tatil-sepeti
Mavi Akım bakıma alınacak

Rus kamu doğalgaz şirketi Gazprom, Karadeniz üzerinden Türkiye'ye uzanan doğalgaz boru hattı Mavi Akım’ı, 13-19 Mayıs tarihleri arasında bakıma almayı planladığını bildirdi. Bakım sürecinde Mavi Akım üzerinden Türkiye'ye doğalgaz sevkiyatı yapılamayacak. Ancak Gazprom, Türk Akım Boru Hattı üzerinden Türkiye’ye doğalgaz sevkiyatını sürdürecek. 2003’TE İŞLETMEYE AÇILDI İşletmeye 2003 yılında alınan bin 213 kilometre uzunluğundaki Mavi Akım Projesi’nin Türkiye topraklarındaki kısmı Samsun’dan başlayarak Amasya, Çorum, Kırıkkale üzerinden Ankara’ya ulaşıyor, Ahiboz yakınlarında Malkoçlar-Ankara iletim hattı ile birleşiyor. Ayrıca Çorum Sungurlu’dan ayrılan bir kol da Düzce’ye ulaşıyor. Boru hattı üzerinde, Çorum kompresör istasyonu ve Durusu ana ölçüm istasyonu bulunuyor. Bin 213 kilometre uzunluğundaki hattın yaklaşık 380 kilometresi, Karadeniz’in altından geçiyor. Ankara ile Moskova arasında 1997 yılında imzalanan anlaşma, 25 yıl süreyle Türkiye’nin Rusya’dan yılda 16 milyar metreküp doğalgaz satın almasını öngörüyor.

15 Mayıs 2020 Cuma

Küresel enerji talebi yüzde 6 düşecek

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Küresel Enerji Görünümü Raporu'nda, Covid-19 salgınının bu yıl kömür, petrol, doğalgaz, yenilenebilir enerji ve elektrik gibi kaynaklarla karbon emisyonlarına etkisi ele alındı. Rapora göre, bu yıl enerji talebi, 2008 küresel finansal krizi sonrasında yaşanan düşüşten 7 kat daha sert bir düşüşle yüzde 6 gerileyecek. Bu düşüş, dünyanın en büyük üçüncü enerji tüketicisi Hindistan’ın enerji talebinin tamamıyla yok olması anlamına geliyor. AB’DE YÜZDE 11 DÜŞÜŞ Enerji talebindeki düşüş, en fazla gelişmiş ekonomileri etkileyecek. ABD'de yüzde 9 ve Avrupa Birliği’nde yüzde 11’lik talep düşüşü görülecek. Krizin enerji talebine etkisi, salgının yayılmasını önlemeye yönelik tedbirlerin süresine ve sertliğine bağlı olacak. Küresel olarak sokağa çıkma kısıtlamasının yıl boyunca nisan ayının başındaki seviyede devam etmesi halinde her ay yüzde 1.5 düşüş olacak. Elektrik talebi ise bu yıl 1930’lardaki ‘Büyük Buhran’dan sonra yaşanan en büyük düşüşle yüzde 5 gerileyecek. UMUT YENİLENEBİLİR ENERJİDE Diğer yandan rüzgar, güneş, hidroelektrik ve nükleer gibi düşük karbonlu kaynakların kullanımı, bu yıl da artmaya devam ederek küresel enerji üretiminin yüzde 40’ını karşılayacak. Bu payla, düşük karbonlu kaynaklar kömürden elektrik üretimini geçmiş olacak. Rüzgar ve güneşten elektrik üretimi, 2019 ve 2020’nin başlarında tamamlanan yeni projelerin etkisiyle yılın geri kalanında da yükselmeye devam edecek. Yenilenebilir enerji kaynakları, bu yıl büyüme gösterecek tek kaynak olsa da bu büyüme diğer yıllara kıyasla daha düşük seviyede kalacak. Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi, bu yıl yüzde 5 artacak. Nükleer enerjiden elektrik üretiminde ise 2019’da yaşanan rekordan sonra yüzde 3’lük düşüş olacak. Söz konusu kaynaklardan üretim, kömür ve doğalgazdan elektrik talebini de etkileyecek. KÖMÜR VE DOĞALGAZ Küresel elektrik üretiminde kömür ve gazın toplam payı yüzde 3 azalışla 2001’den bu yana görülmemiş bir seviyeye gerileyecek. Küresel kömür talebinin, bu yıl yüzde 8 gerileyerek, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en sert düşüşü yaşaması bekleniyor. Kömürden elektrik üretimi, 2018’deki zirvenin ardından bu yıl yüzde 10’dan daha fazla azalacak. Doğalgaz talebi de aralıksız 10 yıllık büyümenin ardından bu yıl yüzde 5 azalacak. Tüm bu gelişmelerin etkisiyle küresel enerji kaynaklı karbon emisyonları bu yıl yüzde 8 gerileyerek 2010’dan bu yana en düşük seviyesine ulaşacak. Bu, şimdiye kadar yaşanan en büyük düşüş olarak kayıtlara geçecek.

