Giriş: 15.04.2024 - 08:26
Güncelleme: 15.04.2024 - 08:26
FATİH OKTAY

FATİH OKTAY


fatih@fatihoktay.com

 

ABD ve Avrupa ülkeleri, geçmişte uyguladığı yerli sanayiyi destekleme politikalarıyla büyümede öne geçti. Ancak daha sonra bu politika terk edilirken, Çin olağanüstü ilerleme kaydetti. Buna karşılık Batılı ülkelerde, teşvik ve destek politikaları yeniden devreye giriyor. 

 

Geçtiğimiz on yıllarda gözden düşmüş olan sanayi destek politikaları, başta gelişmişler olmak üzere ülke yönetimlerinin ana gündem maddesi haline geliyor. Dünya ticaret ve yatırım akışlarında büyük değişikliklere yol açma potansiyeli olan bu gelişmenin kaynağında Çin bulunuyor.

 

Bilindiği üzere ABD ve Avrupa ülkeleri ekonomik ve teknolojik gelişmelerini geçmişte uyguladıkları yerli sanayiyi koruma ve destekleme politikaları ile sağladı. Ancak bu ülke yönetimleri ve bu ortamda gelişen teoriler çerçevesinde ana akım ekonomistler, diğer ülkelerin aynı yöntemleri uygulamasına, bunların ekonomik verimsizlik ve dengesizliklere yol açtığı, kaynak israf ettiği, uygulanabilir olmadığı gibi gerekçelerle karşı çıkarak olabildiğince az devlet müdahalesi ile serbest piyasa dinamikleri içinde büyümeyi teşvik etti. ABD’nin komünizmle savaşta ekonomilerinin güçlenmesine gerek duyduğu için üzerlerinde büyük yaptırım gücü olmasına karşın göz yummasıyla Japonya, Kore, Tayvan da sanayi koruma ve destekleme politikalarıyla gelişmişler arasına katıldı. Bununla beraber 80’lerden itibaren bu politikalar gözden düşüp yerlerini serbestleşmiş mal, hizmet ve sermaye hareketleri çerçevesinde küreselleşmeye dayalı ekonomik gelişme politikalarına bırakmıştı.

 

ABD’NİN ADIMLARI

 

Bugün ise gelişmiş ülkelerde sanayi koruma ve destek politikaları oluşturma ve uygulama, yönetimlerin baş önceliği haline gelmiş bulunuyor ve bu konuda birbirleriyle yarışıyorlar. ABD Kongresi’nden 2022 ortalarında geçen ‘Çip Yasası’, ülkede entegre devre çip üretim sanayinin gelişmesi için 40 milyar dolarlık hibe ve 75 milyar dolarlık kredi ve kredi garantisi desteği öngörüyor. Bu çerçevede çip üretiminin öncü ikilisi Tayvan’ın TSMC ve Kore’nin Samsung şirketi milyarlarca dolar teşvik alarak ABD’de üretim tesisleri kuruyor. Geçtiğimiz günlerde Biden, eskiden öncüler arasında olup geriye düşen ABD’nin Intel’ine bu yasa çerçevesinde 8.5 milyar dolarlık hibe ve 11 milyar dolarlık kredi desteği açıkladı. Bu yasayla aynı zamanlarda yürürlüğe giren ‘Enflasyonu Düşürme Yasası’ ise ABD’nin yeşil sanayi alanında gelişmesini hedefliyor. Yasa esas olarak ABD’de güneş ve rüzgar gücüne dayalı enerji üretimi, elektrikli araçlar, enerjinin daha verimli kullanımı gibi yeşil teknoloji alanlarında üretimi desteklemeye yönelik olarak 400 milyar dolar dolayında kaynak sağlanmasını öngörüyor. Bu kaynakların kredi, hibe ve vergi indirimi yollarıyla doğrudan üreticilere ve kullanımı özendirerek üretilene talebi artırmak üzere tüketicilere sağlanması hedefleniyor.

 

Bir ülkede uygulanan sanayi teşvikleri yalnız o ülkeyi etkilemiyor; 

 

AB de ABD’de uygulanan bu destek politikalarının kendi şirketlerinin ABD’de üretime kayması, AB üreticilerinin ABD’li rakiplerine karşı dezavantajlı durumda kalmasından kaygılı. AB’nin açıkladığı AB Çip Yasası ve Yeşil Mutabakat Sanayi Politikası, ABD’nin sözünü ettiğimiz iki yasası gibi çip üretim sanayi ve yeşil sanayilerin gelişimi için ortam ve destek sağlamayı ve bu iki yasanın kaygı verici etkilerinden korunmayı hedefliyor. AB’de geçen yıl yürürlüğe giren ‘Yabancı Teşvikler Düzenlemesi’ de diğer ülkelerce şirketlerine verilen desteklerin AB şirketlerinin rekabet gücü üzerindeki etkisini değerlendirmek, gerektiğinde buna karşı önlem almak için bir çerçeve oluşturuyor.

 

NEREDEN NEREYE

 

Çin, 2000 yılında AB ve ABD ile benzer düzeylerde çelik üretiyordu; 2010’ların ortalarına gelindiğinde üretimi bu ikisinin toplamının 3 katı düzeyindeydi, bugün dünya üretiminin yarısından fazlasını gerçekleştiriyor. Çin, 20 sene önce dünya gemi üretiminin onda birini gerçekleştiriyordu, bugün yaklaşık yarısını. Çin’de 2000’lerin başlarında güneş enerjisini elektriğe çeviren fotovoltaik hücre üretimi yok düzeyindeydi, 10 yıl sonra dünya üretiminin yarısı gerçekleştiriliyordu, bugün yüzde 80’den fazlası. 

 

Elektrikli araç üretimi ülkede 2013 yılında ihmal edilebilir düzeydeydi, 

 

2018 yılında dünya üretiminin yüzde 50’den fazlası Çin’de gerçekleşiyordu. Çin’in bu pazarlarda payını hızla artırmasına gelişmiş ülkelerin birçok üreticisinin piyasadan silinmesi eşlik etmişti. 

 

YATIRIM YARIŞI

 

ABD ve AB’nin sanayi destek politikalarına sarılmasının ardında bu bulunuyor. Çin’de ülke yönetimince öncelikli olarak belirlenen alanlara büyük boyutlarda destek yönlendirilmesi, bu hızlı gelişim hikayelerinde tek ya da başrol olmasa da önemli bir rol oynuyor. 

 

Çin’de kamu harcamalarının yüzde 90’ı, ülkenin çok katmanlı idari yapısında yerel yönetimlerin inisiyatifinde gerçekleşiyor; yerel yönetimler ve devlet şirketleri merkezi yönetimin belirlediği öncelikli alanlarda yatırım yarışına giriyor. Bu yapı içinde sanayi desteklerinin toplam boyutunu belirlemek çok zor olsa da bir ABD düşünce kuruluşunun ihtiyatlı tahminine göre ülke GSYH’sinin yüzde 2’si düzeylerine ulaşıyor. ABD ve AB bununla yarışmaya çalışıyor.