HABER: FEDAİ YILDIRIM

Amerika Birleşik Devleti’nin (ABD) 45’inci Başkanı seçilen Cumhuriyetçi Donald Trump, küresel piyasalarda dalgalanmalara yol açtı. Çünkü Trump’ın Başkan seçilmesinin ardından ABD’nin yeni bir ekonomik politika izleyeceği düşüncesi, ‘yeni dünya’ düzeninin geleceği konusunda endişelere neden oldu. Bu endişelere bağlı olarak küresel piyasalar da yeni bir belirsizlik sürecine girdi. Bu belirsizliğin Trump’ın göreve başlayacağı ocak ayına kadar sürmesi beklenirken, diğer küresel pazarların da nasıl şekilleneceği merak konusu.

AVRUPA’DAKİ SEÇİMLER

Bu nedenle başta Türkiye ve Avrupa ülkeleri olmak üzere, Rusya ile Çin, gelecekte küresel piyasaların Trump yönetimine vereceği reaksiyonu dikkatle izliyor. Öte yandan Fransa, Almanya, Hollanda ve İtalya’da önümüzdeki günlerde seçim ve referandum yapılacak. Bunların sonucunda küreselleşme karşıtı sağ popülist partilerin yükselme ihtimali de mevcut finansal durumu tehdit ediyor.

TÜRKİYE İÇİN AVANTAJ

Ayda bir kez toplanan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Ekonomi Danışma Kurulu Üyeleri de ABD’deki yeni yönetimin, Türkiye ve dünya piyasalarına olası etkilerini ele aldı. Uzmanların genel kanısı özel sektörden gelen işadamı Donald Trump’ın gerçekçi ve ekonomiyi gözeten bir politika izleyeceği. Bu durumun Türkiye için bir avantaj olduğunu belirten uzmanlar, korumacı eğilimlerin artabileceğine dikkat çekiyor.

VERGİ POLİTİKASI UZUN VADEDE OLUMSUZ ETKİLER

ABD’li yatırım bankası Goldman Sachs, Trump’ın politikalarının ülke ekonomisine kısa vadede katkıda bulunacağını, uzun vadede ise ekonomiyi olumsuz etkileyebileceğini bildirdi. Goldman Sachs raporunda şu değerlendirmeye yer verildi: “Trump’ın vergi alanındaki reformlarının ve altyapı yatırımlarının gerçekleşmesi durumunda 2017’nin ikinci yarısında ekonomik büyümenin yüzde 0.2 baz puan artması öngörülüyor. Vergi uygulamalarının ve göçmenlik alanındaki kısıtlamaların gerçekleşmesi halinde, 2018 ve 2019’da ekonomik büyüme yüzde 0.8 baz puan azalabilir, işsizlik oranı yüzde 5.3’e yükselebilir, enflasyon 2019 başında yüzde 2.3 seviyesine çıkabilir.”

ABD’NİN KURULU DÜZENİ ELİNİ RAHAT BIRAKIR MI?

Doç. Dr. Ömer Bolat: ABD ve dünya için yeni bir dönem. Türkiye’de ise sonuçtan memnuniyet hissedildi. Trump’ın Müslümanlar hakkındaki sert demeçleri, Suriye’de Rusya’ya yakın politika izleyeceği izlenimi ve İran ile anlaşmayı feshedeceği yaklaşımı soru işareti oluşturuyor. Açık sözlü yaklaşımı, 15 Temmuz hadisesine dair farklı demeçleri dolayısıyla Türkiye’nin Trump ile ilişkisinin olumlu olacağı bekleniyor. Ancak ABD’nin kurulu düzeni Trump’ın elini ne derece rahat bırakır, göreceğiz. AB ülkeleri, oldukça temkinli yaklaştılar seçim sonucuna. En çok göze çarpan ise Rusya ile ABD ilişkisinin daha da iyi olacağı yönündeki söylentiler. Bu ihtimal karşısında Türkiye ile Rusya ilişkileri yara alabilir. Dünya zaten zor bir süreçte idi.

