tatil-sepeti

Bir araştırmaya göre, Google ve Bing gibi arama motorlarında herhangi bir ürünle ilgili arama yapmaya başlayan tüketicilerin yüzde 90’ı, arama yaptıkları ürünü satan markalar hakkında henüz hiçbir fikre sahip değil. Ancak hedeflerine ulaşıyorlar. Çünkü onlara bu konuda arama motoru optimizasyonu (SEO) yardımcı oluyor. Peki başarılı bir SEO hangi bileşenlerden oluşuyor? İşte 10 adımda o bileşenler

Televizyonların, gazetelerin ve basılı mecraların marka algısı oluşturmadaki etkinliği giderek zayıfladı. 2018’de Stats Labs tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Google ve Bing gibi arama motorlarında herhangi bir ürünle ilgili arama yapmaya başlayan tüketicilerin yüzde 90’ı, arama yaptıkları ürünü satan markalar hakkında henüz hiçbir fikre sahip değil. Bu araştırma, marka oluşturmak için geleneksel yöntemlerden hâlâ kopamayanlara adeta bir uyarı zili niteliğinde.

Söz konusu olan dijital dünyada yer almaksa, markanızı internette sıfırdan inşa etmek zorundasınız. Aslında korkmanıza da gerek yok. Çünkü geleneksel yöntemlerle marka oluştururken ürettiğiniz içerik internette sizin en büyük yardımcınız olacak. Arama motorları kelimelerle çalışır. Semt pazarcılarının kullandığı kısa, öz ama etkili pazarlama sözlerini internete taşımayı düşünün mesela.

Google’da her yıl iki trilyon adet arama yapılıyor. Bu dünyada yoksanız ağacın meyvelerini uçurumdan toplamaya çalışıyorsunuz demektir.

Arama motorlarında sesli aramaların payı hızla artıyor. İşte size bir fırsat. Sözlü kültürü güçlü olan bir altyapıdan gelmenin kazandırdığı birikimi, ticari fırsata dönüştürmenin en kestirme yolu. Etrafınıza daha dikkatli bakın, 45 yaş üzeri akıllı telefon kullanan erkeklerin Google’da (Asistan) neredeyse hiç metin yazmadan, sadece sözlü olarak arama yaptığını göreceksiniz. İşte bunlar, arama motoru optimizasyonu (SEO) dediğimiz dünyanın bazı önemli yeni belirleyenleri.

ANA BİLEŞENLER

SEO ile ağacın meyvelerini yardan değil yerden kolayca toplarsınız. İşte başarılı bir SEO çalışmasının ana bileşenleri:

SEO’da neredesiniz öğrenin

Arama motoru dünyasında boy göstermeden önce sitenizin arama motoru sonuçlarındaki pozisyonunu öğrenin. Zamanla ilerlemenizi veya rakiplerinize göre konumunuzu takip edin. İşinize yarayacak bazı ücretsiz veya kısmen ücretsiz araçlar: Builthwith, SEMRush, Moz, GTMetrix, Google Speed Tool, Google Lighthouse, Ahrefs, Serpstat.

Alan adı seçimi

Seçtiğiniz alan adının yaptığınız işe veya sattığınız ürünlere dair kelimeler içermesi önemlidir.

Sitenizi arama motorlarına açın

Sitenizin arama motorlarının indeksleme işlemine açık olup olmadığını kontrol edin. Arama motorlarının sanal botları sitenizi her gün ziyaret edip yenilik olup olmadığını kontrol eder. Hatta onların sitenize gelmesini beklemeden siz onlara gidip sayfalarınızı indeksletebilirsiniz. Google Search Console bu iş için var. Unutmadan, sayfalarınız, resimleriniz için meta ve alt bilgi etiketler yazmayı ihmal etmeyin.

Sitenize verilen linkler

Sitenize başka sitelerden link veriliyor mu? Sitenizde kullanıcı dostu bilgiler, videolar, uygulamalar mevcut mu? Evet ise bir süre sonra sizden daha fazla ziyaretçi alan sitelerde sizden bahsedilmesi mümkün olabilir. Yerel ve uluslararası sarı sayfalar sitelerine ücretsiz kayıt imkanlarından yararlanın (Turkish Exporters, Europages, Kompass gibi)

Sayfalarınız arama kelimelerine uygun mu?

Ürünlerinizin her biri için özel bir sayfa oluşturun ve müşterilerin ilgili ürününüzden nasıl en fazla yarar sağlayabileceğine dair tüm detayları paylaşın. Arama yapan kullanıcının işine yaramayan sayfalarınız size hiçbir yarar sağlamaz.

