Çin, misilleme yapabilir

Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü (PIIE) Kıdemli Uzmanı Marcus Noland, Trump’ın korumacı politikalarının bir ticaret savaşına yol açabileceğini söyledi. Noland, “Trump, Çin’e yönelik taahhütlerini hayata geçirirse aynı şeyi iPhone’lar, Boeing uçakları, soya fasulyesi ve mısır gibi ürünler için yapabilirler hatta ABD’ye giden Çinli öğrencilere ‘gitme’ diyebilirler” diye konuştu.

09 Aralık 2016 Cuma

Alışılmadık vaatler küresel ticaret savaşı habercisi mi?

Donald Trump’ın, ABD’de başkanlık seçimlerinden zaferle ayrılmasının ardından en çok merak edilen konu, yeni yönetimin radikal seçim taahhütlerini hayata geçirip geçiremeyeceği oldu. Seçim kampanyasında Meksika sınırına duvar örülmesi, ülkedeki Müslümanlar için veri bankası oluşturulması ve ticaret anlaşmalarının feshedilmesi gibi alışılmadık vaatlerde bulunan Trump, yaptığı açıklamalarla bu planlarında hâlâ kararlı olduğunu gösterdi. RESESYON UYARISI Birçok ekonomist, finans kuruluşu ve uluslararası şirket, yeni başkanın önerdiği ticaret politikalarının ülkede resesyona yol açacağı uyarısında bulunuyor. Ayrıca, diğer ülkelerin bu politikalara misilleme yapmasının küresel bir ticaret savaşını tetikleyebileceği ifade ediliyor. ‘ÖLÜM FERMANI’ Trump, seçim kampanyası döneminde, yürürlükte olan ve müzakere edilen tüm anlaşmaları ya yeniden müzakere edeceğini ya da tamamen feshedeceğini defalarca taahhüt etmişti.Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA), Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) ve Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması (TTIP) için bir nevi ‘ölüm fermanı’ anlamına gelen bu vaat, Trump’ın ticaret alanındaki tek planı değil. Yeni başkan ayrıca, Çin ve Meksika’dan ithal edilen mallara sırasıyla yüzde 45 ve yüzde 35 tarife uygulamayı planlıyor. YASAL ENGEL YOK ABD anayasası, başkana ticaret anlaşmaları ve bariyerlerini, kongrenin tasdikigerekmeden onaylama veya iptal etme yetkisi tanıdığı için Trump’ın söz konusu radikal planlarını göreve geldiği gün hayata geçirmesinin önünde yasal bir engel yok. 4 MİLYON KİŞİ İŞİNİ KAYBEDER Moody’s Analytics ve Goldman Sachs gibi önde gelen finans kuruluşları, Trump’ın ticaret politikalarının ekonomik büyümeyi zayıflatacağı öngörüsünde bulunurken, HSBC ekonomistleri de ülkede stagflasyon (resesyona yüksek enflasyonun eşlik etmesi) yaşanabileceğini düşünüyor. Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü’nün (PIIE) araştırmasına göre ise Trump’ın ticaret politikaları en az 4 milyon Amerikalının işini kaybetmesine yol açabilir. AB’NİN AYRILMASI GÜNDEME GELİR! Moody’s Analytics Başekonomisti Mark Zandi, “Trump’ın ticaret politikalarını hayata geçirmesi global bir ticaret savaşı başlatır, küresel ticareti düşürür ve büyümeye zarar verir” dedi. Zandi, Trump’ın zaferinin yükselen milliyetçiliğin ve popülizmin bir örneği olduğunu belirterek, “Bu görüşteki liderler, gelecek yıl Avrupa’da hükümete gelirse, o zaman Euro Bölgesi ve AB’nin ayrılması gündeme gelirse, dünya ekonomisi finansal krize ve resesyona sürüklenir” diye konuştu.

05 Aralık 2016 Pazartesi

Neden 1 dolara razı oldu?