Artık daha da belirsiz ve karmaşık bir süreçte yolunu bulmaya çalışacak. Görünen o ki, dünyada ayrıştırmacı akımlar güç kazanıyor. Bu da ülkeler arasında dozunu giderek artıran, şiddetli tartışmaları beraberinde getirecek demek.

ORTADOĞU’DAKİ EKONOMİDEN PAY ALABİLİRİZ

Prof. Dr. Burak Arzova: Trump’ın seçilmesi sürpriz olmadı. ‘Terörizm’ ve göçmenler hakkındaki görüşlerinden dolayı seçmenden destek gördü. Türkiye ile ilişkisi ise olumlu olacak. Trump’ın özellikle Suriye politikası, Türkiye ile paralel. Ortadoğu’daki başta inşaat olmak üzere çalışmalardan biz de pay alabiliriz. Trump, ABD ekonomisine ivme kazandıracak ve ileride Trump’ın ‘iyi adam’ olduğuna dair söylentiler duyacağız. Hatta petrol fiyatları da dengeye oturacak. Türkiye de özellikle Ortadoğu’da Rusya ile ortak çalışma imkanı bulacak. Çünkü Trump’ın ilk görüştüğü kişi Putin, ikincisi ise Erdoğan. Trump’ın, Kürtleri müttefik gördüğüne dair bir söylemi de yok. Dolayısıyla yakın zamanda Ortadoğu’da ayrılıkçı hareketler görmeyeceğiz. Trump işadamı, akıllıca hareket edecek.

KÜRESELCİLER GÜÇ KAYBETTİ

Prof. Dr. Arif Yavuz: ABD’de küresel güç kaybetti. Bundan sonra küresel güç ile ABD ulusal devleti çatışacak. Dolayısıyla ABD ekonomisi 2017 ve 2018’de resesyona girecek. Bu da dünya ekonomisini etkileyecek. ABD’de milli liberal ekonomi uygulanacak. Küresel gücün kullandığı FETÖ, PKK, IŞİD, PYD artık tasfiye edilecek. Trump, Ortadoğu’da federasyona karşı çıkıyor, Kürdistan devletinin kurulmasını istemiyor. Bunlar Türkiye’nin lehine. Ayrıca Büyük Ortadoğu Projesi de (BOP) başarısız olacak. Bu noktada Türkiye, Batı ile ilişkilerini koparmamalı. Bundan ekonomimiz kötü etkilenir. Önümüzdeki dönemde dolar/TL kuru çıkacak ve önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde kur, 3.50’ye yaklaşacak. Böyle bir ortamda yabancı sermaye Türkiye’ye gelmeyecek. Merkez Bankası da önümüzdeki aylarda faizleri artıracak. Petrol 44 ile 52 dolar arasında hareket edecek. Altın yükseliş trendine girecek. Üç ayda altının ons fiyatı 1.350 doları geçecek.

KORUMACILIK, DARALMA VE KÜÇÜLMEYE GÖTÜRÜR

Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu: Piyasalar, enflasyondan ziyade deflasyondan uzaklaşıldı diye düşünüyor. Enflasyon bir miktar artacak ama etkisi sınırlı olacak ABD’de. Kritik nokta ise Trump’ın korumacılık politikasının nasıl işleyeceği. Küresel piyasalar durağanlaşacaksa bu, ABD’nin de ihracatının yavaşlaması demek. ‘İç talebi canlandırayım’ derken ters dinamikleri çalıştıran bir ABD olacak. Ancak Trump, korumacılık yolunu tercih etmezse hem ABD hem de dünya ticareti ivmelenecek. Bu da bizim gibi ülkeler için pozitif hava yaratacak. Fed de faiz artırımı yapmayacak. Dünyada ciddi çekingen yazılar geliyor Trump hakkında. Vadettiklerini yapması halinde dünya olumsuz etkilenir. Çünkü korumacılık, küresel piyasaları daralma ve küçülmeye götürür.