Doğru anahtar kelime seçimi

Ürün sayfaları hazırlarken atacağınız başlıklara dikkat. Ürüne sizin verdiğiniz teknik isim önemlidir ancak ya müşteriler ürününüzü sizin verdiğiniz isimle aratmıyorsa? Sizin verdiğiniz isim değil müşterilerinizin ürünü hangi kelimelerle arattığı esastır. Google Keyword Planner ile ürünlerinizin en çok hangi kelimelerle aratıldığını, benzer anahtar kelimeleri ve arama hacimlerini öğrenin. Başlıklarda H1, H2, H3 taglarını kullanmayı ihmal etmiş olabilirsiniz. Sitenizdeki ürün tanıtım sayfalarını yeniden gözden geçirmenizde yarar var.

Siteniz mobil uyumlu mu?

Sitenizi 2010 öncesinde yaptırıp bir daha el sürmediyseniz haydi iş başına. Site ziyaretlerinin en az yarısının akıllı telefonlardan yapıldığı bir dönemde sitenizin mobil uyumlu (responsive) olup olmadığını inceletin. Hatta Google AMP uyumlu olması daha büyük avantaj sağlayacak.

İndirilebilir pdf sayfaları oluşturun

Ürün ve hizmetlerinizi tanıtan detaylı kullanım kılavuzları, ürün sipariş kodları gibi içeriklerin yer aldığı resimli pdf sayfalarını sitenize koyun.

Site kodlamanız w3 standartlarına uygun mu?

İnternet dünyasının ortak konuşma dili html’dir. Sitenizin HTML uyumlu olup olmadığını W3 standartlarına uygun değilse SEO yarışına eksi 30 metreden başlarsınız. https://validator.w3.org adresinden sitenizi kontrol edebilirsiniz.

Siteden ayrılma süresi kritik

Sitenize gelen ziyaretçilerin içeriye girer girmez çıkma oranı ne durumda? Bounce rate dediğimiz bu oran arama motorları tarafından ciddiye alınır ve sitenizin pozisyonunu doğrudan etkiler. Hedefiniz hemen çıkma oranını mümkün olduğu kadar azaltmak olmalı. Hemen çıkma oranı yüksek ise sunduğunuz içerik kullanıcıların beklentileriyle örtüşmüyordur ya da siteniz yavaş açılıyordur. 5 saniyeden uzun açılan sitelerde hemen çıkma oranı hızla yükselir.

23 Ağustos 2019 Cuma

Etiketler : Köşe Yazısı

DOÇ. DR. ADNAN ERTEMEL


 

Dijital çağın hızla gelişen dünyasında, kimlik ve varlık yönetimi de büyük bir dönüşüm geçiriyor. Geleneksel kimlik doğrulama yöntemleri, merkezi sistemler üzerine kurulmuş ve güvenlik açıklarına karşı oldukça savunmasız hale gelmiştir. İşte bu noktada, dijital kimlik ve dijital cüzdan kavramları devreye giriyor ve daha güvenli, kişisel verileri koruma odaklı bir çözüm sunuyor.

 

DİJİTAL KİMLİK NEDİR?

 

Dijital kimlik, bireylerin kimliğini dijital ortamda güvenli ve doğrulanabilir bir şekilde temsil eden bir yapıdır. Bu sistem, kimlik hırsızlığını ve veri ihlallerini minimize etmek için kriptografik teknolojilerle donatılmıştır. Blokzincir tabanlı dijital kimlik sistemleri, bireylerin verilerini merkezi bir otorite yerine dağıtık bir yapıda saklamasına olanak tanır. Bu sayede kullanıcılar, kimlik bilgilerinin güvenliğini artırırken aynı zamanda hangi verilerini kimlerle paylaşacaklarına da kendileri karar verebilirler. Bu teknolojinin potansiyeli oldukça geniş... Bankacılık, sağlık, eğitim gibi pek çok sektörde kullanılabilecek bu sistem, kimlik doğrulama süreçlerini kolaylaştırarak hem bireylere hem de kurumlara büyük bir avantaj sağlar. Özellikle finans sektöründe ‘Müşterini Tanı’ (Know Your Customer-KYC) olarak adlandırılan süreçleri basitleştirip hızlandırarak daha verimli ve güvenli işlemler yapılmasına olanak tanır.