HABER: CANAN BİLGİN ABD, 1992 ve 1996 yıllarında başkanlık seçimlerine giren iş adamı Henry Ross Perot’tan sonra ilk kez milyarder bir başkana sahip oldu. ABD’nin 45. Başkanı olarak seçilen tartışmalı gayrimenkul patronu Donald J. Trump, Forbes’a göre 3.7 milyar dolarlık servetiyle en zengin başkanlardan biri olarak 4 yıl boyunca ülkeyi yönetecek. EN BÜYÜK ŞANSI BABASI New York’taki en zengin emlakçılardan biri haline gelen babası Fred Trump, ABD’nin yeni başkanının en büyük şansıydı. Fred Trump, İkinci Dünya Savaşı’nda Amerikan askerleri ve aileleri için konut inşa edip satarak oldukça büyük bir servet edindi. New York Times’ta yayınlanan bir makaleye göre, 1999’da öldüğünde geride yaklaşık 300 milyon dolarlık bir servet bıraktı. Fred Trump, ardında büyük bir servet bırakmasının yanısıra güvenilir kredi ve fonlara erişmesi, gayrimenkul imparatorluğu oluşturması ve siyasi bağlantıları için de ömrü boyunca oğluna yardımcı oldu. GAYRİMENKULDE PARLADI Böyle varlıklı bir ailede doğan Donald Trump, iş hayatına babasının emlak şirketinde başladı. 1971’de babasının daire kiralama şirketi Trump & Son Co’nun yönetimine geçti ve şirket daha sonra The Trump Organization olarak adlandırıldı. Trump bu dönemde New York’ta çoğunlukla gayrimenkul yatırımlarıyla uğraştı. 1980’li yıllarda Manhattan’da birkaç başarılı gayrimenkul yatırımı yaptı. Güzellik yarışmaları, futbol takımları, televizyon şovları ve moda şirketleri satın aldı. Her yatırımda da ‘Donald’ markasını kullandı. Milyarder iş adamı, servetini bir bakıma sadece ‘Donald Trump’ isminden kurdu. Trump’ın 1980 yılında Atlantic City’de Trump Plaza’da 250 milyon dolarlık bir otel kompleksi geliştirmek için Holiday Inn Corp. ile bir araya gelmesi ise dönüm noktası oldu. Ardından yine Atlantic City’de Hilton Hotelleri’nden 320 milyon dolarlık ikinci mülkü satın aldı. 4 KEZ İFLASLA YÜZLEŞTİ Trump, 80’li yıllarda gayrimenkul piyasasında hızlı yükselişini sürdürdü. Büyük krediler alarak New York, Manhattan, Atlantic City, Florida ve diğer eyaletlerde çok sayıda lüks otel, apartman ve casino inşa etti. Ancak Trump’ın hızla devam eden bu galibiyet serisi 1990’lı yılların başında duraklamaya geçti. Ekonominin yavaşlaması, emlak devinin gelir akışını da azalttı. Bu dönemde yıllık kredi ödemeleri 300 milyon doları buldu. Trump Organization ve ortaklıklarının 9 milyar dolar borcu vardı. Kişisel borcu ise toplam 975 milyon dolardı. Hızlı büyümesinin sonucunda, 1991-2009 yılları arasında yeni yatırım ve gerekli ödemeleri yapamayacak duruma gelen Trump’ın işletmeleri dört defa iflasla karşı karşıya kaldı. Ancak kendi şirketi adına hiçbir zaman ‘iflas’ ilan etmedi ve bankalardan kredi alarak yeniden yapılandırma yoluna gitti. Borçlarının bir kısmını, havayolu şirketi Trump Shuttle ve Suudi milyarder Prens Alwaleed Bin Talal’a satılan bir yatın da dahil olduğu mal varlıklarının satışı ile ödedi. TRUMP’IN GERİ DÖNÜŞÜ Donald Trump’ın talihi 1995’te değişmeye