Trump’ın tavrı, 2017’nin ikinci yarısında netleşecek, taşlar yerine oturacak. Dünya için negatif atmosfer yaratmazsa büyüme için pozitif olabilir.

NATO’DA 5. MADDE KALKARSA BAŞIMIZ AĞRIR

Dr. İlker Domaç: Trump’ın seçilmesi, benzeri antiglobal partilerin popülerlik kazanmasına sebep oldu. Bu tehlikeli çünkü popülist liderle mücadele zor. Şuan gelişmiş ülkeler arasında bu hastalığa yakalanmamış Kanada, Avustralya ve Yeni Zelenda var. ABD’nin çok etkin rol almadığı bir dünyada başka sorunlar doğabilir. Mevcut İslamifobi sorunu var. ABD’de üniversitelerde Müslümanlara yönelik tehditler söz konusu. Trump, Türkiye’de farklı karşılandı. Bunun da en önemli sebebi FETÖ’nün iade konusuna sıcak bakması. Ayrıca Trump, Türkiye’nin Ortadoğu’da liderlik rolü üstlenmesine soğuk bakmıyor. Ancak Trump’ın NATO’ya karşı tavrı düşündürüyor. Eğer NATO’nun 5. maddesi kaldırılırsa bizim başımızı ağrıtabilir. Trump’ın İran’a yaklaşımı da bizim için tehlikeli olabilir.

ÇILGIN LİDERLER YÜZYILI

Prof. Dr. Mehmet Hüseyin Bilgin: Bu yüzyıla, ‘çılgın liderler yüzyılı’ demiştik. ABD’de sorunlar var, işler çok iyi gitmiyor ve rekabet gücünü kaybediyor. Trump ya bu sorunları çözecek ya da ABD ile birlikte dünyayı da mahvedecek. Trump, AB’deki yeni çılgın liderleri doğurur mu? Almanya, İtalya, Fransa ve Hollanda’da yakında seçimler olacak. Göreceğiz. Bu durum, Türkiye’yi de etkileyecek. Türkiye, işadamı olduğu için Trump ile iyi çalışabilir.

ABD’DE OTURMUŞ BİR DÜZEN VAR

Cüneyt Başaran: ABD seçimleri çabuk sindirilemeyecek. Piyasa fazla reaksiyon verdi. ABD’nin başkandan ibaret olmadığını ve oturmuş bir düzen olduğu savına inanıyorum. Ancak bu sistem değişsin diye ABD’lilerin çoğu Trump’a oy verdi. Piyasalar uzun bir müddet huzur bulamayacak. Az ihtimal veriyorum ama Trump, normal düzeni devam ettirecek. Geri adım attığına dair ufak da olsa söylemleri var.

OLAYA REEL SEKTÖR GÖZÜYLE BAKIYOR

Dr. Can Gürlesel: Trump, önemli rakip olarak Çin’i görüyor ve bu ülkeye yaptırım uygulayacağını söylüyor. Neler yapacağını merak ediyorum. Rusya’ya daha sıcak yaklaşıyor. Bu çerçevede Ortadoğu’da yumuşama olacak. Bu da Türkiye için olumlu olur. İran konusunda ise çok sert. Nükleer anlaşmayı kabul etmeyeceğini, ambargoların devam edeceğini söyledi. Bu da Ortadoğu’da dengeleri değiştirir. Hatta Türkiye’nin İran pazarı kapanabilir. Trump olaylara reel sektör gözüyle bakıyor. ABD’de, 2001’den beri ilk kez ‘reel sektör’ diyen bir başkanla karşılaşıyoruz. Dolayısıyla ilk yıllar büyümeyi hızlandıracak. Türkiye, FETÖ’nün iadesini öncelikledi. Bu, iki ülke arasındaki ilişkileri şekillendirecek.

