye'de kadın istihdam oranı yüzde 34 ile OECD ortalamasının altında ve oldukça düşük. Kadınlar ekonomi için çok önemli bir değer ve ekonomik büyümenin kaynağı. Ancak iyi haber şu; Türkiye bu konuda gerçekten büyük bir ilerleme sağladı. OECD verilerine göre kadın yönetim kurulu üyelerinin oranı özelikle borsada işlem gören şirketlerde son 5 yılda iki katına çıkmış ve yüzde 18'e ulaşmış. Bu gerçekten oldukça iyi. Ancak yüzde 18 yine de OECD ortalamasının altında. Bunu artırmak gerekiyor." Kouame, kadınların hem özel hem de kamuda daha fazla yer alması çağrısında bulundu. "KURUMSAL YÖNETİM ŞİRKETLERİN VAR OLMASI İÇİN BİR ZORUNLULUK" TKYD Yönetim Kurulu Başkanı Feyyaz Ünal ise dünya genelinde esen yatırım rüzgarının kurumsal yönetim ile yakalanabileceğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi: "Ülkemizdeki şirketlerin yüzde 95’i aile şirketi. Fakat ortalama şirket ömrü çeyrek asır ile sınırlı, yani girişimciyiz ama bunu sürdüremiyoruz. Bu nedenle kurumsal yönetim 'acaba yapsak mı' denilen bir uygulama değil, şirketlerin gelecekte de var olabilmeleri için bir zorunluluk. Eğer şirketlerimizi kurumsal yönetmezsek 'küçük şirket ülkesi' oluruz. Şirketlerin önüne 'öz' takıları koyup yeni şirketler açmaya çalışır, imkanları böleriz." Ünal, dünya genelinde krizle birlikte esen bir yatırım rüzgarının bulunduğunu belirterek, yönetim kültürü ve düzgün işleyen bir yönetim yapısının, tüm dünyada yatırımcıların şirketlere duyduğu güveni ve yatırım girişlerini artırdığını söyledi. Kurumsal yönetimin, bu güveni oluşturmaya aracılık ettiğini dile getiren Ünal, "Kamu, sivil toplum, özel sektör fark etmeksizin, yöneticilerin adil, şeffaf olmasını, gerektiğinde hesap vereceğini bilmesini ve sorumlu davranmasını sağlıyor." dedi. "TKYD, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN HEM SÖZCÜSÜ HEM TARAFI" Feyyaz Ünal, dünyanın artık sürdürülebilir kurumsal yönetimi konuştuğunu kaydederek, şu açıklamalarda bulundu: "TKYD olarak sürdürülebilirliğin hem sözcüsü hem de tarafıyız. Yaptığımız tüm çalışmalarda, etkinliklerimizden çalışma gruplarıyla oluşturduğumuz belgelere kadar her alanda ülkemiz kuruluşlarının sürdürülebilir bir gelecek için çalışmasına katkı sunmayı hedefliyoruz. Uluslararası pek çok kurumla yakın bağlarımızın da etkisiyle en iyi uygulamaların ülkemize gelmesini önemsiyor ve takip ediyoruz." Ünal, gelecek süreçte iş dünyasına önemli bir katkı sağlayacağına inandıkları yeni bir projeye başlayacaklarını belirterek, MY Executive ile birlikte hayata geçirecekleri ve iki bölümden oluşan projenin ilk adımı olarak, şirketlerin yönetim kurulları için Bağımsız Üye Yerleştirme Programı'nı başlatacaklarını sözlerine ekledi.

