Cam sektöründen Çin tehdidine karşı korumacılık talebi

Türk cam sektörü, yerli üretimin haksız rekabet oluşturan ithalata karşı korunması için önlemlerin artırılmasını ve bu önlemlerin Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamındaki ithalatı da kapsamasını talep ediyor.

Giriş: 29.01.2025 - 20:32
Güncelleme: 29.01.2025 - 20:32

Türk cam sektörünün temsilcileri, Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin (ÇCSİB) ev sahipliğinde bir araya geldi. Toplantının ana gündemi ise yerli üretimin haksız rekabet oluşturan ithalata karşı korunması için önlemlerin artırılmasını ve bu önlemlerin Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamındaki ithalatı da kapsamasını oldu.


ÇCSİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tansu Kumru ve Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya başta olmak üzere kamu, sektör ve firma temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda sektörün mevcut durumu, riskler, fırsatlar, çözüm önerileri ve gelecek hedefleri konuşuldu.


1935 yılında kurulan Türk cam sektörünün 90’ıncı yılında 170’ten fazla ülkeye ihracat yaptığını ve yüzde 79 yerli katma değer oranıyla Türkiye’nin cari açığını azaltan öncü sektörlerden biri olduğunu belirten Tansu Kumru, “Bu yıl ve önümüzdeki dönem ise büyük fırsatlar kadar büyük riskleri de barındırıyor. Orta Doğu’da değişen dengeler ve bu coğrafyadaki yeniden yapılanma süreci, başta inşaat sektörüne girdi veren mimari camlar olmak üzere camın tüm faaliyet alanları için büyük fırsatlar sunuyor. Diğer taraftan ABD’nin başta Çin olmak üzere Asya ülkelerine karşı korumacılığı artırması da ülkemizin ABD pazarında büyümesini sağlayacak. Ancak ABD’nin bu korumacılığı büyük bir riski de beraberinde getiriyor" dedi.



Kumru, şöyle devam ett: "Çünkü ABD pazarına yönelemeyecek olan Çin, Malezya, Vietnam gibi ülkeler, kapasitelerini ülkemize ve bizim ana ihracat pazarımız olan Avrupa’ya yönlendirecek. Eğer gerekli korumacılık önlemlerini alamazsak yaptıkları düşük maliyetli üretim nedeniyle rekabet etmekte zorlandığımız bu ülkeler yalnızca bizim ihracat pazarlarımıza değil, iç pazarımıza da daha fazla giriş yapabilir."


“KORUMACILIK ÖNLEMLERİ DİR’İ DE KAPSAYACAK ŞEKİLDE ARTIRILMALI”

Bu risk karşısında Ticaret Bakanlığı ile iş birliği içinde çalıştıklarını belirten Kumru, “Uygulamada olan korumacılığın artırılması, anti-damping gibi uzun vadeli önlemlerin yanı sıra hızlı sonuç veren ilave vergiler ve gözetim bedellerinin yükseltilmesi, ihtiyaç halinde de yeni tedbirlerin devreye alınması özellikle cam ev eşyası, cam elyaf, düzcam ve işlenmiş cam iş alanları için büyük önem taşıyor. Öte yandan haksız rekabet oluşturan ithalata karşı uygulanan korumacılık önlemlerinin Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında yapılan ithalat için de uygulanmasını talep ediyoruz. Çünkü mevcut DİR uygulaması özellikle beyaz eşya camı ve cam elyafı alanlarında faaliyet gösteren üreticilerimizi zor durumda bırakıyor” diye konuştu.


Kumru şöyle devam etti; “ÇCSİB olarak cam sektörünün başta Avrupa, ABD ve Orta Doğu’da olmak üzere dünya genelindeki ihracat hedeflerini gerçekleştirebilmesi için yerli üretimin haksız rekabet oluşturan ithalata karşı korunması gerektiğine inanıyoruz. Bu kapsamda ÇCSİB çatısı altında TurkishGlass markasıyla bir yandan ihracatımızı artırmak diğer yandan da sektörümüzü bu risklere karşı korumak için faaliyetlerimize devam edeceğiz.”


“ARTAN KAPASİTEMİZ ÜLKEMİZE DE DIŞ PAZARLARA DA YETER”

Bu dönem enerji tasarrufu sağlayan kaplamalı cam yatırımları ile neredeyse sıfır enerjili binalar inşa etmek için oluşturulan standart ve yönetmeliklerin uygulamaya geçmesini sağlayacakarını belirten Kumru, "Bununla birlikte güneş panellerinde maksimum verimlilik sağlayan enerji camlarının üretimi için yapılan yatırımlarla bu segmentteki üretim kapasitemizi dört katına çıkaracağız" diye konuştu.


Kumru, şunları söyledi:  "Cam ev eşyasında da Türkiye hem güçlü markaları hem de üretim ve tasarım gücüyle dünyanın en önemli oyuncusu konumundadır. Kapasitemiz, ihracat pazarlarımızı çeşitlendirmemizi ve mevcut pazarlarda derinleşmemizi sağladığı gibi ülkemizin cam ihtiyacının yüzde 100’ünü karşılamaya da yetiyor. Dolayısıyla Çin ve diğer ülkelerden ithal cam almamızı gerektirecek bir kapasite eksikliği kesinlikle söz konusu değil” dedi.