AVRUPA DA KENDİ TRUMP’INI SEÇER

Dr. Berra Doğaner: Trump, varlıklı ailelere büyük, düşük gelir grubuna ise küçük vergi indirimi öneriyor. Trump’ın vergi planı 10 yılda devlet gelirlerinden 9.5 trilyon dolar kesintiye yol açacak. Trump, TTIP ve NAFTA’ya karşı çıkıyor. Bu hamle, en fazla ithalatın yapıldığı Almanya’yı etkileyecek. Trump’ın, Çin’den ithal edilen ürünlere yüzde 45 tarife uygulaması gibi sert söylemleri dikkat çekiyor. Meksika’ya ise yüzde 35 gümrük vergisi yolda. Önümüzdeki günlerde Avrupa’daki bazı ülkelerde seçimler olacak. Bu ülkeler de kendi Trump’larını seçebilir. Çünkü dünya radikal bir yöne doğru gidiyor. Bu iyi bir şey değil. Her ülke korumacı olur ve içe kapanırsa küresel piyasalar olumsuz etkilenir.

ÖZEL SEKTÖRDEN GELDİ

Prof. Dr. Murat Yülek: Dünya çok zor günlerden geçiyor. Önümüz aydınlık değil, belirsizlik hakim. Trump’ın inişli çıkışlı hayatı da buna örnek.
Özel sektörden geldiği için iyi bildiği bazı şeyler var tabi.
FETÖ ve Suriye konusunda bizim hoşumuza gidecek konulardan bahsediyor. Rusya ile yakın ilişkisi, bizim için olumlu da olabilir olumsuz da... Terörün değişik çeşitleri mevcut ülkemizde. Bu kadar riski hem Türkiye hem dünya nasıl kaldırır bilemiyorum. Dünya savruluyor ve çapası sağlam olan ülke, bu savrulmadan daha az etkilenecek. Biz de çapamızı sağlam atmalıyız.

23 Kasım 2016 Çarşamba

Etiketler : Dünya

İsrail'in 16 yıldır abluka altında tuttuğu ve 7 Ekim'den bu yana da aralıksız şekilde saldırılarını sürdürdüğü Gazze'de tarım sektörünün yüzde 80'inin, sanayi sektörünün de yüzde 90'ının yok edildiği belirtildi.


 

Filistinli ekonomist Muhammed Ebu Ceyyab, İsrail saldırılarının Gazze ekonomisine etkilerini değerlendirdi.

 

İsrail saldırılarının, Gazze'de ekonomik düzeyde her şeyi yok ettiğini, bölgede tek bir üretim alanı bırakmadığını, toplumdaki ekonomik sınıfların eşitlendiğini ifade eden Ebu Ceyyab, şunları kaydetti:

 

"Saldırılar, üst ve orta sınıfı yok ederek onları da yoksullaştırdı. İsrail savaş uçakları ve tankları tarafından yok edilen sanayi sektörü, tüm iş sahiplerini ve çalışanlarını yoksul insanlara dönüştürdü. Geçmişte geçimini sanayi, üretim ve tarım alanından sağlayan orta sınıf, bugün yoksul sınıfına dahil oldu. Gazze Şeridi ekonomik altyapı, sanayi merkezleri ve üretken sektörler düzeyinde tamamen yok edildi."

 

"TOPLUMUN TÜM FERTLERİ YOKSULLAŞTI"

 

Ebu Ceyyab, tarım ve sanayi sektöründe oluşan hasara ilişkin şunları söyledi: "İsrail'in yıkım üslubu, Gazze Şeridi'ndeki tarımsal üretimin yüzde 80 ila 90'ının işlevsiz hale gelmesine yol açtı. Sanayi sektörü tamamen durdu, endüstriyel altyapı, fabrikalar, enerji ve diğer bileşenlerin yüzde 90'ından fazlası yok edildi."