 

DİJİTAL CÜZDAN

 

Dijital cüzdan, blokzincir teknolojisinin kalbinde yer alan bir diğer önemli kavramdır. Temelde kripto varlıklarını saklayan bir platform olarak bilinse de dijital cüzdanlar bugün çok daha geniş bir kullanım alanına sahiptir. Artık sadece kripto para saklamakla kalmaz, aynı zamanda dijital kimlikleri, belgeleri ve doğrulanabilir referansları da güvenli bir şekilde saklar. Örneğin, bir sağlık hizmeti sağlayıcısına sadece gerekli tıbbi bilgileri paylaşabilir veya sınır geçişlerinde yalnızca kimliğinizi doğrulamak için temel verileri sunabilirsiniz.

 

Dijital cüzdanların gelecekte daha fazla önem kazanacağı öngörülüyor. Özellikle merkeziyetsiz finans (DeFi) ekosistemi, dijital cüzdanların bir bankacılık hizmeti sunma noktasına gelmesine zemin hazırlıyor. Kullanıcılar, cüzdanları aracılığıyla kredi alabilir, varlık takası yapabilir veya bir NFT (non-fungible token) satın alabilirler. Kısacası, dijital cüzdanlar gelecekte günlük yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelecek gibi görünüyor.

 

BLOKZİNCİR TABANLI DİJİTAL KİMLİKLERİN KULLANIM ALANLARI

 

Blokzincir tabanlı dijital kimlikler, pek çok sektörde çığır açan yenilikler sunuyor. Örneğin, bankacılık sektörü, müşterilerini doğrulamak için sürekli tekrarlanan süreçlerden geçmek zorunda kalıyor. Ancak dijital kimlikler, bu süreçleri daha verimli hale getirip, daha güvenli bir doğrulama yöntemi sunuyor. Benzer şekilde, sağlık sektöründe de hastaların tıbbi verilerini kontrol etmesi ve sadece izin verdiği doktorların bu verilere ulaşabilmesi mümkün hale geliyor.

 

Özellikle Avrupa Birliği’nin Dijital Kimlik Cüzdanı (eID) girişimi, üye ülkeler arasında sınır ötesi işlemleri kolaylaştırmayı hedefleyen önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Bu cüzdanlar, kullanıcıların hem kamu hem de özel sektör hizmetlerine güvenli ve hızlı bir şekilde erişimini sağlıyor. Avrupa’nın bu konuda attığı adımlar, dijital kimlik ve cüzdan teknolojilerinin potansiyelini gözler önüne seriyor.

 

Dijital kimlik ve cüzdan teknolojileri, şüphesiz hayatı kolaylaştıran ve güvenliği artıran araçlar. Ancak bu dönüşüm, her şeyin mekanikleşmesi ve insan etkileşimlerinin daha dijital hale gelmesi anlamına da geliyor. Kişisel verilerin güvenliğinden, her adımımızın dijital bir kimlik aracılığıyla doğrulandığı bir dünyada, samimiyet ve bireysel gizlilik gibi kavramların nasıl korunacağı önemli bir soru olarak karşımıza çıkıyor.

 

Dijital kimliklerin kullanımındaki artış, verimliliği artırsa da her adımda bir doğrulama işleminin gerekliliği, insanlar arasındaki etkileşimlerin de daha kontrollü ve mekanik olmasına neden olabilir. Bu durumda, teknolojiyi kullanmanın sınırlarını belirlemek ve bu süreçlerin ne kadarının doğal etkileşimlerle dengeleneceğini düşünmek, bireylerin kendi dijital yolculuklarında önemli bir karar olacaktır.

 

Sonuç olarak, dijital kimlik ve cüzdan teknolojileri hayatımızda giderek daha fazla yer bulacak. Ancak bu dönüşümün, toplumsal değerler ve bireysel özgürlükler açısından nasıl şekilleneceğini zaman gösterecek.



adnan.ertemel@gmail.com

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : dijital kimlik cüzdan blokzincir

DR. CAN GÜRLESEL



 


 

2025-2027 dönemi Orta Vadeli Program’ın (OVP) temel önceliği enflasyonla mücadeledir. Programın makroekonomik hedefleri, enflasyonla mücadele önceliğine uygun olarak belirlendi. Temel hedef gösterge olan enflasyon için 2024 beklentisi yüzde 41.5, 2025 yılsonu hedefi ise yüzde 17.5 olarak öngörüldü. Özellikle 2025 yılsonu hedefi iddialı bir hedef ve bu hedefe ulaşmak için 2025 yılının büyük bölümünde sıkılaştırma politikaları devam ettirilecek. Bu çerçevede yeni OVP’nin işlerimizi nasıl etkileyeceğini değerlendirelim.