15 Mayıs 2020 Cuma

Petrol arzında düşüş sürüyor

HABER: ŞEREF KILIÇLI OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü) ve OPEC dışı üretici ülkelerin petrol ve enerji bakanlarının katıldığı online toplantıda, 9.7 milyon varillik ham petrol üretim kesintisinin süresini 30 Haziran’dan 31 Temmuz’a kadar uzatma kararı çıktı. Hatırlanacağı üzere, nisan ayındaki toplantıda, OPEC ve OPEC dışı petrol üretici ülkelerden oluşan 23 ülkenin yer aldığı OPEC+ grubu iki yıllık bir anlaşma imzalamıştı. Anlaşmaya göre OPEC+ ülkeleri, mayıs ve haziran aylarında petrol üretimlerini günde 9.7 milyon varil, yılın ikinci yarısında 7.7 milyon varil ve 2021 yılından 2022’nin nisan ayının sonuna kadar 5.8 milyon varil oranında azaltacaktı. Yeni kararla birlikte anlaşmada ilk revizyon da yapılmış oldu. Araştırma şirketi Kpler’in verilerine göre, ülkelerin nisan ayında varılan anlaşmaya uyum oranları yüzde 89 oldu. Irak, Nijerya, Angola, Kazakistan ve Rusya gibi bazı ülkeler bu dönemde kotalarının üzerinde üretim yaptı. OPEC+ ülkeleri, 9.7 milyon varil üretim kısıntısının 1 ay uzatılmasını kararlaştırırken, anlaşmaya taraf olan ancak mayıs ile haziranda kendilerine verilen kotanın üzerinde üretim yapan ülkelerden de talepte bulundu. Kotaya uymayan ülkelerden, temmuz-eylül döneminde ilave kısıntı yaparak telafi etmeleri istendi. OPEC’in üretim kotalarını aşan ülkelerin gelecek üretimlerini düşürecek bir aylık izleme sistemi kuracağı da kaydedildi. SUUDİLER’DEN SERT UYARI Gelinen son nokta hakkında açıklamalarda bulunan Suudi Arabistan Enerji Bakanı Abdulaziz bin Selman, OPEC+ ülkelerinin küresel piyasada istikrar arayışı içinde olduğunu belirterek, “Dünya genelinde petrol stokları düşmeye başladı ve talep artıyor. Bu da OPEC’in üretim kesintisinin işe yaradığını gösteriyor” dedi. Mayıs ve haziran aylarında bazı OPEC üyesi ülkelerin kesinti miktarlarının üzerinde petrol üretimi yaptığına dikkati çeken Selman, bu ülkelerin temmuz, ağustos ve eylül aylarında üretimlerinde daha büyük kesintiler yapma sözünü verdiklerini aktardı. Selman, “Üretim kesinti miktarlarına uymama gibi bir duruma artık müsaade etmek istemiyoruz. Bazı üye ülkelerin petrol üretimlerinde kesinti yapmaları konusunda umursamazlık içinde olmalarına ne diğer OPEC ülkelerinin ne de petrol piyasasının tahammülü var” dedi. LİBYA’NIN DURUMU HAFTAYA GÖRÜŞÜLECEK Toplantının ardından petrol ve enerji bakanlarına Libya’nın petrol üretimine yeniden başlaması da soruldu. Suudi Arabistan Enerji Bakanı Abdulaziz bin Selman bu soruya, “Libya, henüz üretim kesintisi anlaşmasının bir parçası değil. Onların üretimi için bu kadar erken hüküm vermek verimsiz olur” cevabını verdi. Cezayir Enerji Bakanı ve OPEC Konferansı Başkanı Muhammed Arkab da ocak ayından bu yana kapalı olan Libya’nın en büyük petrol sahası Eş-Şerara’da üretimin günlük 30 bin varille yeniden başlamasının sevindirici olduğunu, ancak bunun OPEC+ anlaşması kapsamında değerlendirilmesi için erken olduğunu söyledi. Arkab, OPEC+ ülkelerinin 18 Haziran’da düzenleyeceği Ortak Bakanlar İzleme Komitesi (JMMC) toplantısında Libya’nın durumunun ele alınacağını da duyurdu. RUSYA: ‘DİĞER ÜRETİCİLERİ HEDEF ALMADIK’ Rusya Enerji Bakanı Alexander Novak, OPEC+ toplantısının ardından değerlendirmelerde bulundu. Rusya’nın piyasa şartlarını bozarak, ülkelerin ekonomilerini hedef aldığı iddiaları hakkında da konuşan Novak, “Rusya’nın bazı ülkelerdeki üretimi düşürmeye yönelik bu tür bir hedefi olmadı. Şu anda ana hedef, arz ve talepte dengeyi sağlamak” dedi.