 

Toplumun genel durumuna işaret eden Ebu Ceyyab, "Filistin toplumundaki tüm farklılıklar aşındı, artık ekonomik sınıflar kalmadı. Toplumun tüm fertleri yoksullaştı, ihtiyaç sahibi haline geldi." diye konuştu.

 

Ebu Ceyyab, sanayi, tarım ve üretim sektörlerini yeniden ihya etmek, ekonominin alt, orta ve üst sınıflarını yeniden inşa etmek için uzun yıllar alacak sıkı bir çalışma, yeniden yapılanma ve on milyarlarca dolar gerektiğini vurguladı.

 

GAZZE'DEKİ KRİTİK ALTYAPILARA VERİLEN ZARARIN MALİYETİ 18,5 MİLYAR DOLAR CİVARINDA

 

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), şubat ayının başlarındaki açıklamasında, Gazze Şeridi'nin sosyal ve ekonomik koşullarını saldırılar öncesindeki duruma getirilmesinin on yıllar alacağını ifade etmişti.

 

Nüfusun yüzde 80'inin uluslararası yardıma bağlı olduğu Gazze'de oluşan ekonomik yıkım döngüsünün acilen kırılması gerektiği vurgulamıştı.

 

Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası'nın nisan ayı başındaki ortak raporunda da Gazze'nin altyapısındaki hasarın yaklaşık 18,5 milyar dolara olduğu belirtilmişti.

 

Raporda, Gazze Şeridi'ndeki yaklaşık 2,3 milyonluk nüfusun yarısından fazlasının açlığın eşiğinde olduğu, nüfusun tamamının ciddi gıda güvensizliği ve yetersiz beslenmeyle karşı karşıya olduğu aktarılmıştı.

23 Nisan 2024 Salı

Avrupa Parlamentosu (AP), hassas tarım ürünleri dışında Ukrayna'dan ithal edilen bütün ürünlerdeki gümrük vergilerinin 1 yıl daha askıya alınmasına onay verdi.


 

Strazburg'da düzenlenen AP Genel Kurul oturumunda, Ukrayna'yı ekonomik olarak desteklemek için hazırlanan özerk ticaret tedbirlerinin uzatılması, 428 "evet" oyuyla kabul edildi.

 

Buna göre, Ukrayna'nın AB'ye ihracatına ilişkin ithalat vergileri ve kotalarının askıya alınması 5 Haziran 2025'e kadar uzatılacak.

 

Böylece, AB'nin Ukrayna'ya verdiği ekonomik destek sürecek.

 

AB çiftçilerinin Ukrayna ürünleri nedeniyle yaşadıkları sorunlar dikkat alınacak. Bu çerçevede, AB iç piyasasındaki hassas bazı ürünler için tedbir uygulanacak.

 

Ukrayna'dan AB'ye kümes hayvanları, yumurta, şeker, yulaf, mısır, kabuksuz tahıl ve bal gibi ürünlerin ithalatı, 2021'in ikinci yarısı ile 2022 ve 2023'teki ortalama miktarlara sabitlenecek. Bu ürünlerin Ukrayna'dan ithalatı belirlenen seviyeleri aşarsa, gümrük vergileri yeniden yürürlüğe girebilecek.

 

AB Komisyonu, Ukrayna'dan hassas ürünlerin ithalatını takip edecek. Komisyon, belirlenen seviyelerin aşılması halinde hızla tedbir alacak.

 

Düzenleme, bu aşamadan sonra üye ülkeler tarafından resmen onaylanmasının ardından AB Resmi Gazetesi'nde yayımlanarak yürürlüğe girecek.

 

Avrupa ülkelerinde çiftçiler son dönemde yoğun protestolar düzenliyordu.

 

Çiftçiler, artan üretim maliyetleri karşısında tarımsal ürünlere daha yüksek fiyat ödenmesini istiyordu.

 

Ukrayna ve diğer ülkelerden gelen ucuz tahıl ürünleri de Avrupa'daki çiftçileri rahatsız eden konular arasında yer alıyordu.

23 Nisan 2024 Salı