 

1. 2025’TE DOLAR KURUNDA YÜZDE 26.4 ARTIŞ VARSAYILIYOR 

 

OVP hazırlanırken bazı göstergeler için varsayımlarda bulunuluyor. Bunlardan biri, döviz kurlarına ilişkin varsayımlardır. OVP’nin 2024 bitiş ile 2025 yılı için dolar/TL kuru varsayımları şöyle: 2024 sonunda dolar/TL kurunun 36.95 TL seviyesinde olacağı varsayıldı. 2024 yıl ortalaması 33.22 TL olacak. 2025 yıl ortalaması dolar varsayımı 42.00 TL ve yılsonu ise 47.05 TL’dir. 2025 yılında Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yüzde 26.4 değer kaybedeceği varsayıldı.

 

2. 2025 YILSONU ENFLASYON HEDEFİ İÇİN SIKILAŞMA POLİTİKALARI SÜRECEK 

 

2025 yılsonu yüzde 17.5 TÜFE hedefi, Merkez Bankası ile istişare içinde belirlendi. Merkez Bankası da 2025 yılı enflasyon hedefini bu şekilde güncelleyecek. Yüzde 17.5 ulaşılabilir bir hedef. Ancak iç talebin önemli ölçüde baskılanmaya devam etmesi gerekiyor. 2025 yılsonunda yüzde 17.5 TÜFE hedefine ulaşılması için sıkı para politikası devam edecek. Merkez Bankası yüksek faizi, kredi büyümesi sınırlaması ve likidite sıkılaşması gibi uygulamalar, en azından bu yılsonuna kadar sürecek. 2025 yılı ilk çeyreğinden itibaren faiz indirimleri başlayabilecek. 

 

3. YENİ VERGİ PAKETLERİ İLE YENİ VERGİLER GELEBİLİR

 

Maliye politikası, 2025 yılında dezenflasyon sürecini daha çok destekleyecek. 2024 yılında deprem harcamalarıyla artan bütçe açığı, 2025 yılında milli gelire oranla yüzde 3.1 olacak ve normalleşecek. Bu hedefe ulaşılmasında ilk vergi paketi ile gelen yeni düzenlemelerin etkisi olacak. Muhtemelen yeni vergi paketleri ve vergiler de gelecek.

 

4. İHRACATTA SINIRLI ARTIŞ ÖNGÖRÜSÜ 

 

2025 yılında ihracatın yüzde 5.9 artarak 279.6 milyar dolar olacağı öngörülüyor. İhracat pazarlarında toparlanmanın yavaş olacağı varsayılıyor. 2025 yıl ortalaması dolar/TL kuru 42 TL, ihracatı 2024 yılına göre daha çok destekleyen bir kur seviyesi olacak. 2025 yılında cari açık 28.6 milyar dolar ve milli gelire oranı yüzde 2.0 olarak hedefleniyor. Bu seviyedeki cari açığın döviz/finansman ihtiyacı rahat karşılanacak. Bu koşullar altında 2025 yılında cari açıktan Türk Lirası’nda değer kaybı baskısı çok sınırlı olacak. 

 

5. 2025’TE ÜCRET ARTIŞLARI YÜZDE 25-30 ARASINDA GERÇEKLEŞEBİLİR

 

2025 yılında ücretlerin hedeflenen enflasyon kadar artırılacağı açıklandı. Ücret artışları seviyesi, işverenler ve çalışanlar için çok kritik olacak. Yılbaşında asgari ücrete ve diğer ücretlere azami yüzde 25-30 arası artış beklenmeli. Bu seviyedeki ücret artışları çalışma barışı, hane halklarının refahı ve programın sürdürülmesi açısından nasıl karşılanacak; bu önemli olacak.

 

6. YILIN İLK YARISINDA İŞLERİMİZ İÇİN ZORLU KOŞULLAR DEVAM EDECEK 

 

Reel sektör açısından en azından 2025 yılının ilk yarısı sıkılaştırma politikalarının aynen sürdüğü, finansmana erişimin sınırlandığı, maliyetlerdeki artışların kademeli olarak yavaşladığı, ihracat olanaklarının kısıtlı kalacağı ve iç talebin de baskılanmaya devam edeceği bir dönem olacak. Enflasyondaki düşüş gerçekleşirse sıklaşma politikaları 2025 yılının ikinci yarısında gevşemeye başlayacak ve yılın ikinci yarısı, reel sektör için daha uygun koşullara sahip olabilecek.  

 

SON SÖZ 

 

Önümüzdeki üç çeyrek, işlerimizde varlıkları korumak temel öncelik olmalı.



gurlesel@superonline.com

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : OVP dolar enflasyon vergi ihracat