16 Haziran 2020 Salı

Rakamlar AB ile ilişkilerimizin gücünü ortaya koyuyor

İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ile ortak düzenlediği online konferansın açılışında konuşan İTO Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye’nin, bin yıllık tarihi boyunca daima Avrupa’nın bir parçası olmayı başardığını,geleceğinde de Avrupa’nın olacağını ifade etti. Avdagiç, AB kaynaklı yatırımların, doğrudan uluslararası yatırımların yaklaşık neredeyse 3’te 2’sini oluşturduğunu hatırlatarak, “Türkiye, ihracatının neredeyse yarıya yakını AB ülkelerine yapıyor. Bu rakamlar AB ile ilişkilerimizin gücünü ve boyutunu ortaya koyuyor” dedi. Gümrük Birliği Anlaşması’nın şartlarının Türkiye’nin aleyhinde sonuçlar doğurmaya başladığına dikkati çeken Avdagiç, “Türkiye’de artık ciddi biçimde Gümrük Birliği Anlaşması sorgulanıyor. Günün şartları ve tarafların ihtiyaçları çerçevesinde revize edilmesinde önemli fayda olduğu mütalaa ediliyor. Biz Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı. Avdagiç, Gümrük Birliği çerçevesinde yaşanılan sorunlara değinerek, şunları kaydetti:“Haksız rekabetle karşı karşıya kalıyoruz. Gümrük Birliği’ni ilgilendiren alanlarda AB’nin karar alma mekanizmalarına yeterli düzeyde dahil olamıyoruz. Bazı üye ülkelerce ülkemizde kayıtlı ticari araçlara uygulanan kara yolu kotaları ve kara yolu taşımacılığındaki engeller kaldırılmalı. Son olarak da iş adamlarımızla kamyon şoförlerimize uygulanan vizelerin oluşturduğu teknik engeller kaldırılmalı. Gümrük Birliği Anlaşmasında revizyon, Gümrük Birliği’nin işleyişinde var olan sorunların aşılmasını sağlayacaktır. Ayrıca Türkiye ile AB arasında ekonomik açıdan daha geniş bir entegrasyon oluşturacaktır.” Kovid-19 sonrası ilişkilerimizde, Türkiye’yi etkileyecek konuların başında AB’nin karbon yoğun sektörlerden yapılacak ithalata getirmeyi düşünülen karbon sınır vergisinin geldiğini ifade eden Avdagiç, “Biz Türk iş dünyası olarak bu gelişmeyi yakından izliyor, hazırlıklarımızı bu yönde yapmaya özen gösteriyoruz. Çünkü düşük karbonlu ekonomiye geçiş Türk sanayisini de etkileyecektir” şeklinde konuştu. Avdagiç, Türkiye’nin AB için hem alımda hem satımda daha etkin bir partner olabileceğini ifade ederek, “Pandemi, küresel tedarik