25 Şubat 2021 Perşembe

Toparlanma beklentisi ülkeler arasında tehlikeli biçimde ayrıştı

Uluslararası Para Fonu (IMF)BaşkanıKristalinaGeorgieva,26 Şubat'tavideo konferans yöntemiyle düzenlenecek G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları toplantısı öncesi "Büyük ayrışmayı önlemek: Küresel ekonomi için yol ayrımı" başlıklı bir blog yazısı kaleme aldı. Yazısında, küresel ekonominin bu yıl yüzde 5,5 ve 2022'de yüzde 4,2 büyümesinin beklendiğini anımsatan Georgieva, ancak küresel ekonomininyükselişinin uzun ve belirsiz olacağını vurguladı. Georgieva, dünyanın çoğunun, yeni virüs mutasyonlarının yayıldığı bir ortamda, aşıların yavaş bir şekilde dağıtılmasıyla karşı karşıya olduğuna işaret ederek, "Toparlanma beklentileri ülkeler ilebölgeler arasında tehlikeli biçimde ayrışmakta." değerlendirmesini yaptı. KÜRESEL EKONOMİ YOL AYRIMINDA Georgieva, küresel ekonomininyol ayrımında olduğunu belirterek, "Gelişmiş ekonomiler ve birkaç gelişmekte olan pazar daha hızlıtoparlanırken, çoğu gelişmekte olan ülkenin yıllarca durgunluk yaşaması gibi büyük bir risk var." ifadesini kullandı. Gelecek yılın sonunda, gelişmiş ekonomilerde kümülatif kişi başına düşen gelirin kriz öncesi tahminlerin yüzde 13 altında olmasının öngörüldüğüne dikkati çeken Georgieva, bu oranın düşük gelirli ülkeler için yüzde 18 ve Çin dışındaki gelişmekte olan ülkeler için yüzde 22 düzeyinde bulunduğunu aktardı. Georgieva, kişi başına düşen gelirde beklenen bu darbenin, gelişmekte olan dünyadaki aşırı yoksul insanların sayısını artıracağı konusunda uyardı. Krizden önce gelişmiş ekonomiler ile 110 yükselen ve gelişmekte olan ülke arasındaki gelir farkının 2020-2022 yıllarında daralacağının tahmin edildiğini aktaran Georgieva, ancak şimdi sadece 52 ekonominin bu farkı yakalayacağının,58'inin ise geride kalacağının öngörüldüğünübildirdi. Georgieva,bunun nedenini "kısmen aşılara eşit olmayan erişim" şeklinde göstererek, "En iyi senaryoda bile, çoğu gelişmekte olan ekonominin yaygın aşı kapsamına ancak 2022 sonu veya sonrasında girmesi bekleniyor." değerlendirmesinde bulundu. ÜLKELERİN İÇİNDE DE HIZLANAN BİR AYRIŞMA GÖRÜLÜYOR IMF Başkanı Georgieva, geçen yıl gelişmiş ekonomilerin ortalama olarak milli gelirinin yaklaşık yüzde 24'ünü mali önlemler için kullandığına işaret ederek,bu oranın yükselen piyasalardayüzde 6 ve düşük gelirli ülkelerde yüzde 2'den az olduğunu bildirdi. Georgieva, sadece ülkeler arasında değil ülkelerin içinde de hızlanan bir ayrışma görüldüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti: "Gençler, düşük vasıflı kadınlarve kayıt dışı çalışanlar,iş kayıplarından orantısız bir şekilde etkilendi.Bu durum;krizin uzun vadeli ekonomik yaralarını derinleştirecek. Bu da eşitsizliği azaltmayı ve büyüme ile istihdamı artırmayı daha da zorlaştıracak. Veri kısıtlamaları nedeniyle Hindistan ve Suudi Arabistan hariç, sadece G20 ekonomilerinde toplam istihdam kaybının, kriz öncesi tahminlere kıyaslabu yıl 25 milyondan fazla,2022'de ise 20 milyona yakın olması bekleniyor. Ülkeler arası ve ülkeler içindeki bu tehlikeli ayrışmayı tersine çevirmek için güçlü politika eylemlerinin alınması gerek." ULUSLARARASI İŞ BİRLİĞİ VURGUSU Georgieva, yoksul ülkelerde aşı uygulamalarını hızlandırmak için çok daha güçlü uluslararası iş birliğine ihtiyaç olduğunualtını çizerek, sağlık krizini sona erdirmede daha hızlı ilerlemeninküresel geliri 2020-2025 dönemindekümülatif olarak 9 trilyon dolar artırabileceğini belirtti. G20 ülkelerinin liderliğinde yaklaşık 14 trilyon dolarlık mali eylem de dahil olmak üzere benzeri görülmemiş önlemler alındığını anımsatan Georgieva, krizin ciddiyeti göz önüne alındığında, para politikası desteğinin devam etmesininalternatifinin bulunmadığını vurguladı. Georgieva, savunmasız ülkelere verilen desteğin artırılması gerektiğine işaret ederek,yoksul ülkeleri geride bırakmanın eşitsizliği artıracağı, küresel ekonomik ve sosyal istikrar için büyük bir tehdit oluşturacağı uyarısında bulundu. SALGININ SEYRİ EKONOMİLER ARASINDAKİ AYRIŞMAYA KATKIDA BULUNDU Öte yandanIMF, söz konusu toplantıöncesi"G20Gözlem Notu" raporunu da yayımladı. Küresel toparlanmanın, salgına karşı hızlı ilerleme kaydedilmesine ve salgın atlatılana kadar etkili ekonomik desteğin sağlanmasına bağlı olduğu vurgulanan raporda, birçok aşı denemesinden ve bazı ülkelerde devam eden aşılama çalışmalarından gelen haberlerin Kovid-19 krizini sona erdirme potansiyelini artırdığı kaydedildi. Raporda,mutasyona uğrayanvirüsün hızlabulaşmasınıngörünümü belirsiz hale getirdiğine işaret edilerek, "Gelişmiş ve bazı gelişmekte olan ekonomilerinbu yıl aşılara yaygın erişim kazanması bekleniyor. Diğer ülkelerin ise aşılara yaygın erişim konusunda çok daha uzun süre beklemesi öngörülüyor." değerlendirmesine yer verildi. Salgının seyri ve gerekli karantina önlemlerinin ekonomiler arasında ekonomik faaliyette son zamanlarda görülen ayrışmaya katkıda bulunduğu belirtilen raporda,"Aşılama takvimi ve politika desteğindeki büyük farklılıkların, yakın vadede büyüme ayrışmasınave orta vadede potansiyel olarak daha yavaş gelir yakınsamasına katkıda bulunacağı tahmin edilmektedir." ifadesi kullanıldı.