başladı. O yıl, Trump Hotels and Casino Resorts Inc.’i kurarak halka açtı. İlk yatırımlarından biri olan Grand Hyatt’daki hissesini de 140 milyon dolar karşılığında sattı. Aynı dönemde Wall Street’te bulunan Manhattan Trust Bank’ın eski binasını satın aldı. Trump Building olarak bilinen bu bina, onun en ünlü mülklerinden biri olmaya devam edecekti. Trump imparatorluğu bugün birçok endüstriye uzansa da, gayrimenkul geliştirme ve satın alımlar her zaman ana işi oldu. Trump markalı ürünler ve emlak ruhsatları da popüler olmayı sürdürüp, onu Forbes 400 listesine taşımaya yardım ediyor. ÇIRAK’TAN 214 MİLYON DOLAR Trump, 1980’lerde Dünya Güreş Gösterileri ile eğlence dünyasına adım attı. 2004’te kendi televizyon şovu ‘The Apprentice’ ile şöhreti daha da arttı. Her sezonda, bir düzineden fazla yarışmacı, Trump’ın şirketlerinden birinin yönetim kademesinde altı rakamlı ödemeler yaparak yarıştı. The Apprentice ve Celebrity Apprentice serisi 10 yıllık tarihi boyunca Trump’a toplam 214 milyon dolar kazandırdı. İSMİNİ MARKAYA DÖNÜŞTÜRDÜ Milyarder Trump, ismini markaya dönüştürerek servetine servet kattı. Trump adını taşıyan mülklerin birçoğu onun değil. Trump Organization’un lisans anlaşmalarında geliştiricilerle ortak olduğu biliniyor. Forbes, Trump’ın gayrimenkul lisans anlaşmaları, fikri mülkiyet hakları ve marka değerinin 253 milyon dolar olduğunu belirtiyor. Trump, gayrimenkulün yanı sıra şilteden konfeksiyona, kokudan mobilyaya kadar uzanan geniş bir ürün listesine de adını verdi. Forbes’a göre Trump, tüketici ürünleri lisanslaması yoluyla sadece 2014’te 3.25 milyon dolar kazandı. ABD’nin yeni başkanı, katıldığı konferans ve toplantılardan konuşma ücreti alarak da para kazanmanın yolunu buldu. Mayıs 2014’ten Mart 2015’e kadar farklı etkinliklerde konuştu ve her bir sunum için 450 bin dolar ücret aldı. Bu dönem boyunca yaptığı toplam konuşmalar Trump’ın gelirine 1.75 milyon dolar katkıda bulundu. 51 HAFTA BESTSELLER OLDU Donald Trump, kısa sürede nasıl milyoner olunacağına dair tüyolar verdiği ilk kitabı ‘The Art of the Deal’ ile de ününü artırdı. Kasım 1987’de yayınlanan kitap, en çok satanlar listesinde 51 hafta geçirdi ve çoğu rapora göre bugüne kadar yaklaşık 1 milyon kopya sattı. ‘The Art of the Deal’ın 2015 yılında 50 bin ila 100 bin dolar arasında telif ücreti elde ettiği belirtiliyor. Trump, ‘Crippled America: How to Make America Great Again’ adlı kitabı için de 1 milyon dolarla 5 milyon dolar arasında gelir bildirdi. Milyarder iş adamının 2014 yılında 85 bin ila 215 bin dolar arasında kitap telif ücreti aldığı ifade ediliyor. YATIRIMDA ÖNCELİĞİ TÜRKİYE’YE VERDİ Emlak devi Donald Trump, yaklaşık 4 yıl önce Trump Towers ile Türkiye’de de ilk yatırımını yaptı. Trump, o dönemde, Türkiye’yi ideal bir yatırım bölgesi ilan ederek, “Türkiye, yatırım için mükemmel bir ülke. Önümüzdeki dönemde yatırım yapmak için öncelik verdiğimiz ülkelerden biri olacak diyebilirim” açıklamasını yaptı.

