tatil-sepeti
Yatırım fonu sektörü yeşil ekonomiye geçişin önemli bir itici gücü olabilir

Uluslararası Para Fonu (IMF), Küresel Finansal İstikrar Raporu'nun "Yatırım Fonları: Yeşil Ekonomiye Geçişi Desteklemek" başlıklı bölümünü yayımladı. Net sıfır sera gazı emisyonuna geçişin, şirketler ve hükümetler tarafından benzeri görülmemiş bir değişikliğin yanı sıra gelecek 20 yılda 20 trilyon dolara kadar ek yatırım gerektirdiği belirtilen raporda, 50 trilyon dolarlık yatırım fonu endüstrisinin, özellikle sürdürülebilirlik odaklı fonların, daha yeşil bir ekonomiye geçişin finansmanında önemli rol oynayabileceği ve iklim değişikliğinin en tehlikeli etkilerinden bazılarının önlenmesine yardımcı olabileceği kaydedildi. Raporda, sürdürülebilir yatırım fonu sektörünün yeşil ekonomiye küresel geçişin önemli bir itici gücü olabileceği ancak mevcut durumda boyut ve kapsam olarak büyük bir etki yaratamayacak kadar sınırlı kaldığı aktarıldı. Sürdürülebilir yatırım fonlarının yönetimi altındaki toplam varlıkların son 4 yılda ikiye katlanarak 2020'de 3,6 trilyon dolara ulaştığı ve hızla büyüdüğü belirtilen raporda, iklim odaklı fonların bu toplamın sadece 130 milyar dolarını oluşturduğu bildirildi. Sürdürülebilir yatırımcıların kısa vadeli getirilere daha az duyarlı olmaları nedeniyle finansal istikrar faydaları sağlayabileceği kaydedilen raporda, iklimle ilgili haberlerin geçmişte yatırım fonu getirileri ve akışları üzerinde önemli bir etkisi bulunmadığı ancak gelecekte büyük ve ani geçiş riski şoklarının yıkıcı olabileceği vurgulandı. Yeterli veri eksikliğinin sürdürülebilir yatırım stratejilerinin uygulanmasının önünde önemli bir engel olduğuna işaret edilen raporda, hem firmalar hem de yatırım fonları için küresel iklim bilgi mimarisinin acilen güçlendirilmesi ve uygun düzenleyici gözetimin sağlanması gerektiği kaydedildi. Raporda, geçişten kaynaklanan potansiyel finansal istikrar risklerini azaltmak için politika yapıcıların düzenli bir geçişle uyumlu bir iklim politikası uygulaması, yatırım fonu sektörünün senaryo analizi ve stres testinin yapılması gerektiği belirtildi.

05 Ekim 2021 Salı

IMF, Kovid-19 salgınından bu yana 86 ülkeye 110 milyar doların üzerinde finansman sağladı

Uluslararası Para Fonu (IMF), 2021 yılına ait Yıllık Raporu'nu yayımladı. Raporda, Kovid-19 salgınının başlangıcından nisan sonuna kadar olan süreçte 86 ülkeye 110 milyar doların üzerinden kredinin onaylandığı ve bu tutarın bir "rekor" olduğu aktarıldı. Salgının ekonomik etkilerinin gelecek yıllarda da görülmeye devam edileceğine dikkat çekilen raporda, krizin salgın öncesindeki mevcut kırılganlıkları şiddetlendirdiği aktarıldı. Raporda, IMF'nin 2021 mali yılında 10 milyar doları 31 düşük gelirli ülkeye üzere 54 ülkeye 98 milyar dolarlık finansal destek sağladığı kaydedildi.