25 Şubat 2021 Perşembe

İlave 6 puanlık bölgesel sigorta prim teşviki 2021 sonuna kadar uzatıldı

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 81'inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, sigorta primine esas kazanç alt sınırı üzerinden uygulanacak ilave puan, ilave puan uygulanacak iller ve uygulama süresi hakkındaki 30 Mayıs 2013 tarihli Bakanlar Kurulu Kararının eki kararda değişiklik yapan Cumhurbaşkanı Kararı Resmi Gazete'nin mükerrer sayısındayayımladı. Buna göre, 31 Aralık 2020'yekadar geçerli olan ilave 6 puanlık bölgesel sigorta prim teşvikinin süresi, 31 Aralık 2021'euzatıldı. Uzatma kararı, 51 il ve 2 ilçeyi kapsayacak şekilde 1 Ocak 2021'den itibaren yürürlüğe girdi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Twitter'danyaptığı açıklamada, şunları kaydetti: "51 il ve 2 ilçemizde üretim ve istihdamı artırmak için 5510 sayılı kanundaki '5 puanlık'indirime ilave olarak sigorta primine esas kazanç alt sınırı üzerinden 'ilave 6 puan'olarak uygulanmakta olan sigorta prim teşvikinin süresi 31 Aralık 2021 tarihine kadar uzatılmıştır."

25 Şubat 2021 Perşembe