23 Kasım 2016 Çarşamba

Başkan Trump’lı yeni dünya

HABER: FEDAİ YILDIRIM Amerika Birleşik Devleti’nin (ABD) 45’inci Başkanı seçilen Cumhuriyetçi Donald Trump, küresel piyasalarda dalgalanmalara yol açtı. Çünkü Trump’ın Başkan seçilmesinin ardından ABD’nin yeni bir ekonomik politika izleyeceği düşüncesi, ‘yeni dünya’ düzeninin geleceği konusunda endişelere neden oldu. Bu endişelere bağlı olarak küresel piyasalar da yeni bir belirsizlik sürecine girdi. Bu belirsizliğin Trump’ın göreve başlayacağı ocak ayına kadar sürmesi beklenirken, diğer küresel pazarların da nasıl şekilleneceği merak konusu. AVRUPA’DAKİ SEÇİMLER Bu nedenle başta Türkiye ve Avrupa ülkeleri olmak üzere, Rusya ile Çin, gelecekte küresel piyasaların Trump yönetimine vereceği reaksiyonu dikkatle izliyor. Öte yandan Fransa, Almanya, Hollanda ve İtalya’da önümüzdeki günlerde seçim ve referandum yapılacak. Bunların sonucunda küreselleşme karşıtı sağ popülist partilerin yükselme ihtimali de mevcut finansal durumu tehdit ediyor. TÜRKİYE İÇİN AVANTAJ Ayda bir kez toplanan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Ekonomi Danışma Kurulu Üyeleri de ABD’deki yeni yönetimin, Türkiye ve dünya piyasalarına olası etkilerini ele aldı. Uzmanların genel kanısı özel sektörden gelen işadamı Donald Trump’ın gerçekçi ve ekonomiyi gözeten bir politika izleyeceği. Bu durumun Türkiye için bir avantaj olduğunu belirten uzmanlar, korumacı eğilimlerin artabileceğine dikkat çekiyor. VERGİ POLİTİKASI UZUN VADEDE OLUMSUZ ETKİLER ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs, Trump’ın politikalarının ülke ekonomisine kısa vadede katkıda bulunacağını, uzun vadede ise ekonomiyi olumsuz etkileyebileceğini bildirdi. Goldman Sachs raporunda şu değerlendirmeye yer verildi: “Trump’ın vergi alanındaki reformlarının ve altyapı yatırımlarının gerçekleşmesi durumunda 2017’nin ikinci yarısında ekonomik büyümenin yüzde 0.2 baz puan artması öngörülüyor. Vergi uygulamalarının ve göçmenlik alanındaki kısıtlamaların gerçekleşmesi halinde, 2018 ve 2019’da ekonomik büyüme yüzde 0.8 baz puan azalabilir, işsizlik oranı yüzde 5.3’e yükselebilir, enflasyon 2019 başında yüzde 2.3 seviyesine çıkabilir.” ABD’NİN KURULU DÜZENİ ELİNİ RAHAT BIRAKIR MI? Doç. Dr. Ömer Bolat: ABD ve dünya için yeni bir dönem. Türkiye’de ise sonuçtan memnuniyet hissedildi. Trump’ın Müslümanlar hakkındaki sert demeçleri, Suriye’de Rusya’ya yakın politika izleyeceği izlenimi ve İran ile anlaşmayı feshedeceği yaklaşımı soru işareti oluşturuyor. Açık sözlü yaklaşımı, 15 Temmuz hadisesine dair farklı demeçleri dolayısıyla Türkiye’nin Trump ile ilişkisinin olumlu olacağı bekleniyor. Ancak ABD’nin kurulu düzeni Trump’ın elini ne derece rahat bırakır, göreceğiz. AB ülkeleri, oldukça temkinli yaklaştılar seçim sonucuna. En çok göze çarpan ise Rusya ile ABD ilişkisinin daha da iyi olacağı yönündeki söylentiler. Bu ihtimal karşısında Türkiye ile Rusya ilişkileri yara alabilir. Dünya zaten zor bir süreçte idi. Artık daha da belirsiz ve karmaşık bir süreçte yolunu bulmaya çalışacak. Görünen o ki, dünyada ayrıştırmacı akımlar güç kazanıyor. Bu da ülkeler arasında dozunu giderek artıran, şiddetli tartışmaları beraberinde getirecek demek. ORTADOĞU’DAKİ EKONOMİDEN PAY ALABİLİRİZ Prof. Dr. Burak Arzova: Trump’ın seçilmesi sürpriz olmadı. ‘Terörizm’ ve göçmenler hakkındaki görüşlerinden dolayı seçmenden destek gördü. Türkiye ile ilişkisi ise olumlu olacak. Trump’ın özellikle Suriye politikası, Türkiye ile paralel. Ortadoğu’daki başta inşaat olmak üzere çalışmalardan biz de pay