05 Ekim 2021 Salı

AB, vergi kara listesini güncelledi

Avrupa Birliği (AB) Konseyi, vergi alanında iş birliği yapmayan ülkeleri içeren listenin güncellendiğini açıkladı. Buna göre, daha önce AB vergi kara listesinde yer alan Anguilla, Dominika ve Seyşeller talep halinde veri paylaşımı konusunda "büyük ölçüde uyumlu" davrandığı gerekçesiyle listeden çıkartıldı. Böylece AB'nin vergi konusunda iş birliği yapmayan ülkeler kara listesinde Amerikan Samoası, Fiji, Guam, Palau, Panama, Samoa, Trinidad ve Tobago, ABD Virjin Adaları ve Vanuatu yer aldı. Vergi düzenlemelerini AB kurallarına uyumlu hale getirmeyi taahhüt eden ülkeleri içeren "gri liste" de güncellendi. Kosta Rika, Hong Kong, Malezya, Kuzey Makedonya, Katar ve Uruguay ile kara listeden çıkarılan Anguilla, Dominika ve Seyşeller gri listeye eklendi. Gerekli vergi reformlarını uyguladığı gerekçesiyle Avustralya, Esvatini ve Maldivler gri listeden çıkarıldı. Yapılan güncellemede üye ülkelerle otomatik veri paylaşımı konusunda ilerleme sağladığı ancak atması gereken ilave adımlar olduğu gerekçesiyle Türkiye gri listede kaldı. LİSTE HAKKINDA Çok sayıda şirket ve bireyin off-shore hesaplar kullanarak vergiden kaçındıklarının ortaya çıkması üzerine 2017 yılında AB, "vergi cennetleri listesi" belirleme sürecini başlatmıştı. Vergi kaçakçılığıyla mücadele etmeyi amaçlayan listenin hazırlık aşamasında çeşitli ülkelerin vergi sistemleri incelemeye alınmıştı. Bir ülkedeki vergi uygulamaları bir başka ülkeden vergi kaçırılmasına imkan sağladığı takdirde AB'nin kara listesine alınıyor. Söz konusu durumu düzeltmeye yönelik reformlar taahhüt eden ülkeler, kara listeden çıkarılıyor. Liste, her yıl şubat ve ekim aylarında güncelleniyor. Kara listedeki ülkelerin AB ile finansal işlemleri daha sıkı biçimde denetleniyor. AB üyesi ülkeler, vergi kara listesinde "vergi standartlarına uygun davrandıkları" varsayılarak yer almıyor. Özellikle Lüksemburg, Malta, Hollanda, İrlanda, Bulgaristan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi gibi cazip vergi imkanları sunan AB ülkelerinin listede yer almaması ise dikkati çekiyor.

05 Ekim 2021 Salı

Avrupa'daki hava yolu şirketleri para iadelerini hızlandıracak

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, ulusal tüketici koruma dernekleri, 16 büyük hava yolu firması ve AB yetkilileri arasında tüketici haklarına ilişkin yapılan görüşmelerin tamamlandığını açıkladı. Buna göre, hava yolu şirketleri, uçuş iptalleri durumunda yolculara daha iyi bilgi verecek. Yolculara, uçuş iptallerindeki haklarına ilişkin daha açık bilgilendirmede bulunulacak. Sefer iptallerinde yolculara para iadesi, AB kurallarıyla uyumlu biçimde 7 gün içinde yapılacak. Firmalar, internet sitelerinde uçuş iptallerinde yolcunun sahip olduğu iade ve farklı sefer tercihi gibi çeşitli seçeneklere eşit biçimde yer verecek. Uçuş kuponları sadece yolcu bunu talep ederse sağlanacak. Söz konusu taahhütlerde Aegean Airlines, Air France, Alitalia, Austrian Airlines, British Airways, Brussels Airlines, Easyjet, Eurowings, Iberia, KLM, Lufthansa, Norwegian, Ryanair, TAP, Vueling ve Wizz Air bulundu. AB ülkelerindeki hava yolu firmaları, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının başlamasıyla iptal edilen uçuşların ücret iadesine ilişkin kuralları uygulamamaya başlamıştı. Bu durum, çok sayıda yolcuyu mağdur etmişti. Tüketiciler, iptal edilen uçuşların ücret iadesini talep etmelerine rağmen şirketler onlara sadece hediye çeki veya kupon vermişti.