zincirini bozdu. Ülkeler temin etmekte zorlandıkları malzemeleri ya iç piyasada üretmeye yöneldiler ya da daha uzak bölgeler yerine daha yakın bölgeleri tercih etmeyi tercih ettiler. Bu kapsamda AB ülkelerinin de Çin ve diğer Asya ülkelerini kapsayan küresel tedarik zincirleri yerine, yakın coğrafyayı tercih edecekleri görülüyor. Amerika kıtasında Meksika, Avrupa’da Doğu Avrupa ülkeleri ile Avrasya’nın kavşak ülkesi Türkiye bu ülkeler arasında hızla öne çıkıyor” yorumunda bulundu. DEVLETLERARASINDA İŞ BİRLİKLERİ ÇOK DAHA BÜYÜK BİR ÖNEM KAZANDI İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu da dünya, Kovid-19 pandemisine hazırlıksız yakalandığını ve Çin’de başlayıp dünyayı etkisi altına alan bu virüsün hayatın her alanında büyük değişimlere yol açtığını dile getirdi. Oğurlu, Kovid-19’un en büyük değişiminin hiç şüphesiz ekonomi alanında olduğunu, pandemi sebebiyle getirilen kısıtlamaların dünya genelinde kaldırıldığını anımsattı. Mesafe, maske gibi yeni normallere alışılacağını ifade eden Oğurlu, “Yakın bir zamanda dünya yine online iletişimden yüz yüze iletişime geçecek. Pandemi sürecinde yavaşlayan veya birçok alanda durma noktasına gelen ekonomik ilişkilerde yeni dönem başlayacak” dedi. Oğurlu, pandemi sürecindeki olumsuzlukların tüm ülkeleri etkilediğine işaret ederek, “ABD, İngiltere ve Fransa gibi büyük ekonomilere sahip ülkeler en fazla kaybın yaşandığı yerler oldu. IMF, Dünya Bankası gibi ekonomik kuruluşlar dünya genelinde ekonomik büyüme rakamları ile ilgili öngörülerini revize etti. Birçok bölgede sıfırın altında büyümeden bahsediliyor. Çok hızlı yayılan virüs belki de etkileri şu ana kadar en hızlı duyulan ekonomik krizine zemin hazırladı” değerlendirmesinde bulundu. Devletlerarasında iş birliklerinin pandemi sebebiyle çok daha büyük bir önem kazandığına dikkati çeken Oğurlu, “AB ülkeleri de Türkiye olarak hem ekonomik hem de sosyal ilişkiler açısından önemli ortaklarımız. Dış ticaretimizin çok önemli bir kısmını AB ile yapıyoruz. Bu bölge ile ayrıca eğitim, kültür ve daha birçok alanda iş birliklerimiz söz konusu. Pandemi sürecinde bunlar da akamete uğradı. Yeni normal süreçte bunların da bir an önce toparlanması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.