alabiliriz. Trump, ABD ekonomisine ivme kazandıracak ve ileride Trump’ın ‘iyi adam’ olduğuna dair söylentiler duyacağız. Hatta petrol fiyatları da dengeye oturacak. Türkiye de özellikle Ortadoğu’da Rusya ile ortak çalışma imkanı bulacak. Çünkü Trump’ın ilk görüştüğü kişi Putin, ikincisi ise Erdoğan. Trump’ın, Kürtleri müttefik gördüğüne dair bir söylemi de yok. Dolayısıyla yakın zamanda Ortadoğu’da ayrılıkçı hareketler görmeyeceğiz. Trump işadamı, akıllıca hareket edecek. KÜRESELCİLER GÜÇ KAYBETTİ Prof. Dr. Arif Yavuz: ABD’de küresel güç kaybetti. Bundan sonra küresel güç ile ABD ulusal devleti çatışacak. Dolayısıyla ABD ekonomisi 2017 ve 2018’de resesyona girecek. Bu da dünya ekonomisini etkileyecek. ABD’de milli liberal ekonomi uygulanacak. Küresel gücün kullandığı FETÖ, PKK, IŞİD, PYD artık tasfiye edilecek. Trump, Ortadoğu’da federasyona karşı çıkıyor, Kürdistan devletinin kurulmasını istemiyor. Bunlar Türkiye’nin lehine. Ayrıca Büyük Ortadoğu Projesi de (BOP) başarısız olacak. Bu noktada Türkiye, Batı ile ilişkilerini koparmamalı. Bundan ekonomimiz kötü etkilenir. Önümüzdeki dönemde dolar/TL kuru çıkacak ve önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde kur, 3.50’ye yaklaşacak. Böyle bir ortamda yabancı sermaye Türkiye’ye gelmeyecek. Merkez Bankası da önümüzdeki aylarda faizleri artıracak. Petrol 44 ile 52 dolar arasında hareket edecek. Altın yükseliş trendine girecek. Üç ayda altının ons fiyatı 1.350 doları geçecek. KORUMACILIK, DARALMA VE KÜÇÜLMEYE GÖTÜRÜR Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu: Piyasalar, enflasyondan ziyade deflasyondan uzaklaşıldı diye düşünüyor. Enflasyon bir miktar artacak ama etkisi sınırlı olacak ABD’de. Kritik nokta ise Trump’ın korumacılık politikasının nasıl işleyeceği. Küresel piyasalar durağanlaşacaksa bu, ABD’nin de ihracatının yavaşlaması demek. ‘İç talebi canlandırayım’ derken ters dinamikleri çalıştıran bir ABD olacak. Ancak Trump, korumacılık yolunu tercih etmezse hem ABD hem de dünya ticareti ivmelenecek. Bu da bizim gibi ülkeler için pozitif hava yaratacak. Fed de faiz artırımı yapmayacak. Dünyada ciddi çekingen yazılar geliyor Trump hakkında. Vadettiklerini yapması halinde dünya olumsuz etkilenir. Çünkü korumacılık, küresel piyasaları daralma ve küçülmeye götürür. Trump’ın tavrı, 2017’nin ikinci yarısında netleşecek, taşlar yerine oturacak. Dünya için negatif atmosfer yaratmazsa büyüme için pozitif olabilir. NATO’DA 5. MADDE KALKARSA BAŞIMIZ AĞRIR Dr. İlker Domaç: Trump’ın seçilmesi, benzeri antiglobal partilerin popülerlik kazanmasına sebep oldu. Bu tehlikeli çünkü popülist liderle mücadele zor. Şuan gelişmiş ülkeler arasında bu hastalığa yakalanmamış Kanada, Avustralya ve Yeni Zelenda var. ABD’nin çok etkin rol almadığı bir dünyada başka sorunlar doğabilir. Mevcut İslamifobi sorunu var. ABD’de üniversitelerde Müslümanlara yönelik tehditler söz konusu. Trump, Türkiye’de farklı karşılandı. Bunun da en önemli sebebi FETÖ’nün iade konusuna sıcak bakması. Ayrıca Trump, Türkiye’nin Ortadoğu’da liderlik rolü üstlenmesine soğuk bakmıyor. Ancak Trump’ın NATO’ya karşı tavrı düşündürüyor. Eğer NATO’nun 5. maddesi kaldırılırsa bizim başımızı ağrıtabilir. Trump’ın İran’a yaklaşımı da bizim için tehlikeli olabilir. ÇILGIN LİDERLER YÜZYILI Prof. Dr. Mehmet Hüseyin Bilgin: Bu yüzyıla, ‘çılgın liderler yüzyılı’ demiştik. ABD’de sorunlar var, işler çok iyi gitmiyor ve rekabet gücünü kaybediyor. Trump ya bu sorunları çözecek ya da ABD ile birlikte dünyayı da mahvedecek. Trump, AB’deki yeni çılgın liderleri doğurur