01 Ekim 2021 Cuma

İngiliz e-ticaret pazarı Türk şirketler için fırsat kapısı aralıyor

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD), TOBB e-ticaretten Sorumlu Başkan Yardımcısı Selçuk Öztürk, WORLDEF Başkanı Ömer Nart ve Hukuk ve Dijital Dönüşüm Danışmanı Emre Berk'in katılımıyla "İngiltere’de e-ticaret Fırsatları" konulu online basın toplantısı düzenledi. Toplantının açılışında konuşan Öztürk, TOBB olarak 2016 yılında kurdukları Türkiye e-Ticaret Meclisi’nin Türkiye'nin önde gelen e-ticaret firmalarının kamuyla ilişkilerini geliştirdiği bir kamu-özel sektör istişare platformu olduğunu söyledi. Öztürk, sektörün önündeki engelleri belirleyip öneriler geliştirdiklerini ve hayata geçirilmesini sağladıklarını hatırlatırken sektörün gelişimi için ortak stratejiler ürettiklerini ifade etti. Özel sektörün dijitalleşmesi ve yeni nesil girişimciliğin gelişmesini hedeflediklerini ve bunun için çalıştıklarını anımsatan Öztürk, “Bu yeni iş ortamına uyum sağlamak için girişimcileri ve KOBİ’leri, dijital ortama taşımak istiyoruz.” dedi. Öztürk, salgının her ne kadar geleneksel ticareti olumsuz etkilese de sınır ötesi e-ticaret pazarında hızlı yükseliş trendinin sürmekte olduğunun altını çizerek, "2019 yılında 826 milyar dolar olan sınır ötesi e-ticaret, 2020 yılında 1,5 trilyon dolarlık bir büyüklüğe erişmiş durumda. Uluslararası araştırmalar, bu büyüklüğün 2026 yılında 5 trilyon dolar rakamına ulaşacağını göstermektedir." yorumunu yaptı. Türkiye’de geçen yıl e-ihracatın genel ihracata oranının yüzde 1,3 olduğunu kaydeden Öztürk, e-ihracatın genel ihracata oranında dünya ortalamasının ise yüzde 4,4 olduğunu dile getirdi. Öztürk, firmaların artık dünyanın yeni gerçeği olan dijital ticarette yer almaya başlamış durumda olduğuna işaret ederek, “Eğer vaktinde burada yerimizi alamaz, işletmelerimizi e-ticarete uyumlu hale getiremezsek, önden gidenleri yakalamamız imkansız hale gelecek. Bize göre şimdi küresel ticarette elektronik bir sefere çıkma zamanıdır. Ürünlerimizi online ağlarla dünya pazarlarına sürme zamanıdır.” ifadelerini kullandı. Sınır ötesi e-ticarette hedef pazarlardan birinin de İngiltere olduğuna da işaret eden Öztürk, “Türkiye ve İngiltere arasındaki ikili ticaret hacmi son 10 yılda yüzde 70'ten fazla artış kaydetti. Ticaret hacminin e-ticaretle daha yukarı seviyelere geleceğine inanıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. "İNGİLTERE E-TİCARET PAZARI, TÜRK E-TİCARETÇİLER İÇİN ÇOK GÜZEL BİR NOKTADA" WORLDEF Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Nart da Çin, ABD ve İngiltere’nin dünyanın büyük e-ticaret pazarları olduğunu dile getirdi. Nart, İngiltere’nin yaklaşık 400 milyar dolara yakın e -ticaret pazar hacminin olduğunu ifade ederek, “Belki de bu sene daha fazla bir rakam olacak bu. Ürünlerin daha katma değerli bir şekilde satılabilmesi mümkün olan bir yer. Dolayısıyla İngiltere e-ticaret pazarı, Türk e-ticaretçiler için çok güzel bir noktada.” seklinde konuştu. E-ihracat ile sınır ötesi e-ticaretin farklarının ortaya konulması gerektiğine işarete eden Nart, “İngiltere’de bir depo açtığınız zaman, bunun temelde iki tane büyük avantajı var. Aynı gün ya da hemen ertesi gün teslimat yapabilme imkanı sağlıyor. Müşterinin memnuniyetini kazanmış oluyorsunuz. Dijital pazarlama giderlerinin yüzde 5’lere kadar düşürmenin yoku müşteri memnuniyetini sağlamak. İkincisi, maliyet avantajı.” dedi. Hukuk ve Dijital Dönüşüm Danışmanı Emre Berk ise e-ticaretin çok hızlı büyüdüğünü, salgının bunu daha da hızlandırdığını fakat hukukun e-ticaretin koşma hızına yetişemediğini dile getirdi. Berk, Türk firmalarının Türkiye’de ki ticaret dinamiklerinde edindiği tecrübeyi İngiltere’de çok büyük avantaja çevireceğini belirterek, “Firmalar, İngiltere ve AB’yi kapsayacak şekilde bir marka koruması mutlaka yapmalı.” şeklinde konuştu.

01 Ekim 2021 Cuma