10 Haziran 2020 Çarşamba

Petrolde ikinci dalga endişesi

HABER: ŞEREF KILIÇLI Koronavirüs salgını, petroldeki arz-talep dengesini alt-üst etmesinin yanısıra aşağı yönlü fiyat dalgalanmalarıyla da piyasaları sarsmaya devam ediyor. Salgın öncesi günlük 100 milyon varil ham petrolle oluşan üretim ve tüketim dengesi, talebin yaklaşık yüzde 30 daralmasıyla tamamen bozulmuş durumda. Mart ayında Suudi Arabistan’ın başını çektiği OPEC ile Rusya arasındaki restleşme, nisan ayında 9.7 milyon varillik arz kısıntısı anlaşmasıyla sonuçlandı. Ancak 1 Mayıs’ta başlayan arz kısıntısının da yangını söndüremeyeceği belirtiliyor. Zira arz kısıntısı talepteki düşüşün yarısı kadar bile değil. DEPOLAMA SORUNU Arz-talep dengesinin yanında petroldeki diğer büyük sorun, depoların artık limitlerine yaklaşmış olması. Batı Teksas (WTI) tipi ham petrol fiyatının 20 Nisan’da varil başına 17.85 dolardan başladığı günü eksi 37.63 dolarla kapatması, emtia tarihi için bir dönüm noktası olmuştu. Sorunun talep çöküşüyle beraber aynı zamanda bir stok krizi olduğu da ifade edildi. Geleneksel stoklama yerlerinde yüzde 80’in üzerinde kapasite doluluk oranına ulaşılması ise tehlikenin geçmediğine, aksine arttığına işaret ediyor. Öyle ki, artık süper dev tankerler, demiryolu yük vagonları, yeraltı tuz mağaraları bile stok yapmak için kullanılıyor. Bazı uluslararası tanker firmaları, tanker kiralarının stok yapmak için kullanılan tankerler sebebiyle 6 kat arttığını duyurdu. TAM KAPASİTE YAKIN Diğer yandan ham petrolde ikinci bir eksi fiyat dalgası uyarısı da yapılıyor. Goldman Sachs analistleri, küresel petrol depolamanın mayıs ayı ortasında tam kapasiteye ulaşabileceğini belirterek, sorunun kritik emtia piyasasında ek tahribata yol açacağını açıkladı. ÜRETİMİ DURDURMAK MÜMKÜN MÜ? Peki, petrolde çok daha fazla arz kısıntısı veya üretimi durdurmak mümkün mü? Uzmanlara göre, ham petrolde üretimi durdurmanın da ağır maliyetleri var. Petrol kuyularında teknik olarak geri döndürülemez hasara neden olma ihtimali bulunuyor ve yeniden başlayınca aynı hacimde üretim elde edilmeyebilir. Yani üretime devam etmenin getirdiği risk ile üretimi durdurmanın riski arasında ince bir çizgi var. Kararın da bu hassas dengeleri dikkate alarak verilmesi gerekiyor. FİZİKİ PİYASAYLA FİNANSAL PİYASA AYRIŞTI Batı Teksas (WTI) tipi ham petrol, 1983 yılından bu yana ABD’de vadeli işlemler borsasında (New York Emtia Borsası) işlem görüyor. Koronavirüs salgını sebebiyle petrol talebinde yaşanan çöküşün fiziki petrol piyasası ile finansal piyasa arasında bir ayrışmaya sebep olduğu da tartışılıyor. Teksas’da petrol alanında faaliyet gösteren SafeKick şirketinde yöneticilik yapan petrol mühendisi Erdem Çatak, OPEC gibi büyük ölçekte piyasa kontrolü yapan kurumların aksine ABD'de petrol fiyatlarında bir düzenleme olmadığını söyledi. Çatak, şöyle konuştu: “ABD'de petrol piyasası biraz daha oynak, tamamen özel sektör ve devlet düzenlemesi yok. Batı Teksas tipi ham petrol (WTI) 30-35 dolardan işlem görürken, ABD'nin bazı yerlerinde 6-8 dolara petrol satıldığını gördük. Bazı alanların uzak olması, nakliye gerektirmesi, depolama kapasitesinin düşük olması gibi etkilerle fiyatlar daha aşağıya düştü.” OPEC’DEN 40 DOLAR ÖNGÖRÜSÜ Cezayir Enerji Bakanı ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) Başkanı Muhammed Arkab, OPEC üyesi ülkelerin üretimde kısıtlamaya gitme kararının uygulamaya konulmasıyla mayıs ve haziranda petrolün varil fiyatının 40 dolar seviyesine çıkacağı öngörüsünde bulundu. İran Petrol Bakanı Bijen Namdar Zengene ise petroldeki sorunla OPEC’in baş etmesinin mümkün olmadığını belirterek, “Petrol üreticileri bu süreçte ayakta kalmak istiyorlarsa, özellikle petrolü pahalıya mal eden üreticiler, işbirliği yapmalı” diye konuştu. Konuyla ilgili Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak da değerlendirmelerde bulundu. OPEC ile bazı petrol üreticisi ülkeler arasında varılan anlaşma sayesinde piyasaların dengelenebileceğini belirten Novak, “Arz fazlası nedeniyle kısa vadede petrol fiyatlarında kayda değer bir artış beklenmemeli. Yılın ikinci yarısında salgın kısıtlamalarının kaldırılmasıyla petrol talebi dengelenmeye başlayabilir” dedi.

05 Mayıs 2020 Salı