mu? Almanya, İtalya, Fransa ve Hollanda’da yakında seçimler olacak. Göreceğiz. Bu durum, Türkiye’yi de etkileyecek. Türkiye, işadamı olduğu için Trump ile iyi çalışabilir. ABD’DE OTURMUŞ BİR DÜZEN VAR Cüneyt Başaran: ABD seçimleri çabuk sindirilemeyecek. Piyasa fazla reaksiyon verdi. ABD’nin başkandan ibaret olmadığını ve oturmuş bir düzen olduğu savına inanıyorum. Ancak bu sistem değişsin diye ABD’lilerin çoğu Trump’a oy verdi. Piyasalar uzun bir müddet huzur bulamayacak. Az ihtimal veriyorum ama Trump, normal düzeni devam ettirecek. Geri adım attığına dair ufak da olsa söylemleri var. OLAYA REEL SEKTÖR GÖZÜYLE BAKIYOR Dr. Can Gürlesel: Trump, önemli rakip olarak Çin’i görüyor ve bu ülkeye yaptırım uygulayacağını söylüyor. Neler yapacağını merak ediyorum. Rusya’ya daha sıcak yaklaşıyor. Bu çerçevede Ortadoğu’da yumuşama olacak. Bu da Türkiye için olumlu olur. İran konusunda ise çok sert. Nükleer anlaşmayı kabul etmeyeceğini, ambargoların devam edeceğini söyledi. Bu da Ortadoğu’da dengeleri değiştirir. Hatta Türkiye’nin İran pazarı kapanabilir. Trump olaylara reel sektör gözüyle bakıyor. ABD’de, 2001’den beri ilk kez ‘reel sektör’ diyen bir başkanla karşılaşıyoruz. Dolayısıyla ilk yıllar büyümeyi hızlandıracak. Türkiye, FETÖ’nün iadesini öncelikledi. Bu, iki ülke arasındaki ilişkileri şekillendirecek. AVRUPA DA KENDİ TRUMP’INI SEÇER Dr. Berra Doğaner: Trump, varlıklı ailelere büyük, düşük gelir grubuna ise küçük vergi indirimi öneriyor. Trump’ın vergi planı 10 yılda devlet gelirlerinden 9.5 trilyon dolar kesintiye yol açacak. Trump, TTIP ve NAFTA’ya karşı çıkıyor. Bu hamle, en fazla ithalatın yapıldığı Almanya’yı etkileyecek. Trump’ın, Çin’den ithal edilen ürünlere yüzde 45 tarife uygulaması gibi sert söylemleri dikkat çekiyor. Meksika’ya ise yüzde 35 gümrük vergisi yolda. Önümüzdeki günlerde Avrupa’daki bazı ülkelerde seçimler olacak. Bu ülkeler de kendi Trump’larını seçebilir. Çünkü dünya radikal bir yöne doğru gidiyor. Bu iyi bir şey değil. Her ülke korumacı olur ve içe kapanırsa küresel piyasalar olumsuz etkilenir. ÖZEL SEKTÖRDEN GELDİ Prof. Dr. Murat Yülek: Dünya çok zor günlerden geçiyor. Önümüz aydınlık değil, belirsizlik hakim. Trump’ın inişli çıkışlı hayatı da buna örnek. Özel sektörden geldiği için iyi bildiği bazı şeyler var tabi. FETÖ ve Suriye konusunda bizim hoşumuza gidecek konulardan bahsediyor. Rusya ile yakın ilişkisi, bizim için olumlu da olabilir olumsuz da... Terörün değişik çeşitleri mevcut ülkemizde. Bu kadar riski hem Türkiye hem dünya nasıl kaldırır bilemiyorum. Dünya savruluyor ve çapası sağlam olan ülke, bu savrulmadan daha az etkilenecek. Biz de çapamızı sağlam atmalıyız.

23 Kasım 2016 Çarşamba

Denizciler mayısta Oslo’da buluşacak

Norveç’in başkenti Oslo’da, Uluslararası Gemicilik Fuarı (NOR-SHIPPING 2017) düzenlenecek. Fuar, 30 Mayıs ile 2 Haziran 2017 arasında gerçekleştirilecek. Fuarda Türk firmaları, Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği çatısı altında ürünlerini sergileyecek. İKİ YILDA BİR 26’ncı kez kapılarını açacak olan fuar, iki yılda bir organize ediliyor ve dünyanın önde gelen gemi yapımı ve denizcilik fuarları arasında gösteriliyor. YOĞUN KATILIM Fuarı, makine aksamı üreticilerinden tedarikçilere, armatörlerden finans uzmanlarına kadar gemicilik ve açık deniz piyasasıyla ilgilenen çok sayıda ziyaretçinin izlemesi bekleniyor. Fuara katılmak isteyen firmaların en geç 30 Kasım’a kadar Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği ile iletişime geçmesi gerekiyor. Ayrıntılı bilgi için: 0212 454 05 01

22 Kasım 2016 Salı